Atatürk ün Soy Ağacı

HAKAN

YalnıZ Kurt
Katılım
12 Şub 2009
Mesajlar
1,922
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kürşat'ın narasıyla indik Tanrı Dağı'ndanruhumuzu
Ataturk1.jpg

atanindedesnnevqk0.jpg

ATATÜRK’ÜN SOY KÜTÜĞÜ


ATATÜRK’ÜN KENDİSİNİ TANIMLAMASI:
(1)”Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklükten başka bir şey değildir.”
“Bana, insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek fevkaladelik, Türk olarak dünyaya gelmemdir.”
(Bozkurt, Mahmut Esat; Yakınlarından Hatıralar, Sel Yayınları, İst., 1955, s.95)
(2) Bir İngiliz’in “siz hangi asil ailedensiniz?” sorusuna verdiği yanıt:
“Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Teodoz, İtalya Yarımadasına inmek isteyen Türk Atilla’ya barış görüşmesinden önce sormuş: ‘Siz hangi asil ailedensiniz?’ Atilla’da ona cevap vermiş: ‘Ben asil bir milletin evladıyım!’ işte benim cevabımda size budur!”
(Egeli, Münir Hayri; Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar, İst., 1959, s.15)
(3)” Türk, Türk olduğu için asildir… çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.”
(Ünaydın, Ruşen Eşref; Atatürk Tarih ve Dil Kurumları (Hatıralar), TDK. Yayını. Ank., 1954, s.549)
(4)“… Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım (dır)” (Egeli, Münir Hayri, s.699

(5)“Millî mevcudiyetimize düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı…’Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!’ diyelim”
( Faik Reşit Unat’ın “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” Türk Dili Dergisi, Sayı 146, 1963 makalesinden aktaran Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Ank., 1984, s.171-173)
(6)” Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır…”
(Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. II. derleyen Nimet Unan, Türk İnk. Tarihi Ens.yayını, Ank.,1959,s.143)
(7) Zübeyde Hanım’ın soyu Yörük’tür. Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği’nin yıkılmasından sonra (1466), Balkanlar’da fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir. Konya bölgesinden geldikleri için bunlar, “Konyarlar” ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve böyle anılmıştır.
Aile, Vodina sancağının Sarıgöl nahiyesine yerleştirilir. Zübeyde’nin babası Sofi-zade Seyfullah Ağa, Selanik yakınlarındaki Lankaza’ya göçer ve bir çiftlik sahibi olur. Ve Zübeyde Hanım 1857′de burada doğar. Annesi, babasının üçüncü eşi Ayşe Hanım’dır.
(Güler, Ali; Atatürk Soyu, Ailesi ve Öğrenim Hayatı, Ank.1999, s.40-46 - Göksel, Burhan; Atatürk’ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma, Kültür Bak. Yay., Ank.1994, s.7)
(8) M. Kemal’in kız kardeşi Makbule Hanım (1885-1956):
“Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük’tür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz” diyor ve atalarından bazılarının da sonradan tekrar Konya’ya geri döndüğünü de şöyle açıklıyor: “Dedem Feyzullah Efendi’nin büyük amcası Konya’ya gitmiş, Mevlevi dergahına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak.”
(Güler, Ali; Atatürk Soyu, Ailesi ve Öğrenim Hayatı, Ank.1999, s.46)
(9) Makbule Hanım Yörüklük için şunları söylüyor:
“…Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk’e “Yörük nedir?” diye sordum. Ağabeyim de bana ‘Yürüyen Türkler’ dedi.”
(Şapolyo, Enver Behnan, Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi, İst.,1958, s.33,23- aktaran Güler, Ali s.45)

(10)Yörük ile Türkmen eş anlamlıdır. Atatürk, soyunu açıklarken bunu da vurgular:
“…. Benim atalarım Anadolu’dan Rumeli’ye gelmiş Yörük Türkmenler’dendir.”
(E.B.Şapolyo, a.g.e.den aktaran Güler, Ali a.g.e. s.27, 28)


Mustafa Kemal Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi (1841-1888).
Ali Rıza Efendi 1841 yılında Selanik’te doğdu. Söke’den Selanik’e yerleşmiş Türkmenlerden “Kırmızı Hafız” lakaplı Ahmet Efendinin oğludur. İlkokulu Abdi Hafız Mahalle Mektebinde okudu. Selanik’te Evkaf İdaresinde katiplik, sonrada Gümrük Muhafaza Teşkilatında memurluk yaptı. Memurluğu sırasında, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızı Zübeyde Hanımla evlendi.
1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti yapmaya başladı. Zübeyde Hanım’dan beş çocuğu oldu. Çocuklarından Naciye, Ömer ve Fatma fazla yaşamadı. Sadece Mustafa ve Makbule hayatlarına devam edebildi. Ali Rıza Efendi, 1888 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada, rahatsızlandı ve öldü.

Atatürk ve Ailesi
Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik’te doğdu. Orta Anadolu’dan göç ederek, Selanik’in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik’te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer’i daha küçükken kaybetti. 1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa’nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk’ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey’le evlendi. Kızlarından Naciye de çok yaşamadı.
Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, kızı Makbule ile birlikte Selanik’ten göç etti ve İstanbul’a gelerek Beşiktaş-Akaretler’de bir eve yerleşti. Milli Mücadele yıllarında Ankara’ya gelen Zübeyde Hanım, 1919′da ayrılmak zorunda kaldığı oğlunu, yıllar sonra Ankara’da Devlet Başkanı olarak gördü. 14 Ocak 1923′te tedavi amacıyla gittiği İzmir’de 66 yaşında vefat etti.
Kızkardeşi Makbule Atadan
Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi olan Makbule Atadan, 1887 yılında Selanik’te doğdu. Balkan Savaşlarından sonra, annesi Zübeyde Hanım’la birlikte Selanik’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşti. Cumhuriyet’in ilanından sonra ağabeyinin isteği üzerine, annesiyle birlikte Ankara’ya geldi. Bir süre Atatürk’ün yanında kalan Makbule Atadan, daha sonra Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi için yaptırılan Çamlı Köşke yerleşti.
1930′da Atatürk’ün isteğiyle Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına giren Makbule Hanım birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi ve 1935′de milletvekili Mecdi Boysan ile evlendi. Makbule Atadan’ın ağabeyi Atatürk ile ilgili anıları “Büyük Kardeşim Atatürk (1952)” ve “Ağabeyim Mustafa Kemal (1952)” adlarıyla yayımlandı. 1956 yılında 69 yaşında öldü.

133138hg.gif

"Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklükten
başka bir şey değildir." Atatürk


Yörük ile Türkmen eş anlamlıdır. Atatürk, soyunu
açıklarken bunu da vurgular:

".... Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük
Türkmenler'dendir."

Sultan Murat Hüdavengidar zamanında başlamak üzere,
bütün Türk Devleti padişahlık döneminde, Rumeli'yi
Balkanlar'ı ve Avrupa'yı Türkleştirmek için soyunda ve
sopunda hiçbir karışım olmayan Türk ailelerinden oluşan
özel güçleri buralara göndermişlerdir. Bu göçlerin
büyük çoğunluğu Oğuz Türkleri, Müslüman
Oğuzların Yörük Türkmen boylarından gönderilen
aileler teşkil ermektedir. Müslüman Oğuzların,
Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya ve
Aydın yöresine yerleşmiş bulunan isimler, teker teker
yazılı bulunmaktadır. Buradaki, 950 tarih ve 82 numaralı l
yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı
defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin
isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır. Bunların
Müslüman Oğuz Türk'ü Yörük Türkmen
boylarından oluşan ailelerinin kimler olduğunu kayıtlarda
belirtmektedir. İşte bu kayıtlarda, Ulu Önder Atatürk'ün
atalarının, Anadolu'dan Konya ve Aydın yöresinden geldiği
yazılmaktadır. Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye
gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin derbei bala sancağına
bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan
Hafız Ahmet Alüş Efendi derlerdi.Kocacı k Nahiyesinin tamamen
Türk'tür. Atatürk kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden
olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Hafız Ahmet Efendi'nin
saçları kırmızı olduğu için adına
"Kırmızı Hafız Efendi" derlerdi. Ulu Önder
Atatürk'ün dedesi kırmızı Hafız Efendi kocacık
Nahiyesinde ilkokul eğitmenliği yapmakta idi. Atatürk'ün
babası Ali Rıza Efendi de bu kocacık nahiyesinde dünyaya
geldi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendiye Alüş Efendi
derlerdi. Kocacık nahiyesi tamamen Türk'tü. Burada
yerleşenlerin çoğu Aydın ve Konya yöresinden gelen
Türklerdir. Hatta bu aileler Yörük Türkmenleridir. Bu
Yörük Türkmenlerinin Tanrıdağı ve Karagöz olduğu
yukarıda adı geçen il yazıcı defterinde kayıtlı
bulunmaktadır. Keza yine belgelerde Aktan ve naldöken
Yörüklerinde buralarda bulunduğu yazılmaktadır.
Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri
ünvanı verildiği yazılmaktadır. Bu Türklere miri,
Yörülen Türkmenlerden denilmekteydi. Ulu Önder Atatürk
özbe öz Türk olup, Konya ve aydın yörelerinden gitme
çok asil bir ailenin evladıdır. Annesi Zübeyde
Hanımefendi'nin babası aydından Selanik'e gitme çok asil bir
ailenin evladıdır. Annesi Zübeyde Hanımefendi'nin babası
Aydınlıdır.

·Bu bilgiler Başbakanlık Eski Müşaviri Şecaattin
Zenginoğlu'nun "Bilgi Çağındaki Türk Gençliğinin
Yükselen Sesi-1999" isimli kitabından alınmıştır.


Zübeyde Hanım'ın babasını, kocası Ali Rıza
Efendi'yi ve Ali Rıza'nın babası Kızıl Hafız Ahmet
Bey'i de tanıyan Selanik doğumlu Aydın Milletvekili Hasan
Tahsin San (1865-1951) şu bilgileri verir: " Atatürk'ün
validesi, Zübeyde Hanım, Sofu-zade ailesinden Fethullah
Ağa'nın kızıdır. Selanik'te doğmuştur. Bu aile
bundan 130 sene evvel (1800'lü yılların başı oluyor.)
Sarıgöl'den Selanik'e gelmişlerdir. Vodina sancağının
batısında Sarıgöl nahiyesinde onaltı köyden ibaret
olan bu nahiye ailesi, Makedonya ve Teselya'nın fethinden sonra Konya
civarı ahalisinden Osmanlı hükümetinin sevk ve iskan
ettirdiği Türkmenlerdendir. Son zamanlara kadar beş asır
müddet içinde hayat tarzlarını, kılık-kıyafetlerini
değiştirmemişlerdi." Bir yabancı yazar da Atatürk'ün
annesi hakkında edindiği bilgileri şöyle
aktarıyor:"Mustafa'nın babası Ali Rıza Efendi, anası da
Zübeyde Hanım'dı. Zübeyde Hanım... sarışındı;
düzgün, beyaz bir teni, derin ama berrak, açık mavi gözleri
vardı. Ailesi Selanik'in batısında Arnavutluk'a doğru, sert
ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü
göller bölgesinden geliyordu. Burası, Türklerin
Makedonya'yı ve Teselya'yı almalarından sonra Anadolu'nun
göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu
yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk
kabilelerinin torunları olan ve hala Toros Dağlarında
özgür yaşamlarını sürdüren sarışın
Yörükler'in kanını taşıdığını düşünmekten
hoşlanırdı. Mustafa da annesine çekmişti; saçları
onun gibi sarı, gözleri onun gibi maviydi." Zübeyde
Hanım'ın kendi ifadesi; oğlunun, kızının, kendisini
tanıyanların ve de konu üzerinde çalışanların ortak
ifadesi; Zübeyde Hanım'ın Yörük-Türkmen olduğudur.
Yani Zübeyde Türk'tür.
MUSTAFA KEMAL'İN BABASI YÖRÜK TÜRKMEN `DİR.
Mustafa Kemal'in baba soyu, Aydın/ Söke'den gelerek Manastır
vilayetine yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza
Yörükleri)"ndendir. Ali Rıza Efendi, Manastır'ın Debre-i
Bala sancağına bağlı Kocacık'ta dünyaya
gelmiştir(1839) . Aile sonradan Selanik'e göçmüştür.
Babası İlkokul öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir.
Amcası, Kızıl Hafız Mehmet Efendi'dir. Taşıdıkları
"Kızıl" lakabı ve yerleştikleri yere "Kocacık" denmesi;
Ali Rıza Efendi'nin soyunun, Anadolu'nun da Türkleşmesinde
katkısı olan " Kızıl-Oğuz" yahut "Kocacık
Yörükleri-Türkmenleri"nden geldiğini göstermektedir. Anne
soyunda olduğu gibi baba soyunda da en sağlam bilgiler önce
Atatürk'ün, annesinin, kardeşinin anlattıkları; sonra
çevrelerinin aktardıklarıdır.
Makbule Hanım;
"Babam Ali Rıza Efendi, Selanik'lidir. Kendileri Yörük
sülalesindendir." Atatürk:
"... Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük
Türkmenler'dendir."M. Kemal'in Selanik'te mahalle ve okul
arkadaşı, Kütahya Milletvekillerinden Mehmet Somer (1882-1950):
"Atatürk'ün ataları hakkında benim bildiğim şunlar:
Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır vilayetinin
Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık nahiyesine
yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in ihtiyarlarından
duymuştum. Kocacık'lıların hepsi öz Türkçe
konuşurlar. İri yapılı adamlardır. Bunların hepsi
Yörük'tür... Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerine
benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır." 10
Kasım 1993'te Milliyet gazetesi "Ata'nın Soy Kütüğü" isimli
bir yazı yayımlar. Gazeteci Altan Araslı, Kocacık
köyüne giderek bir araştırma yapar ve köylülerle
konuşur. Kocacıklı Numan Kartal'ın aktardıkları:
"Ali Rıza Efendi, Manastır vilayetinin Debre-i Bala sancağına
bağlı Kocacık'ta dünyaya gelir. Kocacık'ın nüfusu
tamamen Türk'tür. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan
geldiler. Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen
boyundanız."

Ataturk1.jpg
 
ATATÜRKÜN EN ANLAMLI SÖZLERİNDEN BİRİ

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
 
Bu doğru haber için çok teşekkür ediyorum...
 
Geri
Üst