Arkadaşlar Çok Acil Yardım..Parağrafta Anlam Test Soruları Lazım

Qamblerr

New member
Arkadaşlar Başlıktada Belirttiğim Gibi PARAĞRAFTA ANLAM soruları Lazım... Yaklaşık 500 Kadar Olacak ... Taranmıs Olursa Çok sevinirim ... Şimdiden Çok Tşk Ederim.
!!!!!!]


Yokmu Arkadaşlar Yardım Eden ...
 

inkisar_

New member
UMARIM İŞİNE YARAR

1. Belirli bir spor dalı için gereken eğitimin niteliği, yarışma kuralları ve eğitiminden yönetimine kadar her bilgi, spor zekasının durumu için temel ihtiyaçlardır. Belirttiğimiz bu faktörle ilgili olarak, sporcuların sadece ilgili spor dalında değil, aynı zamanda kendi vücutları, teknik kurallar, becerileri şekillendirme metotları ve antreman prensipleri, organizasyonu ve performans hakkında da bilgiye ihtiyaçları vardır. Yapılan sporun kendine özgü bilgisi yanında diğer spor dalları ve özellikle benzer sporlar hakkında bir şeyler öğrenmek de gereklidir. Bu, sporcuyu, ilgili olduğu sporu ve zekasının yaratıcılık etkinliğini daha iyi öğrenmeye iten temel öğedir.


Bu parçada aşağıdaki yargıların hangisine değinilmemiştir?

A) Sporcu, kendi spor dalı ile ilgili her türlü bilgiyle donatılmalıdır.

B) Sporcu, teknik kurallar hakkında bilgiye sahip olmalıdır.

C) Sporcu, seçtiği spor dalının gerektirdiği eğitimden geçirilmelidir.

D) Sporcu, aynı zamanda yaratıcı bir zekâya sahip olmalıdır.

E) Sporcu, kendi antrenörünün seçiminde etkili olmalıdır.





2. Çok çalışmak beni yormaz da sonuç yorar. Ulaştığımı beğenmediğim için yorulurum. Bazen de çalıştığım için dinlenirim. Elde ettiğimden duyduğum hazdan dolayı. Her ikisi de güzel. Yorgunluk, dinlenmek için beni zorlar. Dinlenince de daha çok çalışmak isteği duyarım. Sonuçta......

Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A) yorgunluk beni emrine alır, istediği gibi kullanır.

B) hiçbirinden zevk alamadığımı anlarım.

C) ne yaptığımı bilmez hale gelirim.

D) tüm çalışma isteğimi iyice yitiririm.

E) yorgunluğa yenilmeden çalışmaya devam ederim.




3. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, bir paragrafın giriş cümlesi olamaz?

A) Bir toplumun çağdaşlığa açık olması, ilerlemenin ön koşuludur.

B) Böyle bir kültürün biçimlendirdiği kişilik modelinde temel karakter çekingenliktir.

C) Dışa kapalı toplumlar, yaratıcılıktan ve üreticilikten yoksun kalır.

D) Doğada ve dünyada durağanlık yoktur.

E) Kültürler, toplumun temel gereksinimlerine bağlı olarak, kişilik modelleri oluşturur.



4. “Gençken gösteriş olsun diye okurdum; sonradan, biraz da kendimi yetiştirmek için okumaya, incelemeye başladım; şimdi ise vakit geçirmek, oyalanmak için yapıyorum bu işi, çıkarımı sağlamak aklımdan bile geçmedi. Kitaba karşı içimde, beni baştan çıkartan aşırı bir sevgi vardı; yalnız kendi ihtiyacımı karşılamak için değil; üç adım uzaktaki çevremi doldurmak, süslemek içindi bu sevgi.

Parçada anlatılanlardan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A) Kitap insanı eğitir, yüceltir.

B) Okumanın kişiye olduğu kadar, geleceğine de yararı vardır.

C) Kitap, boş zamanları değerlendiren en güzel uğraştır.

D) İnsan kişisel çıkarını sağlamak için de okumalıdır.

E) Kitap bulunduğu yeri ve çevresini doldurur, güzelleştirir.




5. “İşlemecilik, insanların süsleme arzusundan doğan çok eski sanatlardan biridir. Memleketimizde işlemeciliğe yüzyıllardan beri önem verildiği bilinmektedir. İşleme, saraylarda, kaftanlardan pabuçlara kadar her eşyaya uygulanmıştır. Eskiden, gelin olacak kızların en kıymetli çeyizlerini el işlemeleri oluştururdu; bunlar bazı şehirlerimizde, düğün günü, bir köşede sergilenirdi: İşlemeyi yapan genç kızın modeli doğadır. Saf ruhlu sanatkar kızımız, çevresindeki her şeyi, elindeki kumaş üstüne, hissettiği, dilediği gibi işler. Bu hissediş ve işleyiş sonucunda her biri bir değer olan olağanüstü çok çeşitli, motifler ortaya çıkar..”

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Halen Anadolu’nun bazı şehirlerinde, düğün günü sergilenen el işlemelerini görebilirsiniz.

B) El işlemeleri yaşamımızdaki her türlü aracı süsler.

C) El işlemeciliği için en güzel model doğadır.

D) El işlemeciliğinde, iğne, fırça, renkli iplikler ve boya kullanılır.

E) İşleme motifleri, diğer sanatkarlarınkinden çok daha güzel ve çeşitlidir.




6. (I) Düşünce ve sanat adamları sözleri ve yazılarıyla dile değer kazandırırlar. (II) Bizlerin de dil hazinesi en az onlarınki kadar zengindir. (III) Bu işi, dile yenilikler getirmekten çok onu bükmek, olanaklarını çoğaltmak, gücünü artırmak yoluyla yaparlar. (IV) Yeni sözcükler getiremezler, onları zenginleştirirler, anlamlarını ve kullanımlarını sağlamlaştırırlar. (V) Onlara alışılmamış bir çeşni verirler; ama bunu da dört bir yanı düşünerek, ustalıkla yaparlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.



7. Çocukları bizden oldukları için severiz. Etlerine etimiz, kemiklerine kemiğimiz karışmıştır; ama bizim dünyaya getirdiğimiz daha başka şeyler de var ki, hiç de çocuklarımızdan aşağı kalmaz. Ruhumuzun, kafamızın, bilgimizin doğurduğu çocuklar da diğerleri kadar değerli ve önemlidir. biri diğerine değil, ikisi de bir arada öncelikli olmalıdır. Anası ya da babası olduğumuz çocukların değerleri bizden çok kendilerinindir; bize sadece onuru, sevinci düşer. Oysa kısaca kafamızın yarattığı çocukların bütün güzellikleri, bütün incelikleri, bütün olgunlukları bizimdir. Öyleyse birine, değerli olsunlar sevinelim diye; diğerine de bizi ruhen doyursun, tümüyle kendimizin olsun diye sahip olalım.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanoğlu için çocukları, sahip olabileceği en değerli varlıklardır.

B) Eser sahibi olmak, çocuk sahibi olmak kadar önemsenmelidir.

C) Çocuklarımızın sahip olduğu değerler onlara aittir.

D) Çocuklarımızla onur duyar, başarılarının sevincini tadarız.

E) Eser sahibi olmaya harcanan emek, çocuk yetiştirmeye yoğunlaştırılmalıdır.



8. Çoklarımız kendi yaşamımızı gün gün yorumlamayız. Nasıl geçtiğini fazla önemsemeden, ya da üzerinde düşünmeye vakit bulamadan yaşar gideriz. Kimimiz ev-iş arasında mekik dokuruz. Aynı saatte evden çıkar, hemen hemen aynı otobüse biner, ya da arabayla gideriz. İş yerinde aynı kişiler; konuşmalar aynı, bu aynılık tekrarlanır gider. Ara sıra bu çemberi kıracak bir şeyler yaparız, ailece, ya da kendi başımıza. Bunların hiçbiri günlerin aynılığını, boyutlarını aşmaz, değiştirmez. İşte insaların çoğu bu çarkta yuvarlanır, gider...


9. Ben dostlarımın bana sert davranmasını istiyorum. Sen bir budalasın, saçmalıyorsun, desinler bana. Ben dostlar arasında açık, yiğitçe konuşulmasını isterim: dostların düşünceleri neyse sözleri de o olmalı. Kulaklarımızı öyle sert, öyle kaba birer kulak yapmalıyız ki....

Düşüncelerin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) sertçe, erkekçe konuşmalara, tartışmalara hazır olsun.

B) dostlar arasında oluşacak sert ve yırtıcı bağlara dayanabilsin.

C) salon konuşmalarının yumuşak seslerini her zaman duyabilsin.

D) dostluğun kavgacı sağlamlığına duyarlı olabilsin.

E) düşünce çatışmalarının doğruyu bulmamızı sağlayan kırıcılığına, yıldırıcılığına dayanabilen.



10. Doğanın her güzelliğinde kalbimize gülümseyen bir anlam var. bu kendi halinde, gösteriş düşünmeyen, kendiliğinden bir güzellik. Bir dere içinde, iki taş arasına sıkışmış bir çiçek, gözlerden uzak, kuytu bir köşecikte öylece gelişir. Sanki kendi dünyasında, yalnız kendisi için güzeldir. Ne biz görelim diye doğmuştur, ne de bir başka varlık ona imrensin diye yaşar.

Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Güzelin gösterişlisini seven

B) İyimser

C) Gözlemci

D) Güzelliklerden zevk alan

E) Doğa hayranı



11. Bencillik her şeyden önce, kendini başkalarının yerine koymamaktır. Sadece kendini düşünmektir. Çıkarını her zaman öne çıkaran, olayları, fikirleri çıkarı açısından değerlendirendir. Çıkarı zedelendiği zaman, ya da zedelenme tehlikesiyle karşılaştığı zaman her türlü kötülüğü yapabilecek bir iç perişanlığına kapılan, gözleri hiçbir şey görmeyen insandır. Başkalarının acıları onları

içten yaralamaz, yardım etme ise, onlar için tadılmamış bir zevktir. Acılar, sevinçleri paylaşma niteliğinden yoksun oldukları için, her zaman kendi yalnızlıklarına gömülüdürler. İnsana özgü duyguların çoğundan yoksundurlar, duyguları zengin değildir.

Aşağıdakilerden hangisi sözü edilen bencil kişilerin bir özelliği değildir?

A) Çıkarını kollamayı her şeyin üstünde tutma

B) Çıkarları baltalandığında kötülüğe yönelme

C) Çevresindekilerle iyi ilişkiler kurmaktan büyük zevk alma

D) Başkalarına yardım etme mutluluğunu yaşamama

E) Başkalarının acılarını, sevinçlerini onlarla paylaşmama



12. Doğruyu hangi elde görsem sevinçle karşılar; uzaktan kokusunu alır almaz silahlarımı atar, teslim olurum. Fazla yukardan ve insafsız olmadıkça yazılarıma çatılmasını hoş görmüş, çok kez karşıdakini kırmamak için yazdıklarıma istenen biçimi verdiğim olmuştur. Zararıma da olsa eleştirmeciye uysal davranmalıyım ki beni her zaman serbestçe uyarsın, kendimi düzeltmeme yardım etsin. Doğrusu çağdaşlarımı böyle bir işten yana çekmek kolay değil, Düzeltmek herkesin ağrına gittiği için kimse kimseyi düzeltmeyi göze alamıyor. Düşüncesini saklayarak konuşuyor çokları.

Bu parçada sözü edilen yazarın kendisi ile ilgili asıl vurgulanmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ben her eleştiriye açık değilim.

B) Yazdıklarımda okuyucuların isteklerine severek ve özellikle yer verebilirim.

C) Başkalarını eleştirmekten ben de hiç mi hiç çekinmem.

D) Eleştirmeyi göze alamayanlar, asıl düşüncelerine ters düşer ve biçimde konuşurlar.

E) Eleştirilmek, yazılarımın daha iyiye ulaşmasına yardımcı olmaktadır.



13. Sanatın bizim istediğimiz gibi olmasını istemek, sanata yapılabilecek en büyük kötülükler, saygısızlıktır. Nasıl olur da sanattan bize bildiklerimizi tekrarlamasını isteriz ki... Bu, aynaya her bakışta kendi yüzümü görmek gibi bir şey. Sanattan aynadaki bize benzemesini beklemek sadece kendimizden hoşlanmaktır, sanattan değil. Öyleyse sanatı kendi haline bırakmalı, eğer onu bir ihtiyaç sayıyorsak. Sanat, nasıl almak istiyorsa öyle olsun, farklı olsun.

Parçaya göre “sanatı, insan için bir gereksinme kabul etmek” aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?

A) Sanatın hep bizi anlatmasına

B) Sanatın hep özgün olmasına

C) Sanatın bizi bilgilendirecek biçimde olmasına

D) Sanatın istediklerimiz doğrultusunda biçimlenmesine

E) Sanatın kendimizden hoşlanmamıza yardımcı olmasına



14. Ünlü sinema aktörü William Holden, başını mermer masanın köşesine vurup kan kaybından ölmüş de üç gün kimsenin haberi olmamış. Alman gazeteleri isimsiz, ünsüz bir emeklinin tek başına oturduğu evde öldüğünü ve tam üç yıl komşuların bunu fark etmediğini yazdılar. Arkadaşım Celal Sılay, Şişli’deki odasında tek başına öldü. Komşular habersiz. Randevusuna gelmeyince merak eden iki arkadaş, kapısını kırıp içeri girince, şairimizin ölüsü ile karşılaştılar.

Bu parçanın yazarı özellikle aşağıdakilerin hangisine karşı çıkmaktadır?

A) İnsanların tek başına yaşamak zorunda kalışlarına

B) İnsanların sözlerini tutmamalarına

C) Dostluğun, komşuluk ilişkilerinin yok olmasına

D) İnsanların çıkarlarını ön planda tutmasına

E) Apartmanda dairelerin sayısının çok olmasına



15. “Kimse aramadan bulamaz.” demeyeceğim, şunu düşünüyorum: Sanatta aramak, bulmak var mıdır? Şair olsun, ressam olsun, bestekar olsun, sanat adamı aramaz, bulmaz, cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar. Birtakım olayları inceleyip onların sebeplerini bulur, bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor. Sanat eri ise bunu yapmaz.

Parçaya göre, sanat için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Doğanın yasası olan aramak, sanat için de geçerlidir.

B) Sanat için çok çaba serf etmeye gerek yoktur.

C) Sanatın kaynağı güzellik oluşturmak isteyen cürettir.

D) Bilimle sanat, olayların sebebini arayarak bulur.

E) Sanatın önündeki engelleri kaldırmak gerekir.




16. Roman kimlik değiştirdi: Özellikle çok satan romanlar belli bir roman beğenisini tatmin etmiyor. Şimdiki romanların içinde, günümüzün politik sorunlarından, uluslarası çıkar çatışmalarına kadar birçok unsur yer alıyor. Romancının malzemesi geniş bir tabana yerleşince okur dairesi de genişliyor. Okur neyden hoşlanıyorsa romancı da onu yazıyor.

Parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüzün romanları değişik konuları işliyor.

B) Politik sorunlar günümüzün romanlarında malzeme olarak işleniyor.

C) Okur eğilimleri beğenileri ile roman içeriği aynı paralelde yürüyor.

D) Uluslararası çıkar çatışmaları romanlara konu olabiliyor.

E) Romandaki biçim - içerik yenilenmeleri okur çevresini daraltıyor.




17. Dükkan sahibi de insafsız bir adamdı. Küçük çırağını dükkanda ve evinde bütün gün işlerde kullanırdı. Küçük çırağından kolay kolay memnun görünmeyen usta, bir gün geldi ki, dükkânını ona bırakarak gitmeye başladı. Cin gibi zeki bir çocuk olan çırak, ustasının yokluğunu hissettirmiyordu. Bu gayretlerden dolayı ustası ona bir kuruşluk gündelik vermeye başladı. Fakat çırağın içinde büyük bir istek, bir boşluk vardı. Gün geçtikçe cahil kalışının acısını seziyor, okuma yazma çareleri arıyordu.

Bu parçada çırakla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Çıraklık kazancıyla ailesinin geçimini yüklenmesine

B) Dürüst ve çalışkan olmasına,

C) Yanında çalıştığı kişinin güvenini kazanmasına

D) İçinde daima cahil oluşunun ezikliğini duymasına

E) Çalışmanın ona maddi kazanç sağlamasına



18. Ozan kendine özgü bir dil aramaz, kendine özgü bir dili olmalıdır. Ozanın dili, kişiliği demektir. Kişilik nasıl aranmakla bulunmazsa, şiir dili de özentiyle bulunamaz. Ozan, dilini aştıkça dilini bulur; kişiliğini aştıkça kişiliğini bulur.

Bu paragrafta asıl vurgulamak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kişiliğini zenginleştirmek isteyen ozan, daha çok yazmalıdır.

B) Ozanın kendi kişiliği gibi, özgün bir dili olmalıdır.

C) Bir ozan, kendine özgü bir dil yakalayabilmek için, daha büyük ozanlara benzemeye çalışmalıdır.

D) Bir ozanın ilk görevi, kendine özgü bir dil ve söyleyişi öncelikle gerçekleştirmektir.

E) Ozan olmak isteyen herkesin her şeyden önce güçlü bir dile ihtiyacı vardır.




19. Dostluk öyle kolay değildir. Dost her zaman yüze gülmez. Dost, dostunun bir eksiğini, yanlışını gördü mü onu açıkça yüzüne söyler. Gerçek dostlukta dostun hem iyi yönleri hem kötü yönleri konuşulmalı. Dostun bir hatasını düzeltmek için onun hatasını ona söylemek ne kadar erdemli bir davranıştır. Eğer birinin gerçek dostuysanız çekinmeyin olumsuz yönlerini de söyleyin dostunuza. Ona iyilik etmiş olursunuz.

Yukarıdaki parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Dostluğun Değeri

B) Sert Davranış

C) Sevginin Değeri

D) Dostluk Nasıl Kurulmalıdır

E) Gerçek Dostluk



20. (I) işte bu nedenle çocuk edebiyatımız, gerçekçi olmak zorundadır. (II) Yarın gerçeğini de anlatmak zorundadır. (II) Ama unutulmamalıdır ki ancak bilinç süzgecinden geçmiş sezgi, yaratıcıdır. (IV) Dolayısıyla, çocuk duyarlığını bir sezgisel güce kavuşturucu nitelikte olmalıdır. (V) Öyleyse, çocuksal bilinç süzgecinden geçmiş bir sezgi gücü yaratacak nitelikte olmalıdır, derim.

Bu parçanın düşünce akışındaki bozukluğu düzeltmek için hangi cümleler yer değiştirilmelidir?

A) I ile II B) III ile IV C) I ile IV

D) II ile V E) III ile V

Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa, başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir?



Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmektedir?



A) Gelecekte başarılı olmak için genç yaşta bir mesleğe atılmak gerekir.

B) Hayat, uzun ve zor bir yoldur.

C) Hayatı daha kolay bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir

D) Herkes, mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçer.



Çözüm:



Paragrafın bütününü dikkatlice okuduktan sonra “paragrafta neden söz ediliyor?” sorusunu paragrafa yönelttiğimizde “hayatı kolay bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir .” cevabını alırız.



Cevap: C


Örnek:



Para, gerçek zenginlik değildir. O, sadece ihtiyaçların giderilmesine vasıta olduğu için değerlidir. Bir çölün ortasında, hararetten yanan bir insan için birkaç damla soğuk su, bir torba altından çok daha değerlidir.





Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir?



A) Gerçek Zenginlik

B) Çöl ve Su

C) Soğuk Su

D) İhtiyaçların Giderilmesi



Çözüm:



Paragrafın ana düşüncesi “Para gerçek zenginlik değildir.” Bu ana düşünceyi kapsayan başlık “Gerçek Zenginlik” olmalıdır.



Cevap: A


Hislerimizi etkileyen yüz ifadeleri üzerinde yapılan çalışmalar, iyi durumdayken bile pek fazla gülmediğimizi ortaya çıkarmıştır. Oysa gülümseme ve gülme, biyolojik süreci etkileyerek kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Onlar, beynimize giden kan ve oksijen miktarını, sinir taşıyıcılarının uyarı düzeyini artırır.



Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?



A) Yapılan araştırmalar, pek fazla gülmediğimiz ortaya çıkarmıştır.

B) Gülümseme kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.

C) Gülümseme insan biyolojisini etkiler.

D) Sağlıklı insanlarda beyne giden kan ve oksijen miktarı daha fazladır.



Çözüm:



Parçada A, B, C seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilir. Parçada, beyne giden kan ve oksijen miktarının artması sağlıklı olmaya değil, gülümsemeye bağlanmıştır; bu yüzden D seçeneğinde verilen yargıya ulaşılamaz.



Cevap: D


Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?



A)Yeni öykücüler arasında Türkçe’yi bütün güzelliği ile kullananlar var.

B)Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.

C)Bunda,tiplerin çok canlı,öykülerin otobiyografik olmasının da etkisi var.

D)Bir bakıma bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.

E)Birçok yeni öykücünün,buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.

Bence edebiyat,bütün türleriyle masalla başlar,masalla biter.Masal,türler içinde en çok şiire yakındır.Ritmiyle,tekrarıyla,hayaliyle,…Eşine rastlamadığımız ama umutlarımızı,korkularımızı,sevinçlerimizi taşıyan yeni eşyalar,yeni insanlar,yeni hayvanlar yaratır masal.Bu nedenle en çok şiire yakındır.



Bu parçada masalla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?



A)Yinelemelere yer verildiğine,

B)Düş öğesinden yararlanıldığına,

C)Çok aranan ve okunan bir tür olduğuna,

D)Değişik türlerin kaynağı olduğuna,

E)Duygusal yönünün bulunduğuna.



Çözüm:



Görüldüğü gibi bu soru,paragrafın yan düşüncelerini araştıran bir sorudur.Paragrafta yan düşünceler paragrafın gelişme bölümünde bulunur.

A,B,D ve E seçeneklerinde bulunan düşünceler bu paragrafın gelişme bölümünde yer almıştır.C seçeneğindeki “çok aranan ve okunan bir tür olduğuna” değinilmemiştir.


İnsanın doğayla savaşımında korkunun rolü yansımaz.Önemli olan,bu insanca duyguyu iyi değerlendirebilmektir.Nasıl ki kullanılması bilinmeyen bir silah bazen geri tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa,korku da denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz.Korkalım;ama neden,niçin korktuğumuzu bilelim.Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım.



Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?



A)Korkuyla birlikte yaşamayı öğrenelim.

B)Korkudan,uygun biçimde yararlanmaya çalışalım.

C)Korkunun,toplumu değişik yönlerden etkilediğini unutmayalım.

D)Korkuyu bir engel değil,bir araç olarak görelim.

E)Korkumuzun nedenini öğrenip ona göre davranalım.



ÇÖZÜM:

Parçada korkuyla yaşamın sadeliğinden,bu duyguyu iyi değerlendirmenin gerekliğinden söz edilmektedir.Bu parçanın sonuna A,B,D,E seçeneklerindeki ifadeler getirilebilir.Fakat korkunun toplum üzerindeki değişik etkilerinden söz edilmediği için E’deki ifade ile tamamlanması uygun olmaz.


Ağırlık 197O lerden önce yazdığım şiirlerde(111) Son beş yılda dergilerde birçok şiir yayımladım, ancak bu şiirleri kitaba almadım.(1V)Anılarımda da belirttiğim gibi bunlar kendimle uzun bir hesaplaşmadan sonra oluşan şiirler.(V) Dolayısıyla beni bütün yöntemlerimle okurlarımla tanıtacaktır.



Yukarıdaki numaralanmış gibi cümlelerden düşüncenin hangisi akışını bozmaktadır?



A)1. B)2 C)3 D)4 E)5



ÇÖZÜM:

Bu parçanın üçüncü cümlesi düşüncenin akışını bozuyor. Çünkü 1. ve 2. cümlede kitaptaki şiirlerden söz edilmiş 3. cümlede ise kitapta olmayan şiirlere değinilmiş 4.cümlede ise yine kitapta olanlara geçilmiş 4. cümledeki “bunlar” sözü bir önceki cümleye bağlı olduğunu açıkça ortaya koymuştur.3.cümle çıkarılırsa anlam düzelir.

Sanatçının mektupları bir araya getirilerek bir kitap oluşturulmuş.(1)Oluşturulan kitap iki bölüme ayrılmış.(2)Birinci bölümde sanatçının çeşitli kişilere yazın alanında yazdıkları,ikinci bölümde ise ona yazılanlardan alıntılar yer alıyor.(3)Sanatçı şiiri,düz yazıdan daha çok seviyor.(4)Bir mektubunda: “Şiirin bir tek dizesi bile,koskoca bir yazının anlatmak istediğini bir çırpıda anlatıverir.” diyor.(5)Bu söz de onun şiire ilişkin görüşlerini kısaca açıklıyor.



Bu parça,açıklanan düşünceler açısından iki paragrafa ayrılmak istense,ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?



A)1 B)2 C)3 D)4 E)5



ÇÖZÜM:

Parçada 3. cümleye kadar sanatçının mektuplarından oluşan bir kitabın özellikleri;3.cümleden sonra ise sanatçının sevdiği tür üzerinde duruluyor.Yani yeni bir konuya geçiliyor.Bu da ikinci paragrafa geçilmesini gerektiren bir durumdur.

Bu soru,birçok yazara sorulmuştur.Soruyu yanıtlayanlar arasında, “Kendim için yazıyorum.” diyenler de vardır.Eğer bu tür bir yanıtı benimsemiş olsaydım, okurlarımı kendimle bütünleştirirdim; yani, “Onlar demek,ben demek” derdim.Oysa ben,beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum.



Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?



A)Yapıtlarınızla ilgili tepkilerine göre,okurlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

B)Niçin kendinizi okurun beklentilerine bağımlı hissediyorsunuz?

C)Okurlarınızın, “sizin gibi düşünenlerden oluştuğu” görüşüne nasıl vardınız?

D)Okurlarınızın görüşlerini değerlendirmeyi doğru buluyor musunuz?

E)Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz?



ÇÖZÜM:

Yazar; “Oysa ben,beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum.” diyerek aktif okuyuculara hitap ettiğini belirtmektedir.Böylesine bir yanıt E seçeneğindeki “Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz?” sorusuna karşılık verilmiş olabilir.


Küf yeşili yaprağın üzerinde koyu benekler vardı. Yapraktan acı , kekiğimsi bir koku geliyordu. Adam, yaprağa bakıyor, beneklerini sayıyordu. Birden yaprağın üstündeki beneklerden biri kımıldadı.İrkildi adam. Önce gözlerine inanamadı. Koyu kestane kabuk çıtırdayarak yarıldı, altından tül gibi yarı saydam kanatlar çıktı. Uçuverdi böcek. Nemli, ılık bir esintinin içinde yitip gitti.



Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?



A) Görme B) Tatma C) Dokunma D) İşitme E) Koklama



ÇÖZÜM:

Parçada duyuları veren ipuçlarını bulalım. “Küf yeşili” sözü renk olduğundan “görme” , “acı bir koku” sözü “koklama” , “çıtırdayarak” sözü “işitme” , “nemli,ılık bir esinti” sözü “dokunma” duyusunun bulunduğunu gösterir.Parçada tatmayla ilgili bir duyu yok. “Acı” sözü sizi aldatmasın parçada bu söz mecaz anlamda kullanılarak, koku söylenmiş.


UMARIM İŞİNE YARAR :victory
 

HTML

Üst