mfe41
M|F|E~41
Asırlık bir yalnızlığım vardı benim...
Kendimi sorgulamıyorum hiç;sorgulamak istemiyorum!Bunu yaparsam büyü bozulacak ve hak ettiği gibi yaşayamayacakmışım gibi geliyor sevdamı…Halbuki o,öylesine güçlü ki,kaynağından bir yol buldu kendine ve akıyor işte gürül gürül!Geçip geldiği yerlerin iklimini getiriyor beraberinde;en güzeli de bu ya;o iklimle karışıp,bedenin ve yüreğin tütsülenmesi…Bu güzellik Tanrı’nın bir lutfu;köhne duygularımı canlandırıp hayatı yeniden yaşanası kıldı bana.Alabildiğine renk cümbüşü her yer!Kendimi seviyorum,yüreğimi seviyorum,sevdamı seviyorum!Ömrün tozlu topraklı,engebeli yollarını unutturdu bana bu iklim;yeniledi beni.’’İşte sana bir şans daha!’’dedi ve ben bu beklenmedik misafiri nasıl ağırlayacağımı bilemiyorum şimdi!Yapılanların azı da,çoğu da kaçıracak sanki onu;ne eksik,ne fazla;güzel bir şeyler yapmalı ikimiz adına.O bir mucize,o bir kahraman;ne zamandır başrolünü kimin alacağını bilemediğim,bulamadığım yitik ve yetim oyunumun kahramanı o!
Asırlık bir yalnızlığım vardı benim sanki!Acıyla bilenip hasretle törpülenmiş bir yalnızlık…Şimdi çok daha iyi anlıyorum bunu.Kalabalıklar içinde yalnızdım ben;çevremdeki tüm varlıkları aşan,uzakları kendine mesken tutmuş yabani bir yalnızlık…Yüreğime çöreklenen zift gibi bir ‘teklik’ işte;amansız ve sonsuz…
Çoğaldım şimdi;arttım,boşlukta kapladığım alan genişledi sanki!Aydınlandım,ferahladım,ufkum genişledi,görüşüm keskinleşti,yüreğim açıldı gökyüzüne;kuşlarlayım şimdi orada;meleklerleyim…
Dokunmayacağım bu üzelliğe!Yürüsün salına salına,koşsun doru taylar gibi dört nala!Götürsün beni nefesim yettiğince,hayalim elverdiğince…Değiştirmeyeceğim bu sevdaya duruşumu;direneceğim,sahip çıkacağım,koruyup kollayacağım onu.Neyim varsa katıp ona.beni sunacağım…
Eğer bir şeylere adanmışlıksa hayatın anlamı;bu mutlaka ya bir devrim,ya da bir sevda olmalı!Kaldı ki;her sevda bir devrim,her devrim de bir sevda değil midir..?
SENİNLEYİM SEVGİLİ!
alıntıdır