Amaç bu... [Ahmet ALTAN]

eL-İnsaf

Banned
Katılım
8 Şub 2010
Mesajlar
410
Reaction score
0
Puanları
0
Amaç bu...​

Eski genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Büyükanıt, dün Milliyet’ten Fikret Bila’yla yaptığı konuşmada, “27 Nisan Muhtırasının” aslında bir muhtıra olmadığını söylemiş.

27 Nisan muhtırası bizim ordunun yaptığı en büyük hatalardan biriydi.

Halkın tepkilerini fark etmemenin ya da bu tepkilere aldırmamanın sonucunda yayınlanmıştı.

Ve, 22 Temmuz seçimlerinde sandıklar ordunun yüzünde patlamıştı.

Halk, “artık yeter” demişti, “yeter artık siyasete karışmayın.”

Ordu, bu açık mesajı da almadı.

Generaller, eşinin başı örtülü diye Cumhurbaşkanı’nı protesto ettiler, Parlamento’ya gitmediler, Hayrünnisa Gül’ün Çankaya’daki resepsiyonlara katılmasını engellediler, havaalanlarındaki seremonilerde köşe kapmaca oynadılar ve toplumun büyük bir kesimini bütün bu davranışlarıyla kızdırdılar.

Seçim sonuçlarına rağmen “halk bizim umurumuzda değil” havaları vardı.

Bir orduya yakışan davranışlar değildi bunlar.

Halkı, CHP lideri Baykal’la birkaç gazeteden ibaret sanmanın yarattığı hatalardı.

Gelişmişliği yalnızca “sembollerden” ibaret olarak görüp, laikliği “saç ve içki fetişizmine” döndürmenin sığlığını “çağdaşlık” diye tanımlamanın getirdiği yanlışlıklar, kendini “seçkin” diye nitelemekten hoşlanan, derinlikten yoksun zavallı küçükburjuvaların temsilcisi haline getirdi orduyu.

Halktan, hayattan, üretimden, ekonomiden, gerçeklerden kopuk ufak bir zümrenin silahlı ama etkisiz sözcüsüne döndüler.

Dünyanın ve Türkiye’nin hızla değiştiğini bir türlü kavrayamadılar.

Medyanın bir kısmındaki inatçı körlük, onları da şaşırttı.

Silahla, darbeyle, muhtırayla “değişimi” engelleyebileceklerini sanma gafletine düştüler.

Bir diktatörlüğe göre biçimlenmiş cumhuriyetin kendilerine sağladığı “ayrıcalıklarla” geçirdikleri seksen yıl, sanırım onlarda, “onlar istemedikçe hiçbir şeyin değişmeyeceğine” inanma alışanlığını besledi.

Çok fütursuz ve saygısız davrandılar.

Böyle davranmanın bir gereği yoktu.

Darbe hazırlıkları, planlar yaptılar, cuntalar kurdular.

Küçükburjuvalardan aldıkları alkışları, bütün toplumun hayranlığı gibi algıladılar.

Halbuki hem dünya, hem de Türkiye, ordunun artık değişmesini, kışlasına dönmesini, işiyle uğraşmasını, seçimlerde oy alamayan partilerle işbirliği yaparak siyasete müdahale etmemesini istiyordu.

Bugün ordunun siyasi desteği, CHP’nin aldığı oy kadardır.

Bu destek, orduyu eski konumunda tutmaya yetmez.

Daha fazla destek bulamazlar, bu destek de gittikçe azalacaktır.

Ordunun içindeki darbe planlarının, cuntaların ortaya çıkması, cami bombalamak, kendi uçağını düşürmek gibi çılgınca hazırlıkların yakalanması, ordunun, hukukun duvarlarına çarpmasına yol açtı.

Hiç olmayacak sanılan şeyler olmaya başladı.

Balyoz planıyla ilgili olarak “paşaların” gözaltına alınması, poliste ifade vermesi, “bazı şeylerin değiştiğini” sanırım askerlere gösterdi.

Artık askerlerin suç işleme özgürlüğü yok.

Suç işleyen hesabını verir.

Burada önemli olan birilerinin cezalandırılması değil.

Hukuk, bir intikam aracı değildir, amacı cezalandırmak da değildir, asıl amacı, insanların “suç işlediklerinde cezalandırılacaklarını” bilmelerini sağlamak ve suçu engellemektir.

Büyükanıt’ın telaşlı açıklaması, “parlamentoya müdahale” etmenin bir suç olduğunu ve cezalandırılabileceğini kavramış olmasından kaynaklanıyor.

Şu andaki bilgisi ve bilinciyle bir daha “muhtıra” yazacağını, televizyonlara çıkıp “muhtırayı yazmış olmakla”, bir savcıyı “işinden attırmakla” övüneceğini sanmam.

Bu bilincin bütün orduya yerleşmesi, hem orduyu hem Türkiye’yi kurtaracak bir gelişmedir.

Aynı bilinç, hukukçularda da ortaya çıkacaktır.

Genelkurmay Başkanı’nın emriyle savcıları görevden almanın, 367 gibi skandalların, hukuku yok saymanın “suç” olabileceğini onlar da fark edecektir.

Son gelişmeler, “Cumhuriyeti korumak” bahanesiyle hukuku yok sayabileceklerini sanan kesimlerde bir “hukuk bilinci” uyandırıyor.

Yeni ve alışmadıkları bir durum bu, hukukun bile “dokunamadığı” çarpık bir zirveden, hukuka saygılı bir vadiye iniyorlar.

İnmek, onları yüceltecek, kendi halklarından saygı ve sevgi görecekler.

Türkiye de yoluna sağlıklı bir şekilde, güvenle devam edecek.

Ahmet ALTAN /TARAF

 
27 Nisan muhtırası bizim ordunun yaptığı en büyük hatalardan biriydi. :clap

Halkın tepkilerini fark etmemenin ya da bu tepkilere aldırmamanın sonucunda yayınlanmıştı.

Ve, 22 Temmuz seçimlerinde sandıklar ordunun yüzünde patlamıştı.

Halk, “artık yeter” demişti, “yeter artık siyasete karışmayın.”


Bugün ordunun siyasi desteği, CHP’nin aldığı oy kadardır. :goz:
 
27 Nisan muhtırası bizim ordunun yaptığı en büyük hatalardan biriydi. :clap

Halkın tepkilerini fark etmemenin ya da bu tepkilere aldırmamanın sonucunda yayınlanmıştı.

Ve, 22 Temmuz seçimlerinde sandıklar ordunun yüzünde patlamıştı.

Halk, “artık yeter” demişti, “yeter artık siyasete karışmayın.”


Bugün ordunun siyasi desteği, CHP’nin aldığı oy kadardır. :goz:

yorum budur hocam, alkıslıyorum
 
teşekkür konusunda çok cimri birisinden teşekkür almam ayriyeten güzel zartabur :p 1 başarı :goz: eyvallah

4f148x0mos.gif
 
Bana düşüncemden dolayı inançlarımdan dolayı
giyim tarzımdan dolayı silah doğrultan vatan hainlerine
mi sarılacaktım...onlara sarılmaktansa memecilere
hep destek tam destek..en azından adamlar ne düşündüklerini
saklamıyorlar..askeriyedeki kadınların açtığı taciz davalarını
hatırlatırsam zaten denecek başka birşey kalmaz..
 
Biz halkın ordusuna değil,CHP nin ordusuna karşıyız.Halk partisi zihniyetinin ordusu bizim ordumuz değildir.

Bir ordu herkesin ordusu olmalı.Yeri geldiğinde Aziz Nesin in arkasında duran ordu (bkz Sivas olayları hengamesi) yeri geldiğinde ehli tarike arka çıkmayıp bilakis ona darbe planları
yaptı


Ordu laikliğe karşı hassastır vb pekçok mesele askerin işi değil siyasilerin işidir.Bu yüzden asker askerliğini bilecek siyasetçide siyasetçiliğini

Bunu hatırlatan kim varsa memeci deyip tahkir edenleri ben beyni meme yapmış insanlar olarak görüyorum.Bir zımpara ile ojelemek lazım...

Ayrıca Hz.Ali(k.v) Söyleyene değil,söylenene bak sözünü tekrar ediyorum.Bu gidişle daha çok tekrarlıyacağız
 
daha ne desin adam... bir imza da benden hemde en ıslağından.....
 
Kökten Dinciler Memeciler
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığı.

Denize düşen yılana sarılırdı eskiden

şİMDİLER orduya pislik atmak isteyenler MEMECİYE sarılıyor

Allah ıslah etsin.

Allah ıslah ederde o zamana kalmadan bu millet ıslah eder bunları bubir avuç işbirlikçi halkı esir aldığını sanıyor ne Türk milleti nede Türk devleti bunların sandığı kadar boş başıboş değil çok kalmaz bu millet ıslah eder bunları ondan sona hangi memeye sarılırlarsa sarılsınlar bu millet çözdü bu ali kemallerin şifrelerini...soros beslemeleri
 
taşlar yerine oturuyor.tabi sancılı 1 sürecte olması çok normal.:goz: ilerde bu günleri hatırladığımız da kim bilir ne diyeceğiz.:sigara:
 
Geri
Üst