S
SiR ReaLiST
Guest
Bu yazının katalizörü de Ruben de la Red esasında. Kral kupası karşılaşmasında yere yığılıp bayılan futbolcunun şu sıralarda futbol hayatının bitmek üzere olduğu konuşulanlar arasında.
Sanıyorum bu satırları okuyan çoğu kişi "keşke her gün güzel bir futbol maçı izlesek" diyenlerden. Keza bende öyle düşünüyorum. Fakat bu duruma bir de icra edenlerin gözlerinden bakalım. Profesyonel futbolcular her ne kadar mesleklerini icra ediyor olsalar da, yaptıkları işin özü eğlence aslında. Peki bu ‘eğlence' zaman zaman neden hüzne dönüşüyor?
Bu yazının katalizörü de Ruben de la Red esasında. Kral kupası karşılaşmasında yere yığılıp bayılan futbolcunun şu sıralarda futbol hayatının bitmek üzere olduğu konuşulanlar arasında. Henüz 23 yaşında, futbolunun baharında hem de Dünya'nın en ünlü kulüplerinden birinde forma giyen biri için son derece üzücü bir durum.
Şimdi asıl soruya gelelim. Neden müsabaka esnasında rahatsızlanan ya da ölen futbolcuların sayısında son yıllarda bu denli artış oldu? 2000'lerden önce yeşil sahalarda hayatını kaybeden futbolcuların sayısı, 2000 yılından sonra yaşamını yitirenlerin yarısından daha az!
Kamerunlu Vivien Foe'nin, Kolombiya ile oynanan Konfederasyon Kupası yarı final karşılaşmasında hayatını kaybetmesi hala gözlerimin önünde. Sevilla'nın sol kanat oyuncusu Puerta, Benfica'nın forveti Miklos Feher,henüz 17 yaşındaki Nijeryalı John Ikoroma ,Brezilyalı Lima Junior ve Serginho.. Lima Junior' hariç hepsinin kaderi maalesef kalp krizi. Söz konusu olan rahatsızlık ve ölümlere ligimizde de rastlanılmıştı pek üstünde durulmasa da. Manisasporlu Meduna vakası mesela.
2008/2009 sezonu da böyle başladı aslında. Önce Ümit Özat yüreğimizi ağzımıza getirdi, şimdi De la Red. Yaptığım araştırmada fark ettiğim ince bir detay ise hayatını kaybeden futbolcuların çoğunun siyahi olması.
Son yıllarda buna bağlı ölümlerin artmasının sebebi ortada aslında. Fikstür. Mutlaka futbolcularda makine değil, hastalıkları, rahatsızlanmaları doğal. Bu hastalıklar sezon öncesi yapılan testlerde belli olmayabilir. Fakat son 8 yılda bu denli artması ne derece doğal? FIFA ve UEFA'nın sineğin yağını çıkartma girişimlerinin kazalarla sonuçlanmasından hala akıllanmamış olmaları bu ölümlerin sürekliliğini sağlıyor.
Daha fazla turnuva demek, daha fazla izleyici ve buna bağlı olarak sponsor ve para demek tabiî ki. 2008 takvimine bir göz atalım. Major ligler, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, Lokal Turnuvalar, EURO 2008, Afrika Uluslar Kupası, Pekin Olimpiyatı… Böyle bir organizasyonlar deryasında "patronların" ellerini ovuşturup gelsin paralar modunda beklediğini hayal edebiliyorum. Her zaman transfer kavgalarında "futbolcunun yanındayız, futbolcuların avukatıyız" diyen UEFA bu söylemlerinde ne derece inandırıcı?
Bu hastalık ve ölümleri durdurmak tabi ki futbol patronlarının elinde değil. Ama verecekleri kararlar, alacakları basit önlemlerle bu üzücü olayların en aza indirgenmesine ön ayak olabilirler, artmasına sebep oldukları gibi.
NTVSPOR
2 Kasım 2008 Pazar

Sanıyorum bu satırları okuyan çoğu kişi "keşke her gün güzel bir futbol maçı izlesek" diyenlerden. Keza bende öyle düşünüyorum. Fakat bu duruma bir de icra edenlerin gözlerinden bakalım. Profesyonel futbolcular her ne kadar mesleklerini icra ediyor olsalar da, yaptıkları işin özü eğlence aslında. Peki bu ‘eğlence' zaman zaman neden hüzne dönüşüyor?
Bu yazının katalizörü de Ruben de la Red esasında. Kral kupası karşılaşmasında yere yığılıp bayılan futbolcunun şu sıralarda futbol hayatının bitmek üzere olduğu konuşulanlar arasında. Henüz 23 yaşında, futbolunun baharında hem de Dünya'nın en ünlü kulüplerinden birinde forma giyen biri için son derece üzücü bir durum.
Şimdi asıl soruya gelelim. Neden müsabaka esnasında rahatsızlanan ya da ölen futbolcuların sayısında son yıllarda bu denli artış oldu? 2000'lerden önce yeşil sahalarda hayatını kaybeden futbolcuların sayısı, 2000 yılından sonra yaşamını yitirenlerin yarısından daha az!
Kamerunlu Vivien Foe'nin, Kolombiya ile oynanan Konfederasyon Kupası yarı final karşılaşmasında hayatını kaybetmesi hala gözlerimin önünde. Sevilla'nın sol kanat oyuncusu Puerta, Benfica'nın forveti Miklos Feher,henüz 17 yaşındaki Nijeryalı John Ikoroma ,Brezilyalı Lima Junior ve Serginho.. Lima Junior' hariç hepsinin kaderi maalesef kalp krizi. Söz konusu olan rahatsızlık ve ölümlere ligimizde de rastlanılmıştı pek üstünde durulmasa da. Manisasporlu Meduna vakası mesela.
2008/2009 sezonu da böyle başladı aslında. Önce Ümit Özat yüreğimizi ağzımıza getirdi, şimdi De la Red. Yaptığım araştırmada fark ettiğim ince bir detay ise hayatını kaybeden futbolcuların çoğunun siyahi olması.
Son yıllarda buna bağlı ölümlerin artmasının sebebi ortada aslında. Fikstür. Mutlaka futbolcularda makine değil, hastalıkları, rahatsızlanmaları doğal. Bu hastalıklar sezon öncesi yapılan testlerde belli olmayabilir. Fakat son 8 yılda bu denli artması ne derece doğal? FIFA ve UEFA'nın sineğin yağını çıkartma girişimlerinin kazalarla sonuçlanmasından hala akıllanmamış olmaları bu ölümlerin sürekliliğini sağlıyor.
Daha fazla turnuva demek, daha fazla izleyici ve buna bağlı olarak sponsor ve para demek tabiî ki. 2008 takvimine bir göz atalım. Major ligler, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, Lokal Turnuvalar, EURO 2008, Afrika Uluslar Kupası, Pekin Olimpiyatı… Böyle bir organizasyonlar deryasında "patronların" ellerini ovuşturup gelsin paralar modunda beklediğini hayal edebiliyorum. Her zaman transfer kavgalarında "futbolcunun yanındayız, futbolcuların avukatıyız" diyen UEFA bu söylemlerinde ne derece inandırıcı?
Bu hastalık ve ölümleri durdurmak tabi ki futbol patronlarının elinde değil. Ama verecekleri kararlar, alacakları basit önlemlerle bu üzücü olayların en aza indirgenmesine ön ayak olabilirler, artmasına sebep oldukları gibi.
NTVSPOR
2 Kasım 2008 Pazar