icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Tahsin Akıncı, Amigo Orhan’a 50 TL ‘avanta’ verdiği gerekçesi ile Süleyman Seba’dan öylesine bir ‘fırça’ yiyor ki yönetim kurulu toplantısında, kelimenin tam anlamı ile yerin dibine geçiyor.Yakın arkadaşı Can Öner’e aktarırken başına geleni, “Yer yarılsaydı da içine girseydim. Elim kırılsaydı da vermeseydim Orhan’a o parayı” cümlesini kuruveriyor. Zira Başkan Süleyman Seba, yönetici-yandaş diyaloguna sıcak bakmadığı gibi ‘monolog’dan yana ve tribün fanatiklerine her koşulda taviz vermeme yanlısı. Geçmiş zaman. Tahsin Akıncı. Beşiktaş yönetim kurulunun genç ve güvenilir üyesi. Kendisinden daha deneyimli, yakın arkadaşı İsmail Ünal ile... İkilinin ayrılmaz parçası ise şimdi aramızda olmayan Can Öner... ‘Üçlünün’ yedikleri içtikleri ayrı gitmez, yaşamlarının odak noktasını ise Beşiktaş oluştururdu. Durum şimdi de farklılık içermiyor. Birisi Beşiktaş Belediyesi, diğeri ise yaşadığı İznik’in Beşiktaşlılar derneği başkanı...
Tahsin Akıncı, Can Öner ile Bolu deplasmanında, karşılarında bir kez daha ‘Amigo Orhan.’ İsteği farklılık içermiyor alışagelmiş şekilde tabii: “Abi para...” Ama Tahsin Akıncı, Süleyman Seba’nın sert ve de yerinde tepkisini hiç unutmamış olacak ki, “Para, mara yok” diyor demesine de, ardından ‘Amigo Orhan’ın belinden çıkardığı ‘bıçak’ ile neye uğradığını şaşırıveriyor. Beşiktaş amigosunun, bir kez ‘illegal’ avanta aldığı yönetim kurulu üyesinin bu kez ‘oralı’ olmaması üzerine bıçağına sarılması, elbette o dönemde haber olamazdı. Olsaydı da yalanlanırdı! Şimdilerde neler olup bittiği çok iyi bilindiği halde yazılamaması gibi!
Süleyman Seba, yönetimlerinde yer alan isimler yıllarca uyarıldı: “Hangi koşulda olursa olsun tribün liderleri ile diyalog kurmayın. Para ve bilet isteyen amigoları dikkate almayın, sakın ola ki para ve bilet vermeyin. Yakanızı bir kez kaptırdınız mı, bir daha kurtaramazsınız...” İhsan Kalkavan, Süleyman Seba’nın söylemine kulak tıkadığı için epey tartışmalar çıkıvermişti yönetim kurulu toplantılarında, geçmiş yıllarda. İhsan Kalkavan gizlice yapardı bu işi genelde! ‘Aman Süleyman Abi duymasın’ diyerek, tribün önderlerine ‘otobüs parası’ adı altında yabana atılamayacak yardımlarda bulunurdu. Sonrasında da yer gök inlerdi: ‘İhsan Kalkavan, İhsan Kalkavan...’
Önce Serdar Bilgili, ardından da Yıldırım Demirören’in başına gelenler ‘ibret’ alınmalı, ilerleyen yıllarda Beşiktaş Kulübü’nde bayrağı devralacak isime, isimlere...
Yıldırım Demirören kongreden bir kez daha ‘başkan’ olarak çıkar ya da çıkamaz, kestirmek en azından şu an için güç. Oldukça net gözüken ise profil değişimi yaşayıp kirlenen ve karakterini yetiren Beşiktaş tribünlerine ‘dur’ denilmesi gerçeği! Yıldırım Demirören nerede hata yaptığını bizlerden çok daha iyi biliyor. Hatalarından ders alacak mı, almayacak mı? Sanıyorum üzerinde durulması gereken nokta da burası. “Beşiktaş Kulübü Başkanı’na yapılan büyük edepsizliktir” klişesi ile dolanmak kolayı olur! ‘Elini kaptıran’ Beşiktaş
Kulübü Başkanı ‘kolunu’ kesebilecek cesarete sahip mi, değil mi? Hep beraber göreceğiz!
Çoğu kez meslektaşlarıma karşı tutumu nedeni ile eleştirip yerdiğim Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, bu konuda örnek oluşturacak adımı attı ve haklı alkışı da aldı. ‘Bedava biletleri’ kesilen ‘bir grup Fenerbahçeli’ kısa süre bağırdı, çığırdı sonrasında ise parasını ödediği bileti ile tribündeki yerini aldı. Doğrusu da bu olsa gerek... Aklın yolu bir!
Tahsin Akıncı, Can Öner ile Bolu deplasmanında, karşılarında bir kez daha ‘Amigo Orhan.’ İsteği farklılık içermiyor alışagelmiş şekilde tabii: “Abi para...” Ama Tahsin Akıncı, Süleyman Seba’nın sert ve de yerinde tepkisini hiç unutmamış olacak ki, “Para, mara yok” diyor demesine de, ardından ‘Amigo Orhan’ın belinden çıkardığı ‘bıçak’ ile neye uğradığını şaşırıveriyor. Beşiktaş amigosunun, bir kez ‘illegal’ avanta aldığı yönetim kurulu üyesinin bu kez ‘oralı’ olmaması üzerine bıçağına sarılması, elbette o dönemde haber olamazdı. Olsaydı da yalanlanırdı! Şimdilerde neler olup bittiği çok iyi bilindiği halde yazılamaması gibi!
Süleyman Seba, yönetimlerinde yer alan isimler yıllarca uyarıldı: “Hangi koşulda olursa olsun tribün liderleri ile diyalog kurmayın. Para ve bilet isteyen amigoları dikkate almayın, sakın ola ki para ve bilet vermeyin. Yakanızı bir kez kaptırdınız mı, bir daha kurtaramazsınız...” İhsan Kalkavan, Süleyman Seba’nın söylemine kulak tıkadığı için epey tartışmalar çıkıvermişti yönetim kurulu toplantılarında, geçmiş yıllarda. İhsan Kalkavan gizlice yapardı bu işi genelde! ‘Aman Süleyman Abi duymasın’ diyerek, tribün önderlerine ‘otobüs parası’ adı altında yabana atılamayacak yardımlarda bulunurdu. Sonrasında da yer gök inlerdi: ‘İhsan Kalkavan, İhsan Kalkavan...’
Önce Serdar Bilgili, ardından da Yıldırım Demirören’in başına gelenler ‘ibret’ alınmalı, ilerleyen yıllarda Beşiktaş Kulübü’nde bayrağı devralacak isime, isimlere...
Yıldırım Demirören kongreden bir kez daha ‘başkan’ olarak çıkar ya da çıkamaz, kestirmek en azından şu an için güç. Oldukça net gözüken ise profil değişimi yaşayıp kirlenen ve karakterini yetiren Beşiktaş tribünlerine ‘dur’ denilmesi gerçeği! Yıldırım Demirören nerede hata yaptığını bizlerden çok daha iyi biliyor. Hatalarından ders alacak mı, almayacak mı? Sanıyorum üzerinde durulması gereken nokta da burası. “Beşiktaş Kulübü Başkanı’na yapılan büyük edepsizliktir” klişesi ile dolanmak kolayı olur! ‘Elini kaptıran’ Beşiktaş
Kulübü Başkanı ‘kolunu’ kesebilecek cesarete sahip mi, değil mi? Hep beraber göreceğiz!
Çoğu kez meslektaşlarıma karşı tutumu nedeni ile eleştirip yerdiğim Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, bu konuda örnek oluşturacak adımı attı ve haklı alkışı da aldı. ‘Bedava biletleri’ kesilen ‘bir grup Fenerbahçeli’ kısa süre bağırdı, çığırdı sonrasında ise parasını ödediği bileti ile tribündeki yerini aldı. Doğrusu da bu olsa gerek... Aklın yolu bir!
Radikal-Asena özkan
