- Katılım
- 3 Şub 2006
- Mesajlar
- 6,597
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 118
Kalıbı insan olduğu halde içi, ruhu, kalbi insanlıktan çıkmış, âdetâ hayvanlaşmış, yırtıcı hayvanlar kadar canavarlaşmış nice kişiyle karşılaşır veya duyar, “Bunlar insan değil!” demekten kendimizi alamayız. Böyle anlarda insanı insan yapan, yücelten, yükselten hasletlerin önemini bir kere daha anlarız. Demek insan olarak doğmak, sûreten insan olmak yetmiyor, o kalıbı doldurmak, ona şayeste olmak da gerekiyor. Bu vesileyle aile, okul ve çevrenin insan eğitiminde ne kadar önemli olduğunu düşünmekten kendimizi alamayız.
Evet, insan eğitimle insan olur. Bir fidan gibi daha küçük yaşlardan itibaren çocukların eğitilmesinin, okul ve çevre eğitimin bunu teyit etmesi gerektiğinin önemi bir kere daha ortaya çıkar.
Çocuklarımıza küçüğü, büyüğü, sevgiyi, saygıyı, insanî değerleri, erdemli olmayı nasıl öğretmeliyiz? Eşyasına, işine verdiği önem kadar çocuklarının eğitimine önem vermeyen ailelerin dizlerini dövmeleri ektiklerinin sonuçları değil midir?
Bunca olumsuzlukların yanında herbiri altın ve elmas değerinde güzel hasletlerle donanmış insanları gördüğümüzde de onları, anne-babalarını tebrik ve takdir etmekten kendimizi alamıyoruz. O insanlar karşıtlarını düşündüğümüzde gözümüzde daha büyürler.
Çok yönleriyle melekleşmiş insanlardır böyleleri. Onları bu derece yükselten insaniyetleri, karakterleri, ahlâkî hasletleridir şüphesiz. Onlar yaşlansalar da ruhen, kalben gençtirler. Hz. Ali’nin dikkat çektiği gibi vücut güzelliği solsa da ahlâk güzelliği daima parlar. Onlar âdetâ yeryüzünde dolaşan meleklerdir. Mevlânâ da güzel ahlâkın insanı meleklerle birlikte semalara yükselteceğini söyler.
İnsanın dünyada bulunuş maksadı da bu değil midir? İnancı, kulluğu ve güzel hasletleriyle kıymet kazanmayacak, puan almayacak mıdır?
Allah Resûlü de (asm) bu maksatla gönderilmişti. Ömrü boyunca hep kalplere Allah ve ahiret inancını nakşederek insanı insanlıktan çıkaran, alçaltan inançsızlık ve onun sonucu olan ahlâksızlıktan kurtarmak için didindi durdu. Bir “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim”1 ifadeleriyle de bunu anlatır. “En iyilerin ahlâken en güzel,”2 “İman bakımından en mükemmel olanların ahlâken en güzel olanlar olduğunu3 bildirmiş ve şu duâyı öğretmişlerdi:
“Ya Rabbî! Sûretimi güzelleştirdiğin gibi ahlâkımı da güzelleştir.”4
Bu duâya özellikle günümüzde kavlen ve fiilen ne kadar muhtacız.
Dipnotlar:
1- Keşfü’l-Hafa, 1: 289 (Hadis no: 916.)
2- Buharî, 7: 82; Müsned, 2: 193.
3- Ebû Davud, Sünnet: 14; Tirmizî, İman: 4.
4- Müsned, 6:68.
Şaban DÖĞEN
Evet, insan eğitimle insan olur. Bir fidan gibi daha küçük yaşlardan itibaren çocukların eğitilmesinin, okul ve çevre eğitimin bunu teyit etmesi gerektiğinin önemi bir kere daha ortaya çıkar.
Çocuklarımıza küçüğü, büyüğü, sevgiyi, saygıyı, insanî değerleri, erdemli olmayı nasıl öğretmeliyiz? Eşyasına, işine verdiği önem kadar çocuklarının eğitimine önem vermeyen ailelerin dizlerini dövmeleri ektiklerinin sonuçları değil midir?
Bunca olumsuzlukların yanında herbiri altın ve elmas değerinde güzel hasletlerle donanmış insanları gördüğümüzde de onları, anne-babalarını tebrik ve takdir etmekten kendimizi alamıyoruz. O insanlar karşıtlarını düşündüğümüzde gözümüzde daha büyürler.
Çok yönleriyle melekleşmiş insanlardır böyleleri. Onları bu derece yükselten insaniyetleri, karakterleri, ahlâkî hasletleridir şüphesiz. Onlar yaşlansalar da ruhen, kalben gençtirler. Hz. Ali’nin dikkat çektiği gibi vücut güzelliği solsa da ahlâk güzelliği daima parlar. Onlar âdetâ yeryüzünde dolaşan meleklerdir. Mevlânâ da güzel ahlâkın insanı meleklerle birlikte semalara yükselteceğini söyler.
İnsanın dünyada bulunuş maksadı da bu değil midir? İnancı, kulluğu ve güzel hasletleriyle kıymet kazanmayacak, puan almayacak mıdır?
Allah Resûlü de (asm) bu maksatla gönderilmişti. Ömrü boyunca hep kalplere Allah ve ahiret inancını nakşederek insanı insanlıktan çıkaran, alçaltan inançsızlık ve onun sonucu olan ahlâksızlıktan kurtarmak için didindi durdu. Bir “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim”1 ifadeleriyle de bunu anlatır. “En iyilerin ahlâken en güzel,”2 “İman bakımından en mükemmel olanların ahlâken en güzel olanlar olduğunu3 bildirmiş ve şu duâyı öğretmişlerdi:
“Ya Rabbî! Sûretimi güzelleştirdiğin gibi ahlâkımı da güzelleştir.”4
Bu duâya özellikle günümüzde kavlen ve fiilen ne kadar muhtacız.
Dipnotlar:
1- Keşfü’l-Hafa, 1: 289 (Hadis no: 916.)
2- Buharî, 7: 82; Müsned, 2: 193.
3- Ebû Davud, Sünnet: 14; Tirmizî, İman: 4.
4- Müsned, 6:68.
Şaban DÖĞEN