MARCUSX
New member
Atatürk halka sorsaydı
Önceki günden başlayarak TV’leri izledikten, dünkü gazeteleri okuduktan sonra insan tek bir şey düşünüyor: “Türkiye’de rejim değişiyor.” Hatta daha da ileri gidebiliriz: “Aslında rejim değişti, şimdi alıştırma ve son rötuşlar yapılıyor.”
Artık görünen o ki, “Tehlikenin farkında mısınız?” faslını çok geride bıraktık. O gün bu söyleme gülenler şimdi “Tehlikenin farkında olsak bile ne fayda, tehlike gerçeğe dönüştü bile” diyorlar da...
Dikkat ediyor musunuz, artık hak hukuk konuşmaları bile çok azaldı. Artık “eski Türkiye-yeni Türkiye” veya “eski Cumhuriyet-yeni Cumhuriyet” söylemi revaçta.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti bir diktatörlük olarak tanımlayan, diktatörlüğün AKP iktidarına kadar sürdüğünü söyleyenler, artık bu sürecin bittiğini, demokrasi ve hukukun zafer kazandığını ileri sürüyorlar.
Artık konu Cumhuriyet, ilkeleri, devrimleri değil. Sorulan şu: “Atatürk Cumhuriyeti kurarken halka mı sordu?” Ya da “Atatürk halka sorsaydı acaba ne cevap alırdı?”
Sahi Atatürk Cumhuriyeti kurarken halka sorsaydı “Biz demokrasi istiyoruz” cevabını mı alacaktı?
Bugünün sözde liberalleri, ama özünde faşistleri, adeta kudurmuş gibi Atatürk’e, devrimlerine, Cumhuriyet’e, Türkiye’ye saldırıp, tüm değerleri ayaklar altına alıp, çağdaş, olumlu, iyi, geleceğe açık her şeyi karalarken adeta bir zafer sarhoşluğu yaşıyorlar.
Atatürk’ün “kul” olan bir milleti “vatandaş” yapabilmek için verdiği mücadeleyi yok sayanlar, şimdi hiç çekinmeden “Türkiye’de rejimin değiştiğinin” müjdesini(!) veriyorlar.
Artık rejimin değiştiğine o kadar inanıldı ki, TV ekranlarından “Anayasa’nın ikinci maddesi değişmezse ne demokrasi ne hukuk gelebilir” diye bağıranlar bile fark edilmiyor.
Anayasa’nın ikinci maddesi aynen şöyle: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Anayasa’nın ikinci maddesini bile değiştirmeyi göze alan bir zihniyet bugün ülkenin kaderini belirliyor. Bunda payı olan herkesin artık çok iyi düşünmesi gerekir.
CAN ATAKLI
Önceki günden başlayarak TV’leri izledikten, dünkü gazeteleri okuduktan sonra insan tek bir şey düşünüyor: “Türkiye’de rejim değişiyor.” Hatta daha da ileri gidebiliriz: “Aslında rejim değişti, şimdi alıştırma ve son rötuşlar yapılıyor.”
Artık görünen o ki, “Tehlikenin farkında mısınız?” faslını çok geride bıraktık. O gün bu söyleme gülenler şimdi “Tehlikenin farkında olsak bile ne fayda, tehlike gerçeğe dönüştü bile” diyorlar da...
Dikkat ediyor musunuz, artık hak hukuk konuşmaları bile çok azaldı. Artık “eski Türkiye-yeni Türkiye” veya “eski Cumhuriyet-yeni Cumhuriyet” söylemi revaçta.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti bir diktatörlük olarak tanımlayan, diktatörlüğün AKP iktidarına kadar sürdüğünü söyleyenler, artık bu sürecin bittiğini, demokrasi ve hukukun zafer kazandığını ileri sürüyorlar.
Artık konu Cumhuriyet, ilkeleri, devrimleri değil. Sorulan şu: “Atatürk Cumhuriyeti kurarken halka mı sordu?” Ya da “Atatürk halka sorsaydı acaba ne cevap alırdı?”
Sahi Atatürk Cumhuriyeti kurarken halka sorsaydı “Biz demokrasi istiyoruz” cevabını mı alacaktı?
Bugünün sözde liberalleri, ama özünde faşistleri, adeta kudurmuş gibi Atatürk’e, devrimlerine, Cumhuriyet’e, Türkiye’ye saldırıp, tüm değerleri ayaklar altına alıp, çağdaş, olumlu, iyi, geleceğe açık her şeyi karalarken adeta bir zafer sarhoşluğu yaşıyorlar.
Atatürk’ün “kul” olan bir milleti “vatandaş” yapabilmek için verdiği mücadeleyi yok sayanlar, şimdi hiç çekinmeden “Türkiye’de rejimin değiştiğinin” müjdesini(!) veriyorlar.
Artık rejimin değiştiğine o kadar inanıldı ki, TV ekranlarından “Anayasa’nın ikinci maddesi değişmezse ne demokrasi ne hukuk gelebilir” diye bağıranlar bile fark edilmiyor.
Anayasa’nın ikinci maddesi aynen şöyle: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Anayasa’nın ikinci maddesini bile değiştirmeyi göze alan bir zihniyet bugün ülkenin kaderini belirliyor. Bunda payı olan herkesin artık çok iyi düşünmesi gerekir.
CAN ATAKLI