Altını ıslatma (Enuresiz)

Mayhoş

mayhoş
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
11,125
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ღ♥Sonu Ölüm de olsa O♥ღ
Altını Islatma Nedenleri
Kalıtım: Kalıtımın katkısı yüzde 50 civarındadır. Tek yumurta ikizlerinden birinde altını ıslatma sorunu varsa diğerinde görülme oranı yüzde 70 dolaylarındadır.


Gelişimsel bir bozukluk: Gün içinde de tuvaletini tutmayla ilgili sorunlar yaşıyorsa gelişimsel bir sorun olabilir.


Organik bir rahatsızlık: İdrar kontrolü sorunu yaşayan çocukların yüzde 5’inde idrar yolları enfeksiyonları ve idrar torbalarında organik bir bozukluk belirlenmiştir. Daha çok kız çocuklarında görülür. Böyle bir durumda, çocuk hem gündüz hem de gece altını ıslatır. İdrar yolu iltihabının belirtileri arasında, idrar yaparken acıma, idrarın kokulu olması, aniden sıkışma ve çok sık idrar yapma yer alır. Ayrıca sinir sisteminin gelişimini engelleyen sinirsel bozukluklar, tirod ve hipofiz bezinin yetersiz çalışması ve gece gelen sara nöbetleri de bu soruna yol açabilir.


Seksüel açıdan zorlanma: Cinsel tacize veya tecavüze uğrama çok ender görülen sebeplerdir.


Şiddet uygulama: Dayak atılan ve sevgiden yoksun bırakılan bazı çocuklarda alt ıslatma görülür. Kimi çocuk, annesinden intikam almak için altını ıslatır.


Yoğun stres: Stres tek başına bir etken değildir; fakat çocuğun yoğun stres altında kaldığı günlerde daha çok altını ıslattığı görülmüştür.


Yeni kardeşe duyulan kıskançlık: Geçici bir durumdur. Çocuk, anne babasının ilgisini yeniden üzerine çekmek için altını ıslatabilir; fakat ciddi bir sorun olarak görülmezse ve çocuğa gereken ilgi gösterilirse sorun yok olur.


Gecikmiş tuvalet eğitimi: Tuvalet eğitimi kendi haline bırakılan çocukların idrar torbası kontrolü gelişmez. Ayrıca, tuvalet eğitimindeki bazı yanlış uygulamalar da nedenler arasında sayılır.


Altını ıslatma, yukarıda sıralanan nedenlerden birkaçının birleşmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Alt Islatmanın Yol Açtığı Sorunlar
Çocuk, olumsuz geribildirimler aldığı için ve kendini yetersiz gördüğü için özsaygısı azalır.
Çocuğun verdiği çabalar sonuçsuz kaldıkça özgüveni azalır ve başarısızlık duygusu oluşur; dolayısıyla okul başarısı olumsuz etkilenir.
Aile bireyleri ve arkadaşları tarafından alay konusu olur.
Kokabilir ve çevresine rahatsızlık verebilir.
Her gün uğraşmak anneye bıkkınlık verebilir.
Seyahatler, tatiller ve misafirlikler zorlaşır.
Altını ıslatma sorunu kendi haline bırakılsa bile zamanla kaybolur; fakat önlem alınırsa daha kısa sürede yok olur. Gündüz 3-4 yaşına kadar, gece 5-6 yaşına kadar çocuğun bazen altını ıslatması normal görülebilir. Bu yaştan sonra altını ıslatma devam ederse sorun olarak görülmeli ve gereken önlemler alınmalıdır. Sorunla mücadele etmeye başlarken öncelikle sorunun kaynağına inmek gerekir. Sorunun fiziksel mi yoksa psikolojik mi olduğunu belirlemek için, çocuk sağlık taramasından geçirilmelidir.

Neler Yapılabilir?


Azarlamak, suçlamak ve şiddet uygulamak yerine sorumluluklar verilmelidir. “Koca adam oldun, altına kaçırmaktan utanmıyor musun?”, “Bak senin arkadaşların hiç altına kaçırıyorlar mı?”, “Nedir senden çektiğim, her gün her gün pisliğinle uğraşmaktan bıktım,” gibi suçlayıcı ve utandırıcı sözlerden kaçınmak gerekir.
Altına kaçırma, yeni kardeşin doğumundan veya taşınmadan sonra ortaya çıkmışsa, çocuğun yeni duruma alışması için sabırla beklenmeli ve çocuğun bu köklü değişimlerden fazla etkilenmemesi için daha çok ilgili gösterilmelidir. Gerekirse ilk zamanlarda altına kaçırma olayı görmezden gelinmelidir.
Bazı anneler çocuğu utandırma yoluyla düzeltebileceklerine inanırlar. Bunun için de arkadaşlarına veya başka insanlara çocuğun altına kaçırdığını söylerler. Bu durum, çocuğun altına kaçırmasını önleyemediği gibi benlik algısını da zedeler. Mümkün olursa, başkaları durumdan haberdar edilmemelidir.
Sorunla mücadelede, önceki olumsuz denemelerden dolayı, çocuk başarma ümidini yitirmiş olabilir. Çocuğun yitirdiği özsaygısını yeniden kazanabilmesi için başarabileceği işler verilmelidir. Bu arada bu sorunla mücadelede belli bir süre ara verilebilir.
Çocuk, evdeki birçok işte sorumluluk sahibi olmalıdır. Özellikle altını ıslatan çocuk, yatak çarşafını ve ıslak pijamalarını kendisi değiştirmeli ve gerekirse kendisi yıkamalıdır. Bu sorunla ilgili sorumluluk çocuğa verilirse daha erken olumlu sonuca varılabilir. “Kendi pisliğini kendin temizle!” tarzında bir ceza olarak düşünülmemeli, çocuğun gelişim düzeyine uygun bir sorumluluk olarak algılanmalı ve çocuğunda böyle algılaması sağlanmalıdır.
Yatağı su geçirmeyen naylon çarşafla örtülmelidir. Böylece her defasında yatağı kurulamak veya yıkamak zorunda kalınmaz.
Akşam saatlerinde çocuğun sıvı alımı azaltılmalıdır. Özellikle idrar artırıcı özelliği olan kafeinli (kola, kahve, çay vb.) içecekler içirilmemelidir.
Gece bir veya iki defa idrar torbasını boşaltması için uyandırılarak tuvalete gitmesi sağlanabilir.
Bu sorun için bazı ilaçlar bulunmaktadır; ancak yapılan araştırmalar, ilaç bırakıldıktan sonra alt ıslanmanın yeniden ortaya çıktığı görülmüştür. Sorunla mücadeleden vazgeçirdiği için ve birçok yan etkilerinden dolayı ilaç kullanımı önerilmemektedir. Tatil, seyahat ve misafirlik gibi durumlarda ilaç kullanılabilir.
İdrar torbasının kapasitesini artırmak ve idrarını kontrol altına almasını sağlamak için gün içinde idrar yapma ihtiyacı hissettiğinde belli bir süre idrarını tutma çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca çocuğun yaşına uygun olarak idrarını bırakıp tutma egzersizleri de yapılabilir.
Altını ıslatmadığı günler ödüllendirilmelidir. Bu durumda verilen ödül, çocuğun her zaman ulaşamayacağı büyüklükte olmalıdır. Çocuğun başarısı artıkça ödül silikleştirilir ve zamanla sosyal ödüllerle değiştirilir.
Sorunla mücadelede alarm yöntemi de etkili olabilmektedir. Çarşafın altına serilen ve pille çalışan alarmlı bir mekanizmadır. Çocuk, idrarını kaçırdığında iletkenler idrarla temasa geçer ve mekanizma devreye girer. Belli bir süre sonra çocuk, bu duruma şartlanır ve idrar torbası dolduğunda alarm devreye girmeden çocuk uyanır. Düzenli ve doğru uygulandığında başarı oranı yükselir.


KAYNAK: Çetin ÖZBEY, Çocuk Gelişiminde Yaşanan Sorunlar, İnkılap Kitapevi, İstanbul, 2006
 
Geri
Üst