AntidepresaN
New member
Alparslan ve Mustafa Kemal den Sesleniş
Büyük Selçuklu sultanı Alparslan 26.ağustos. 1071 de Malazgirt ovasında Türk ordusuna yaptığı seslenişte ; "Turan Ulusunun yiğit Alperenleri, bugün burada ne emreden bir sultan, nede emir alan bir asker var, bugün ben sizlerden biriyim ve sizlerle birlikte savaşacağım, bu gün burada Allah tan başka sultan yoktur, bütün Türk ana, nene ve aksakalların zaferimiz için dua ettiklerini unutmayalım. Ya gazi olur zafer kazanır, ya da şehit olup bizi bizden çok seven ulu Tanrımızın yanına uçarız. Beni takip edenler ya cennete giderler, yada gazi olup cennet gibi yeni bir yurda kavuşurlar." Türk tarihinin dönüm noktası bu savaşta, Bizans'ın zulmüne isyan edenlerle, savaştıkları ordunun Türkçe konuştuklarını fark edip, kendileri gibi Türk olduğunu anlayan, PEÇENEK, KUMAN VE GAGAVUZ Türklerinin saf değiştirerek Alparslan'ın ordusuna katılmaları ile dengeler değişmiş, sonucunda Türklerin cennet gibi bir yurda sahip olmalarının yolu açılmış.
Alparslan han, zaferden sonra yaptığı seslenişinde "Bugün Malazgirt'te tarih yazan bu ordunun askerleri, birer Alperen, Oğuz, Mete, Kültigin'dir, bizi zafere götüren ne asker sayısı ne de silah üstünlüğüdür. TANRI İNANCI VE TÜRKLÜK BİLİNCİDİR" diyerek TÜRK KÜLTÜRÜNÜ VE TÖRESİNİ YAŞATTIĞINIZ SÜRECE bu topraklar size kutlu bir yurt olacaktır" demiştir.
Mustafa Kemal Paşa'nın aynı bilinçle Çanakkale'de "Size ölmeyi emrediyorum" dediğini ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki seslenişini hatırlayalım. "Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke; ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir, ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk'ün haysiyeti gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. BÖYLE BİR MİLLET ESİR YAŞAMAKTANSA YOK OLSUN DAHA İYİDİR
İşte liderler ve bağımsızlık ruhu, neticede zafer.
Cengiz SAVAŞERİ
Büyük Selçuklu sultanı Alparslan 26.ağustos. 1071 de Malazgirt ovasında Türk ordusuna yaptığı seslenişte ; "Turan Ulusunun yiğit Alperenleri, bugün burada ne emreden bir sultan, nede emir alan bir asker var, bugün ben sizlerden biriyim ve sizlerle birlikte savaşacağım, bu gün burada Allah tan başka sultan yoktur, bütün Türk ana, nene ve aksakalların zaferimiz için dua ettiklerini unutmayalım. Ya gazi olur zafer kazanır, ya da şehit olup bizi bizden çok seven ulu Tanrımızın yanına uçarız. Beni takip edenler ya cennete giderler, yada gazi olup cennet gibi yeni bir yurda kavuşurlar." Türk tarihinin dönüm noktası bu savaşta, Bizans'ın zulmüne isyan edenlerle, savaştıkları ordunun Türkçe konuştuklarını fark edip, kendileri gibi Türk olduğunu anlayan, PEÇENEK, KUMAN VE GAGAVUZ Türklerinin saf değiştirerek Alparslan'ın ordusuna katılmaları ile dengeler değişmiş, sonucunda Türklerin cennet gibi bir yurda sahip olmalarının yolu açılmış.
Alparslan han, zaferden sonra yaptığı seslenişinde "Bugün Malazgirt'te tarih yazan bu ordunun askerleri, birer Alperen, Oğuz, Mete, Kültigin'dir, bizi zafere götüren ne asker sayısı ne de silah üstünlüğüdür. TANRI İNANCI VE TÜRKLÜK BİLİNCİDİR" diyerek TÜRK KÜLTÜRÜNÜ VE TÖRESİNİ YAŞATTIĞINIZ SÜRECE bu topraklar size kutlu bir yurt olacaktır" demiştir.
Mustafa Kemal Paşa'nın aynı bilinçle Çanakkale'de "Size ölmeyi emrediyorum" dediğini ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki seslenişini hatırlayalım. "Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke; ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir, ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk'ün haysiyeti gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. BÖYLE BİR MİLLET ESİR YAŞAMAKTANSA YOK OLSUN DAHA İYİDİR
İşte liderler ve bağımsızlık ruhu, neticede zafer.
Cengiz SAVAŞERİ