Amaç kızların eğitimiyse türban sahiden teferruat!

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
Katılım
3 Eki 2005
Mesajlar
13,708
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
37
Amaç kızların eğitimiyse türban sahiden teferruat

Kızların lise sonrası devam etmemesinin bir numaralı sebebi yüzde 29'la sınavı kazanamamak. Bunu yüzde 14'le evlilik, yüzde 10'la çalışma zorunluluğu izliyor. Türban gerekçesi ise yüzde 1


turbanak.gif


sadecene.gif


RADİKAL -İSTANBUL - Türkiye haftalardır türban konusuna kilitlenmeş olsa da Boğaziçi Üniversitesi'nden Binnaz Toprak ve Sabancı Üniversitesi'nden Ersin Kalaycıoğlu'nun yaptığı araştırma liseyi bitiren kızlardan sadece yüzde 1'inin başörtüsü yasağı yüzünden üniversiteye gidemediğini gösteriyor. Araştırmaya göre liseden sonra üniversiteye devam edememiş olan kadınların yüzde 29.8'i neden olarak sınavı kazamadığını gösterirken, yüzde 14.6'sı 'sınavı kazandığını ancak evlenip okulu bıraktığını, yüzde 10.5'i 'daha fazla okumasına ailesinin izin vermediğini' söylüyor. Türban yasağını gerekçe gösterenlerin oranıysa sonuncu sırada yer alıyor.


TESEV desteğiyle yapıldı


Prof. Dr. Toprak ve Prof. Dr. Kalaycıoğlu 2004 yılında Açık Toplum Enstitüsü ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın (TESEV) mali desteğiyle gerçekleştirdiği 'İş Yaşamı, Üst Yönetim ve Siyasette Kadın' başlıklı bir araştırma çarpıcı veriler içeriyor.
1557 kadın ve 993 erkekle yüz yüze görüşerek yapılan araştırmanın 'Kadın ve Eğitim' başlıklı bölümünde kadınların eğitim alanında önlerine çıkan engeller tespit edildi. Anket, eğitim konusunda kadınların önündeki en büyük engelin 'maddi sıkıntılar ve ailenin istememesi ' olduğunu gösteriyor.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, araştırmanın sonuçlarını yorumlarken Türkiye'de kadınların statüsünü belirleyen iki temel unsur olduğunu söyledi. Kalaycıoğlu şöyle konuştu: "Bunlardan biri yoksulluk, ikincisi insanların aşırı derecede muhafazakâr olması. Özelikle erkeklerin, ataerkil aile yapısı olması nedeniyle kız çocukların üzerinde acayip bir taassup uygulamasıdır. Bu kıralamadığı sürece eğitim alanında kadınların statüsünün iyileştirilmesi mümkün değildir. Türban burada detay, esas mesele değil. Zaten bütün problem esas mesele olmayan meseleyi getirip gündeme koymakta."



kaynak: RADİKAL GAZETESİ - 07/02/2008 TARİHİNDEKİ MANŞETİ



yorumlarınızı almak isterim???
 
türbandan önce o kadar çok çözmemiz gereken sorunlarımı zvarki eğitim sistemimizde.. türban onların yanında hiç bişey kalır fikrimce...
 
Türban gerekçesi ise yüzde 1

Bence sorun ve ikiyüzlülük, o %1 lik dilimin dağlar gibi gösterilemesi. Ve asıl amaç ise bu yolu kullanarak Atatürk Cuhhuriyeti ile hesaplaşmak
 
Radikal gazetesi destekli bir anketin sonucunun daha farklı olmasını beklemezdim. Bırakın kardeşim bu işleri, bırakın bu türbanmış, bikiniymiş. Millet uzayı parselliyor biz hala türbanı tartışıyoruz. Hadi türbanı milletin başından çıkarttınız ve kızlarımız okumaya başladı. Kafasının içindekileri nasıl çıkarıcaksınız. Devletin koruma organları var bir kimse suçu ispat edilene kadar suçsuzdur. Şu gavur icadı tartışmalardan vazgeçtiğimiz gün dünyanın sayılı devletleri arsına gireceğiz. Zaten gavurun korkusu da bu değilmi. Onların oyunlarına alet oluyoruz. Şunu kimse unutmasın Hak geldimi Batıl zail olur. İstediğimiz kadar çırpınalım. Allah nurunu muhakkak tamamlayacak. Selamlar.
 
konuya yönelik yazılması muhtemel yorumları önceden yazıyorum:

1-)haber yalandır :goz:

2-)bacımın iffeti batmakta rezilin gözüne... dizeleri vb.
 
bence bunların
hepsı bır sacmalık yav kardesım tarıhe bakın ıbret alın tarıhı karıstırın fazla uzaga gıtmeyın sadece nenelerınızın gorunuslerını anımsayın
 
....Allah nurunu muhakkak tamamlayacak...

Allah nurunu türban sömürsüyle mi tamamlayacak anlayamadım.

paylaşım için teşekkür. türbana gelene kadar kadınlarımızın daha önemli sorunlarını çözseler ya.. a tabi ya diğer sorunlar türban kadar rant getirmiyor. milletimi oyalamaya yetmiyor...
 
türbana gelene kadar kadınlarımızın daha önemli sorunlarını çözseler ya.. a tabi ya diğer sorunlar türban kadar rant getirmiyor. milletimi oyalamaya yetmiyor...

bu konuda haklısın..
 
Evet türbandan önce yapılması gerekn çok şey var ama türban yasağının kalkması da gerekli
 
burdan şu sonuç çıkıyor. türban problemi yoktur, üniversite kapısına gelip başlarını açıp da içeri girmek zorunda olan arkadaşlara da haksızlık yapılmamaktadır... eşitlik anlayışınız bu olsa gerek. şunu da bilmek gerekir ki türbanlı ile başı açık insanlar kardeş kardeşe geçinip gitmektedir. fakat hala yasakçı zihniyet yasak kalktıktan sonra kargaşa olabiliceği düşüncesini ön plana çıkararak kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar. bu da halkı tanımamak anlamına gelir. halkı tanımayan insanın da kalkıp da halkla ilgili bir uygulama yapmaya hakkı yoktur.
 
türban bir sorun değildir
yasağın kalkmasında hiçbir sakınca yok
bu konu bu kadar uzatılarak,tartışılarak sorun haline getiriliyor
ülkenin daha önemli sorunları olduğu görüşüne kesinlikle katılıyorum

türbanlı veya türbansız
önemli olan bu değil
önemli olan kafanın üstündeki değil içindeki

konu çok fazla abartılıyor zannımca
 
burdan şu sonuç çıkıyor. türban problemi yoktur, üniversite kapısına gelip başlarını açıp da içeri girmek zorunda olan arkadaşlara da haksızlık yapılmamaktadır... eşitlik anlayışınız bu olsa gerek. şunu da bilmek gerekir ki türbanlı ile başı açık insanlar kardeş kardeşe geçinip gitmektedir. fakat hala yasakçı zihniyet yasak kalktıktan sonra kargaşa olabiliceği düşüncesini ön plana çıkararak kendilerini haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar. bu da halkı tanımamak anlamına gelir. halkı tanımayan insanın da kalkıp da halkla ilgili bir uygulama yapmaya hakkı yoktur.

pireleri deve yapmak budur işte
yahu şu türban için uğraşıldğı kadar başka bir sorun için uğraşıldı mı acaba?
genç kızların %30'u sınavı kazanamamış ve %10 una ailesi izin vermemiş
%40 neden okula gidememiş onla ilgilenmiyorsunda!
%1 türbanı olduğu için gidememiş buraya vurgu yapıyorsun
gerçekten ilginç bir yaklaşım
ha bir de halkı tanımak, tanımamak
70 mikyonun hepsi halk değil midir? bence herkes çok iyi birbirini tanıyor
ve halkın her kesimin kendisine göre görüşleri var
demokrasi bu görüşlere eşit olarak yaklaşılmasını gerektirmez mi?
sadece türbanı savunanları veya buna karşı çıkanları halk olarak nitelendiremeyiz
halkı gerçek anlamda tanımayanlar aslında meclisteki 550 kişiden fazla değildir,
bir de "biz halkız" iddiasında bulunanlar halkı tanımayan bir diğer gruptur
yani toplasanız 5-10bin kişi halkı tanımaz gerisi neyin ne olduğunu çok iyi bilir
 
En güncel Başörtüsü ANKETİ
Türkiye, son bir aydır üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılmasına odaklandı.

Meclis, bugün konuyla ilgili Anayasa değişikliklerini ikinci kez oyluyor. İlk turda olduğu gibi mini paketin 400 civarında oyla geçmesi bekleniyor.

Başörtüsü tartışmalarının en yoğun yaşandığı günlerde (31 Ocak-4 Şubat) Ankethane Araştırma Şirketi aracılığıyla kamuoyunun nabzını tutan Zaman, çarpıcı sonuçlara ulaştı. Buna göre, ezici bir çoğunluk (ortalama yüzde 80) üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasını istiyor. Başı açık kadınların haklarının savunulması konusunda ortak bir tavır sergileyen katılımcılar, yasağın kalkmasıyla toplumsal barışın bozulacağı ve baskının ortaya çıkacağı iddialarını ise çürütüyor.

Türkiye'nin en kapsamlı ve güncel başörtüsü anketi, 12 il ve 140 ilçede 7 bin 422 denek üzerinde gerçekleştirildi. İlk kez, başörtülü, başı açık kadınlar ve erkekler olmak üzere üç kategoride sorgulamaya gidildi. Araştırma konusu, örtünme nedeninden bağlama biçimine, türban-başörtüsü ayrımından kapalı-açık ayrımcılığına, mahalle baskısından laiklik kaygılarına kadar on başlıkta değerlendirildi.


Anket sonuçlarına göre, başörtüsü siyasi bir simge olarak görülmüyor, aksine dinî bir gereklilik olarak algılanıyor. Ezici bir çoğunluk üniversitelerde başörtüsü yasağının kalkmasını isterken (ortalama yüzde 80), lise ve ortaöğretime ise serbestiyet getirilmesi istenmiyor, tartışılmıyor. Anketin ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan biri ise başı açık bayanların haklarının savunulması konusunda gösterilen ortak tavır. Başörtülü bayanlar ile erkek katılımcılar, 'Başörtüsünün serbest olmasını savunan başı açık kadınların 'başları açık olma' hakkını savunur musunuz?' sorusuna (yüzde 83,6-yüzde 75,1) 'evet' cevabı veriyor. Siyasilerin ve kimi medya kuruluşlarının son bir aydır oluşturmaya çalıştıkları puslu havayı dağıtan bu cevap, başörtülü-başı açık kadınların birbirlerine bakışlarını ortaya koyan sorularda da öne çıkıyor. Örneğin başörtülüler başı açık kadınlara bakışını yüzde 80,3 'olumlu', başı açık kadınlar başörtülü bayanlara bakışını yüzde 79,8 'olumlu' şeklinde özetliyor. Yani kadınlar birbirlerine başı örtülü-açık ayrımı yapmaksızın 'demokratik destek' veriyor. Başörtüsü yasağının kalkmasıyla toplumsal barışın bozulacağı tezleri ise sosyal katmanlarda hiç yer bulmuyor.

Araştırmacı-stratejist Hüseyin Kocabıyık'ın tespitleriyle Türkiye genelini temsil eden araştırma toplumun zaten 'başörtüsünde sosyal bir çözüm' ürettiğinin çok net fotoğrafını veriyor. Başörtülülerle ilgili 'bağnaz ve ideolojik' bir kitle şeklinde üretilmeye çalışılan imaj ve paranoyaların aksine özgürlükçü, huzur isteyen, toplumla barışık bir portreye sahip olduklarını ortaya koyuyor. Aynı şekilde başı açık bayanlar da medya ve siyaset eliyle yapılan tüm polarizasyon çalışmalarına rağmen 'toplumsal barıştan' yana. Birbirleriyle ilgili sorularda verdikleri cevaplar da kadınların başı açık-örtülü ayrımı yapmaksızın karşılıklı 'özgürlükçü-demokrat' bir bakışın bulunduğunu gözler önüne seriyor. Herkes başörtüsü sorunun çözümünden yana bir halet-i ruhiye içinde.

Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka nokta ise 'başörtüsü' 'türban' tartışmalarının bizzat erkeklerin eliyle yönetildiği ve daha çok onların tavırlarıyla sorun olarak algılandığı. Yani başörtüsü sorununun akut hale gelmesinde kadınlardan çok erkekler rol oynuyor. Kadınların 'Türkiye'nin Sorunları ve Korkular' başlığı altındaki sorulara verdikleri cevaplar da, erkeklere nazaran onların daha rasyonel bir pencereden, sağduyu ile Türkiye meselelerine yaklaştıklarını gösteriyor.

Başörtülülere yöneltilen 'Babanız, eşiniz veya erkek arkadaşınız başörtünüzü çıkartmanızı isterse çıkartır mısınız?' sorusuna fevkalâde küçük bir azınlık 'evet' diyor. 2.445 başörtülü bayandan sadece yüzde 2,9'u, birinci derecedeki yakınlarının telkinini kabul edebileceğini ifade ediyor. Başı açık bayanların ise sadece yüzde 10'u aynı derecedeki yakınlarının baskısı olması durumunda başörtüsü takmayı kabul edebileceğini söylüyor. 'Baskılardan dolayı başı açık olan tanıdığınız var mı?' sorusuna başörtülü bayanlar yüzde 6, başı açık bayanlar ise yüzde 4,3 oranında 'evet' diyor. 'Baskılardan dolayı başörtüsü takan tanıdığınız var mı?' sorusuna başörtülü bayanlar yüzde 8, başı açık bayanlar ise yüzde 13 oranında 'evet' diyor. Bu sorular da kimsenin çevreden gelen örtünme ya da açılma yönündeki baskıyı dikkate almadığını gösteriyor. Kadınların 'Bütün kadınlar kapanmalı mı veya bütün kadınlar başını açmalı mı?' sorularına verdiği yüzde 60'ın üzerinde hayır cevabı, baş açma ve örtmeyi ideolojik ayrışma görmediğinin göstergesi.


Bayanlar özgürlüğü herkesten fazla özümsemiş

Dr. Naif Turan - Hukukçu, sosyolog

İnanç ve toplum kültürünün birlikte hesaplanması gerekir. Türk insanı kapanış şeklini sadece İslamiyet'e endekslemiyor, geleneksel bir örtünme de söz konusu. Dolayısıyla başörtüsünün simge olarak algılanması mümkün değil. Araştırma sonuçları da bunu ispatlıyor. Son zamanlarda medyanın oluşturduğu etkiye rağmen insanların zihni bu konuda çelişki içinde değil. Toplumun büyük çoğunluğu başörtüsünün siyasi simge olabileceğine inanmıyor. Başörtülü bayanlar, diğer tüm bayanların kapanması gerektiğini düşünmüyor. Mahalle baskısı oluşturacak diye korkulan başörtülüler, özgürlüğü diğer herkesten daha fazla özümsemiş durumda.


'Başımı, dinim emrettiği için örtüyorum'

Araştırmada hem başörtülü hem başı açık bayanlar ayrı denek grupları olarak ilk kez bir çalışmada yer aldı. Baş örtme ve açma sebebiyle ilgili yöneltilen sorularda da bu anlamda Türkiye'yi şaşırtacak netlikte sonuçlar çıkıyor. Örneğin 2 bin 445 başörtülü katılımcı, 'Başınızı neden örtüyorsunuz?' sorusuna; 'inancım gereği örtüyorum' (yüzde 54,1), 'İslamiyet'in emridir' (yüzde 12,4), 'Müslüman'ım ondan' (8,2) cevabını veriyor. Aynı soruda, kapanma nedeni olarak 'eşimin talebi' (yüzde 4) 'ailem istiyor' cevabı (yüzde 6,7) olarak ortaya çıkıyor.

Başörtülü bayanların ezici çoğunluğu örtünmelerinin sebebini 'inancım gereği' diyerek, konuyu siyasi merkezli tartışmalardan uzaklaştırıyor. Örtünmeyi 'inancının gereği' olarak ifade eden katılımcılar 'Türban ve başörtüsü aynı şey midir?' sorusu karşısında iki kavramı ayrı görüyor.

Hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de uzlaşmaya imza atan AK Partili ve MHP'li siyasiler, başörtüsü yasağının kaldırılması için yapılan Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmeyeceğini, bunun temel insan hakkı ve eğitim, özgürlük ve eşitlik çerçevesinde değerlendirildiğini söyledi. Araştırma, üniversitede başörtüsü serbestliği referandumluk olursa ne olacak sorusunun cevabını da veriyor. Buna göre, başörtülülerin yüzde 97,2'si, başı açıkların yüzde 78,6'sı, erkeklerin de yüzde 81,4'ü referanduma 'evet' oyu vereceğini beyan ediyor. Referandumda verilecek cevabın ezici bir şekilde 'evet' olacağı ifade ediliyor.


Konunun muhataplarıyla görüştük

Numan Baktaş - Ankethane Genel Müdürü

Yaptığımız çalışmayı diğer anketlerden ayrılan iki önemli tarafı var. Birincisi, diğer anketler gibi bin kişi civarında kısıtlı bir katılımcıya uygulanmadı. İkincisi, üç ayrı denek grubuna uygulandı ve direkt konunun muhataplarına kendileriyle ilgili düşünceleri soruldu. Diğer anketlerde başörtüsü hiç ilgisi olmayan kişilere sorulup çıkan sonuçlar tüm toplumun eğilimi gibi lanse ediliyordu. Biz denek gruplarını ayırarak spekülasyonların önünü kestik.





İşsizlik ve ekonomi dururken, ülkenin en önemli problemi başörtüsü olamaz

Katılımcıların Türkiye'nin en önemli sorunlarına bakışı da medyanın göstermeye çalıştığından farklı. Toplumun yüzde 40'tan fazlası işsizliği bir numaralı problemi olarak görüyor. Ekonomi ise yüzde 20 civarında bir kitle tarafından sorunu olarak dikkate alınıyor. Terör sorunu yüzde 9 ile üçüncü sırada. Başörtülü bayanların yüzde 6,7'si tarafından ülkenin en önemli sorunu olarak görülen başörtüsü, başı açık bayanların yüzde 5'i tarafından en büyük problem olarak algılanıyor. Erkeklerin bakışı da farklı değil. Sadece yüzde 6,2'si başörtüsünü en önemli sorun olarak kabul ediyor. Kürt meselesinin Türkiye'nin en önemli sorun olduğunu söyleyenlerin oranı sadece yüzde 1,7. Bu oran toplumun ayrılıkçı unsurlara takılmadığını ve etnik kimliğin önemsiz olduğunu gösteriyor.

Ekonomik kriz, toplumda en fazla korkulan unsurların başında geliyor. Bölünme ve ahlâkî yozlaşma azımsanmayacak derecede korku oluşturuyor. Ortalama yüzde 24 oranındaki ekonomik kriz korkusunu yüzde 14 ile bölünme ve yüzde 12,2 ile ahlâkî ve kültürel yozlaşma takip ediyor. Savaş korkusunun yüzde 11 olduğu araştırmada medyanın sık sık gündeme getirmesiyle artan iç çatışma korkusu yüzde 10'u bile bulmuyor. İrtica ve şeriat korkusunun yüzde 3'te kaldığı araştırmaya göre, yasakçılıktan korkanların oranı daha yüksek: yüzde 3,3.


Başını örten de, açan da toplumda ayrımcılık yapıldığına inanmıyor

Başı açık ve kapalı kadınlara yöneltilen en önemli sorulardan biri, 'Size karşı ayrımcılık yapılıyor mu?' şeklindeydi. Başörtülülerin yüzde 91'i başörtüsü nedeniyle ayrımcılığa uğradığını söylüyor. 'Ne tür bir ayrımcılığa uğradınız?' şeklinde yöneltilen açık uçlu soruya 'eğitim hakkım engellendi' (yüzde 33,2), 'özel sektörde iş bulamıyorum' (29,6), 'kamuda çalışamıyorum' (yüzde 20,4) şeklinde cevaplar verilmiş. Ancak açık uçlu soruların yüzdesi düşük cevapları başörtüsünün neden toplumsal sorun olmadığının da adeta delillerini ortaya koyuyor. Buna göre başörtülü kadınlar, 'hizmet alırken zorluk çıkartılıyor' (yüzde 6,7), 'sosyal hayatta yadırganıyorum' (yüzde 5,6), 'mekânlara alınmıyorum' (yüzde 2,4) oranlarında cevap vermiş. Bu cevaplar başörtüsü meselesinin eğitim hakkının engellenmesinden başlayıp kamu ve özel sektörde iş bulamamaya kadar uzanan bir süreçle sınırlı. Eğitim ve özgürlük hakkının tanınması ile toplum daha da rahatlayacak. Kamuda iş bulamama sıkıntısının yanında başörtülülerin özel sektörde de iş bulamamaları ise ayrıca dikkate değer. Başı açık kadınların, 'Ayrımcılığa uğradınız mı?' sorusuna cevabı ise 'yüzde 20,4' şeklinde yansıyor. Bu mağdur kitlesinin ise sadece yüzde 68,2'si mağduriyeti laf atma ve taciz şeklinde tanımlıyor. Muhafazakarların şu meşhur mahalle baskısı ise yüzde 9,9'u geçmiyor.

Vatandaşların yüzde 80'i yasağın kalkması taraftarı

'Başörtüsünün üniversitede serbest olmasını ister misiniz?' sorusuna başörtülü bayanlar yüzde 96,5, başı açıklar yüzde 73,1, erkekler ise yüzde 78 oranında evet cevabı veriyor. Katılımcılar başörtüsünün lise ve ilköğretim okullarında serbest olmasın ister misiniz?' sorusuna 'hayır' diyor. İlköğretim ve liselerde başörtülü eğitim serbestisi sorusuna başörtülülerin hayır ve fikrim yok şeklinde verdikleri toplam yüzde 68'lik cevap, bu kitlenin başörtüsüne ideolojik yaygınlık kazandırma amacı taşımadığını gösteriyor. Özgürlükler ve eğitim hakkı açısından başörtüsü yasağının kaldırılmasını isteyen başı açık bayanların bir kısmı türbanın kamuda görünürlüğünü istemiyor. Katılımcılar, başörtüsü tartışmalarından hoşnut olmadıklarını belirtiyor. 'Sizce başörtüsü tartışmaları Türkiye'nin ilerlemesi yolunda enerji kaybettiriyor mu?' sorusuna yaklaşık yüzde 80'lik bir oranda 'evet' cevabı veriliyor.

Mahalle baskısı yok, medya baskısı var

Anket sonuçları 'mahalle baskısı'ndan çok 'medya baskısı'nın etkili olduğunu gösteriyor. Başörtülü bayanlara yöneltilen 'Çevrenizde bulunan başı açık arkadaşlarınıza başörtüsü takması için herhangi bir telkinde bulunuyor musunuz?' sorusuna sadece yüzde 11 oranında 'evet' cevabı veriyor. Başı açıklara sorulan 'başörtülü arkadaşlarınıza başlarını açması için herhangi bir telkinde bulunuyor musunuz?' şeklindeki soruya alınan yüzde 10'luk 'evet' cevabı da bu yönde bayanlar arasında belirgin bir farklılık olmadığını gösteriyor. Geriye kalan kesim 'baskı ve telkinlere' kesin bir dille karşı çıkıyor. Erkeklere yöneltilen 'Çevrenizde bulunan başörtülü kadınların açılması veya başı açık kadınların kapanması için herhangi bir telkinde bulunuyor musunuz?' sorusuna erkekler yüzde 16'ya yakın bir oranda 'evet' diyor. Bu da kadınların kendi içindeki bir meseleyi erkeklerin daha fazla sorun haline getirdiğini gösteriyor.

'Laiklik elden' gidiyor endişesi gerçekçiliği yok

Anket sonuçlarına göre halk, 'serbestiyet gelirse laiklik tehlikeye girer' söylemlerine itibar etmiyor. Başörtülü bayanların yüzde 74,19'u, başı açık bayanların yüzde 51,5'i, erkeklerin yüzde 54,6'sı laikliğin başörtüsü yüzünden tehlikeye gireceğine inanmıyor. 'Şeriat kurallarına göre yönetilen bir ülkede yaşamak ister misiniz?' sorusuna katılımcıların yüzde 73'ü 'hayır' cevabını veriyor. Başı örtülü bayanlar başörtüsü yasağını savunanları tamamen haksız buluyor. 'Hangi kaygıları haklıdır?' şeklinde açık uçlu soruya ise empati yaparak 'çatışma çıkacağını, ülkenin şeriata gideceğini' düşünüyorlar; baskıya inanıyorlar şeklinde 'medyadan öğrenilen yorumlar ışığında' cevap veriliyor. Açık uçlu sorunun cevapları arasında iki ilginç nokta öne çıkıyor. Buna göre yasağı savunanların laikliğin elden gideceği, bütün kadınların kapanacağı korkularını kimse gerçekçi bulmuyor.

Aileler çocuklarının giyimlerine karışmıyor

Başı açık bayanlar kendilerine yöneltilen 'başınız neden açık?' sorusuna birbirinden ilginç cevaplar verdi. Cevapların önemli bir bölümü şöyle oldu: Açık olmasını istediğimden (yüzde 42,3), kendimi böyle mutlu hissediyorum (16,2), neden açık olmasın (yüzde 14,2), hiç düşünmedim (yüzde 11,2), ailem öyle istiyor (yüzde 3,1) eşim örtünmemi istemiyor (yüzde 2,1) cevapları verilmiş. Eş ve erkek arkadaşlarından ötürü başı açık olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 5 olarak gerçekleşti. Bu cevaplar, hem başı örtülü hem açık kadınların aile, eş ve geleneklerin etkisiyle örtündüğü ve açıldığı tezlerini çürütüyor. Eşi yüzünden örtünenler yüzde 4, ailesinin isteğiyle kapananlar yüzde 6,7 ile sınırlı. Başını açma sebepleri arasında da eş yüzde 2,1, aile ise sadece yüzde 3,1'lik paya sahip. Örtünme ya da açık olmakta 'eş ve aile baskısı'nın önemli bir etken olmadığı görülüyor.

ZAMAN
 
70 milyonluk bir ülkede bunca sorun varken türban ı sadece bir sorun olarak göstermek istemelerinin sadece tek bir amaci vardir bu milletin baris ve huzurunu bozmak icin yapilan kücük bir oyundur.. DİKKATİNİZİ CEKERİM daha öncelerden türban konusunu üniversitelerde yasaklayan avrupa insan haklari mahkemesi avrupa toplulugu amerika vs vs simdi ise sesini cikarmiyor sizce neden ? bu ülkede sadece müslümanlar yok sadece türbanli bayanlar yok.. yarin öbür gün hristiyan olan kesim gamali hacla üniversitelere girmek isterse hic sasirmayin.. tabi bunun yani sira her milletten bir topluluk oldugumuz icin sadece müslüman ve hristiyan olarakta ayıramayız bu ülkedeki insanlari bunlarin yanin da ateistler vs vs ve bircok kilik kiyafet uygun görülmeyen yasalarla yasaklanmis kiyafetler ile üniversitelere girme isteyisi ve böle girisimler olacaktir... ozaman su sorunlar dogacak türbanla birlikte toplumda catismalar fikir ayriliklari vb gibi bir cok olay... yani türban dediğiniz sey basit bir sey değil.. sorun kücük gözüksede aslında çok büyük.. siz sanmayin ki türban okulda serbest kalacak millet rahatlayacak hayır.. türbanın serbest kalmasiyla birlikte diğer toplumlar ve ülkelerde tr cumhuriyetine baskilar yapacaklar demokratik bir ülkeyisisiniz diyorsunuz ama sadece türbanı serbest biraktin niye benim vatandaslarimin din görüsüne sayginiz yok niye kiyafetine karisiyorsunuz gibilerinden... amerikaya bir bakin oradaki yasam a ve eğitim sistemine türban hac kılık kıyafet serbest ama sürekli bir ırkcı catisma dinsel catisma icerisinde eğitim aliyorsunuz yakinda bu türban konusu yüzünden ülkedeki insanlar 2 ye hatta 3 e 4 e bölünücek ve daha cok catismalar olacak ülke icinde teröristlerin yapamadigi parçalanmayi huzursuzluğu RTE sağolsun basarmaya calisiyor... ülkede kriz yok diyorlar ekonomi iyi diyorlar daha cok bagimsizlastik diyorlar ama ülke gerçekten büyük bir ekonomik krizin içerisinde ekonomi bitmis durumda insanlar yiyecek bir lokma ekmek bile bulamaz duruma gelmis durumda ve sen daha cok ekonomide bagimsiz güclendik diyorsun ama türkiye cumhuriyetinin ekonomik acidan güclendiği yok bankalarin para kaynaklarin yatirim kaynaklarini hep yabanciya satmissin.. ve bundan dolayi sürekli kan kaybediyor bu ülke ve sen bunu örtmek icin konuyu türbana ceviriyorsun ve ülkeyi ic catismalara sürüklüyorsun huzursuzluğa türbanı savunan arkadaslara katiliyorum ama sizde sunu unutmayin ki bu ülkede sadece müslüman yok her milletten her ırktan her dinden insanlar mensup siz olayi sadece türbana bağlamakla hem kendinizi hemde cevrenizdekileri kandirirsiniz...
 
Ben Özellikle birkaç başlık açtım , Türban konusundaki bazı başlıklarda da sürekli dile getirdim .
Bu ülkedeki okuyamayan kızların sorunu türban değildir .
Türban Koskaca bir yalandan başka birşey değildir .

Araştırma esaslıca olmuş ve herşeyi çıplaklıkla göstermiş .
 
ben başörTü kuLLandıĞım haLde okumak iÇin aÇıyorum die bu sorun oLmakTan Çıkıyomu yani_?

memnunmuyum ben haLimden_?

bi Gün düzeLir inş ümidiyLe ALLah'a sıĞınarak başımı aÇık okumam sorun oLmadıĞı anLamına mı GeLiyo_?

okumak iÇin başımı aÇmamın hiÇ bi hakLı GerekÇesi yok ALLah kaTında ben de beni bu duruma iTenLer de Günahkardır eLbeTTe..
keşke ben de o %1'Lik insanLar Gibi okumamayı Göze aLabiLseydim bu Günaha sahip oLmazdım en azından

başörTüsü büyük bi sorundur ve benim GibiLerin daha fazLa baTmaması adına kesinLikLe ÇözüLmeLidir.​
 
türkiyede terör var hırsızlık gasp var esnaf kan aglıyo para yok çogu kişi işsiz konuşulan şeyler türban önce gerekli olan şeyleri eli almak gerekirken neden türban ortalıgı karıştıralım ki halkımızın oyalanıcagı bişeyler olsun bizi suçlamaya vakti olmasın diye atıyo ortaya bi deli bişey milleti bir birine düşürüp yag gibi üste çıkıyo bıraksınlar bu işleri işsizlige esnafa maddi sıkıntı çeken halkın durumuna baksınlar artık..
 
Geri
Üst