Amerikan Turancılığı ve Dolarlı Anadolu Anayasası

Vtnsvr

New member
Amerikan Turancılığı ve Dolarlı Anadolu Anayasası

Yazan: Mustafa YILDIRIM on 06 Mart, 2008 12:04:00






Devleti yıpratıp, birliği bozma yolunda ilerleyenler son adımlarını atıyorlar. Amerikan üniversitesinde Ergun Özbudun konuşacak. Konu, onalar göre “reform” bizim anlayışımıza göreyse “federasyon anayasası.” Özbudun’un yanındaki konuşmacılar ilgi çekmeyecek gibi değil: Mir Dengir Mehmet Fırat, AKP milletvekili Cüneyt Yüksel… Amerikalılar da pek ünlü: Columbia Üniversitesi’nden Alfred Stepan ve Andrew Arato. Anlaşılıyor ki, TBMM çoğunluğundan aldıkları gücü yeterli görmeyenler, asıl kaynaklarında güç tazelemeye çalışıyorlar.
Bu arada eksik bilgilendirmeleri yarattığı bulanıklığı aşmak için Ergun Özbudun’un Amerikan işadamlarının kuruluşu CIPE örgütünün Ankara Şubesinde ikinci yönetmen olarak çalıştığını; NED_CIPE_IRI_NDI-Alman Vakfı “partneri” Türk Demokrasi Vakfı’nın kurucusu olduğunu, NED’in yayın organı Journal of Democracy’nin önemli yazarlarından olduğunu ve bu bağlantıların Soros bağlantısının yanında çok daha güçlü olduğunu anımsamalıyız.
Ergun Özbudun ve Şeyh Sait torunu M.D.M Fırat’ın yurdumuzun temel yasasını Türkiye yerine Amerika’da tanıtma çabasına katkı koyanların başında Columbia üniversitesinin kanca merkezlerinden Center for the Study of Democracy (CSD-Demokrasi Araştırmaları Merkezi), Toleration on Religion (CDTR- Dinde Hoşgörü Merkezi) ile Institute for Religion and Public Life (IRCPL – Din ve Toplum Yaşamı Enstitüsü) geliyor. Konferansa önayak olan taze kuruluşlardan Turkish Cultural Center (Türk Kültür Merkezi)’nin katkısı yaban atılmamalı. ABD’de Türkiye’yi kendilerine dert edinen Türkler uzun süredir bu örgütün arkasındaki para odağını merak edip duruyorlardı; sonunda kuruluşun, Sayın Fethullah Gülen’e derin saygı duyanlarca oluşturulduğunu öğrendiler ve yalnızca Amerikan Rumlarına ve Ermenlilerine karşı savaşmanın yetersizliğini bir kez daha anladılar.
ABD Devlet Üniversitelerinden (CIA’in ekin tarlası) Georgetown’daysa ARI Derneğinin ABD’deki ayağı ARI Vakfı, bir yuvarlak masa toplantısında “Laiklik” ve “Türk siyasetindeki son gelişmeleri” Amerikalılarla irdeleyecekler.
MHP’nin tazesi, Mithat Melen de aynı günlerde ABD’de destek arıyor. Onun toplantılarıysa Woodrow Wilson Center (Osman Cengiz Çandar’ın eğitim gördüğü yer) bünyesindeki Southeast Europe Project’de yapılıyor. Düzenleyici ise yine Sayın F. Gülen’e saygılı Rumi Forum. Ne ki Southeast Europe (Balkan dememek için ‘Güneydoğu Avrupa’ adını Amerikalılar ve AB icadetti) da çok bildik bir kişi John Sitilides’i örümcek ağından, ASAM ile işbirliğinden ve Amerika’da Türkiye’ye karşı düşmanca yürüttüğü çalışmalardan anımsıyoruz.
Anlaşılıyor ki, Türkiye’de “türban” çevresinde oluşturulan “ittifak” projesi Amerika’da canlanıyor. Bu gelişmeler son derece tehlikeli. Bir sava göre İsrail-ABD destekçisi WINEP (ayrıntılı bilgi: SÖA 17) elemanlarından David Makovsky ve Soner Çağaptay, Ankara’da MHP’ye konuk olduktan sonra İsrail’de Dışişleri Bakanı ile özel olarak görüşmüşler. (MHP bir açıklamayla bu olayın gerçek olup olmadığına açıklık getirse yararlı olur.)
Washington’da oluşturulan geniş halkaları bilmezsek Ankara’da olanları, siyasal yaşamda karşılaşılan keskin dönüşleri anlamak olanaksızlaşır. Kısaca değinelim: CIA denetiminde ve NED şemsiyesi altında yıllardır geliştirilen Türk devletleri muhalif örgütlenmesinin merkezi Washington’a yerleşti.
Bir zamanlar Türkiye’de ABD hesabına kanlı olaylar yaratan CIA Turancıları (Şefler Asya göçmeniydiler) Asyalı Türkleri Washington’a topladılar ve CIA’ya emanet ettiler. Aynı şefleri aklayacak yayınlar yapılıyor; onların karanlık işlevlerini keskin “Türkçülük” maskesiyle örterek “lider” olarak sunuyorlar. Ülkede gün geçtikçe yaygınlaşan ve tarih bilincine varıldıkça gelişen ulusal birliği parçalamak için her türlü oyun oynanıyor.
Bu büyük oyunu algılamaya çalışırken bir gerçeği de akıldan çıkarmamalı: RTE-Bush ve A.C. Gül-Bush görüşmelerinde ve heyetler arası yuvarlak masa toplantılarında, Ordu yöneticilerinin Hudson Institute toplantılarında ne tür anlaşmalar yapıldığı ve hangi konularda yoğunlaşıldığı açıklanmış değil. Bu anlaşmaları bilmeden, ne T.C. devleti anayasasının parçalanmasını, ne de ulusal devletin tapusu Lozan antlaşmasının tek taraflı (ne yazık ki yeni yasalarla T.C tarafından) bozulmasını kavramak, yorum yapmak, sınır ötesini ve berisini irdelemek olanaksız.
Gölgelerle dövüşmeyi bırakıp -yabancıların zaten bildiği- anlaşmaların açıklanmasını istemek en önde gelen görevdir. İşin aslını öğrenen ulus, elbette doğru yolu kendisi bulacaktır ya da köleliği sessizce kabullenecektir.
2 Mart 2008 [email protected]
Not: Özellikle sınır ötesi ve berisiyle ilgili sorular alıyorum. Bu olayları irdelemeden önce bir gerçeği kabul edelim: İran İslam devriminin güçlü merkezi olarak kaldığı sürece ABD-AB, ne Irak’ta, ne Afganistan’da ve Lübnan’da, ne de Asya’da başarıya ulaşamaz. Özellikle ABD’ye maşa olanlar unutmamalı ki Türkiye hala ABD’nin sadık müttefikidir. ABD kendisine sadık Türkiye’yi her zaman aşiretlere tercih eder. Yakında bu konuya değineceğiz.
 

Vtnsvr

New member
Gerçekten ya bu halka saygısı olmayıp bilgi verme zahmetine katlanamayanlar gidip ABD'ye "bakın bizsizin dolarlarınızla geçiniyoruz.Sömürgeyiz ve bu ülke sizin tabi sizin bize dikte ettiginiz anayasa geçerli" demeye getiriyorlar.Yazık bagımsızlık,egemenlik Atatürk ruhundaymış sadece,mürid olunca önemli degilmiş meger.
 

Kara Kartal

Banned
bu amerikaa bizim sosyal yapımızı iyi çözmüşş

iki çakal bulup müslümcü yaparr

dört yobazı bulup dini savundururr

amerika her şeyi bilimsel yapıyorr kobaylarını deniyorr başarılı olanlara sahip çıkıyorr evinde besliyor

fetoş un amerikada kral gibi yaşamasını başka nasıl açıklarsınızzz
 

HTML

Üst