Amerikan mandası

mehmetünlü

New member
HH Üyesi
Katılım
18 Ara 2006
Mesajlar
12,137
Reaction score
0
Puanları
0
Mustafa Kemal Samsun'a çıkıp Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladığında İstanbullu aydınlar bağımsızlık savaşına inanmamaktadır. Ahmet Emin Yalman, Halide Edip gibi Amerikan okullarından mezun aydınlar bir üçüncü yol olarak Amerikan mandasını görmekte, onlarla birlikte Bekir Sami, Albay Kara Vasıf, Refet Bele, İsmet İnönü gibi askerler de Amerikan mandasını İngiliz sömürgesi olmaya ya da bağımsızlığa yeğ tutmaktadır.
Erzurum ve Sivas kongrelerine bu baskılar altında gidilir... Manda isteklerine Mustafa Kemal'in koyduğu nokta şu sözlerde ifadesini bulur:
- Şu size okuttuğum telgraflara, mektuplara, tavsiyelere bakınız... Öyle bir manda istenecek ve verilecekmiş ki, hukuku hükümraniyeye, hariçte temsil hakkımıza, kültür istiklalimize, vatan bütünlüğümüze dokunulmayacakmış. Buna ve böylesine Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Her şeyin başında Amerikalılar kendilerine hiçbir menfaat temin etmeyen böyle bir mandayı niçin kabul etsinler? Amerikalılar bizim kara gözlerimize mi âşık olacaklar? Bu ne hayal ve gaflettir?
Ne var ki Atatürk'ün bu soruları ölümünden sonra çabuk unutulur... Ülkenin yönetimi adım adım ABD'ye bırakılır. İktidara ABD'nin seçtikleri gelir. Günün birinde ABD'nin "Bu topraklarda Türklerin yaşaması benim stratejik çıkarlarıma uymuyor" diyeceği, yeni haritalar çizeceği düşünülmez. Amerika ülkemiz üzerinde oyunlar oynarker hâlâ ABD'den medet umulur. Gaflet artarak sürmektedir...

Melih AŞIK -MİLLİYET
28.10.2007
 
kardeş allah razı olsun bu konuyu açtığın için.

yukarıda saydığın isimler şimdi 1.numaralı bağımsızlık savaşçısı,1 numaralı cumhuriyetçi.

vurun kahpeye(!).


YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN.
 
Önderimiz; Osmanlı halkını tamamen yok olmaktan kurtamış bir dahi idi. ( Gel gelelim her insanın eksiklikleri oluyor )

Ülke savaştan çıkmış ve Atatürk elinden geldiği kadar toprakları elinde tutmuştur ( anlaşmalarla ). Ülkede Atatürk ün savaş dehası sayesinde cumhuriyet kurulmuş. Atamız; savaştaki dehasını malesef cumhuriyetten sonraki sivil çalışmalarında tam olarak gösterememiştir.

O kadar uğraşmış , o kadar yeni ve çok etkili yazılı ve sözlü kurallar getirmiştir ( kendi sağlık sorunlarını bile hiçe saymış ) ancak ÇEVRESİNDEKİ HAİN leri malesef % 100 anlayamamıştır ( sanırım ilahi sebeplerden dolayı ). İsmet inönü v.b. şahıslardan bahsediyorum tabiki.

Az önce " sivil hayatta dehasını tam olarak gösterememiştir" demiştim ya. Sivil hayatta gösterdiği en büyük deha ; Halkı tekrar bir bütün haline getirmiş olmasıdır. Yani ; önceki gibi her kafadan ayrı bir ses değilde, halkın % 80 - 90 nından aynı ses çıkmaktadır.


Mustafa Kemal ATATÜRK ün öldüğü gün bu ülkede ihanet büyük bir cesaretle tekrar hortlamıştır.

Fakat en yakınındaki HAİN ler dahil Atamızın ölümünden sonraki ihanetlerine açıktan açığa devam edememişlerdir, Bunun sebebi de; Atamızın Dehasıyla halkın % 80 inin bir ses bir düşünce ile birleştirebilmiş olmasıdır. Eğer bunu yapamamış olsa idi. Öldüğü gün ülkemize tekrar açıktan açığa yabancılar el koyacaklardı.

Baktılar ki; Halk bir bütün olmuş ve Hainlerin kışkırtmalarına inanmayacaklar. Yeni kararlar ile ÜLKENİN ELE GEÇİRLİMESİNİ ZAMANA YAYARAK uygulamaya geçirmişlerdir. Bunu uygulamayada Atamızın en yakınındakilerin içinde olan hainlerle başlamışlardır.

Şu anda kim ne der ise desin, Askerimiz dünyanın en iyi askerinden biri olursa olsun SÖMÜRGEDİR.

Kaçınız ( yakın zamanda kalkmış olaiblir bu kanun ancak tam emin değilim kalktığından) ; bu ilkede avrupadan izinsiz toprağın 2 - 3 metre altını kazamayacağımızı biliyor ?
Örneğin ev yapacaksınız ve temel kazmanız gerekir 5 - 6 metrelik, resmi kanundlarda avrupadan bu kazı için izin almadan o tememli kazamayacağımızı kaçımız biliyor ( uygulama olarak uygulanmamaktaydı, ancak düşünsenize kriz zamanlarında bu uygulamayı hayata geçirse avrupa ne yapacaktık).

Ya da Kaçınız biliyor; 1990 ların ortasına kadar; Dünyanın 1 ci domates üreticisi ülke olup, daha sonra bırakın 1 ciliği; kendi domatesimizi üretemez hale geldiğimizi ?
( Şu an bir savaş çıksa Türkiye de domates üretilemeyecek. Tohumunu genelde İsrailden alıyoruz. ve adamlar öyle bir genetik oynama yapmışlar ki; ürettiğiniz domatesi tohum olarak kullanamıyorsunuz. Ve Domatesin TOHUMUNUN KİLOSU en son hatırladığım 20 - 30 MİLYARa dayanmıştı. Evet yanlış duymadınız fiyatı)


Söylenecek çok şey var ancak özetle; Malesef şu anda resmi olmayan bir şekilde. Sömürgeyiz. Gıda sektörümüz çökmüş durumda. Hayvancılık sektörümüz yok. Bitmiş durumda... Ancak hala açıktan açığa mandalaştıramıyorlar bizi. Çünkü Atamızın dehası sayesinde halk birbirine biraz olsun kenetlenmiş durumda.
 
Geri
Üst