W
WoLF
Guest
Bülent Hanım, kendisine "Bülent Bey" denilmesine kızar. Bu tarz dil sürçmelerinde hemen parlar.
Bülent Bey de herhalde bir dil sürçmesi sonucu "Bülent Hanım" hitabına maruz kalsa, o müthiş üslubu ile karşısındakinin ağzının payını verecektir.
Bu ülkenin sosyo-politiğinde; Bülent Hanım'a Bülent Bey, Bülent Bey'e de Bülent Hanım denmemesi gerektiğini herkes bilmelidir.
Bülent Hanım'la Bülent Bey'in ikisinde de boy konusunda takıntı vardır.
Bülent Hanım zamanında bu takıntıyı kökten çözerek huzura ermiş ve kendisi ile barışık bir düzlüğe çıkmıştır.
Ne yazık ki Bülent Bey 'i huzurlu görmek nâmümkündür.
Yüzündeki o gergin gülümseme ile her türlü siyasi rakibinin ağzının payını verirken, arada sırada kendini kaybedip ağladığı da olur.
Bülent Bey'in bu gerginliği geçenlerde yine nüksetti ve Kemal Kılıçdaroğlu'na hitaben;
"Şu kadar boyu ile bir şeyler söylüyor"
cümlesini kullanıp bu müthiş tespitini de elleriyle canlandırma gereği hissetti.
Boy ile muhalefet etme yetisi arasında kurduğu benzersiz bağlantı ile Türk siyasi tarihine geçen bu tespit ; "önemli olan boyu değil işlevi" tezini savunan cephede de şok etkisi yarattı. Bu cephenin; karşı cephenin saflarını Bülent Bey gibi iktidarlı bir isimle sağlamlaştırması konusunda toplantı üzerine toplantı yapıp yeni stratejiler peşinde olduğu haberleri geliyor.
Halbuki Bülent Bey ve camiası, yeri gelince boyu küçük işlevi büyük Turgut Özal'ı iktidarlarının kökeni olarak lanse etmekte bir sakınca görmemektedir.
Keza AKP'li bakanlardan Hüseyin Çelik'in bir heykelin boyca şaibeli uzvuna bakışı yine siyasi tarihimizin gülümseten kareleri arasındadır.
Sözkonusu Kılıçdaroğlu olunca başgösteren bu boy takıntısı sanırız Volkan Vamık'la Freud'un ahiretteki buluşmasında çözülebilecek bir vaka olarak kalacaktır.
O zamana kadar bize sadece herkese arzuladıkları boyda muhalefet ve iktidar dilemek düşer.
Allah utandırmasın.
KaynaK