MilliEğiti
New member
- Katılım
- 6 Nis 2010
- Mesajlar
- 530
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Daha önce de birkaç kez AKP, ANAP’ın kötü taklidi diye yazmıştım. Zaten aslı da bir işe yaramamış, Türkiye’yi batırmıştı, kopyası da batırmaya ve batmaya devam ediyor. Aynı Çin malı, tanınmış markaların yapılan kötü ve dayanıksız taklitleri gibi. PKK ile mücadele konusunda iki parti arasındaki benzerlik şaşırtıcı.
Erdoğan’ın aile televizyonundan Ulusa Sesleniş konuşmasını dinleme şanssızlığına erdim. Özal da yapardı ya. Ben o seslendiği ulusun bir kere bile onu dinlemediğinden eminim. Şimdilerde de Erdoğan’ı dinlemedikleri gibi. O kadar inandırıcı olmaktan uzak ki sanki kendi söylediği şeylere kendi de inanmıyor gibi.
Özal dönemi sona erip Demirel Başbakan olduğu yıllarda İzmir’den Edremit’e otobüsle gidiyordum, yanımda gençten bir delikanlı oturuyordu. Yeni terhis olmuş memleketine dönüyormuş, güneydoğuda askerliğini yapmış. Bana Özal döneminde gece uyanık kalıp gündüz uyuduklarını zira saldırmamaları, yalnızca savunmaları konusunda talimat aldıklarını anlatmıştı. Delikanlı iktidar değişince teröristlere saldırıp düşmanı sindirdiklerini de söylemişti. Şimdi de durum aynı. AKP, aklınca Avrupalı olacağız diye evlatlarımızı feda ediyor.
Herkesin bildiğini ben de tekrarlayayım, AKP iktidara geldiğinden bu yana terörün ne kadar azdığının farkındasınız. Peki, bunlara tesadüf diyebilir misiniz? Ben demiyorum. Diyemiyorum. Özellikle bu iktidarın iç ve dış politikalarının başından beri söylediğimiz gibi Cumhuriyeti yıkma, Atatürk’ün devrimlerini silme adına olduğunu bilince. Ama ömürleri yetmedi şimdilerde kendi iktidarlarını yıkıyorlar.
Elektrik fiyatları düşecek diyor, tersine artıyor. Et fiyatı düşecek diyor, artıyor. TOKİ ev yaptı satıyor diyor, TOKİ elindeki evleri satamıyor. Bırakın TOKİ’yi tüm müteahhitler kilitlendi konut satamıyorlar. İşsizliğe çare bulduk diyorlar, kendi rakamları ile bile işsiz sayısı artıyor. Yeni iş alanı açtık, 10 bin kişi, 100 bin kişi alacağız diyor, vatandaş 250 kişi alınacak yerlere 10 binlerle başvuruyor.
Ramazan geliyor, her şey ateş pahası, kimse bu mübarek ayda aklı başında iftar yapacak keseye sahip değil. Ama kendisi sülalece en lüks tatil yerlerinde hem de o yetmediğinden şikâyet ettiği maaşı ile tatil yapıyor. Başbakan konuşmasında ekonomi gelişti diyor. Bunu bir de memura, emekliye, işçiye sormalı. Ne kadar rahatladılar acaba?
Dış politikada battıkça batıyoruz. Gazetelerde bir yalan bin yalan üzerine. Ne diyorlar, AB ülkelerine vize kalkıyormuş. Yok, yahu. Seni içine almayan bir topluluk vatandaşlarına vize verecek? Yunanistan ile vize kalkacakmış. Yunanistan AB üyesi. Bu ülkeye girdiğiniz anda tüm AB ülkelerine geçebilirsiniz. Enayi mi bu fırsatı versin size hem de Hamas’ın avukatı olan bir ülkeye. Başbakan Yunanistan ile bilmem kaç tane anlaşma imzaladı dostluk köprüsü kurdu, Yunan meclisi Rum Pontus katliamı ile suçlayan bir yasa çıkardı.
ABD ile konuşmuş. Belli ki Başbakan Toronto G-20 zirvesine Obama ile konuşmak için gitmiş, ekonomi falan umurunda değil. Ama anlaşılan Obama fırçasına oturmuş. İsrail açıkladı görüşme talebi bizimkilerden gitmiş. Ne oldu, ne değişti de bu ilişki kurma niyeti ortaya çıktı? Herkes Toronto’da tasarruf veya harcamayı tartıştı, bizimkiler de İsrail, Hamas ve İran’ı. Oradan da beklediği sonucu alamadı. Ne olacak, Kasım ayında ABD’de seçim var, bu aralar Washington’a da gelemez. Ancak Erdoğan, Aralık ayında Washington’u sever. Belki de son Amerika ziyareti olur. Tabii o tarihlerde ekonominin daha da bir çığırından çıkma olasılığı da yüksek.
Erdoğan konuşmasında PKK terörüne çözüm için yaptığı çağrıyı tekrarlayıp, olağanüstü hal ilan edilmesini isteyen MHP lideri Bahçeli’yi eleştirdi. Bence Bahçeli oldukça ılımlı bir öneride bulundu.
ANAP'ın Çin malı taklidi AKP-Yazarlar-Yeniçağ Gazetesi
Erdoğan’ın aile televizyonundan Ulusa Sesleniş konuşmasını dinleme şanssızlığına erdim. Özal da yapardı ya. Ben o seslendiği ulusun bir kere bile onu dinlemediğinden eminim. Şimdilerde de Erdoğan’ı dinlemedikleri gibi. O kadar inandırıcı olmaktan uzak ki sanki kendi söylediği şeylere kendi de inanmıyor gibi.
Özal dönemi sona erip Demirel Başbakan olduğu yıllarda İzmir’den Edremit’e otobüsle gidiyordum, yanımda gençten bir delikanlı oturuyordu. Yeni terhis olmuş memleketine dönüyormuş, güneydoğuda askerliğini yapmış. Bana Özal döneminde gece uyanık kalıp gündüz uyuduklarını zira saldırmamaları, yalnızca savunmaları konusunda talimat aldıklarını anlatmıştı. Delikanlı iktidar değişince teröristlere saldırıp düşmanı sindirdiklerini de söylemişti. Şimdi de durum aynı. AKP, aklınca Avrupalı olacağız diye evlatlarımızı feda ediyor.
Herkesin bildiğini ben de tekrarlayayım, AKP iktidara geldiğinden bu yana terörün ne kadar azdığının farkındasınız. Peki, bunlara tesadüf diyebilir misiniz? Ben demiyorum. Diyemiyorum. Özellikle bu iktidarın iç ve dış politikalarının başından beri söylediğimiz gibi Cumhuriyeti yıkma, Atatürk’ün devrimlerini silme adına olduğunu bilince. Ama ömürleri yetmedi şimdilerde kendi iktidarlarını yıkıyorlar.
Elektrik fiyatları düşecek diyor, tersine artıyor. Et fiyatı düşecek diyor, artıyor. TOKİ ev yaptı satıyor diyor, TOKİ elindeki evleri satamıyor. Bırakın TOKİ’yi tüm müteahhitler kilitlendi konut satamıyorlar. İşsizliğe çare bulduk diyorlar, kendi rakamları ile bile işsiz sayısı artıyor. Yeni iş alanı açtık, 10 bin kişi, 100 bin kişi alacağız diyor, vatandaş 250 kişi alınacak yerlere 10 binlerle başvuruyor.
Ramazan geliyor, her şey ateş pahası, kimse bu mübarek ayda aklı başında iftar yapacak keseye sahip değil. Ama kendisi sülalece en lüks tatil yerlerinde hem de o yetmediğinden şikâyet ettiği maaşı ile tatil yapıyor. Başbakan konuşmasında ekonomi gelişti diyor. Bunu bir de memura, emekliye, işçiye sormalı. Ne kadar rahatladılar acaba?
Dış politikada battıkça batıyoruz. Gazetelerde bir yalan bin yalan üzerine. Ne diyorlar, AB ülkelerine vize kalkıyormuş. Yok, yahu. Seni içine almayan bir topluluk vatandaşlarına vize verecek? Yunanistan ile vize kalkacakmış. Yunanistan AB üyesi. Bu ülkeye girdiğiniz anda tüm AB ülkelerine geçebilirsiniz. Enayi mi bu fırsatı versin size hem de Hamas’ın avukatı olan bir ülkeye. Başbakan Yunanistan ile bilmem kaç tane anlaşma imzaladı dostluk köprüsü kurdu, Yunan meclisi Rum Pontus katliamı ile suçlayan bir yasa çıkardı.
ABD ile konuşmuş. Belli ki Başbakan Toronto G-20 zirvesine Obama ile konuşmak için gitmiş, ekonomi falan umurunda değil. Ama anlaşılan Obama fırçasına oturmuş. İsrail açıkladı görüşme talebi bizimkilerden gitmiş. Ne oldu, ne değişti de bu ilişki kurma niyeti ortaya çıktı? Herkes Toronto’da tasarruf veya harcamayı tartıştı, bizimkiler de İsrail, Hamas ve İran’ı. Oradan da beklediği sonucu alamadı. Ne olacak, Kasım ayında ABD’de seçim var, bu aralar Washington’a da gelemez. Ancak Erdoğan, Aralık ayında Washington’u sever. Belki de son Amerika ziyareti olur. Tabii o tarihlerde ekonominin daha da bir çığırından çıkma olasılığı da yüksek.
Erdoğan konuşmasında PKK terörüne çözüm için yaptığı çağrıyı tekrarlayıp, olağanüstü hal ilan edilmesini isteyen MHP lideri Bahçeli’yi eleştirdi. Bence Bahçeli oldukça ılımlı bir öneride bulundu.
ANAP'ın Çin malı taklidi AKP-Yazarlar-Yeniçağ Gazetesi