Altan özdil'i rezil etti

taviking

Banned
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
131
Reaction score
0
Puanları
0
Balyoz darbe planında ismi darbeden sonra işbirliği yapılacak gazeteciler arasında bulunan Hürriyet Yazarı Yılmaz Özdil, dünkü yazısında darbe planlarını dalgaya alarak, planın hazırlandığı tarihte işsiz olduğunu iddia etti.

Ahmet Altan bugünkü yazısında halka 'Bidon kafalı' diye hakaret eden Özdil'in yalanını ortaya çıkardı. Meğer Özdil o dönemde yazı işleri müdürüymüş...

İŞTE AHMET ALTAN'IN TARAF'TAKİ YAZISI

Medya, muhalefet, iktidar

Genelkurmay kıvranıyor.

Bir yandan ordunun “imajını” korumaya çalışıyorlar, bir yandan da “camileri bombalayıp insanları öldürecek” bir alçaklıkla aralarına mesafe koyup “suçun” parçası olmaktan kurtulmaya uğraşıyorlar.

Bu açmazdan çıkamazlar.

Çünkü bir ordunun “imajı” yalanlarla korunmaz, aksine her yalanda o “imaj” biraz daha çöker.

Ordu, imajını korumak istiyorsa siyasetten çıkacak, darbecileri ayıklayacak, onları hukuka teslim edecek ve gerçekleri halkına açıklayacak.

Güneydoğu'da binlerce insanı öldüren JİTEM'in varlığını inkâr ederek “imajını” kurtarabildi mi? Kimse inandı mı o laflara?

Bizim ordu ne yazık ki hastalanmış.

Siyaset merakı, iktidar hırsı, ülkeyi “kendine ait” sanması hastalandırmış orduyu.

Tabii burada tek suç ordunun değil.

Bir ülkenin ordusunda “cami bombalamayı” planlayacak vicdansızlıklar böylesine pervasızlıkla ortaya çıkabiliyorsa, o ülkenin medyası da bu sefalette rol almıştır.

Dürüst bir medyaya sahip hiçbir ülkede “darbe” olmaz.

Sahtekârlığı, ordunun bazı gazetecileri “fişlediği” dönemde yazıişleri müdürü olmasına rağmen “ben o sırada işsizdim” deme noktasına vardıran, “camilerde insanların öldürüleceği” planları güle oynaya konuşup sulandıran bir fersudeliği sıkılmadan benimseyen insanların yazar, gazeteci, televizyoncu olabildiği bir ülkede darbe de olur.

Gazetelerde çıkan yazıları okuyorum.

Aralarında çok dürüst insanlarımız, çok yürekli yazarlarımız var.

Onları imrenerek, övünerek, sevinerek izliyoruz.

Bir de “darbeci” makulesi var.

Kendi halkına düşman, kendi insanını küçümseyen, çapsızlığını ve yeteneksizliğini “histerik” öfke krizlerinin altına saklamaya çalışan, hem paşalarının paçasına asılıp hem de demokrat görünmek isteyen bu medya mensupları, “darbe planları” karşısında Genelkurmay'dan daha fazla acı çekerek kıvranıyorlar.

Bu olayın “gerçeğini” ortaya çıkarmak, “gerçeği” talep etmek yerine, Genelkurmay'a “yalanlasana bu haberleri” diye yalvarıyorlar.

Genelkurmay'a yalvaracaklarına, “camileri kim bombalayacaktı” diye sorup cevabını arasalar, kendi insanlarının canına kast edenleri bir daha bunlara tevessül edemeyecek hale getirseler ya.

Nerede onlarda o yürek, nerede onlarda o vicdan.

Zor bela buldukları sütunları kaybetmemek için her darbecinin silahına mermi olur bunlar.

Demokratik bir ülkede nasıl yaşayacaklar, ne yazacaklar?

Gür, mert bir sesle darbeye karşı çıkacaklarına, bu “belgelerin niye Taraf'a sızdığını” soruyorlar.

Taraf'a geldi çünkü siz bugüne kadar bunları yayımlamadınız.

Dört alçakça darbeden geçti bu zavallı ülke, hangisinde medya darbecilerle işbirliği yapmadı?

Eğer namuslu gazeteler olsaydı 28 Şubat rezilliği olur muydu?

Çevik Bir'le tombul yardımcısı o “andıçları” yazmaya cesaret edebilir miydi?

Bir yandan “darbe” dualarına çıkıp bir yandan da demokrat görünmek isteyen, darbeye değil de darbenin haber olmasına karşı çıkan bu adamlara benim halisane önerim, “soytarılığı” fazla uzatmamaları.

Altından kalkamazlar sonra.

Medya böyle de, muhalefet nasıl?

“Askerlerin sivil yargıda yargılanmasına” karşı çıkıp koşa koşa Anayasa Mahkemesi'ne giden CHP'nin başkanından bir ses duydunuz mu?

Koskoca parti, kendi vatandaşlarını “camilerde bombalayacak” adamlar karşısında sessiz... Umurunda değil.

Adam utanır da kalkar bir laf söyler.

“Ergenekon'un avukatlığındaki” o ateşli hitabet, darbe planını görünce nereye kayboldu?

Siyasi iktidar, bu darbe planı karşısında daha dik duruyor, eleştiriyor ama bu yetmez, siz iktidarsınız, sorumlu sizsiniz, açıklamalar yapmak, suçlananların hukuka sevk edilmesini sağlamak, ordunun bu darbeci ve hastalıklı yapısını değiştirmek sizin göreviniz.

Anayasa değişikliği için bir an önce harekete geçmezseniz, yeni darbeciler yeni planlar yaparlar.

DTP'nin kapatılması karşısında sessiz durmak, hakkınızda açılacak yeni bir davanın alttan alta biçimlenmesine engel olmayacağı gibi, anayasayı değiştirmemeniz de yeni planların hazırlanmasına engel olmaz.

Artık bu ülkeyi değiştirelim.

Anayasasını, yasalarını, ordusunu, hukukunu, siyasetini yeniden ve dürüstçe biçimlendirelim.

Bizim ömrümüz alçakça darbelerle tükendi, bari çocuklarımız düzgün bir ülkede yaşasın.
---------------------------
Yılmaz Özdil soytarısına iyi oturtmaca olmuş zaten ondan olsa olsa askerin cacığına salata olur başka bi halta yaramaz.
KAYNAK
 
bu zamana kadar hükümetten gördüklerimiz dürüstlüğün emsaliyse s.tık
 
Neden istikrarların önüne sadece komik diyebileceğim bir gemiyi koyarsınızki ... Sizce ülkede büyük gelişmeler olmuyormu ... Dünya ülkeleri bile bunun farkında ve bi çok ülke vise yi kaldırıyor ..
Dierlerine hiç deinmicem ... Dinine bağlı bir başbakan size neden bu kadar garip geliyor anlayamıyorum ... IMF başbakanın kıçında geziyor para verelim diye ... Ecevit IMF nin kıçında geziyordu para verin diye ... En azından bu bile tatminkar deilmidir ... Yoksa sizde mi at gözlüğü gillerdensiniz dicem mecburen dicemm .. Allah rızası için bi hayır çıksın ağzınızdan ..
 
önce ülkede yaşayan insanların refah düzeyini arttırsın kendi oğullarının ya da kendi bakanlarının oğullarının refah düzeyini arttırmadan. ondan sonra gelin bana dış politikayı anlatın. tartışma yerlerinden bida gelmeyiz diyip gitmek politika değildir. rüşvet vererek oy satın almakda politika değildir diye tahmin ediyorum. deniz feneri noldu onuda söyleyin. Türkiyenin en şerefli kurumunu kendini kurtarmak için basını kullanarak lekeleyen aciz bi kuruluş. üzgünüm benimkisi Türk at gözlüğü M. Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini defalarca okumuş biri olarak böyle oyunlara kanmamamız gerektiğini öğrendik. o yüzden bana at gözlüklü demeden önce bi şöyle etrafınıza bakın
 
sen kimsinki bana gocunuyosun diyosun. benim gemiciğimmi varki gocunuyiim.

Gemi almak suç mu oldu?

Atatürkün de gemisi Savaronası vardı.Sen şimdi sen birşey mi demek istiyorsun Atatürk'e

Hükümetin siyasetini beğenmeyebilirsin ama ilkokul öocuğu seviyesinde konuşmak sana yakışmıyor.

Tipik CHP tavrını yani alternatif sunmak yerine laf salatası yapmağı hiç değilse sanal da terketmek lazım
 
"Vatanı bir kiraz ağacı ve bir kadın memesine satarım" diyen Ahmet Altan

2vlqmn4.jpg


"Vatanı bir kiraz ağacı ve bir kadın memesine satarım"

Diyen P…….k Ve ERGENEKON


Agarta, Hitler, Mu Kıtası, İnkalar, Apaçiler, Hintliler, Armagedion, Ergenekon....

Daha neler. Yılmaz Özdil'in dediği gibi acaba Hobbitlerle ilgili belgeler de Yeni Şafak, Star, Sabah gibi gazetelere gönderilmedi mi acaba? Çünkü Gandalf ile Veli Paşa arasında gizli bir mutabakat da yapılmış olabilir. Anlamadığım Elf'ler bu işin neresinde? Onu henüz çözemedim.

Aslında 600 yıllık bir teşkilat diyorlar ama yanılıyorlar. Bu örgütün tarihi daha eski. Kimi tarihçi 4 bin yıl, kimisi 10 bin yıl öncesine dayandığını söylüyor. Adı da Agarta değil bu örgütün. Benim ve dünyanın bildiği tek bir adı var: TÜRK DEVLETİ...

İddianameye şöyle bir göz gezdirdim. Sonuçta işim gereği sanık avukatlarıyla görüşüyorum. Aramalardan sonra hazırlanan tutanakları görüyorum. Oradaki tutanakların dışında bir sürü şey bulmuşlar. Nasıl buldular? Gizlice mi girip aradılar sonradan bilinmez ama yeni yeni belgeler (!) konulmuş oraya. Tutuklulardan bazılarını seversiniz sevmezsiniz, o beni ilgilendirmez. Ama artık ortaya çıkmıştır ki, bazı provokatörlerin, tetikçilerin dışında (ki onlar da bilinçli olarak yerleştirilmiştir o listeye) hepsi bu ülkeye gönülden bağlı insanlar. Vatanı sevmek, Hükümete muhalefet etmek ne zamandan beri suç oldu?!... Yok Uğur Mumcu'yu öldürmüşler, Danıştay'ı basmışlar, Cumhuriyet'e bomba atmışlar vs. Çocuklar güler buna...

Hrant Dink ve Malatya misyoner cinayetlerinde gösterilmeyenler

Mesela Hrant Dink olayının şemasına bakalım:
- Haber elemanı (Büyük Abi) Trabzon eski Emniyet Müdürü, şimdinin de Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in adamı (Akyürek hakkında 2001 yılında dönemin istanbul Valisi'nin hazırladığı ve "fethullahçıdır" dediği bir bilgi notu da mevcut).
- Bu abi bir hücre oluşturuyor. Bu hücrenin içinde Yasin Hayaller de var.
- Hrant Dink'e yönelik bir eylem yapılması kararlaştırılıyor.
- Sanıkların ifadelerinde, nur cemaatiyle de bağlantıda oldukları yer alıyor ama nedense bunlar önemsenmiyor.
- Bu adamlar resmen eğitiliyor ve Dink suikastı gerçekleşiyor.
- F Tipi örgütlenmenin bu işte zanlı durumuna düşmesi gerekiyor ama yok böyle olmuyor: Suçlu Ulusalcılar, Milliyetçiler.
- Hrant Dink'in yakın arkadaşı (!) Etyen Mahçupyan Agos'un başına geçiyor. Ama Mahçupyan öncesinde nerde yazıyor: Fethullahçı Zaman Gazetesi'nde. Mahçupyan şimdi de Taraf yazarı.


Malatya'daki misyoner suikastına bakalım:
- Dönemin Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya. Kahya ile ilgili "Fethullah'ın Copları" adlı kitapta çok ciddi bilgiler yer alıyor. Fethullahçı örgütlenmede çok ciddi rol aldığı ve bu örgütlenmenin en önemli adamlarından biri olduğu söyleniyor.
- ABD Adana Konsolosu Eric Green cinayetten çok kısa bir süre önce bu kitabevini ziyaret ediyor ama basına yansımıyor.
- Cinayetin kilit ismi Emre Günaydın Nur Cemaati evlerine gittiklerini açıklıyor (10 Haziran 2008, Akşam Gazetesi)
- Bu olaydan sonra suçlu yine belli: Ulusalcılar, Milliyetçiler...


Türk tarihine saldırıların satırbaşları

Danıştay saldırısı ve diğer olaylarla ilgili yine bağlantılar kurabiliriz. Ama uzatmayalım. Taraf Gazetesi'nin 26 Temmuz 2008 tarihli manşeti nasıldı hatırlayın: 1923'te kuruldu 2008'de arınıyor.
Amaç bu sözlerde çok iyi açıklanıyor: Cumhuriyet'le hesaplaşmak.


Yine alt alta şunları yazarsak operasyonu çok iyi özetlemiş oluruz sanırım:
- "Her gün çok değişiyor (AGSP, Kıbrıs), ama bazı temel problemler duruyor (devlet, İslam korkusu...) Ne AB, ne de ABD, (Türkiye)'ye kendi tarihinin hakkından gelmekte nasıl yardım edebilecekleri konusunda ipucuna sahip." - 2001 yılı AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un Adriaan van der Meer'e 3 Aralık 2001 tarihinde gönderdiği e-posta.
- Bin Yılın Meydan Okuması - ABD'nin tarifi tamamen Türkiye'ye uyan bir ülkeyi işgal tatbikatın adı. Tatbikatın başlangıç tarihi Lozan'ın yıldönümü olan 24 Temmuz 2002. Yani yine Türk tarihiyle hesaplaşma. Türklerin Anadolu hakimiyetinin gerçekleşmesinin tescili olan bin yıl öncesine yapılan vurgu da bunun önemli bir göstergesi.

- "İktidarla elele 84 yıllık karanlığa son" - AKP Ulukışla Teşkilatı'nın 2004 yılında seçim minibüsüne astığı slogan.
- Ergenekon - Türklerin tarih sahnesine yeniden ve daha güçlü çıktığı büyük destanın adı. Ancak şimdi bir terör ismi olarak yansıtılıyor.
- 1923'te kuruldu 2008'de aranıyor - Kaynağı belli olmayan paralarla, bir nifak grubu olarak çıkan ve CIA ajanlarıyla evli olan Yasemin Çongar ve Amberin Zaman'ın yazdığı, "Vatanı bir kiraz ağacı ve bir kadın memesine satarım" diyen Ahmet Altan'ın yönetimindeki gazetenin Ergenekon İddianamesi'nin ortaya çıkmasından sonraki gün attığı manşet.

KAYNAK
 
Gemi almak suç mu oldu?

Atatürkün de gemisi Savaronası vardı.Sen şimdi sen birşey mi demek istiyorsun Atatürk'e

Hükümetin siyasetini beğenmeyebilirsin ama ilkokul öocuğu seviyesinde konuşmak sana yakışmıyor.

Tipik CHP tavrını yani alternatif sunmak yerine laf salatası yapmağı hiç değilse sanal da terketmek lazım

Savarona, Brooklyn Köprüsü’nü inşa eden mühendis John Roebling’in kızı Emily Roebling Cadwallader tarafından hizmete sokuldu. Bayan Cadwallader Savarona’yı 1931’de Hamburg’da Blohm ve Voss tersanelerinde 4 milyon dolara mal etti.

Savarona Atlantik, Akdeniz ve Kuzey Afrika sularını geçti fakat Cadwallader onu yüksek dışalım vergisinden dolayı Amerika Birleşik Devletleri’ne sokamadı. Yatı satmaya karar verdi ve 1938 yılında Savarona Türk Hükümeti tarafından satın alındı.

Bu satış sırasındaki olaylar zinciri şaşırtıcıdır. 1938 yılında Kral VII. Edward İstanbul’u ziyaret etti ve o zamanki devlet yatı Ertuğrul’da Mustafa Kemal Atatürk’ün konuğu oldu. Bacadan dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini öylesine kirletti ki Atatürk Ertuğrul’u hurdaya gönderdi ve yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir verdi. Türk bayrağı Mart 1938’de Southampton’da Savarona’ya çekildi.

Yat, iki ay sonra bazı döşemeleri yenilendikten sonra Atatürk’ün ölümcül hasta olduğu sırada İstanbul’a geldi. Atatürk’ün Savarona’da geçirdiği altı hafta boyunca kabine toplantıları düzenlendi, Romanya Kralı Carol da dahil olmak üzere önemli konuklar, devlet başkanları ağırlandı. Atatürk, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe sarayında öldü.

Savarona, II. Dünya Savaşı sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin onu eğitim gemisi olarak kullanmasına kadar bir daha yelken açmadı. 1989 yılında Savarona’yı hurdaya çıkarma kararı alındı; ancak Kahraman Sadıkoğlu son dakika kararıyla yatı 49 yıllığına kiraladı ve Savarona’yı önceki görkeminden daha iyi bir hale kavuşturmak için çok çaba isteyen yeniden döşeme işine başladı

M. Kemal Atatürk ölümcül hastalığı zamanında sadece 2 ayını geçirmiş. ve ne kendisine nede ailesine savarona'dan en ufak bir maddi kazanç sağlamamıştır.
 
Savarona, Brooklyn Köprüsü’nü inşa eden mühendis John Roebling’in kızı Emily Roebling Cadwallader tarafından hizmete sokuldu. Bayan Cadwallader Savarona’yı 1931’de Hamburg’da Blohm ve Voss tersanelerinde 4 milyon dolara mal etti.

Savarona Atlantik, Akdeniz ve Kuzey Afrika sularını geçti fakat Cadwallader onu yüksek dışalım vergisinden dolayı Amerika Birleşik Devletleri’ne sokamadı. Yatı satmaya karar verdi ve 1938 yılında Savarona Türk Hükümeti tarafından satın alındı.

Bu satış sırasındaki olaylar zinciri şaşırtıcıdır. 1938 yılında Kral VII. Edward İstanbul’u ziyaret etti ve o zamanki devlet yatı Ertuğrul’da Mustafa Kemal Atatürk’ün konuğu oldu. Bacadan dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini öylesine kirletti ki Atatürk Ertuğrul’u hurdaya gönderdi ve yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir verdi. Türk bayrağı Mart 1938’de Southampton’da Savarona’ya çekildi.

Yat, iki ay sonra bazı döşemeleri yenilendikten sonra Atatürk’ün ölümcül hasta olduğu sırada İstanbul’a geldi. Atatürk’ün Savarona’da geçirdiği altı hafta boyunca kabine toplantıları düzenlendi, Romanya Kralı Carol da dahil olmak üzere önemli konuklar, devlet başkanları ağırlandı. Atatürk, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe sarayında öldü.

Savarona, II. Dünya Savaşı sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin onu eğitim gemisi olarak kullanmasına kadar bir daha yelken açmadı. 1989 yılında Savarona’yı hurdaya çıkarma kararı alındı; ancak Kahraman Sadıkoğlu son dakika kararıyla yatı 49 yıllığına kiraladı ve Savarona’yı önceki görkeminden daha iyi bir hale kavuşturmak için çok çaba isteyen yeniden döşeme işine başladı

M. Kemal Atatürk ölümcül hastalığı zamanında sadece 2 ayını geçirmiş. ve ne kendisine nede ailesine savarona'dan en ufak bir maddi kazanç sağlamamıştır.

E sonuç???

Tayyip e buna benzer bir kronoloji mi yazmak lazım ki sizin gibiler gemi almasını sakız yapmaktan çıkarsın?

Sonuça bakacak olursak iki siyasi de gemi sahibi olmuş ama öyle ama böyle

Sen bana suç bunun neresinde onu anlat.

İddiacı iddiasını ispatla yükümlüdür.

Tayyip bu ülkenin başbakanı ve ondan başka bu makama daha layık kimse henüz yok.

Var diyorsanız buyurun alternatifleri sunun.

Bırakın şu CHP zihniyetinin amigoluğunu yapmağı

Üretici olun biraz

Ahmet Altanı boşver.Sakarya da Tayyipin konuşması birçoklarına kapak olacak cinsten .

Zoruna giden asprin alsın
 
Neden istikrarların önüne sadece komik diyebileceğim bir gemiyi koyarsınızki ... Sizce ülkede büyük gelişmeler olmuyormu ... Dünya ülkeleri bile bunun farkında ve bi çok ülke vise yi kaldırıyor ..
Dierlerine hiç deinmicem ... Dinine bağlı bir başbakan size neden bu kadar garip geliyor anlayamıyorum ... IMF başbakanın kıçında geziyor para verelim diye ... Ecevit IMF nin kıçında geziyordu para verin diye ... En azından bu bile tatminkar deilmidir ... Yoksa sizde mi at gözlüğü gillerdensiniz dicem mecburen dicemm .. Allah rızası için bi hayır çıksın ağzınızdan ..

Ecevit para verin diye İmf nin bi yerinde geziyorsa memlekette ne varsa satmadan geziyordu kamunun neyi varsa satıldı telekom bile hem de baba lar gibi sattılar hemde bir iki yıllık karına sattılar botaş tüpraş limanlar seka malları vs vs vs vs vs harran ovasında toprak sahibi olanların tapu kayıtlarına bakılmalı kimler neler almış dış borç ödedik tabii ödenir memlektte satacak birşey kalmadı şimdi IMF den kredi kötü günler bekliyor bunu unutmayın.

Burda fanatiklik yapacağınıza çıkın esnafa çiftçiye memura asgari ücretle çalışana sorun memleket iyi mi diye ben bir ilçede yaşaıyorum büyük şehirdekilerin hallerini tv den duyuyoruz esnaf kan ağlıyor memur belli asgari ücretli sormayın hallerini 9 milyarla geçinemeyenler varken işi gücü fanatiklik milletin...
 
E sonuç???

Tayyip e buna benzer bir kronoloji mi yazmak lazım ki sizin gibiler gemi almasını sakız yapmaktan çıkarsın?

Sonuça bakacak olursak iki siyasi de gemi sahibi olmuş ama öyle ama böyle

Sen bana suç bunun neresinde onu anlat.

İddiacı iddiasını ispatla yükümlüdür.

Tayyip bu ülkenin başbakanı ve ondan başka bu makama daha layık kimse henüz yok.

Var diyorsanız buyurun alternatifleri sunun.

Bırakın şu CHP zihniyetinin amigoluğunu yapmağı

Üretici olun biraz

Ahmet Altanı boşver.Sakarya da Tayyipin konuşması birçoklarına kapak olacak cinsten .

Zoruna giden asprin alsın

hangi mağrada yaşıyosun? tayyip değil oğlu aldı gemiciği. hangi parayla? nerden kazanıldı bu para. deniz feneri ne ayak onu anlat. unakıtanların girdiği her işte kdv oranının %8'e indirilmesi nedir onu söyle. Atatürk'le aynı kefeye koydun ya tayyibi :laugh: saol
 
E sonuç???

Tayyip e buna benzer bir kronoloji mi yazmak lazım ki sizin gibiler gemi almasını sakız yapmaktan çıkarsın?

Sonuça bakacak olursak iki siyasi de gemi sahibi olmuş ama öyle ama böyle

Sen bana suç bunun neresinde onu anlat.

İddiacı iddiasını ispatla yükümlüdür.

Tayyip bu ülkenin başbakanı ve ondan başka bu makama daha layık kimse henüz yok.

Var diyorsanız buyurun alternatifleri sunun.

Bırakın şu CHP zihniyetinin amigoluğunu yapmağı

Üretici olun biraz

Ahmet Altanı boşver.Sakarya da Tayyipin konuşması birçoklarına kapak olacak cinsten .

Zoruna giden asprin alsın

AKP' NİN YOLSUZLUKLARI LİSTESİ
aşağıdaki sıralanan yolsuzluklar iddia değil belgeleriyle isbat edilebilen buz denizin görünen kısmı. bunlara birde belediyelerdeki yolsuzkluk iddialrını ekleyin akp'nin gerçek yüzü o zaman daha net ortaya çıkacaktır...

AKP'nin 22 ayrı yolsuzluğu şu başlıklar altında sıralandı:
1-Ayda 9 milyar lira maaşla geçinemeyen bir Başbakan.

7 yılda dolar milyarderi oları Recep Tayyip Erdoğan, ayda 9 milyar liralık Başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söylüyor!

Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehlr Belediye Başkanlığı'na aday olduğu gün açıklanan serveti: "Kasımpaşa'da bit daire, Maltepe'de bir kooperatif hissesi. Bolluca'da (Gaziosmanpaşa) 346 metrekare arsa, Burak Gıda ve Ticaret Limited Şirketi'nde yüzde 10 hisse," (20 Şubal 1994 tarihli SABAH Gazetesi).

7 yıl sonra Rahmi Koç. "Tayyip Bey 1 milyar dolar para biriktirmiş." açıklamasını yaptı.(3 Ağustos 2001-CNN Türk)

Başbakan'ın 26 yaşındaki oğlu Ahmet Burak Erdoğan, 2,325,000 dolara bir kuru yük gemisi aldı. Başbakan'ın diğer oğlu Bilal Erdoğan. ABD'de 261.000 dolara daire sahibi oldu.

Ayrıca iki kardeş, Çamlıca Kısıklı'da "tapu kayıtlarına göre" 1 trilyon liralık villanın sahibi olular. Başbakan aynı yerde içi 450 metrekare olan villanın bir benzerini kendisi için satın aldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ben ticaret yapmasam, oradan para kazanmasam, bu maaşla (Başbakanlık maaşı) geçinemem," diyor.

Peki, halk nasıl geçinsin?

2- Naylon fatura düzenlemekten sanık bir Maliye Bakanı.

Sanık Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan, hiç çalışmadan, yorulmadan, oturduğu yerde bir kalemde 366 milyar lira kazanıyor.

Peki nasıl?

17 Nisan 2003 larihinde önce mısır ithalatındaki gümrük vergisi %20'ye indiriliyor.

Ağustos 2003 tarihinde Kemal Unakıtan'ın oğlu 4000 ton mısır ithal ediyor, İthalat işlemi bittikten sonra, 8 Ağustos 2003 tarihinde mısır ithalinde gümrük vergisi yeniden %45'e çıkarılıyor.

Kimin hakkı yeniyor? Tabii ki halkın!

Abdullah Unakıtan. pastörize yumurta ithalatı işine de giriyor. Önce şirketi AB Gıda San. ve Tic. A.Ş.'ye 2,5 milyon YTL'lik teşvik belgesi veriliyor. İşe başlamadan önce pastörize yumurtada KDV oranları %18'den %8'e iniyor.

Yani Maliye Bakanı, aileye çalışıyor!

3- Bir arsa satışından bir trilyon lira kâr eden ama vergi vermeyen Maliye Bakanı.

Kemal Unakitan, kendi aldığı mülkü kendine sattı. 19 ayda 1,244,400,000.000 TL kazandı!

İzmir'in Foça ilçesinde bir taşınmaz, Kemal Unakıtan'a ait BEM Dış Ticaret A.Ş. tarafından 12 Ekim 2000 tarihinde 15.600.000.000 TL'ye satın alındı, Aynı taşınmaz. 10 Mayıs 2002 tarihinde, yani 19 ay sonra 1.260.000.000.000 TL'ye bir özel finans kurumuna satıldı.

Satan şirketin ortağı Kemal Unakitan, alan şirketin genel müdürü de Kemal Unakitan!

Bu olağanüstü kârdan kurumlar vergi ödenmedi, şirket tasfiye edildi.

4- 13 günde 219 yol ihalesi.

AKP hükümeti 18 Kasım 2002'de kuruldu. Hükümetin henüz ilk 13 gününde, 31 Aralık 2002 tarihine kadar, tam 219 adet yol ihalesi yapıldı.

Toplamı 52 trilyon lira olan ihale bedelleri, Sayıştay vizesinden kaçırılmak için 750 milyar lirayı aşmayacak şekilde ayarlandı. Böylece, yolsuzluk saptamasın diye Sayıştay devre dışı bırakıldı.

Yolsuzluk yapmadığını söyleyen bir hükümet, Sayıştay denetiminden niçin kaçar?

5- Hortumcular VIP salonunu kullanmaya devam ediyor.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek,

"Havaalanının VIP salonunda bankasına e konulan birisini gördüm. Adamın ayakkabısının fiyatına bir ay evrak memuru çalıştırıyorum, Nasıl olur, VlP'te ne işi var diye baktım,"

diyebiliyor. Aradan 4,5 yıl geçti, bu konuda hiç birşey yapılmadı.
Aynı adamlar, bugün de VIP kapısından geçiyorlar.

6- Hortumcu helikopteriyle hortumcu köşküne giden bir Başbakan.

Halis Toprak, özel helikopterini göndererek AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Bozüyük'teki köşküne getirtti. Görüşmeye bazı hortumcu banka patronları da katıldı.

Hortumcunun helikopteriyle gezen bir Başbakan, hortumculara VIP kapısını kapatır mı?

7 İhalesiz 2 milyon dolarlık iş alan AKP'li.

TCDD İzmir Limanı, 15 yıllığına Reha Denizcilik adlı şirkete (toplam 2 milyar 100 milyon dolarlık iş) ihalesiz olarak bir sözleşmeyle verildi.

Reha Denizcilik, sözleşme tarihinden sadece bir halta önce kuruldu, Bu ballı işi ihalesiz alan şirketin büyük hisseli ortaklarından biri, AKP'nin Bakırköy İlçe Başkanlığı'nı yapmış olan Rahmi Genç.

"Yolsuzluklarla mücadele edeceğim, " diye halka söz verip, vatandaşın oyunu alan AKP, böylece yandaşlarını devletin olanaklarıyla besliyor.

8- Hortumcudan pahalıya al, yandaşına ucuza sat.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu. Ceylan Grubu'ndan, banka borcuna karşılık 52 milyon dolara Antalya'daki Deluxe Resort Otel'i aldı, Karşılığında da Ceylan Grubu'nun 52 milyon dolarlık borcu silindi.

Devletin 52 milyon dolara aldığı otel, bir süre sonra 25 milyon dolara AKP yandaşı bir şirkete satıldı.

Devletin bu ticaretten zararı tam 27 milyon dolar.

Bunun adı, hortumcunun cebine devlet kesesinden para koymaktır; halktan çalmaktır...

9- Devletin 51 milyon dolarlık fabrikası, AKP yandaşına 1.1 milyon dolara satıldı.

Gerçek değeri 51 milyon dolar olan Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası 1,1 milyon dolara AKP yandaşı Albayraklar A.Ş.'ye satıldı.

Selüloz-İş Sendikası, mahkemeden fabrikanın satışını iptal ettirdi,

Ancak bu arada şirkette 12,7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit edildi (yaklaşık 10 milyon dolar). Halkın vergisiyle kurulan birçok şirket, AKP yandaşlarına bu şekilde peşkeş çekildi.

Bunun adına AKP'nin özelleştirme - hortumlama politikası deniyor.

10- Ver ihaleyi kap milletvekilini.

İkinci Beyaz Enerji Operasyonu'nda AKP'nin yolsuzluk batağına ne denli girdiği telefon kayıtlarıyla da ortaya çıktı.

Milletvekili Cemal Kaya, işadamı İbrahim Selçuk'u arayarak eşi üzerine kayıtlı Aram Şirketi'ne, EÜAŞ'dan ihale alma girişiminde bulundu.

Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede,

"Bu amaçla Kargamış, Özlüce ve Urfa ihaleleriyle ilgili ayrıntılı görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerde sanık Selçuk'un, Milletvekili Cemal Kaya'ya yapması gereken kırımları dahi söylediği, Cemal Kaya'nın teklif edilen bazı ihaleleri küçük bularak, kendisine daha büyük ihaleler vermesini istediği" ifadelerine yer veriliyor.

İddianamede ayrıca, işadamı İbrahim Selçuk'un, Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç'a baskı yapması için, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahinle görüştüğü ve Malkoç'a Şahin aracılığıyla baskı yapıldığı" açıklaması da yer alıyor.

CHP'den AKP'ye geçen, yolsuzlukları ortaya çıkınca milletvekilliğinden istifa edip ayrılan ve yargılandığı dosyadan mahkum olan Cemal Kaya, 2007 seçimlerinde AKP'den Ağrı milletvekili adayıdır.

11- İçişleri Bakanı'nın işbitirici oğlu.

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Bakan olduktan sonra Türkiye Jokey Kulübü hakkında inceleme - soruşturma açtırıyor.

Ancak, Türkiye Jokey Kulübü, Bakan'ın avukat oğlu Murat Aksu'yu, aylık 7,5 milyar liraya danışman olarak tutuyor.

Yani hem hakim, hem de savcı aynı aileden...

12- İhaleye fesat karıştıran Milli Eğitim Bakanı.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir kamu kurumu, bir bakan hakkında yolsuzluk iddiasıyla ilgili olarak soruşturma açılmasını istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı, 7 Haziran 2004 tarihinde,135 ilköğretim okulu inşaatı için 62 ihale açtı.

Ancak ihalede yapılan yolsuzluklar nedeniyle, Kamu İhale Kurumu. Başbakanlığa resmen başvurarak Mili Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında soruşturma açılmasını istedi.

Peki, soruşturma açıldı mı?

Hayır... Yolsuzluk yapan AKP'li olduğu için özenle korundu.

Böylece, Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk yapan bir bakanı daha kanatlarının altına almış oldu.

13- Özelleştirme yağmasına örnek.

Gemlik Gübre Sanayii A.Ş., 83,1 milyon dolara özelleştirildi. Oysa bu fabrikanın sadece arsası, içindeki 154 lojmanla birlikte 120 milyon dolar ediyor.

Limanıyla birlikte fabrikayı salın alan İşadamı Ali Rıza Yıldırım'ın basına yaptığı açıklama:

"IGSAŞ gübre, 90 milyon dolara satıldı, içinde 60 milyon dolar para vardı, Eti Gümüş, 33 milyon dolara satıldı. 20 milyon dolar nakiti vardı, Gemlik Gübre bugün satılsa, iki katına satılır."

İşte, ülkemiz bu şekilde yoksullaştırılıyor...

14- Yağmaya devam, 4.5 ayda 4 misli kâr.

3 milyon 751 bin dolara özelleştirilen Sümerbank'ın arsasının sadece bir bölümü 13 milyon 750 bin dolara satıldı!

Sümerbank'ın 50 yıl önce kurduğu Pamuklu Mensucat A,Ş,, 13 Temmuz 2005'te, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca 3 milyon 751 bin dolara, 47 ortaklı Ortak Girişim Grubuna (OGG) satıldı.

OGG'nun başında AKP'li Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar bulunuyor

Şirketi alan grubun ilk icraatı, Sümerbank'ın 90 dönümlük arsasının 55 dönümlük bölümünü, alışveriş merkezi yapılmak üzere KİPATESCO şirketine 13 milyon 750 bin dolara satmak oldu.

Böylece şirket, sadece arsanın bir bölümünü satarak yatırdığı paranın 4 katını 4,5 ay sonra kazanmış oldu. Kaldı ki, daha fabrikanın 35 dönümlük arsası duruyor.

Böylece özelleştirme bir yağmaya dönüştü; bir yatıranlar daha bir yıl geçmeden 4,5 ay sonra sadece arsanın bir bölümünü satarak 4 misli kâr elde ettiler, Tabii fabrikanın satılan bir trilyonluk hurdaları bu kârın içinde değil...

OGG Yönetim Kurulu ve AKP Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, ÖİB ile yaptıkları gayriresmi anlaşmanın fabrikayı ekonomiye kazandırma amacı taşımadığını da açıkça belirtti.

Amaç, özelleştirmek değil, halkın hakkım yağmalamak...

15- Ulaştırma Bakanı'nın oğlu nasıl gemi sahibi oldu?

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım, Almanya'daki Santour GmbH firmasından aldığı 200.000 Euro ile İtalya'da bir gemi satın aldı.

Binali Yıldırım, milletvekili olmadan önce bu firmanın Genel Müdürüydü,

Peki, Binali Yıldırım'ın oğluna 200.000 Euro para veren şirkete nasıl bir kıyak yapıldı?

Türkiye Denizcilik İşletmesi'ne ait bir gemi ihalesiz olarak, Santour GmbH firmasına kiralandı!

Kimin eli kimin cebinde?

16- AKP'nin ulusal yolsuzluk markası: OFER

AKP hükümeti, yasalara aykırı olarak İsrailli işadamına 6 ayda 755 milyon dolar kazandırdı!

TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'lık hissesi, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla, yasadışı olarak İsrailli işadamı OFER'e 446 milyon dolara satıldı.

Ancak 6 ay sonra TÜPRAŞ'ın %51'lik hissesi ihaleyle satıldığında gerçek fiyatın, bu rakamın çok üstünde olduğu anlaşıldı, 6 ay arayla yapılan, biri ihaleli, diğeri ihalesiz iki işlem karşılaştırıldığında, AKP hükümetinin OFER'lere 755 milyon dolar kazandırdığı ortaya çıktı.

Danıştay, ihalesiz satışın yasalara aykırılığını karara bağladı. Fakat yargı kararı yerine getirilmedi.

Önce OFER'i tanımadığını söyleyen Tayyip Erdoğan, daha sonra bir kez görüştüğünü açıkladı, Ancak OFER'le birden fazla görüştüğü ortaya çıktı.

Kemal Unakıtan, Kuşadası, Galataport ve Tüpraş ihaleleriyle ilgili olarak kapalı kapılar ardında OFER ailesiyle pek çok kez görüşmeler yaptı. OFER'in özel uçağıyla Hong Kong'a gitti, Limanların özelleştirilmesiyle ilgili olarak, Mehmet Kutman adlı bir işadamından ihale tekliflerini gizli yazılarla aldı.

Hükümet, Türk halkından yana değil OFER'den yana tavır alıyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, OFER'i koruyor.

17- AKP'nin yerel yolsuzluk markası: ALİ DİBO.

AKP'lilerin kurdukları "ALİ DİBO" düzeni, AKP'nin yolsuzluklarının yerel markası oldu.

AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin'in de adının karıştığı Hatay'daki yolsuzluklar zinciri, halk tarafından "ALİ DİBO" düzeni olarak adlandırılıyor.

Yolsuzluğu ortaya çıkaransa bir başka AKP milletvekili.

AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin'in kendi el yazısıyla ihalelerin AKP'lilerce nasıl paylaşıldığı belgeleriyle ortaya kondu. Bir süre sonra AKP'nin yerel yönetimlerde nasıl bir ihale yağması yaptıkları, belgeleriyle birlikte Türkiye'nin her tarafından medyanın gündemine düştü.

Kısa sürede görüldü ki, "ALİ DİBO" düzeni sadece Hatay'da değil, Türkiye'nin pek çok ilinde kurulmuş.

Çorum, İstanbul, Samsun, Sinop, Ankara, Kırklareli, Gümüşhane, Bolu. Afyonkarahisar, Adana ve Amasya. "ALİ DİBO" düzeninin kurulduğu başlıca iller...

"ALİ DİBO" düzeninin medyada sık sık yer alması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,

" Bir AKP'li 10,20,50 milyarlık kamu ihalesine girse, o adam yandı, Elinize, dilinize dursun ya, insaf, Yani AKP'li bu memleketin evladı değil mi?"

dedi. Oysa aynı Başbakan daha önce,

"İş başka, siyaset başka; müteahhitlik yapmak isteyen başka yere gitsin,"

demişti.

Bizzat Başbakan, "ALİ DİBO" düzenini meşrulaştınyor ve "ALİ DİBO"nun, AKP'nin yolsuzluklarının yerel markası olarak Türk siyasal tarihinde yerini almasını sağlıyor.

19- Bir Başbakan dokunulmazlıkların kaldırılmasını neden istemez?

Dokunulmazlıklar kalkarsa, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, pek çok bakan yargılanacak!

2002 seçimleri öncesinde, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Uğur Dündar'ın sunduğu "seçim arenası" programında dokunulmazlıkları kaldıracaklarına dair halka söz verdiler.

Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda daha da ileriye giderek,

"Neden kürsüdeki konuşmaya dokunulmazlık olsun? Gönül ister ki, o da kalksın. El ele verip onu da kaldıralım,"

dedi.

Aradan 4,5 yıl geçti ama milletvekili dokunulmazlığı kalkmadı.

20- AKP neden yolsuzlukların üzerine gidemiyor?

AKP, yolsuzlukların üzerine gidemez çünkü kendisi yolsuzluk batağına batmış durumda.

Bazı bakan, il ve ilçe başkanlarının kapalı kapılar ardında nasıl ihale pazarladıkları, belgeleri ve mahkeme kararlarıyla kesinleşmiş durumda.

Yurt dışında alın teri dökerek para biriktiren vatandaşlarımızın 5 milyar doları hortumlandi; AKP kılını bile kıpırdatmadı, Bir hortumcuyla aynı safta yer alan bakanlar, gazetelerin manşetine bile çıktı.

21- AB Türkiye'deki yolsuzluklar konusunda ne diyor?

Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilgili olarak yayınladığı 2006 yılı ilerleme raporunda, yolsuzluklar konusunda şu gerçeğin allını çizilmektedir:

"...yolsuzluk yaygın ve yolsuzlukla mücadele eden makamlar ve politikalar zayıf olmaya devam etmektedir."

AKP iktidarının yolsuzluklarını Avrupa Komisyonu da kabul etmekte ve raporuna almakta sakınca görmemektedir.

22- AKP'nin yolsuzluklarını, AKP'li milletvekilleri nasıl itiraf ediyor?

Bir AKP milletvekili diyor ki,

"DUA İLE İKTİDARA GELDİK, ŞİMDİ BEDDUALAR BAŞLADI."
(Hamza Albayrak - AKP Amasya Milletvekili - Tempo Dergisi -3 Mayıs 2007)
ALINTI : AKP'NİN YOLSUZLUKLARI LİSTESİ - EMRULLAH | Google Groups

2007 - 2010 siz araştırın........
 
hangi mağrada yaşıyosun? tayyip değil oğlu aldı gemiciği. hangi parayla? nerden kazanıldı bu para. deniz feneri ne ayak onu anlat. unakıtanların girdiği her işte kdv oranının %8'e indirilmesi nedir onu söyle. Atatürk'le aynı kefeye koydun ya tayyibi :laugh: saol

Valla senin olduğun taş devri mağarasında yaşamıyorum....Çünkü böyle terbiyesizliği anca taş devri insanları yapar hatta onlar bile yapmaz

Deniz feneri ile Tayyip in alakası var mı?Yargının kesin kararı nedir?


Hangi para demişsin?Savarona için de aynı soru sorulabilir mi?Maksadım karalamak değil.Sana senin metodunla cevap vermek

Ben şimdi sana sorularını cevaplandıracak değilim.


Sen bana daha iyisini söyle

Alternatif üretsene genç


Gel çare üretelim

Tamam Tayyip gitsin yerine alternatifin var mı?

Ayrıca darbe girişimleri de nedense Tayyip e oluyor.

Madem Tayyip tukaka o zaman ordunun darbe hakkı doğar senin mantığından.

Bütün velvele de zaten askeri vesayet ve bürokratik saltanatın çatlamasından doğuyor.

Elbette sivil maşalar da olacaktır
 
düşündümde ahmet altanı ne kadara satın aldı bu hükümet ????
 
Valla senin olduğun taş devri mağarasında yaşamıyorum....Çünkü böyle terbiyesizliği anca taş devri insanları yapar hatta onlar bile yapmaz

Deniz feneri ile Tayyip in alakası var mı?Yargının kesin kararı nedir?


Hangi para demişsin?Savarona için de aynı soru sorulabilir mi?Maksadım karalamak değil.Sana senin metodunla cevap vermek

Ben şimdi sana sorularını cevaplandıracak değilim.


Sen bana daha iyisini söyle

Alternatif üretsene genç


Gel çare üretelim

Tamam Tayyip gitsin yerine alternatifin var mı?

Ayrıca darbe girişimleri de nedense Tayyip e oluyor.

Madem Tayyip tukaka o zaman ordunun darbe hakkı doğar senin mantığından.

Bütün velvele de zaten askeri vesayet ve bürokratik saltanatın çatlamasından doğuyor.

Elbette sivil maşalar da olacaktır

Askeri karalamak suçlamak kimsenin haddi değildir ona göre haddinizi bilin önce.

sen önce o geminin hangi parayla alındığını söyle ben sana savaronanın nasıl alındığını açıklarım

Tayyip gitsin biz onun yerine seçicek birini buluruz.
 
düşündümde ahmet altanı ne kadara satın aldı bu hükümet ????

ALTAN IN fiyatı memleket satışında belli bir çift güzel kadın memesi kendi deyimi bu bir çift güzel kadına memleketi satarım diyen zat

Savunan yada reddedenler artık karakter tahlilini ve analizini yapsın ben bilemem..

Bu düzlemde analitik düşünce ile herhalde gögüs kanseri yüzünden bir memesi alınmış bir tek kadın memesi ücret olarak iş görür :))
 
Askeri karalamak suçlamak kimsenin haddi değildir ona göre haddinizi bilin önce.

sen önce o geminin hangi parayla alındığını söyle ben sana savaronanın nasıl alındığını açıklarım

Tayyip gitsin biz onun yerine seçicek birini buluruz.

Bul ben de ona oyumu vereyim

Önce çare üretilir sonra gereği yapılır.

Sen de bu sayıştay ve yüce divan ruhu oldukça sen kaynağını bulursun hiç şüphem yok.:biggrin:

İddiayı yapan sensin açıklamak zorunda olan da sen.

Ben Savaronaya neden alındı demiyorum sadece siyasiler gemi de alabilirler onu diyorum.Bu M.Kemalin uygulamasında var diyorum.Daha pekçok şey var da konumuz o değil.

Bana ne söyliyeceğimi söylemen senin hiç haddine değil.Bir ordu ki darbe yapmağa hevesli olur o zaman karşısına dikilmek muhalif-iktidar yanlısı herkese vecibedir.

Ergenekon avukatlığını sırf muhalefet diye aklamak mümkün değildir.

Muhalefet demokratik ilkeler içinde olur.Aksi halde bu milletten daha çok anti demokratik yapının sivil ve asker kanadına eleştiri gelir.

Herkes haddini bilecek.Asker siyasetle uğraşmayacak,milletin mukadderatına karışmayacak,siviller de işi ile ilgilenecek.

Askerin sırtından da bu muhalifler inecek.Kendilerine başka kalkan bulacaklar.Maçanız yiyorsa sandıkta AKP den kurtulun o zaman demokrasiye olan inancınıza biz inanalım.
 
ALTAN IN fiyatı memleket satışında belli bir çift güzel kadın memesi kendi deyimi bu bir çift güzel kadına memleketi satarım diyen zat

Savunan yada reddedenler artık karakter tahlilini ve analizini yapsın ben bilemem..

Bu düzlemde analitik düşünce ile herhalde gögüs kanseri yüzünden bir memesi alınmış bir tek kadın memesi ücret olarak iş görür :))

:D bir çif kadın göğüsüne bu vatan satılırmı.. bu vatanı satan kendi meslektaşı yazarları ve aydınlaı nasıl satmasın...
ayıpşıyorum.. kınıyorum..
tam bir vatan haini...
askeri bile yalan dolanlarla sttı iktidar yalakalığı için ...
yazılar olsun
 
Geri
Üst