Annan’ın Kıbrıs Haritası..!

hannibalgs

New member
Katılım
28 Haz 2005
Mesajlar
486
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Geldim İstanbula..!
Annan’ın Kıbrıs Haritası

Kıbrıs’la ilgili konuları bilen bir arkadaşla sohbet ettim.

Hazır hayırlısıyla Isviçre’de problemler halledildi , referandum tarihi alındı ya , büyük zaferin ardından
sıcağı sıcağına yazayım bari !!!

Not : Bu arada Rauf Denktaş, Verheugen’in Isviçre’de bizim heyettekileri azarladığını söyledi ,
bizimkilerden yalanlama gelmedi , basındada fazla yazılmadı , herhalde bizimkiler nezaketlerinden
susmuşlardır ve önlerine bakmışlardır , sonra ayıp olur ya , medeni adamların hali bir başka oluyor tabii !!!!

Arkadaşım Annan Planındaki toprak pazarlıklarının arka planının bir kısmını anlattı , bende sizle
paylaşayım dedim , konuşmadan özetler aşağıdadır :

· Farkındaysan bizim basın her şeyden bahsediyor ama topraktan bahsetmiyor.”

· Haritada Rum Başkan Papadopulos’un köyü Asha için sınırın tam 170 derecelik bir açıyla güneye kıvrıldığını
görüyor musun? ( bakınız harita )

· Üstelik Asha, (Paşaköy) bizim 28’inci Tümen karargâhının konuşlandığı köy.

· Ama Rauf Denktaş’ın köyü Baf halâ Rum tarafında !!!

· Batıdaki 39’uncu Tümen Karargâhının bulunduğu Çamlıbel de Rumlara veriliyor.

· Orgeneral Büyükanıt’ın MGK’da söylediği gibi sınır çizgisi sanki Rum Milli Muhafız Komutanı ile
beraber çizilmiş, Türk birliklerinin bulunduğu yerler Rum toprağına dahil edilmiş.

· Kuzey Doğu’da ki en stratejik bölge olan Karpaz’a özel statü verileceği söyleniyor ama kimseden
tık yok. Doğrumu ? Acaba güneydeki 2 Ingiliz üssüne ek olarak ABD’nin bir üssü kardeşmi geliyor ?

· 14 sene sonra Kuzey’in tamamen Rumun eline geçeceğini söylemeyip.. “Türk askeri sonsuza kadar
Kalacak” diyorlar. Bunu “fiili ve etkin garantinin” kanıtı olarak gösteriyorlar.

· Plana göre 14 sene sonra adada kalacak 650 asker neyi ve kimi koruyabilecek , dikkat ederseniz
2 adet Ingiliz üssünden bahseden yok , madem ada askerden arındırılacak bu üslerden niye kimse
bahsetmiyor ?

· Kuzeye gelecek olan en az 100.000 Rum nasıl problemlere yol açacak acaba kimse düşünüyormu ?
( bu rakam bizzat De Soto tarafından dile getirildi )

· Ha bu arada zaten Rum tarafındaki Rum köyü Potamya da “doğal olarak” yine Rum tarafında bırakılmış.!!!!

· Yalnız Potamya Rum tarafında bırakılmakla kalmamış ve hediyesi olarak buna halen Türklerin oturmakta
olduğu tam 65 Türk köyü de ilave edilmiş.

· M.Ali Talât’ın BIRT’ta program yaptırdığı adama göre köylerin Türk’te veya Rum’da olması fark
etmezmiş !!! Kıbrıs’ın köyleriymiş ya..!!!

· Madem fark etmez, Anan planı ile göçmen olacak (şimdilik) 50.000 Türk için Rumlar da güneyde
meselâ 50 köy boşaltsın, da onları oraya yerleştiriverelim..

· Bu köylerde oturan en az 50,000 Türk ne olacak?

· Hangi hazır eve, dükkana, tarlaya, bahçeye gidip oturacaklar , ne ile geçinecekler ?

· Yoksa bilinmeyen bir süre depremzedeler gibi çadırkentlerde mı yaşayacaklar ?

· Beşparmak Dağlarındaki Mağaralarda yaşamaları bir alternatif olabilirmi ??

· Bu insanlar bir insan ömrü içinde üçüncü defa göçmen mi olacaklar ?

· 50,000 kişinin başka bölgelere yerleştirilmelerinin mali portresi nedir , bu paraları kim ödeyecek ?

Haritayı incelemek isterseniz link aşağıda , bir de bu gözle inceleyin. !!!!!

http://www.arcaajans.com/haber_images/harita2a.jpg


****

ALINTIDIR..!

NOT/ Şimdi bi düşünün ya rumlarda kabul etselerdi planı ne olur okadar kan boşamı dökülmüş olucaktı..!
 
kıbrıstaki türklerde pek türk sayılmaz ama bi kaç arkadaşım var okullarında istiklal marşını bile okumuyorlarmış sebep ise gereksizmiş
 
o zaman nerde kaldı onun Türklüğü dostum . Eğer Türkse bayrağa , marşa saygılı olmak zorunda
 
muhabbet güzel.bende olmak isterdim de arkadaşının bu konularda derinliği warmdır.yani her türlü garantisini verebilirmisin.

bu arada
"· Üstelik Asha, (Paşaköy) bizim 28’inci Tümen karargâhının konuşlandığı köy.
· Ama Rauf Denktaş’ın köyü Baf halâ Rum tarafında !!!"
konusu çok dikkatimi çekiodu ama çok abestçe karşılanıp salak yerine konulacağımdan koktuğum için sormaya üşeniyodum.senin ark.la kafa dengiyiz;)
 
kıbrıs kıbrıslılarındır fikri belleklerinize ekilmiş nihayet.zaten hedeflenen şey buydu.
kuzey kıbrıs kıbrıslı Türklerin , güney de rumların veya bütün ada her ikisinin .
Türkiye dışarıda ve yabancılaşmış bir güç.Bunu bir kere kabul ettiğinizde Rum çözümü de mantıklı hale gelecek.Oysa Türkiye adanın tümü içi hak iddiası ve garantörlüğü olan devlet.Neden? Çünkü bütün ada Türkiye'den ,yani Osmanlı İmparatorluğu'ndan ( yani yine Türkiye'den , 19. yüzyıl başına kadar bütün dünya haritalarında imparatorluğun uzandığı topraklar istisnasız devasa Türkiye yazılarıyla adlandırılırdı ve toprakların ahalisi rum, arap, ermeni ,rus vs etnik kökeni ayrılmaksızın TÜRK diye adlandırılmıştı (Carlos Menem -El Turco , Arap - Rakka vilayeti (Suriye) göçmeni bir ailenin çocuğu ).İngiltere bizden adayı Hong Kong gibi
hesapta 80 yıllığına kiraladı , ardından ilhak etti yani çaldı. Bütün ada zaten bizim.Çekilirken de sahibine iade yerine palavra bir devlet kurdu, yunanistandan rum ithal ederek Türkleri azınlığa düşürdü.
 
Tigin güzel bir araştırma yapmışsın.
Adamların amacı Kıbrısı elimizden hep almak.
 
Kıbrıslılar '' Türk '' olarak sayılır sayılmaz tartışılır ama orda Türkiye Türkleri fazla sevilmez .
Türk askeri sevilmez .
Biz yıllardır onlar için uğraşıyoruz adamlar kendilerini bizden üstün sayıyorlar .
Ne desek elden birşey gelmicek . En kısa sürede 2 devlet kurulup herkesin kendi kendini idare etmesi lazım .
Tr'nin ekonomisi ile geçinen bir ülke . Orda askeri ücret Tr'nin 2,5 katı .
 
Kıbrıstaki Türklerin veya Rumların fikirleri önemli değil ben bunu anlatmak istedim Türk toprağı derken.Orası Türkiye'den çalınmış bir toprak. Türkiye'ye ait. Üzerinde yaşayanların fikirleri önemsiz.Senin malın çalınmış , sen hala hırsız ne düşünüyor diyemezsin.
 
bim_28' Alıntı:
Tigin güzel bir araştırma yapmışsın.
Adamların amacı Kıbrısı elimizden hep almak.

Türkiye adı üzerine bir kitap :


Dr. Erhan Afyoncu "Sorularla Osmanlı İmparatorluğu"

Cilt 1 , s.17

"Malazgirt''ten sonra Türklerin akın akın Anadolu''ya gelmeleri sonucu Avrupa''da burası Türkiye diye anılmaya başlandı. Faruk Sümer, 1085''ten itibaren Avrupalıların Anadolu''ya Türkiye demeye başladıklarını belirtir. Friedrich Barbarossa''nın haçlı seferlerinden itibaren batılı yazarlar Anadolu''dan, Türk hakimiyetine giren hiçbir ülkeye vermedikleri bir adla Turchia/Turquie diye söz etmeye başladılar. Bu haçlı seferlerinden yarım yüzyıl sonra Simon de Saint-Quentin bu isimlendirmeyi sistematik hale getirdi. Claude Cahen''e göre Anadolu''da Türkleşme yoğunluğu ne olursa olsun, o zamanki Türkiye''nin sınırları ne kadar belirsiz olursa olsun, çağdaşlarının gözünde Anadolu''nun Türk niteliği ülkenin bütününe damgasını vurmuştur.

Avrupalı yazarlar Anadolu''ya Türkiye derken Müslüman yazarlar, Selçuklular devlet kurduktan sonra dahi burası için, hiçbir siyasal anlamı kalmamasına rağmen Rum/Roma diye bahsetmeye devam etmişlerdir."
 
Geri
Üst