Annelerin ağlaması Hazreti Muhammed ve Kemal Atatürk!

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
Annelerin ağlaması Hazreti Muhammed ve Kemal Atatürk!

Hayatın gerçeği, ilkesi ve vicdanı zorladı; Hazreti Muhammed ile Mustafa Kemal’in kıyaslanmasına mecbur bıraktı.

Aslında doğru bulmam.

İkisi farklı insan.

Biri İslam’ın kurucusu.

Diğeri Cumhuriyet’in.

Biri Allah’ın elçisi!

Diğeri aklın devrimcisi!

Fakat siz de izliyorsunuz; hayat “askere gönderdiği oğullarını şehit veren annelerin ağlaması ile Hazreti Muhammed’in putlara tapan Kureyş oligarişisine karşı vermek zorunda kaldığı Uhud Savaşı’nı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün asker arkadaşlarıyla beraber, halkı da yanına almaya çalışarak yaptığı devrimi ve kurduğu laik cumhuriyeti korumak için Dersim isyanını kanla ve çok ağırca bastırmak zorunda kalmasını” bir araya getirdi.

Onur Öymen’i linç ediyorlar.

Baykal’ı çiğ çiğ yiyorlar.

Kılıçdaroğlu’na zarf atıyorlar.

Onur Öymen üzerinden Kemal Atatürk’e de vuruyorlar.

***


Aslında Türk-Kürt kardeşliğine saldırıyorlar. Bu saldırıya kaldıraç olarak da; “Barıştan yana değil misin, yoksa sen annelerin ağlamasını mı istersin?” diye halk dalkavukluğu (demagoji) yükseltiyorlar.

Uhud Savaşı’nı unutuyorlar.

Büyük bir savaş olacaktı. Var olma yok olma savaşıydı. İslam dinini kabul etmeyen müşrikler ve Bedir Savaşı’nın intikamı için yanıp tutaşan Ebu Süfyan’ın 10 kat daha güçlü ordusu (700’ü zırhlı, 200’ü atlı 3000 kişi) sadece ikisi atlı 700 kişilik İslam ordusunun tamamını kılıçtan geçirip, yok edecek ve İslam dini daha doğamadan bitirilecekti.

Çok kan akacaktı.

Anneler oğullarını yitirecekti.

Anneler ağlayacaktı.

Hazreti Muhammed, “Hz. Ali ölebilir, Hz. Hamza, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Sa’d bin Muaz dahil önde gelenlerimizi tamamen yitirebiliriz. Anneler ağlamasın, biz Medine’yi ve tutuğumuz bu Şam ticaret yolunu müşriklere ve onların lideri Ebu Süfyan’a teslim edelim, inancımızdan da vazgeçelim, bu savaş olmasın” diyebilirdi.

Demedi.

***


Hz. Muhammed, üzerinde “Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var; insan korkaklıkla kaderden kurtulamaz” yazısı bulunan kılıcını, şehit oluncaya kadar savaşma andı içen Ebû Dücâne’ye verdi ve Uhud Savaşı, Hz. Peygamber’in amcası Hz. Hamza’nın da içinde bulunduğu çok sayıda şehit verilerek kazanıldı. Peygamber, “anneler ağlamasın” diye düşünseydi, bugün “İslam dini” olmayabilirdi.

Peygamber kınanabilir mi?

Peygamber; “annelerin ağlamasına göz yumdu” diye eleştirilebilir mi? Gerçekten “tarihçiliklerini gemleyemedikleri şöhret olma arzularının üzerinde tutan” araştırmacıların yazdıklarına göre Dersim isyanı, Kemal Atatürk devrimine karşı bir aşiret kalkışmasıydı ve arkasında “Hatay’ı yitirmek istemeyen Fransa’nın parmağı” vardı. Devrimler, karşı devrimlere “analar ağlamasın” gerekçesiyle yumuşak yaklaşmazlar. Acımasızca bastırırlar.

Dersim’in de bastırılması “zalimce ve ağır” oldu.

Eleştirebiliriz.

Dönemi içinde değerlendiririz.

Fakat vicdanlı olmalı; Onur Öymen, konuşmasında “Dersim’i işaret ederken” bugün için “Dersim tipi bir çözüm” önermiş değil.

Analar ağlasın diyen de yok.

Necati DOĞRU
 
demogoji asıl bu olmus :D ama dersimdekide bir isyandır sonucta devlete karsı tamam cozumu katliam olus ama sonucta eni kurulmus bir devlet ancak boyle yapabilrdi
 
Çok akıllı olmalarının dışında ,Bence kıyas yapılacak hiçbir ortak yanları yok. biri birçoğumuzun inandığı islamiyetin kurucusu , allahın dünyayı yaratma sebebi sonsuz nur, diğeri türkiye cumhuriyetini kurarak 'bağımsız bir ülkede yaşıyoruz' diyebilme sebebimiz ulu önderimiz .. laikliğin tartışılır duruma gelmesini sağlayan düşüncenin temel yapısını oluşturan gereksiz bir karşılaştırma..
 
Çok akıllı olmalarının dışında ,Bence kıyas yapılacak hiçbir ortak yanları yok. biri birçoğumuzun inandığı islamiyetin kurucusu , allahın dünyayı yaratma sebebi sonsuz nur, diğeri türkiye cumhuriyetini kurarak 'bağımsız bir ülkede yaşıyoruz' diyebilme sebebimiz ulu önderimiz .. laikliğin tartışılır duruma gelmesini sağlayan düşüncenin temel yapısını oluşturan gereksiz bir karşılaştırma..

aslında yazı karşılaştırmadan çok Hz. Muhammed ve Mustafa Kemal ATATÜRK''ün yaşadıkları dönemde yaptıkları.
 
Uhud Savaşı’nı unutuyorlar.

Büyük bir savaş olacaktı. Var olma yok olma savaşıydı. İslam dinini kabul etmeyen müşrikler ve Bedir Savaşı’nın intikamı için yanıp tutaşan Ebu Süfyan’ın 10 kat daha güçlü ordusu (700’ü zırhlı, 200’ü atlı 3000 kişi) sadece ikisi atlı 700 kişilik İslam ordusunun tamamını kılıçtan geçirip, yok edecek ve İslam dini daha doğamadan bitirilecekti.

Çok kan akacaktı.

Anneler oğullarını yitirecekti.

Anneler ağlayacaktı.

Hazreti Muhammed, “Hz. Ali ölebilir, Hz. Hamza, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Sa’d bin Muaz dahil önde gelenlerimizi tamamen yitirebiliriz. Anneler ağlamasın, biz Medine’yi ve tutuğumuz bu Şam ticaret yolunu müşriklere ve onların lideri Ebu Süfyan’a teslim edelim, inancımızdan da vazgeçelim, bu savaş olmasın” diyebilirdi.

Demedi.

***


Hz. Muhammed, üzerinde “Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var; insan korkaklıkla kaderden kurtulamaz” yazısı bulunan kılıcını, şehit oluncaya kadar savaşma andı içen Ebû Dücâne’ye verdi ve Uhud Savaşı, Hz. Peygamber’in amcası Hz. Hamza’nın da içinde bulunduğu çok sayıda şehit verilerek kazanıldı. Peygamber, “anneler ağlamasın” diye düşünseydi, bugün “İslam dini” olmayabilirdi.


Yürek vardır yürekcik vardır ..

Gurur vardır gururcuk vardır..


:goz:
 
Geri
Üst