YaRpAK.
New member
Arap milliyetçiligi Türkçülük egilimlerine tepki olmak üzere dogmamistir
Bazi Arap yazarlarin kasitli olarak yaratmak istedikleri kani odur ki, Arap milliyetçiligi, XIX. yüzyil sonlarinda Osmanli Devleti zamanindaki Türkçülük gelismelerine tepki olmak üzere dogmus ve gelismistir. Onlarin iddialarina göre Osmanli egemenligi altinda yasayan Araplar, bir yandan Osmanli yönetiminin kötülügüne ve diger yandan Türkçülük akimlarini sürdürenlerin irkçilik gayretlerine karsi bir tepki olarak ve siyasal bagimsizliga kavusmak amaciyle ayaklanmislardir. Eger, imparatorluk içerisinde Türk ögesinin üstünlügünü gerçeklestirme egilimleri olmamis olsaydi, Araplar imparatorluktan ayrilmak ve kendi baslarina devlet halinde yasamak yolunu seçmeyecekler, bunu düsünmeyeceklerdi. Türkçülük akimlarinin gelismesinde, onlara göre, Arap aleyhtarligi yatmaktaydi ve çünkü genç Türkler, Türklerle meskun bulunmayan bölgelerin bile Türklestirilmesine, Türkçenin Arap etkisinden kurtarilmasina, Arapça kitaplar yerine Bati kitaplarinin alinmasina... vb. çalismaktaydilar. Abdülhamit istibdadinin da Araplari tedirgin eden bir baska neden oldugunu eklerler [24].
Hemen belirtmek gerekir ki, Tanzimat döneminin sonlarina dogru beliren Türkçülük egilimlerinin Osmanlilik akimlarina karsi tepki olarak dogdugu ve imparatorlugun Türk ögesine yeni bir can, ruh ve güç vererek bu ögeyi devletin temel gücü haline getirmek istedigi dogrudur. Ancak Arap müliyetçiliginin olusmasinda, Türkçülük egilimlerinin hemen hemen hiç nedeni yoktur. Türkçülük egilimleri Arap milliyetçiligine sadece yeni bir "vesile" kaynagi olmustur.
Kitabimizin daha ilk satirlarindan itibaren ortaya sermeye çalistigimiz tarihî dokümanlar ve daha sonraki sayfalarda de belirtecegimiz hususlar göstermeye yeterlidir ki, Arap milliyetçiligi Muhammed'le birlikte gelisme ve güçlenme dönemlerine girmistir. Ve ilk ortaya çiktigi andan günümüze gelinceye dek bir yanardag örnegi canli kalmistir. Abdülhamit istibdadinin yok oldugu ve Türkçülük akimlarinin Araplari gocunduran gelismesine karsi zamanin hükümetlerince tedbirler alindigi (Araplara mahallî otonomi vermek gibi) 1913 yillarinda bile Arap milliyetçiligi yepyeni bir güçle büyümekteydi; hem de Türk düsmanligini isteyerek Türk'ün sirtina hançer indirerek...
İlhan ARSEL http://www.ilhan-arsel.org/Arap_Mil/0IIA.html
Bazi Arap yazarlarin kasitli olarak yaratmak istedikleri kani odur ki, Arap milliyetçiligi, XIX. yüzyil sonlarinda Osmanli Devleti zamanindaki Türkçülük gelismelerine tepki olmak üzere dogmus ve gelismistir. Onlarin iddialarina göre Osmanli egemenligi altinda yasayan Araplar, bir yandan Osmanli yönetiminin kötülügüne ve diger yandan Türkçülük akimlarini sürdürenlerin irkçilik gayretlerine karsi bir tepki olarak ve siyasal bagimsizliga kavusmak amaciyle ayaklanmislardir. Eger, imparatorluk içerisinde Türk ögesinin üstünlügünü gerçeklestirme egilimleri olmamis olsaydi, Araplar imparatorluktan ayrilmak ve kendi baslarina devlet halinde yasamak yolunu seçmeyecekler, bunu düsünmeyeceklerdi. Türkçülük akimlarinin gelismesinde, onlara göre, Arap aleyhtarligi yatmaktaydi ve çünkü genç Türkler, Türklerle meskun bulunmayan bölgelerin bile Türklestirilmesine, Türkçenin Arap etkisinden kurtarilmasina, Arapça kitaplar yerine Bati kitaplarinin alinmasina... vb. çalismaktaydilar. Abdülhamit istibdadinin da Araplari tedirgin eden bir baska neden oldugunu eklerler [24].
Hemen belirtmek gerekir ki, Tanzimat döneminin sonlarina dogru beliren Türkçülük egilimlerinin Osmanlilik akimlarina karsi tepki olarak dogdugu ve imparatorlugun Türk ögesine yeni bir can, ruh ve güç vererek bu ögeyi devletin temel gücü haline getirmek istedigi dogrudur. Ancak Arap müliyetçiliginin olusmasinda, Türkçülük egilimlerinin hemen hemen hiç nedeni yoktur. Türkçülük egilimleri Arap milliyetçiligine sadece yeni bir "vesile" kaynagi olmustur.
Kitabimizin daha ilk satirlarindan itibaren ortaya sermeye çalistigimiz tarihî dokümanlar ve daha sonraki sayfalarda de belirtecegimiz hususlar göstermeye yeterlidir ki, Arap milliyetçiligi Muhammed'le birlikte gelisme ve güçlenme dönemlerine girmistir. Ve ilk ortaya çiktigi andan günümüze gelinceye dek bir yanardag örnegi canli kalmistir. Abdülhamit istibdadinin yok oldugu ve Türkçülük akimlarinin Araplari gocunduran gelismesine karsi zamanin hükümetlerince tedbirler alindigi (Araplara mahallî otonomi vermek gibi) 1913 yillarinda bile Arap milliyetçiligi yepyeni bir güçle büyümekteydi; hem de Türk düsmanligini isteyerek Türk'ün sirtina hançer indirerek...
İlhan ARSEL http://www.ilhan-arsel.org/Arap_Mil/0IIA.html