facetoface
Altın Üye
Sana anlatamayacağım ve öğretemeyeceğim tek şeydi "sevebilmek".
Koştuğun yorulduğun karmakarışık olduğun bir duygu değil, yalın sade anlaşılabilen ve düşünülebilen..Sen nasıl olduğunu bilmiyordun.Bense çok fazla öğrenmiştim.Senin için zordu..Bana çok kolay.Belki bunun için tükenip gidiyorsun bende azar azar...
Olmayanı tanır yürek.Düşünmeyi iş edinir kendine.Filozof olmaya gerek yok.Aşikardır sevmek.Nedeni, nicesi, sonucu yoktur.Aradığın hiç bir cevabı barındırmaz içinde.Sadece soruları çoğaltır alabildiğince uzun.
Şimdi sen baktığın yağ dolu çay kaşığını taşıyorsun, ben bahçenin içindeyim.Yeşile, çiçeğe, güzele dair ne varsa görüyor ve yaşıyorum.Anladığım ve algıladığım seni
bulduğum yerde bırakıyorum, geldiği yeri sevmedim çünkü..Çünkü gördüğümden ötesini anlamıyorum.Çocukça bir hüzünle çekiştirip duruyorum aklımı.
Aklım kendinde öte geçmiyor ben "seni sevdiğimle kalıyorum" ne mutlu bana..
çelişkilerimin, hüzün ve acılarımın ortasında öyle güzel bir bahçe ki, ömrümce dolaşsam bıkmayacağım.Sen hep orda bıraktığım yerde öylece kalacaksın."mutlu" olmayı "sevmeyi" öğrendiğinde bahçe çoktan sonbaharı yaşıyor olacak..Çok uzun bekleyeceksin ilkyazı.Hadi şimdi "bana ne " de.O kadar geç ki artık.Uzun yolculuklar, kısa hüzünler taşır insana.Sıkışıp kalır bir isim bir yerlere.Ara sıra alır ellerine bakarsın.Sızlamaz deme mutlak sızlar içine batar bir ağrı..
Belki bunun için gidiyorsun benden azar azar.Belki bunun için ben hep çoğalıyorum.Son sözler yazıyorum hayata ve sana dair.Küsecek çok cümle var, lugatında yüreğin..
alıntı..
Koştuğun yorulduğun karmakarışık olduğun bir duygu değil, yalın sade anlaşılabilen ve düşünülebilen..Sen nasıl olduğunu bilmiyordun.Bense çok fazla öğrenmiştim.Senin için zordu..Bana çok kolay.Belki bunun için tükenip gidiyorsun bende azar azar...
Olmayanı tanır yürek.Düşünmeyi iş edinir kendine.Filozof olmaya gerek yok.Aşikardır sevmek.Nedeni, nicesi, sonucu yoktur.Aradığın hiç bir cevabı barındırmaz içinde.Sadece soruları çoğaltır alabildiğince uzun.
Şimdi sen baktığın yağ dolu çay kaşığını taşıyorsun, ben bahçenin içindeyim.Yeşile, çiçeğe, güzele dair ne varsa görüyor ve yaşıyorum.Anladığım ve algıladığım seni
bulduğum yerde bırakıyorum, geldiği yeri sevmedim çünkü..Çünkü gördüğümden ötesini anlamıyorum.Çocukça bir hüzünle çekiştirip duruyorum aklımı.
Aklım kendinde öte geçmiyor ben "seni sevdiğimle kalıyorum" ne mutlu bana..
çelişkilerimin, hüzün ve acılarımın ortasında öyle güzel bir bahçe ki, ömrümce dolaşsam bıkmayacağım.Sen hep orda bıraktığım yerde öylece kalacaksın."mutlu" olmayı "sevmeyi" öğrendiğinde bahçe çoktan sonbaharı yaşıyor olacak..Çok uzun bekleyeceksin ilkyazı.Hadi şimdi "bana ne " de.O kadar geç ki artık.Uzun yolculuklar, kısa hüzünler taşır insana.Sıkışıp kalır bir isim bir yerlere.Ara sıra alır ellerine bakarsın.Sızlamaz deme mutlak sızlar içine batar bir ağrı..
Belki bunun için gidiyorsun benden azar azar.Belki bunun için ben hep çoğalıyorum.Son sözler yazıyorum hayata ve sana dair.Küsecek çok cümle var, lugatında yüreğin..
alıntı..