Asıl Failler

menhol

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
112
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
52
Alıntı


Cüneyt Arcayürek - Güncel
‘Asıl Failler’

Hangi açıdan bakarsanız bakınız Almanya ve Türkiye’deki Deniz Feneri olayının ortasında RTE duruyor.

İstediği kadar adını Deniz Feneri olayına bağlamak isteyenlerin muhalefet ve AKP karşıtları olduğunu söylesin, gerçekler ortada.

RTE’nin de yadsıyamayacağı gerçekler var.

Frankfurt Eyalet Mahkemesi savcısı, “Almanya’dakiler asıl failler değil, asıl failler Türkiye’dedir” diyor.

Alman yargıç kararı açıklarken “Asıl fail Türkiye’de” diyor.

Adını da veriyor: Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman.

Kim bu Zekeriya Karaman? RTE’nin oğlunun eşiyle Karaman’ın oğlunun eşi kız kardeş! Erdoğan ailesi ile Karaman ailesi akraba!

Karaman’ın oğlunun nikâh tanığı RTE.

Düğünde baş konuklar arasında Beşir Atalay var. İçişleri Bakanı. RTE’nin söylediğine göre Deniz Feneri’ni üç, üç buçuk ayda bir denetleyen bakan!

Almanya Büyükelçisi ise “Interpol aracılığıyla Deniz Feneri hakkında bilgi istediklerini ama alamadıklarını” söylüyor.

Interpol’e Almanya’daki savcılığın istediği bilgileri verecek olan, kuruluşun, emniyetin başındaki İçişleri Bakanı Atalay.

RTE’nin Deniz Feneri olayıyla yakından ilgilendiği kanıtlanıyor.

Almanya Büyükelçisi Cuntz’a önceki gün suçlarını mahkemede de itiraf eden “sanıkların uzun süre yatmalarından yakınıyor”.

TC Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de devreye giriyor.

RTE’nin RTÜK’ün başına getirdiği Zahid Akman ile ahbap çavuş ilişkileri içinde olduğu, yadsınması olanaksız gerçeklerden.

Tanımam dediği, ama birlikte yan yana göründüğünü kanıtlayan fotoğraflarla ilişkisi ortaya çıkan baş sorumlu, beş yıl on ay hüküm giyen Mehmet Gürhan!

Toplanan paraların “başka amaçlar için kullanıldığını itiraf edip özür dileyen” Mehmet Gürhan!

***

Deniz Feneri AKP hükümetinin (RTE’nin) himayesinde.

Almanya’daki Deniz Feneri Başkanı ile Türkiye’deki Deniz Feneri Başkanı yolsuzluğun ucundaki iki sorumlu.

Toplanan, kuryeler aracılığıyla (Zahid Akman) Kanal 7’de Karaman’a teslim edilen paraların büyük kısmı Türkiye’de siyasal amaçlar için kullanılıyor.

Deniz Feneri, Türkiye’de bu olguyu, yolsuzluğu “kamufle etmek için” kuruluyor.

AKP ile ortaya çıkıyor. AKP hükümetince kamuya yararlı dernek haline getiriliyor.

Mehmetçik Vakfı’ndan esirgenen vergi kolaylığı Deniz Feneri’nden esirgenmiyor.

Böylece Deniz Feneri AKP hükümeti tarafından güçlü bir biçimde devreye giriyor.

Meclis’in -Bülent Arınç’a göre- “kullanılmayan malzemeleri” derneğe bağışlanıyor. Atatürk ödülüne layık görülüyor.

Yadsınamayan bu gerçekler, bu örgütün ve örgütlenmenin içinde yer alan kişilerin -Baykal’ın dediği gibi- “AKP kadrolarıyla, yönetimiyle içli dışlı olduğu” gösteriyor.

Başbakan “bu oluşumun hesabını siyasal olarak vermelidir”. Lakin bugüne kadarki tutumuna bakılacak olursa RTE, hesap vermekten, hesap sormaktan fellik fellik kaçıyor.

Zekeriya Karaman elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Zahid Akman, RTÜK’ten istifa etmeyi aklının ucundan geçirmiyor.

Nereye kadar? Göreceğiz!



19 Eylül 2008 - Cumhuriyet


link eklemeyi unutmuşum kusura bakmayın..


http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=5760
 
Geri
Üst