P_R_E_N_S
New member
James Brown
James Brown, 1933’te Güney Carolina’da doğmuş. Çocukluğunu çoğu memleketlisi gibi pamuk toplayarak geçirmiş. Pamuk toplamak dışında bozuk para için dans edip ayakkabı da boyuyormuş. 16 yaşında yolu ıslah evine düşmüş. Daha sonra bu tecrübenin hayatındaki en önemli kilometre taşlarından biri olduğunu söylemiş. Çünkü orada kilise korosunun şefi Bobby Byrd ile tanışmış. Üç sene sonra salıverilmiş ama ilahilere getirdiği özgün yorumun ünü bu arada dış dünyaya taşmış çoktan. 1955’te ilk albümü “Please Please Please”i çıkarmış. Bu albüm sayesinde Little Richard ile tanışmış, “The Upsetters” grubuna dahil olmuş ve 1958’de ilk bir numarası ‘Try Me’yi çıkarmış. 1974’te “James Brown Seventies” albümü o sıralarda hiç de normal olmayan 500,000 satışına ulaşmış. Bu arada film yıldızı da olmuş ve 1992’de ömür boyu başarı ödülü olarak bir Grammy almış.
Soul ve funk müziğin babası James Brown’ı bu sayfaya konuk etmemizin başlıca sebebi tabii ki 12 Temmuz günü İstanbul’da bir konser verecek olması. “I Feel Good”, “Living in America”, “Like a Sex Machine”, “Super Bad, Talkin' Loud and Sayin' Nothing” ve “Get Up” dinlemek isteyenler bu konseri kaçırıp yaşayan efsaneyi görme şanslarını kaçırmasın...
P!nk
Asıl adı Alecia Moore olan Pink, 8 Ekim 1979 tarihinde Amerika'nın Pensilvanya eyaletinin Doylestown bölgesinde dünyaya geldi. Şarkıcının Pink adını almasının sebebi, sanıldığı gibi müzik dünyasına ilk adım attığında saçlarının pembe renkli olması değildi. Bu takma ismi, genç kadının çocukluk yıllarında da kullanılmaktaydı. Pink'in müziğe olan ilgisinin başlıca sebebi, babasının onu uyutmak için bestelediği ninillerdi. Yaşı ilerledikçe bu ninniler düetlere dönüştü ve Pink lise yıllarında babasıyla birlikte ilk bestelerini yapmaya başladı. Yerel bir rap grubuyla sahneye çıktığında ise henüz 13 yaşındaydı. Oldukça sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten ve annesi ile babası ayrıldıktan sonra, annesiyle kavga etmekten bunalarak 14 yaşında evi terk etti ve müzik hayatına daha ciddi bir şekilde devam etmek zorunda olduğunu anladı.
14 yaşına geldiğinde ilk şarkısını yazdı ve Philidelphia'daki Kulüp Fever'da sahne almaya başladı. Yıldızı burada parlamaya başlayan genç kız, her zaman programına dahil olduğu bu kulüpte, sıradan bir cuma akşamında, MCA Kayıt Şirketi yetkililerinin dikkatini çekti. Yeteneğini ölçmek için Basic Instinct isimli bir grupla kısa süre birlikte çalıştırdıkları Alecia'yla çalışmaya devam etmediler. Bu geçici hayal kırıklığı, genç kızın moralini bozmadı. Çünkü o, herhangi bir topluluğa ait olduğunu düşünmüyordu.
Sting
Asıl adı Gordon Sumner olan ve Yüzüklerin Efendisi üçlemesini okuduktan sonra bir anda hayatı ve lakabı değişen Sting, 1951 yılında İngiltere'de doğmuş. Müziğe ilgisini farkeden annesinden aldığı klasik piyano eğitimi sayesinde kazandığı müzik bursuyla aynı alanda eğitimine okullu olarak devam etmesine rağmen gözü hep gitarda olmuş. Eğitimini tamamladıktan sonra Londra yollarına düşen “cool İngiliz” Sting burada tanıştığı baterist Stewart Copleand ve gitarist Andy Summers ile birlikte uzun zaman boyunca bir arada çalacağı The Police grubunu kurdu.
Cyndi Lauper
Gerçek adı “Cynthia Ann Stephanie Lauper Thornton” olan Cyndi Lauper, Brooklyn New York’da 22 Haziran 1953 tarihinde dünyaya geldi. Şarkı yapıp gitar çalmaya başlaması ise 12 yaşına denk geliyordu. 14 yaşına geldiğinde cover gruplarında “Jefferson Airplane”, “Led Zeppelin” ve “Bad Company” gibi grupların şarkılarını seslendirmeye başladı. Kısa sürede yeteneğinin farkına varılınca “John Turi”nin kurduğu “Blue Angel” isimli gruba solist olarak katıldı. Bu grup ile birlikte 1980 yılında bir albüm yayınladı. Albümde, Gene Pitney’in “I’m Gonna Be Strong” isimli parçasını yorumladı.
İlk solo albüm anlaşmasını 1983’te Portrait Records ile yaptı ve aynı yıl “She’s So Unusual” yayınlandı. Albüm sadece Amerika’da 4.5 milyondan fazla sattı. Albüm, “Girls Just Want To Have Fun”, “Time After Time”, “She Bop” ve “All Through The Night” gibi dört önemli hiti içeriyordu. Bundan üç yıl sonra ise “True Colors” albümü yayınlandı. Albümün isim parçası “yılın şarkısı” dalında Grammy’ye aday oldu.
Ceza
Ceza, 1977 yılında Üsküdar/İstanbul’da doğdu. Rap müziğe olan ilgisi ilkokul yıllarında sıra arkadaşından ödünç aldığı kasetlerle başladı. Fi tarihinde katıldığı hip hop partilerinde yapılan freestyle yarışmalarında her birinci olmasına sinirlenen sürekli “eyvah Ceza’mız geldi” diyorlarmış ve bunun sonucunda, o da Ceza’yı lakap olarak kullanmaya karar verdi.
Yeraltı piyasasında epeyce nam saldıktan sonra ise 1998 yılında Dr. Fuchs ile bir araya gelerek “Nefret”i kurdu. Kendi çabalarıyla yaptıkları deneme kayıtları sonrasında “Yeraltı Operasyonu” isimli toplama Türkçe Rap albümünde yer aldı.
Freddie Mercury
Queen grubu’nun efsanevi solisti Freddie Mercury, Farookh Bulsara adıyla 5 Eylül 1946'da Jer Bulsara'nın oğlu olarak Zanzibar’da dünyaya geldi. 17 yaşındayken yeteneğinin farkına varan yerel prodüktörler tarafından keşfedilince İngiltere’ye gidip Ealig Güzel Sanatlar okuluna kaydoldu. Grafik tasarım okuduğu bu bölümde genç müzisyen Roger Taylor ile tanışması Queen’in oluşmasındaki ilk adımları oluşturdu. Taylor’ın arkadaşı olan ve Smile grubunda çalan gitarist Brian May'le tanıştıktan sonra güçlü bir rock grubu kurma isteği artan Bulsara, John Deacon’ı da dahil ettiği Smile’ı Queen'e dönüştürerek Freddie Mercury adıyla yıllar sürecek müzikal kariyerine hızlı bir başlangıç yaptı.
Dorian
Şu sıralar ilk videoları Bakma Yüzüme ile başta MTV olmak üzere tüm müzik kanallarını fethetmiş Dorian'ın nasıl olup da hayatımıza girdiğini ve bugüne kadar ne aşamalardan geçtiklerini merak edenler aşağıdaki satırları göz kırpmadan okuyacaklardır. Vokalde İlkin Kitapçı, gitarda Murat Ötünç, diğer gitarda Memet İncili, basta Alex Tintaru ve davulda Afşar Yağcıoğlu'dan oluşan Dorian, 2000 yılından beri müzik yapmasına rağmen son halini 2002 yılında aldı.
Placebo
Brian Molko (vokal, gitar, bas), Steve Hewitt (bateri, perküsyon, dijeridu) ve Stefan Olsdal (bas, akustik & elektro gitar, piyano)’dan kurulu Placebo’nun temelleri 1994 yılında atıldı. İlk başlarda grubun ismi Ashtray Heart olmasına rağmen, Robert Schultzberg’in katılmasından sonra Placebo olarak değişti. Glam rock’ın günümüzdeki önemli temsilcilerinden biri haline gelen Placebo’nun ismi ilginç de bir tıp teriminden geliyor. Hastaların psikolojik olarak iyi hissetmesini sağlayan bu ilaçlar aslında hiçbir etki göstermiyor ama doktorlar kullanıyorlar. Bu etkiye Placebo etkisi deniyor.
Avril Lavigne
27 Eylül 1984 yılında doğan ve genç yaşına rağmen girdiği müzik piyasasında sıkı bir çıkış yapan Avril, yaşının sıkıntılarını yansıttığı şarkı sözleri, değişik güzel sesi, boynundan eksik etmediği kravatı, kısa paçalı pantolonları ve çizgili çoraplarıyla kendine özel bir tarzı olan genç bir punk-rock’çı... Avril Lavigne, Kanada'nın küçük bir kasabasında, bir ev hanımının ve telefon firmasında çalışan bir babanın ortanca kızı olarak dünyaya gelmiş. Annesinin "her zaman ilgi odağı olmak isteyen bir çocuktu" diyerek özetlediği okul öncesi döneminde; yatağının üzerini sahne olarak hayal eden, çevresinde binlerce izleyeni varmışçasına havaya girip şarkılar söyleyen, zıplayarak konserler veren bu şirin genç kız, müzik dünyasına gerçek anlamda ilk adımını kilisede söylediği şarkılarla attı.
Massive Attack
Bazı gruplar dünyadaki müzik akımlarına yön verir. Beatles, Jimi Hendrix, Depeche Mode ve daha pek çok grup yüzlerce müzisyene ilham vermiştir. Massive Attack da aynı şekilde yüzlerce müzik grubuna ve akımına ilham veren, gelmiş geçmiş en iyi gruplardan biridir. Robert Del Naja, Mushroom, Vowles ve Daddy G’den oluşan grup, soul, hip-hop, reggae ve rock müziğinin unsurlarını sentezleyerek çok başarılı bir müzik elde ettiler. İlk albümlerini 1990 yılında çıkaran grup, büyük başarı elde etti.
Interpol
Acayip eğlenceli bir isme sahip olduğunu düşündüğümüz Interpol, gitar ve vokalden sorumlu Daniel Kessler’ın o sıralar New York Üniversitesi’nde öğrenci olan davulcu Greg Drudy ile tanışmasına istinaden biraz da apar topar kuruldu. Daha sonra gruba, Kessler’ın üniversite arkadaşı olan Carlos Dengler katıldı. Bas ve keyboard çalan Carlos D.’ye Paul Banks de eklenince grup tamamlanmış oldu. İki yıl boyunca bu ekiple konser veren Interpol, şu anki kadrosuna Greg Drudy’nin yerine Sam Fogarino’nun gelmesiyle ulaştı.
Tori Amos
Tori Amos için, her an ağlayacak gibi tınlayan sesine karşılık demir ağırlığında sözlere sahip modern bir kent ozanı desek pek de yanılmış olmayız herhalde. Naif bir kırılganlığı ve rahatsız edici sükunetiyle yıllar yılı en sevdiğimiz kadınlar listesinde başa yaraşan cover üstadı, 22 Ağustos 1966'da Myra Ellem Amos ismiyle North Carolina'da doğmuş. Hippi genlerine sahip annesinin tam aksine babası bir rahipmiş, dolayısıyla da Tori, daha dört yaşındayken kilise korosunda şarkı söyleyip piyano çalmaya, kendi şarkılarını yazmaya başlamış. Üniversite zamanı geldiğinde Led Zeppelin’in esas adamı Robert Plant’e duyduğu platonik aşk sayesinde barlarda ve küçük müzik kulüplerinde rock söylemeye başlamış.
Aylin Aslım
Türkiye’nin Tori Amos’u lakabını çoktan hak eden Aylin Aslım, 1976 yılında Almanya’da küçük bir kasabada doğmuş. Müzik adına yaptığı ilk çalışma 1994’ten itibaren İstanbul'un çeşitli canlı müzik mekanlarında yaptığı cover projeleri olmasa da en çok onlardan zevk almış. Tamamı bayanlardan oluşan grupların pek popüler olmadığı günlerde, beş kızdan oluşan Zeytin adlı rock grubuyla canlı müzik piyasasında dikkati çekmesinin ardından 1998 yılında Roxy Müzik Günleri’nde 2.lik ve 1999 Roxy Müzik Günleri’nde Jüri Özel Ödülü kazanmış. Tam da o sıralar kurduğu Süpersonik adlı grubuyla elektronik altyapılı şarkıları kedince yorumlayan Aylin, bar vokalleri arasında çok haklı bir şöhrete kavuşmuş ve ilk albüm teklifini almış.
Athena
İlk temelleri, Gökhan ve Hakan Özoğuz kardeşlerin can sıkıntısı sebebiyle atılan Athena, geniş kitlelerce tanınmadan önce bugünkü müzikal çizgisinden kilometrelerce ötede, speed/thrash gibi ağır bir müzik icra ediyordu. Daha sonra AF grubunu kurup romantik şarkılar söyleyecek olan Asrın, grubun bas gitaristliğinden istifa edince yerine Ozan Karaçuha gelir ve Athena ska tabir ettiğimiz tarza yönelir. O süre içinde İngilizce albümleri One Last Breath’i tamamlayan grup, gerek cover gerekse kendi parçalarını çalarak bir hayran kitlesi edindikleri Captain Hook isimi kulüpte çalmayı bırakarak 1998 Nisan’ında ilk albümlerini çıkardı.
The Cure
The Cure, tartışmasız biçimde 70’lerin sonunda esen “ani” Punk Rock rüzgarından geriye kalan en popüler ve uzun ömürlü grup oldu. Grup o yıllarda, esas adamları Robert Smith’in sıra dışı ve ürkütücü görüntüsüyle ünlü olsa da, ağıtvari şarkıları ve The Cure’un karanlık dünyasından çıkan müzik sayesinde yüz binlerce hayran sahibi olmaları uzun sürmedi. O yıllardan beri kırılgan havasından hiçbir şey kaybetmeyen The Cure, karanlık ve büyülü bir dünyanın, hiç büyümeyecek çocukları olduklarını da ısrarla haykırıyordu. Öyle ki çoğu insan, The Cure’un, Tim Burton fimlerinin müzikal karşılığı olduğuna inanıyordu.
Jamiroquai
İngiliz topluluk Jamiroquai; Stevie Wonder, Pleasure, Bootsy Collins, Parliament, Earth Wind And Fire, Ozone ve Gap Band gibi 70’lerin sıkı funk gruplarını örnek aldıktan sonra, 90’ların başında Brand New Heavies ve Groove Collective gibi grupların öncülüğünde gelişen Acid Jazz’ın popüler olmasıyla birlikte, 1992’de kuruldu.
Green Day
Bugün Green Day olarak tanıdığımız oluşumun temellerini Rodeo, Kaliforniya’da atan Billie ve Mike, John Sweet High School kafeteryasında ilk tanıştıklarında 10 yaşlarındaydılar. Kuzey Kaliforniya underground punk sound’una sahip topluluğun o zamanlar ki adı Sweet Children’dı. Evlerinde Ozzy Osbourne, Def Leppard ve Van Halen’dan heavy metal şarkıları çalarak müzik hayatlarına başlayan topluluğa 1987 yılında John Kriftmeyer dahil oldu ve grubun adı Green Day olarak değişti. 1989 yılında ilk bağımsız EP leri “1,000 Hours”u kaydeden Green Day, bunun peşi sıra “Sweet Children” ve “Slappy” EP’lerini çıkardı. Grubun ilk resmi albümü olan ve bir önceki EP’lerinin bir kombinasyonu olan “1039 / Smoothed Out Slappy Hour”, 1990 yılında yayınlandı. Kriftmeyer’ın topluluktan ayrılmasının ardından gruba Tré Cool dahil edildi.
Coldplay
Chris Martin (Vokal / Piyano), Jon Bucklang (Gitar), Will Champion (Davul) ve Guy Bermann’dan (Bas Gitar) oluşan İngiliz topluluk Coldplay, küçük yaşlarından beri, ailelerinin de desteğiyle, müzikle hep iç içe olmuş. Kolej yıllarına dayanan çalışmaları ve Manchaster’da ilk defa sahne alışlarının ardından, “The Safety E.P.” ile birlikte müzik piyasasına ilk adımlarını atmışlar. Bunu, bir yıl sonra gelen “The Brothers and Sisters EP” izlemiş. İlk kontratlarını 1999 Nisan’ında Parlophone’la yapan topluluk, aralarında “Yellow”un da bulunduğu 3 E.P.’ye daha imza atmış. 2000 tarihli ilk albümleri “Parchutes”, önce Mercury Müzik Ödülleri’nde aday gösterilmiş, 2001 yılına yansıyan başarı, 3 Brit Ödülü ve geniş bir hayran kitlesi olarak dönmüş Coldplay’e.
Gorillaz
Bizleri “ilk sanal hip hop topluluğu” sıfatıyla tanıştıran Gorillaz’ın çekirdek kadrosu, Dan “The Automator” Nakamura, Miho Hatori, Tina Weymouth, Chris Frantz ve Blur’ün vokalisti olarak tanıdığımız Damon Albarn’dan oluşuyor. Topluluğun kliplerinden internet sitelerine kadar her yerde karşımıza çıkan sanal kimlikleri ise kült çizgi roman Tank Girl’ün yaratıcısı Jamie Hewlett tarafından yaratılmış. 2000 yılında “Tomorrow Comes Today” adlı ilk EP çalışmalarıyla müzik dünyasına gözlerini açan Gorillaz, ondan bir sene sonra çıkardıkları Clint Eastwood adlı çalışmalarıyla, tüm dünyada müzik severlerin ilgisini çekti.
Oasis
Besteci, gitarist Noel Gallagher ve vokalist Liam Gallagher kardeşlerin çekirdeğini oluşturduğu Manchester çıkışlı topluluk, kariyerlerine 1991 yılında, Inspiral Carpets adıyla başladı. Paul “Bonehead” Arthurs, Tony McCrroll ve Paul “Guigsy” McGuigan’dan oluşan kadroya önce Liam, bir sene sonra da Noel dahil oldu ve topluluğun adı Oasis olarak değişti. Oasis, 1993 yılının Mayıs ayında, Glasgow’da bir klüpte alt grup olarak sahne aldı ve gecenin başında çaldıkları beş şarkı onlara, Alan McGee’nin sahibi olduğu Creation Müzik Şirketi ile bir kontrat kazandırdı. 1993 yılının sonunda, daha sonradan topluluğun ilk albümü olacak, orijinal demodan kayıt “Colombia”nın 12 inch’lik promo CD’si çıktı. Oasis’in ilk single’ları “Supersonic”, tam bir hit oldu ve Mayıs ayında UK TOP 40 listesine girdi.
Daft Punk
Fransız progresif dans akımının, Motorbass, Air, Cassius, ve Dimitri From Paris gibi yeni dalga temsilcilerine olan yakınlığıyla dikkat çeken Parisli Daft Punk ikilisi, pop indie ve hip hop’a uzanan köklerini, acid house ve techno’yla başarıyla harmanlayarak kısa sürede büyük başarı sağlamış bir topluluk. Fransız DJ’ler Guy-Manuel de Homem-Christo ve Thomas Bangalter’den oluşan Daft Punk’ın ismi, aslında Krautrock’ı dirilten topluluk olarak kabul edilen Stereolab’in, bir Beach Boys cover’larına verdikleri isim. İlk single’larını 1993 yılında Soma etiketiyle çıkaran Daft Punk, müzik basını tarafından house’un genç mucitleri olarak değerlendirilmekte gecikmez.
Linkin Park
Orijinal sound’ları ve imza attıkları birbirinden başarılı çalışmalarla Linkin Park, Nu-Rock adı verilen yeni müzik türünün ilk temsilcilerinden. Müziklerinde Rock, Rap ve Electronica gibi bir çok farklı sound’u başarıyla bir araya getiren Linkin Park’ın temelleri, 1996 yılında gitarist Brad Delson ve Mike Shinoda tarafından atılır. Kariyerlerine Xero adında bir grup kurarak başlayan ikili, zamanla vokalist Mark Wakefield, DJ Joseph Hahn, davulcu Rob Bourdon ve basçı Phoenix Farrell’ın da katılmasıyla kadrosunu güçlendirir.
FATBOY SLIM
Norman – ya da bazılarının hitap ettiği şekliyle “Her İşin Adamı”- Cook, Housemartins ve Pizzamakers gruplarıyla olan geçmiş birlikteliklerinin yanısıra, İngiliz “Brit hop” akımının önde gelen isimlerinden olan Fatboy Slim’in de arkasındaki isim. Başlangıçta Skint takma adını kullanarak Fatboy materyalleriyle klüplerde boy gösteren Cook, house, acid, funk, hip-hop, electro ve techno’dan harmanladığı benzersiz sound’uyla İngiliz klüp ortamlarının en çok aranan ve en iyi bilinen prodüktörü olmayı başarmış bir isim.
Prodigy
1990 yılının sonlarında üç genç tarafından kurulan Prodigy topluluğu, artistik yeteneklerini mainstream anlayışıyla birleştirmeyi başaran; elektronica akımının en büyük isimlerinden birisidir. İngiliz rave’inin atmosferini pop gezegenine taşıyan; bunu yaparken kült Rock şovmenliği de elden bırakmayan Prodigy’yi Prodigy yapan isim, Liam Howlett’tır. Müzik kariyerine çocukken aldığı piyano dersleriyle başlayan Liam, 80’lerin sonunda “Cut To Kill” isimli bir grupta DJ’lik yapmaktadır. Liam’ın Leeroy Thornhill ve Keith Flint ile tanışmasının ardından Prodigy kurulur. Liam’ın daha önce kaydettiği bazı çalışmalar, Prodigy’ye XL Records’la ilk kontratlarını kazandıracaktır. 1991 yılının Şubat ayında, dört parçadan oluşan “What Evil Lurks” isimli ilk çalışmaları piyasaya çıkar ve 7.000 kopya satılır.
Depeche Mode
İngiliz kökenli New Wave müzik akımının en büyük temsilcisi olan Depeche Mode, 80’li yıllara damgasını vuran efsanevi bir topluluk. Müzikal kimliklerini tamamıyla synthesizer’lar ve bilgisayar destekli bir sound üzerine kurarak, döneminin en dikkat çeken isimlerinden biri haline gelmeyi başaran topluluk, hareketli dans-pop sound’uyla başladıkları müzik serüvenleri boyunca, giderek derinleşen ve daha dramatik bir yapıya kavuşacaktır.
Moloko
Moloko ismi, Rusça “süt” anlamına geliyor. 1996 yılında kurulan İngiliz grup Moloko, belli bir kalıba oturmayan soundları ile sıra dışı bir grup. Grup, iki kişiden oluşuyor; Roisin Murphy ve Mark Brydon. İkili, ilk defa bir club’da dans ederken tanışır; birbirleriyle yakınlaşan ikili arasında büyük bir aşk başlar ve her ikisi de müzik yapmaktan hoşlandıkları için Moloko’yu kurarlar. 80’lerin disko müziğinin çağdaş versiyonu da diyebileceğimiz Moloko, oldukça üretken bir grup. Roisin ve Mark, ikişer yıl arayla ve sırasıyla “Do you like my tight sweater”, “I’m not a doctor”, “Things to make and do” ve “Statues” adlı 4 albüme imza atar.
Faithless
Faithless kurulmadan önce müzik çalışmalarını “Felix” ismiyle sürdüren ve Pet Shop Boys, Björk, Simply Red gibi sanatçılar için yaptığı remixlerle tanınarak İngiltere’nin en iyi house DJ’lerinden biri olmayı başaran Rollo, 1995 yılında Sister Bliss ve Maxi Jazz ile bir araya gelerek Faithless’ı kurdu. Faithless, ilk single’ları olan “Salve Mea” ve aynı yıl yarattıkları dans hiti “Insomnia” ile bütün dikkatleri üzerine toplamış, “Reverence” adlı ilk albümleriyle de “Müzik piyasasında artık biz de varız” mesajını vermişti.
Bi Teşekkür Çok şey Deyildir Sadece bi kaç saniyenizi alır..
.................Saygılar........P_R_E_N_S.................
James Brown, 1933’te Güney Carolina’da doğmuş. Çocukluğunu çoğu memleketlisi gibi pamuk toplayarak geçirmiş. Pamuk toplamak dışında bozuk para için dans edip ayakkabı da boyuyormuş. 16 yaşında yolu ıslah evine düşmüş. Daha sonra bu tecrübenin hayatındaki en önemli kilometre taşlarından biri olduğunu söylemiş. Çünkü orada kilise korosunun şefi Bobby Byrd ile tanışmış. Üç sene sonra salıverilmiş ama ilahilere getirdiği özgün yorumun ünü bu arada dış dünyaya taşmış çoktan. 1955’te ilk albümü “Please Please Please”i çıkarmış. Bu albüm sayesinde Little Richard ile tanışmış, “The Upsetters” grubuna dahil olmuş ve 1958’de ilk bir numarası ‘Try Me’yi çıkarmış. 1974’te “James Brown Seventies” albümü o sıralarda hiç de normal olmayan 500,000 satışına ulaşmış. Bu arada film yıldızı da olmuş ve 1992’de ömür boyu başarı ödülü olarak bir Grammy almış.
Soul ve funk müziğin babası James Brown’ı bu sayfaya konuk etmemizin başlıca sebebi tabii ki 12 Temmuz günü İstanbul’da bir konser verecek olması. “I Feel Good”, “Living in America”, “Like a Sex Machine”, “Super Bad, Talkin' Loud and Sayin' Nothing” ve “Get Up” dinlemek isteyenler bu konseri kaçırıp yaşayan efsaneyi görme şanslarını kaçırmasın...
P!nk
Asıl adı Alecia Moore olan Pink, 8 Ekim 1979 tarihinde Amerika'nın Pensilvanya eyaletinin Doylestown bölgesinde dünyaya geldi. Şarkıcının Pink adını almasının sebebi, sanıldığı gibi müzik dünyasına ilk adım attığında saçlarının pembe renkli olması değildi. Bu takma ismi, genç kadının çocukluk yıllarında da kullanılmaktaydı. Pink'in müziğe olan ilgisinin başlıca sebebi, babasının onu uyutmak için bestelediği ninillerdi. Yaşı ilerledikçe bu ninniler düetlere dönüştü ve Pink lise yıllarında babasıyla birlikte ilk bestelerini yapmaya başladı. Yerel bir rap grubuyla sahneye çıktığında ise henüz 13 yaşındaydı. Oldukça sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten ve annesi ile babası ayrıldıktan sonra, annesiyle kavga etmekten bunalarak 14 yaşında evi terk etti ve müzik hayatına daha ciddi bir şekilde devam etmek zorunda olduğunu anladı.
14 yaşına geldiğinde ilk şarkısını yazdı ve Philidelphia'daki Kulüp Fever'da sahne almaya başladı. Yıldızı burada parlamaya başlayan genç kız, her zaman programına dahil olduğu bu kulüpte, sıradan bir cuma akşamında, MCA Kayıt Şirketi yetkililerinin dikkatini çekti. Yeteneğini ölçmek için Basic Instinct isimli bir grupla kısa süre birlikte çalıştırdıkları Alecia'yla çalışmaya devam etmediler. Bu geçici hayal kırıklığı, genç kızın moralini bozmadı. Çünkü o, herhangi bir topluluğa ait olduğunu düşünmüyordu.
Sting
Asıl adı Gordon Sumner olan ve Yüzüklerin Efendisi üçlemesini okuduktan sonra bir anda hayatı ve lakabı değişen Sting, 1951 yılında İngiltere'de doğmuş. Müziğe ilgisini farkeden annesinden aldığı klasik piyano eğitimi sayesinde kazandığı müzik bursuyla aynı alanda eğitimine okullu olarak devam etmesine rağmen gözü hep gitarda olmuş. Eğitimini tamamladıktan sonra Londra yollarına düşen “cool İngiliz” Sting burada tanıştığı baterist Stewart Copleand ve gitarist Andy Summers ile birlikte uzun zaman boyunca bir arada çalacağı The Police grubunu kurdu.
Cyndi Lauper
Gerçek adı “Cynthia Ann Stephanie Lauper Thornton” olan Cyndi Lauper, Brooklyn New York’da 22 Haziran 1953 tarihinde dünyaya geldi. Şarkı yapıp gitar çalmaya başlaması ise 12 yaşına denk geliyordu. 14 yaşına geldiğinde cover gruplarında “Jefferson Airplane”, “Led Zeppelin” ve “Bad Company” gibi grupların şarkılarını seslendirmeye başladı. Kısa sürede yeteneğinin farkına varılınca “John Turi”nin kurduğu “Blue Angel” isimli gruba solist olarak katıldı. Bu grup ile birlikte 1980 yılında bir albüm yayınladı. Albümde, Gene Pitney’in “I’m Gonna Be Strong” isimli parçasını yorumladı.
İlk solo albüm anlaşmasını 1983’te Portrait Records ile yaptı ve aynı yıl “She’s So Unusual” yayınlandı. Albüm sadece Amerika’da 4.5 milyondan fazla sattı. Albüm, “Girls Just Want To Have Fun”, “Time After Time”, “She Bop” ve “All Through The Night” gibi dört önemli hiti içeriyordu. Bundan üç yıl sonra ise “True Colors” albümü yayınlandı. Albümün isim parçası “yılın şarkısı” dalında Grammy’ye aday oldu.
Ceza
Ceza, 1977 yılında Üsküdar/İstanbul’da doğdu. Rap müziğe olan ilgisi ilkokul yıllarında sıra arkadaşından ödünç aldığı kasetlerle başladı. Fi tarihinde katıldığı hip hop partilerinde yapılan freestyle yarışmalarında her birinci olmasına sinirlenen sürekli “eyvah Ceza’mız geldi” diyorlarmış ve bunun sonucunda, o da Ceza’yı lakap olarak kullanmaya karar verdi.
Yeraltı piyasasında epeyce nam saldıktan sonra ise 1998 yılında Dr. Fuchs ile bir araya gelerek “Nefret”i kurdu. Kendi çabalarıyla yaptıkları deneme kayıtları sonrasında “Yeraltı Operasyonu” isimli toplama Türkçe Rap albümünde yer aldı.
Freddie Mercury
Queen grubu’nun efsanevi solisti Freddie Mercury, Farookh Bulsara adıyla 5 Eylül 1946'da Jer Bulsara'nın oğlu olarak Zanzibar’da dünyaya geldi. 17 yaşındayken yeteneğinin farkına varan yerel prodüktörler tarafından keşfedilince İngiltere’ye gidip Ealig Güzel Sanatlar okuluna kaydoldu. Grafik tasarım okuduğu bu bölümde genç müzisyen Roger Taylor ile tanışması Queen’in oluşmasındaki ilk adımları oluşturdu. Taylor’ın arkadaşı olan ve Smile grubunda çalan gitarist Brian May'le tanıştıktan sonra güçlü bir rock grubu kurma isteği artan Bulsara, John Deacon’ı da dahil ettiği Smile’ı Queen'e dönüştürerek Freddie Mercury adıyla yıllar sürecek müzikal kariyerine hızlı bir başlangıç yaptı.
Dorian
Şu sıralar ilk videoları Bakma Yüzüme ile başta MTV olmak üzere tüm müzik kanallarını fethetmiş Dorian'ın nasıl olup da hayatımıza girdiğini ve bugüne kadar ne aşamalardan geçtiklerini merak edenler aşağıdaki satırları göz kırpmadan okuyacaklardır. Vokalde İlkin Kitapçı, gitarda Murat Ötünç, diğer gitarda Memet İncili, basta Alex Tintaru ve davulda Afşar Yağcıoğlu'dan oluşan Dorian, 2000 yılından beri müzik yapmasına rağmen son halini 2002 yılında aldı.
Placebo
Brian Molko (vokal, gitar, bas), Steve Hewitt (bateri, perküsyon, dijeridu) ve Stefan Olsdal (bas, akustik & elektro gitar, piyano)’dan kurulu Placebo’nun temelleri 1994 yılında atıldı. İlk başlarda grubun ismi Ashtray Heart olmasına rağmen, Robert Schultzberg’in katılmasından sonra Placebo olarak değişti. Glam rock’ın günümüzdeki önemli temsilcilerinden biri haline gelen Placebo’nun ismi ilginç de bir tıp teriminden geliyor. Hastaların psikolojik olarak iyi hissetmesini sağlayan bu ilaçlar aslında hiçbir etki göstermiyor ama doktorlar kullanıyorlar. Bu etkiye Placebo etkisi deniyor.
Avril Lavigne
27 Eylül 1984 yılında doğan ve genç yaşına rağmen girdiği müzik piyasasında sıkı bir çıkış yapan Avril, yaşının sıkıntılarını yansıttığı şarkı sözleri, değişik güzel sesi, boynundan eksik etmediği kravatı, kısa paçalı pantolonları ve çizgili çoraplarıyla kendine özel bir tarzı olan genç bir punk-rock’çı... Avril Lavigne, Kanada'nın küçük bir kasabasında, bir ev hanımının ve telefon firmasında çalışan bir babanın ortanca kızı olarak dünyaya gelmiş. Annesinin "her zaman ilgi odağı olmak isteyen bir çocuktu" diyerek özetlediği okul öncesi döneminde; yatağının üzerini sahne olarak hayal eden, çevresinde binlerce izleyeni varmışçasına havaya girip şarkılar söyleyen, zıplayarak konserler veren bu şirin genç kız, müzik dünyasına gerçek anlamda ilk adımını kilisede söylediği şarkılarla attı.
Massive Attack
Bazı gruplar dünyadaki müzik akımlarına yön verir. Beatles, Jimi Hendrix, Depeche Mode ve daha pek çok grup yüzlerce müzisyene ilham vermiştir. Massive Attack da aynı şekilde yüzlerce müzik grubuna ve akımına ilham veren, gelmiş geçmiş en iyi gruplardan biridir. Robert Del Naja, Mushroom, Vowles ve Daddy G’den oluşan grup, soul, hip-hop, reggae ve rock müziğinin unsurlarını sentezleyerek çok başarılı bir müzik elde ettiler. İlk albümlerini 1990 yılında çıkaran grup, büyük başarı elde etti.
Interpol
Acayip eğlenceli bir isme sahip olduğunu düşündüğümüz Interpol, gitar ve vokalden sorumlu Daniel Kessler’ın o sıralar New York Üniversitesi’nde öğrenci olan davulcu Greg Drudy ile tanışmasına istinaden biraz da apar topar kuruldu. Daha sonra gruba, Kessler’ın üniversite arkadaşı olan Carlos Dengler katıldı. Bas ve keyboard çalan Carlos D.’ye Paul Banks de eklenince grup tamamlanmış oldu. İki yıl boyunca bu ekiple konser veren Interpol, şu anki kadrosuna Greg Drudy’nin yerine Sam Fogarino’nun gelmesiyle ulaştı.
Tori Amos
Tori Amos için, her an ağlayacak gibi tınlayan sesine karşılık demir ağırlığında sözlere sahip modern bir kent ozanı desek pek de yanılmış olmayız herhalde. Naif bir kırılganlığı ve rahatsız edici sükunetiyle yıllar yılı en sevdiğimiz kadınlar listesinde başa yaraşan cover üstadı, 22 Ağustos 1966'da Myra Ellem Amos ismiyle North Carolina'da doğmuş. Hippi genlerine sahip annesinin tam aksine babası bir rahipmiş, dolayısıyla da Tori, daha dört yaşındayken kilise korosunda şarkı söyleyip piyano çalmaya, kendi şarkılarını yazmaya başlamış. Üniversite zamanı geldiğinde Led Zeppelin’in esas adamı Robert Plant’e duyduğu platonik aşk sayesinde barlarda ve küçük müzik kulüplerinde rock söylemeye başlamış.
Aylin Aslım
Türkiye’nin Tori Amos’u lakabını çoktan hak eden Aylin Aslım, 1976 yılında Almanya’da küçük bir kasabada doğmuş. Müzik adına yaptığı ilk çalışma 1994’ten itibaren İstanbul'un çeşitli canlı müzik mekanlarında yaptığı cover projeleri olmasa da en çok onlardan zevk almış. Tamamı bayanlardan oluşan grupların pek popüler olmadığı günlerde, beş kızdan oluşan Zeytin adlı rock grubuyla canlı müzik piyasasında dikkati çekmesinin ardından 1998 yılında Roxy Müzik Günleri’nde 2.lik ve 1999 Roxy Müzik Günleri’nde Jüri Özel Ödülü kazanmış. Tam da o sıralar kurduğu Süpersonik adlı grubuyla elektronik altyapılı şarkıları kedince yorumlayan Aylin, bar vokalleri arasında çok haklı bir şöhrete kavuşmuş ve ilk albüm teklifini almış.
Athena
İlk temelleri, Gökhan ve Hakan Özoğuz kardeşlerin can sıkıntısı sebebiyle atılan Athena, geniş kitlelerce tanınmadan önce bugünkü müzikal çizgisinden kilometrelerce ötede, speed/thrash gibi ağır bir müzik icra ediyordu. Daha sonra AF grubunu kurup romantik şarkılar söyleyecek olan Asrın, grubun bas gitaristliğinden istifa edince yerine Ozan Karaçuha gelir ve Athena ska tabir ettiğimiz tarza yönelir. O süre içinde İngilizce albümleri One Last Breath’i tamamlayan grup, gerek cover gerekse kendi parçalarını çalarak bir hayran kitlesi edindikleri Captain Hook isimi kulüpte çalmayı bırakarak 1998 Nisan’ında ilk albümlerini çıkardı.
The Cure
The Cure, tartışmasız biçimde 70’lerin sonunda esen “ani” Punk Rock rüzgarından geriye kalan en popüler ve uzun ömürlü grup oldu. Grup o yıllarda, esas adamları Robert Smith’in sıra dışı ve ürkütücü görüntüsüyle ünlü olsa da, ağıtvari şarkıları ve The Cure’un karanlık dünyasından çıkan müzik sayesinde yüz binlerce hayran sahibi olmaları uzun sürmedi. O yıllardan beri kırılgan havasından hiçbir şey kaybetmeyen The Cure, karanlık ve büyülü bir dünyanın, hiç büyümeyecek çocukları olduklarını da ısrarla haykırıyordu. Öyle ki çoğu insan, The Cure’un, Tim Burton fimlerinin müzikal karşılığı olduğuna inanıyordu.
Jamiroquai
İngiliz topluluk Jamiroquai; Stevie Wonder, Pleasure, Bootsy Collins, Parliament, Earth Wind And Fire, Ozone ve Gap Band gibi 70’lerin sıkı funk gruplarını örnek aldıktan sonra, 90’ların başında Brand New Heavies ve Groove Collective gibi grupların öncülüğünde gelişen Acid Jazz’ın popüler olmasıyla birlikte, 1992’de kuruldu.
Green Day
Bugün Green Day olarak tanıdığımız oluşumun temellerini Rodeo, Kaliforniya’da atan Billie ve Mike, John Sweet High School kafeteryasında ilk tanıştıklarında 10 yaşlarındaydılar. Kuzey Kaliforniya underground punk sound’una sahip topluluğun o zamanlar ki adı Sweet Children’dı. Evlerinde Ozzy Osbourne, Def Leppard ve Van Halen’dan heavy metal şarkıları çalarak müzik hayatlarına başlayan topluluğa 1987 yılında John Kriftmeyer dahil oldu ve grubun adı Green Day olarak değişti. 1989 yılında ilk bağımsız EP leri “1,000 Hours”u kaydeden Green Day, bunun peşi sıra “Sweet Children” ve “Slappy” EP’lerini çıkardı. Grubun ilk resmi albümü olan ve bir önceki EP’lerinin bir kombinasyonu olan “1039 / Smoothed Out Slappy Hour”, 1990 yılında yayınlandı. Kriftmeyer’ın topluluktan ayrılmasının ardından gruba Tré Cool dahil edildi.
Coldplay
Chris Martin (Vokal / Piyano), Jon Bucklang (Gitar), Will Champion (Davul) ve Guy Bermann’dan (Bas Gitar) oluşan İngiliz topluluk Coldplay, küçük yaşlarından beri, ailelerinin de desteğiyle, müzikle hep iç içe olmuş. Kolej yıllarına dayanan çalışmaları ve Manchaster’da ilk defa sahne alışlarının ardından, “The Safety E.P.” ile birlikte müzik piyasasına ilk adımlarını atmışlar. Bunu, bir yıl sonra gelen “The Brothers and Sisters EP” izlemiş. İlk kontratlarını 1999 Nisan’ında Parlophone’la yapan topluluk, aralarında “Yellow”un da bulunduğu 3 E.P.’ye daha imza atmış. 2000 tarihli ilk albümleri “Parchutes”, önce Mercury Müzik Ödülleri’nde aday gösterilmiş, 2001 yılına yansıyan başarı, 3 Brit Ödülü ve geniş bir hayran kitlesi olarak dönmüş Coldplay’e.
Gorillaz
Bizleri “ilk sanal hip hop topluluğu” sıfatıyla tanıştıran Gorillaz’ın çekirdek kadrosu, Dan “The Automator” Nakamura, Miho Hatori, Tina Weymouth, Chris Frantz ve Blur’ün vokalisti olarak tanıdığımız Damon Albarn’dan oluşuyor. Topluluğun kliplerinden internet sitelerine kadar her yerde karşımıza çıkan sanal kimlikleri ise kült çizgi roman Tank Girl’ün yaratıcısı Jamie Hewlett tarafından yaratılmış. 2000 yılında “Tomorrow Comes Today” adlı ilk EP çalışmalarıyla müzik dünyasına gözlerini açan Gorillaz, ondan bir sene sonra çıkardıkları Clint Eastwood adlı çalışmalarıyla, tüm dünyada müzik severlerin ilgisini çekti.
Oasis
Besteci, gitarist Noel Gallagher ve vokalist Liam Gallagher kardeşlerin çekirdeğini oluşturduğu Manchester çıkışlı topluluk, kariyerlerine 1991 yılında, Inspiral Carpets adıyla başladı. Paul “Bonehead” Arthurs, Tony McCrroll ve Paul “Guigsy” McGuigan’dan oluşan kadroya önce Liam, bir sene sonra da Noel dahil oldu ve topluluğun adı Oasis olarak değişti. Oasis, 1993 yılının Mayıs ayında, Glasgow’da bir klüpte alt grup olarak sahne aldı ve gecenin başında çaldıkları beş şarkı onlara, Alan McGee’nin sahibi olduğu Creation Müzik Şirketi ile bir kontrat kazandırdı. 1993 yılının sonunda, daha sonradan topluluğun ilk albümü olacak, orijinal demodan kayıt “Colombia”nın 12 inch’lik promo CD’si çıktı. Oasis’in ilk single’ları “Supersonic”, tam bir hit oldu ve Mayıs ayında UK TOP 40 listesine girdi.
Daft Punk
Fransız progresif dans akımının, Motorbass, Air, Cassius, ve Dimitri From Paris gibi yeni dalga temsilcilerine olan yakınlığıyla dikkat çeken Parisli Daft Punk ikilisi, pop indie ve hip hop’a uzanan köklerini, acid house ve techno’yla başarıyla harmanlayarak kısa sürede büyük başarı sağlamış bir topluluk. Fransız DJ’ler Guy-Manuel de Homem-Christo ve Thomas Bangalter’den oluşan Daft Punk’ın ismi, aslında Krautrock’ı dirilten topluluk olarak kabul edilen Stereolab’in, bir Beach Boys cover’larına verdikleri isim. İlk single’larını 1993 yılında Soma etiketiyle çıkaran Daft Punk, müzik basını tarafından house’un genç mucitleri olarak değerlendirilmekte gecikmez.
Linkin Park
Orijinal sound’ları ve imza attıkları birbirinden başarılı çalışmalarla Linkin Park, Nu-Rock adı verilen yeni müzik türünün ilk temsilcilerinden. Müziklerinde Rock, Rap ve Electronica gibi bir çok farklı sound’u başarıyla bir araya getiren Linkin Park’ın temelleri, 1996 yılında gitarist Brad Delson ve Mike Shinoda tarafından atılır. Kariyerlerine Xero adında bir grup kurarak başlayan ikili, zamanla vokalist Mark Wakefield, DJ Joseph Hahn, davulcu Rob Bourdon ve basçı Phoenix Farrell’ın da katılmasıyla kadrosunu güçlendirir.
FATBOY SLIM
Norman – ya da bazılarının hitap ettiği şekliyle “Her İşin Adamı”- Cook, Housemartins ve Pizzamakers gruplarıyla olan geçmiş birlikteliklerinin yanısıra, İngiliz “Brit hop” akımının önde gelen isimlerinden olan Fatboy Slim’in de arkasındaki isim. Başlangıçta Skint takma adını kullanarak Fatboy materyalleriyle klüplerde boy gösteren Cook, house, acid, funk, hip-hop, electro ve techno’dan harmanladığı benzersiz sound’uyla İngiliz klüp ortamlarının en çok aranan ve en iyi bilinen prodüktörü olmayı başarmış bir isim.
Prodigy
1990 yılının sonlarında üç genç tarafından kurulan Prodigy topluluğu, artistik yeteneklerini mainstream anlayışıyla birleştirmeyi başaran; elektronica akımının en büyük isimlerinden birisidir. İngiliz rave’inin atmosferini pop gezegenine taşıyan; bunu yaparken kült Rock şovmenliği de elden bırakmayan Prodigy’yi Prodigy yapan isim, Liam Howlett’tır. Müzik kariyerine çocukken aldığı piyano dersleriyle başlayan Liam, 80’lerin sonunda “Cut To Kill” isimli bir grupta DJ’lik yapmaktadır. Liam’ın Leeroy Thornhill ve Keith Flint ile tanışmasının ardından Prodigy kurulur. Liam’ın daha önce kaydettiği bazı çalışmalar, Prodigy’ye XL Records’la ilk kontratlarını kazandıracaktır. 1991 yılının Şubat ayında, dört parçadan oluşan “What Evil Lurks” isimli ilk çalışmaları piyasaya çıkar ve 7.000 kopya satılır.
Depeche Mode
İngiliz kökenli New Wave müzik akımının en büyük temsilcisi olan Depeche Mode, 80’li yıllara damgasını vuran efsanevi bir topluluk. Müzikal kimliklerini tamamıyla synthesizer’lar ve bilgisayar destekli bir sound üzerine kurarak, döneminin en dikkat çeken isimlerinden biri haline gelmeyi başaran topluluk, hareketli dans-pop sound’uyla başladıkları müzik serüvenleri boyunca, giderek derinleşen ve daha dramatik bir yapıya kavuşacaktır.
Moloko
Moloko ismi, Rusça “süt” anlamına geliyor. 1996 yılında kurulan İngiliz grup Moloko, belli bir kalıba oturmayan soundları ile sıra dışı bir grup. Grup, iki kişiden oluşuyor; Roisin Murphy ve Mark Brydon. İkili, ilk defa bir club’da dans ederken tanışır; birbirleriyle yakınlaşan ikili arasında büyük bir aşk başlar ve her ikisi de müzik yapmaktan hoşlandıkları için Moloko’yu kurarlar. 80’lerin disko müziğinin çağdaş versiyonu da diyebileceğimiz Moloko, oldukça üretken bir grup. Roisin ve Mark, ikişer yıl arayla ve sırasıyla “Do you like my tight sweater”, “I’m not a doctor”, “Things to make and do” ve “Statues” adlı 4 albüme imza atar.
Faithless
Faithless kurulmadan önce müzik çalışmalarını “Felix” ismiyle sürdüren ve Pet Shop Boys, Björk, Simply Red gibi sanatçılar için yaptığı remixlerle tanınarak İngiltere’nin en iyi house DJ’lerinden biri olmayı başaran Rollo, 1995 yılında Sister Bliss ve Maxi Jazz ile bir araya gelerek Faithless’ı kurdu. Faithless, ilk single’ları olan “Salve Mea” ve aynı yıl yarattıkları dans hiti “Insomnia” ile bütün dikkatleri üzerine toplamış, “Reverence” adlı ilk albümleriyle de “Müzik piyasasında artık biz de varız” mesajını vermişti.
Bi Teşekkür Çok şey Deyildir Sadece bi kaç saniyenizi alır..
.................Saygılar........P_R_E_N_S.................
