Efsane’ye göre 250 yılları civarında Dakyus (Dakyanus veya Decius)
adlı bir kral’ın yönettiği putperest bir ülkede 7 genç Hristiyanlık’la suçlanır.
İnançlarını değiştirmeleri için bir süre verilir fakat, onlar dünyevi
eşyalarını bırakıp dağa ibadet etmeye giderler.
Putperestliğe karşı bu tavrı gören kral öldürülmelerini emreder.
Gençler ve köpekleri
mağaraya sığınırlar. Kral mağaranın girişine duvar örülmesini emreder.
Yedi Uyurlar yıllarca burada kalırlar.
Yıllar sonra,
(genelde 379-390 yılları) ağıl yapmak isteyen bir çiftçi mağara
girişini açar ve Yedi Uyurlar’la karşılaşır.
Şehir’de haçlı bir sürü bina görüp hayrete düşerler. Dakyus zamanında
kalan altınları harcamaya çalıştıkları
zaman Psikopos’un karşısına çıkarılırlar. Hikayelerini dinleyen
psikopos bunun bir mucize olduğunu söyler.
Bunlar Hristiyanlıkta malta, Malchus, Martinianus, Dionysius,
Joannes, Serapion, ve Constantinus adındaki azizlerdir.
Başka kaynaklar başka isimler verir. Efsanenin bu sürümü
ise Kuran’da ki Kehf suresinde(19. sure)
anlatılanlara benzemektedir. Bahsi geçen kişiler Philedelphia
(Bugün Ürdün’deki Amman şehri) şehrinin
soylularıdır. Liderleri Maximillian (Yemliha), o sırada
şehri ziyaret eden Roma İmparatoru
“Haderanius” (Hadrian)’a başkaldırır ve put tanrıları inkar ederek
sadece Nuh’un, Musa’nun, İbrahim’in ve İsa’nın
Tanrı’sının tapılamaya değer olduğunu söyler. İmparator idam
edilmelerini emreder. Kapatıldıkları zindandan
kaçarlar ve sığınacakları bir mağara bulurlar. Yedisi ve bir köpek
(Kitmir veya Kıtmir) mağarada uyuya kalırlar.
Bu mağaraya gelen askerler şaşırmış ve isteri için de geri dönerler.
Bunun üzerine komutanları
mağara girişinin taş ve harç kapatılmasını emreder.
Yedi kafir’in buarada ölüme terkedildiklerini
anlatan bir levha bırakarak giderler. 300 yıl kadar
sonra uynadıklarında, Maximillian’ı şehre yiyecek almak üzere göderirler.
300 sene önceki paradan şüphelen fırıncı onun bir
hazine bulduğunu zanneder ve bunu kendisiyle
paylaşmazsa onu ele vereceğini söyler. Askerler gelir
Maximillian’ı yetkililere götürürler. Yetkililer ilk önce ona
inanmasalarda daha sonra ikna olurlar ve bunu bir mucize sayarlar.
Efsanenin birkaç değişik sürümü bulunmaktadır.
Bunlardan birinde kaçan beş genç vardır, yolda bir çoban ve
çobanın Kitmir adındaki köpeği de bu beş gence katılır.
Çoban onları saklanmak üzere bu mağara götürür.
Başka bir sürümde ise çoban bu yedi genç ve
köpeğin bulunduğu mağaranın yerini kralın askerlerine göstermiştir.
Hristiyanlar tarafından kabul edilen sürümdeki
mağara bugünkü Efes şehrinin yakınlarında Panayır
Dağı eteklerinde bulunmakatadır. Yedi Uyurlar mağarasının
üstüne bir kilise yapılmış hali 1927-1928 yılları arasındaki bir
kazıda ortaya çıkarıldı. Kazı sonucunda 5 ve 6. yüzyıla ait olan
mezarlar bulunmuştur. Yedi Uyurlar’a ithaf edilmiş yazıtlar
hem mezarlarda hemde kilise duvarlarında bulunmaktadır.
Ashab’ül Kehf ile ilgili mağaranın ise sınırları
içinde olduğunu iddia eden 33 kent vardır.
Bunlardan üçü Türkiye’dedir; Afsin, Tarsus ve Efes..
Kaynak:Wikipedia
adlı bir kral’ın yönettiği putperest bir ülkede 7 genç Hristiyanlık’la suçlanır.
İnançlarını değiştirmeleri için bir süre verilir fakat, onlar dünyevi
eşyalarını bırakıp dağa ibadet etmeye giderler.
Putperestliğe karşı bu tavrı gören kral öldürülmelerini emreder.
Gençler ve köpekleri
mağaraya sığınırlar. Kral mağaranın girişine duvar örülmesini emreder.
Yedi Uyurlar yıllarca burada kalırlar.

Yıllar sonra,
(genelde 379-390 yılları) ağıl yapmak isteyen bir çiftçi mağara
girişini açar ve Yedi Uyurlar’la karşılaşır.
Şehir’de haçlı bir sürü bina görüp hayrete düşerler. Dakyus zamanında
kalan altınları harcamaya çalıştıkları
zaman Psikopos’un karşısına çıkarılırlar. Hikayelerini dinleyen
psikopos bunun bir mucize olduğunu söyler.
Bunlar Hristiyanlıkta malta, Malchus, Martinianus, Dionysius,
Joannes, Serapion, ve Constantinus adındaki azizlerdir.
Başka kaynaklar başka isimler verir. Efsanenin bu sürümü
ise Kuran’da ki Kehf suresinde(19. sure)
anlatılanlara benzemektedir. Bahsi geçen kişiler Philedelphia
(Bugün Ürdün’deki Amman şehri) şehrinin
soylularıdır. Liderleri Maximillian (Yemliha), o sırada
şehri ziyaret eden Roma İmparatoru
“Haderanius” (Hadrian)’a başkaldırır ve put tanrıları inkar ederek
sadece Nuh’un, Musa’nun, İbrahim’in ve İsa’nın
Tanrı’sının tapılamaya değer olduğunu söyler. İmparator idam
edilmelerini emreder. Kapatıldıkları zindandan
kaçarlar ve sığınacakları bir mağara bulurlar. Yedisi ve bir köpek
(Kitmir veya Kıtmir) mağarada uyuya kalırlar.
Bu mağaraya gelen askerler şaşırmış ve isteri için de geri dönerler.
Bunun üzerine komutanları
mağara girişinin taş ve harç kapatılmasını emreder.

Yedi kafir’in buarada ölüme terkedildiklerini
anlatan bir levha bırakarak giderler. 300 yıl kadar
sonra uynadıklarında, Maximillian’ı şehre yiyecek almak üzere göderirler.
300 sene önceki paradan şüphelen fırıncı onun bir
hazine bulduğunu zanneder ve bunu kendisiyle
paylaşmazsa onu ele vereceğini söyler. Askerler gelir
Maximillian’ı yetkililere götürürler. Yetkililer ilk önce ona
inanmasalarda daha sonra ikna olurlar ve bunu bir mucize sayarlar.
Efsanenin birkaç değişik sürümü bulunmaktadır.
Bunlardan birinde kaçan beş genç vardır, yolda bir çoban ve
çobanın Kitmir adındaki köpeği de bu beş gence katılır.
Çoban onları saklanmak üzere bu mağara götürür.
Başka bir sürümde ise çoban bu yedi genç ve
köpeğin bulunduğu mağaranın yerini kralın askerlerine göstermiştir.
Hristiyanlar tarafından kabul edilen sürümdeki
mağara bugünkü Efes şehrinin yakınlarında Panayır
Dağı eteklerinde bulunmakatadır. Yedi Uyurlar mağarasının
üstüne bir kilise yapılmış hali 1927-1928 yılları arasındaki bir
kazıda ortaya çıkarıldı. Kazı sonucunda 5 ve 6. yüzyıla ait olan
mezarlar bulunmuştur. Yedi Uyurlar’a ithaf edilmiş yazıtlar
hem mezarlarda hemde kilise duvarlarında bulunmaktadır.
Ashab’ül Kehf ile ilgili mağaranın ise sınırları
içinde olduğunu iddia eden 33 kent vardır.
Bunlardan üçü Türkiye’dedir; Afsin, Tarsus ve Efes..
Kaynak:Wikipedia