Askere Saldıranları İyi Tanımalıyız
Batuhan Çolak/HaberDokuz
Son günlerde bir takım medya organlarında sürekli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılmaya çalışıldığı ve bu kapsamda amaçlı yayınlar yapıldığını görmekteyiz.
Şahısları hedef alarak, kurumları yıpratma çabası, Türkiye’nin giderek hantallaşan bürokratik yapısını daha da çıkmaza sürüklemektedir. Öyle ki gelinen noktada; icraatlarının tartışılmadığı bir kurum yok gibidir. Anayasa Mahkemesi, TSK, Danıştay, Yargıtay, Bakanlıklar v.s. örneklerde olduğu gibi…
Hiç şüphe yok ki söz konusu kurumlar arasında aleyhte en çok haber yapılanı, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Özellikle bölücü terör örgütüne yönelik operasyonların yoğunluk kazandığı dönemlerde yapılan bu taraflı haberler, ileriki yıllarda Türk Basın Tarihi açısından ayrı bir inceleme konusu olabilecek niteliktedir.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasından itibaren hız kazanan bu yayınlar, Büyükanıt’ın Genelkurmay başkanlığı arifesinde hız kazanmış, şu anki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı’na sayılı günler kala zirve noktasına ulaşmıştır.
Genelkurmay Başkanlığı’nın mevcudiyetteki en güçlü adayı olan Org. İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı’nda çekilen fotoğrafları, Taraf gazetesinin Dağlıca Baskını ile ilgili ortaya attığı iddialar, yine Taraf Gazetesi’nin ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gizli eylem planı’ şeklinde lanse ettiği haberleri yayınlanması hiç kuşku yok ki Psikolojik bir harekatın parçası niteliğindedir. TSK’ ya yönelik bu tarz psikolojik harekatlar neticesinde, terörle mücadele de en önemli kalkan olan moral, birliktelik ve güven duygularında önemli bir sarsıntı yaşanması hedeflenmektedir.
Terörle mücadelede psikolojik üstünlüğün askeri açıdan, azami düzeye ulaştığı böylesi bir süreçte, doğrudan doğruya TSK’yı hedef alan yayınların yoğunluk kazanması kafalarda soru işaretleri oluşturmaktadır.
TSK’ya aleyhinde yayın yapanların başında gelen Taraf Gazetesi’nin yayın politikasını incelediğimizde, geçmişte de marjinal çıkışlarda bulunduğunu ve bu kapsamda ilk kürtçe manşeti atarak büyük tepki çektiğini çok iyi hatırlıyoruz. Fakat gazetenin yayın politikasındaki en çarpıcı nokta PKK terör örgütü ile ilgili yaptığı haberlerini incelediğimizde ortaya çıkmaktadır. Gazetenin terör örgütü ile ilgili haberlerinin hiçbirinde “terör örgütü PKK, bölücü terör örgütü PKK, PKK’lı teröristler” şeklinde ifadeler kullanmadığı görülmektedir. Sadece resmi kurumların basın açıklamalarından alınan bölümlerde ‘terör örgütü’ ifadesi göze çarpmaktadır. Bu durum da, gazetenin haber dilinden ziyade, söz konusu kurumların bakış açısını yansıtmaktadır.
Tüm bu anlattıklarımızdan şunu çıkarabiliriz; “Taraf Gazetesi, her nedense PKK’yı, terör örgütü olarak nitelendirmekten kaçınır bir haber dili kullanmakta, fakat söz konusu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda oldukça sert bir üslup takınmaktadır.” [1]
***
27 Haziran 2008 günü Eğitim-Sen’in Van Şubesi’ne yapılan baskında bir odanın tamamen PKK için ayrıldığı ve 18 üniversite öğrencisinin sürekli olarak burada çalıştığı saptanmıştır. Eğitim-Sen’in Van Şubesi’ne üye olan bir çok öğretmenin de bu durumdan haberdar olduğu ve herhangi bir tepki göstermedikleri haber bültenlerinde ‘sıcak gelişme’ olarak duyuruldu.[2]
İşte böylesi önemli bir olayı, her ne hikmetse TSK’ya saldıran ve yaptığı yayınlarla kafalarda soru işaretleri oluşturan bir çok gazete ve internet sitesi görmezden gelmiştir. Taraf Gazetesi ise bu önemli olaya hiçbir şekilde yer vermemiştir.
Sonuç olarak, TSK’ya yönelik aleyhte yayın yapmayı, salt yayın politikası haline getiren yayın organlarını basitçe incelediğimizde, terör örgütüne ve onun bölücü alt yapılanmalarına göstermedikleri tepkiyi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gösterdiklerini görmekteyiz.
Bu yüzden son günlerde anti-militarist, demokrasi söylemleriyle ‘aydın’ olarak nitelendirilen bir kesim ile bu kesimin yayın organlarının oluşturduğu kamuoyu iyi irdelenmeli, soyut olaylarla Türkiye gündemi oluşturulmamalı, somut gerçeklere göre habercilik yapılmalıdır.
Bu bağlamda da Terörle mücadelede en önemli kurum olan TSK’nın yıpratılması sadece bölücü terör örgütünün ve onun destekçilerinin işine geleceği unutulmamalıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Dileyen okuyucularımız www.taraf.com.tr adresinden Taraf Gazetesi’nin internet sitesine ulaşabilir ve gazetenin terör örgütü ile alakalı yaptığı haberlerdeki ifadeleri inceleyebilirler.
[2] 27 Haziran 2008 tarihli Star Ana Haber Bülteni’nde Uğur Dündar’ın Van’daki Star Haber Muhabirinden aldığı bilgiler…
haber kaynağı: http://www.haberdokuz.com/batuhan-colak/askere-saldiranlari-iyi-tanimaliyiz.html
Batuhan Çolak/HaberDokuz
Son günlerde bir takım medya organlarında sürekli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılmaya çalışıldığı ve bu kapsamda amaçlı yayınlar yapıldığını görmekteyiz.
Şahısları hedef alarak, kurumları yıpratma çabası, Türkiye’nin giderek hantallaşan bürokratik yapısını daha da çıkmaza sürüklemektedir. Öyle ki gelinen noktada; icraatlarının tartışılmadığı bir kurum yok gibidir. Anayasa Mahkemesi, TSK, Danıştay, Yargıtay, Bakanlıklar v.s. örneklerde olduğu gibi…
Hiç şüphe yok ki söz konusu kurumlar arasında aleyhte en çok haber yapılanı, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Özellikle bölücü terör örgütüne yönelik operasyonların yoğunluk kazandığı dönemlerde yapılan bu taraflı haberler, ileriki yıllarda Türk Basın Tarihi açısından ayrı bir inceleme konusu olabilecek niteliktedir.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasından itibaren hız kazanan bu yayınlar, Büyükanıt’ın Genelkurmay başkanlığı arifesinde hız kazanmış, şu anki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı’na sayılı günler kala zirve noktasına ulaşmıştır.
Genelkurmay Başkanlığı’nın mevcudiyetteki en güçlü adayı olan Org. İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı’nda çekilen fotoğrafları, Taraf gazetesinin Dağlıca Baskını ile ilgili ortaya attığı iddialar, yine Taraf Gazetesi’nin ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gizli eylem planı’ şeklinde lanse ettiği haberleri yayınlanması hiç kuşku yok ki Psikolojik bir harekatın parçası niteliğindedir. TSK’ ya yönelik bu tarz psikolojik harekatlar neticesinde, terörle mücadele de en önemli kalkan olan moral, birliktelik ve güven duygularında önemli bir sarsıntı yaşanması hedeflenmektedir.
Terörle mücadelede psikolojik üstünlüğün askeri açıdan, azami düzeye ulaştığı böylesi bir süreçte, doğrudan doğruya TSK’yı hedef alan yayınların yoğunluk kazanması kafalarda soru işaretleri oluşturmaktadır.
TSK’ya aleyhinde yayın yapanların başında gelen Taraf Gazetesi’nin yayın politikasını incelediğimizde, geçmişte de marjinal çıkışlarda bulunduğunu ve bu kapsamda ilk kürtçe manşeti atarak büyük tepki çektiğini çok iyi hatırlıyoruz. Fakat gazetenin yayın politikasındaki en çarpıcı nokta PKK terör örgütü ile ilgili yaptığı haberlerini incelediğimizde ortaya çıkmaktadır. Gazetenin terör örgütü ile ilgili haberlerinin hiçbirinde “terör örgütü PKK, bölücü terör örgütü PKK, PKK’lı teröristler” şeklinde ifadeler kullanmadığı görülmektedir. Sadece resmi kurumların basın açıklamalarından alınan bölümlerde ‘terör örgütü’ ifadesi göze çarpmaktadır. Bu durum da, gazetenin haber dilinden ziyade, söz konusu kurumların bakış açısını yansıtmaktadır.
Tüm bu anlattıklarımızdan şunu çıkarabiliriz; “Taraf Gazetesi, her nedense PKK’yı, terör örgütü olarak nitelendirmekten kaçınır bir haber dili kullanmakta, fakat söz konusu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda oldukça sert bir üslup takınmaktadır.” [1]
***
27 Haziran 2008 günü Eğitim-Sen’in Van Şubesi’ne yapılan baskında bir odanın tamamen PKK için ayrıldığı ve 18 üniversite öğrencisinin sürekli olarak burada çalıştığı saptanmıştır. Eğitim-Sen’in Van Şubesi’ne üye olan bir çok öğretmenin de bu durumdan haberdar olduğu ve herhangi bir tepki göstermedikleri haber bültenlerinde ‘sıcak gelişme’ olarak duyuruldu.[2]
İşte böylesi önemli bir olayı, her ne hikmetse TSK’ya saldıran ve yaptığı yayınlarla kafalarda soru işaretleri oluşturan bir çok gazete ve internet sitesi görmezden gelmiştir. Taraf Gazetesi ise bu önemli olaya hiçbir şekilde yer vermemiştir.
Sonuç olarak, TSK’ya yönelik aleyhte yayın yapmayı, salt yayın politikası haline getiren yayın organlarını basitçe incelediğimizde, terör örgütüne ve onun bölücü alt yapılanmalarına göstermedikleri tepkiyi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gösterdiklerini görmekteyiz.
Bu yüzden son günlerde anti-militarist, demokrasi söylemleriyle ‘aydın’ olarak nitelendirilen bir kesim ile bu kesimin yayın organlarının oluşturduğu kamuoyu iyi irdelenmeli, soyut olaylarla Türkiye gündemi oluşturulmamalı, somut gerçeklere göre habercilik yapılmalıdır.
Bu bağlamda da Terörle mücadelede en önemli kurum olan TSK’nın yıpratılması sadece bölücü terör örgütünün ve onun destekçilerinin işine geleceği unutulmamalıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Dileyen okuyucularımız www.taraf.com.tr adresinden Taraf Gazetesi’nin internet sitesine ulaşabilir ve gazetenin terör örgütü ile alakalı yaptığı haberlerdeki ifadeleri inceleyebilirler.
[2] 27 Haziran 2008 tarihli Star Ana Haber Bülteni’nde Uğur Dündar’ın Van’daki Star Haber Muhabirinden aldığı bilgiler…
haber kaynağı: http://www.haberdokuz.com/batuhan-colak/askere-saldiranlari-iyi-tanimaliyiz.html