мя.кLєx
ву.נαgℓєя
Şahıslarda değil, “hakta ve hakikatte birlik” ilkesini benimseyen,
hayırlı ve güzel işlerde eksiği olabilen ama adı asla kötü bir işle anılmayan,
helal çizgisinden sapma göstermeden,
“kul hakkına riayet” hasiyetini dünya görüşünün merkezine yerleştiren insandır.
İsimlere ve şekillere bakarak,
“kabul ve ret” anlayışını benimsemeyen, her dem üretken ve faydalı olan,
vatanına ve değerlerine ihanet etmeyen onurlu ve şahsiyetli insandır.
Yaratılanı,Yaratan’dan ötürü seven,samimiyetini yaptıklarıyla gösteren,
içyüzleri gösterecek bir aynanın karşısına geçmekten,zerrece tereddüt etmeyecek derecede,içi-dışı bir olan insandır.
Gayesi Allah Rızası olduğu için,lügatinde kaybetmek diye bir kelime olmayan,
daima ümit var olan,huzur ve selamete kavuşturacak aklın,
ilahi vahyin ışığında yol alan aklın olduğunu bilen insandır.
Hayra yönelik değişme ve değiştirmenin en etkili yolunun,
“anlayarak okumak ve yaşayarak öğretmekten”geçtiğini bilen insandır.
Mevlana’ca hoşgörü,
Yunus’ça sevgi,
Yavuz’ca cesaret
ve karar sahibi olan insandır.
Adalet temeli üzerinde yükselecek olan,
yani bir “sevgi ve rahmet medeniyetini” inşa etme azim ve kararında olan,
mazluma umut zalime korku salan bir nizam-ı âlem ülkücüsüdür.
ALPEREN
Allah’a iman eden ve İslam’ı ,insanlığın ışığı olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
yaşadığı gibi yaşamaya çalışan bir müslümandır.
“Besmele her hayrın başıdır” emri gereğince,işlerine besmeleyle başlayandır.
Hakk’ın hatırını her şeyin üzerinde tutan,
haklının safında yer alan ve haksızlıklara karşı çıkandır.
Allah’ın hoş görmediğini -her ne adına olursa olsun- asla hoş görmeyendir.
Hakça paylaşan , Allah Rızası için malından ve parasından ,
imkanları ölçüsünde muhtaçlara vereceği sadakayı,
baş kakmadan ve gösterişe kaçmadan veren insandır.
Tüysüz yetimin hakkını bile göz ardı etmeyen,
helal-haram konusunda kılı kırk yararcasına hassas olan,
Zerre kadar hayır ve şerrin karşılıksız kalmayacağını bilen
ve de “kul hakkın riayet hassasiyetini” dünya görüşünün merkezine koyan insandır.
Sınırsız hayrın adı olan
“İlay-ı kelimetullah” (Allah’ın kelâmını yaymak ve onunla yücelmek)
yarışında önde olmayı isteyendir.
Çevresine ve dünyaya Rahmani değerlerle nizam vermeye çalışan
ve de “doğrularda birlik” ilkesini benimseyenbir nizam-ı âlem ülkücüsüdür.
Milli şairimiz M. Akif Ersoy’un
“tek dişi kalmış canavar” olarak tanımladığı, sömürgeci batı medeniyetinin
yerine , insanlığa , adalet temelleri üzerinde yükselecek olan
yeni bir “sevgi ve rahmet” inşa etme azim ve kararında olandır.
Konuşan değil gerçekleştiren, samimiyetini yaptıklarıyla gösteren,
güçlü olmanın yolunun samimi olmaktan geçtiğini bilendir.
Kaldırılan her taşın altından çıkmayan,
yapmadıklarını anlatmayan, iş başa düşünce kaçmayan,
münafıkça tavırlar sergilemeyen, özü-sözü bir olandır.
Politikadan günlük yaşantısına kadar ,“çıkarcılığı ve aldatmayı” tarz haline getiren ,
adeta avlayacakları kuşlara yem atan avcılara benzeyeninsan müsveddelerinden, nefret edendir.
İnsanlar arasında “gönlünü avucunu içerisine koyarak
”utanmadan dolaşabilecek kadar ,gönlü temiz bir iman eridir.
Yunus’un deyişiyle, “dergahına eğri odun yakıştırmayan” bir hassasiyetin sahibidir.
Temiz yaşayan, temiz giyinen, insani münasebetlerinde ölçülü ve seviyeli olandır.
Aldatmayan ve aldatmayacak derecede feraset-basiret sahibi olan ,
kalesinde gördüğü golün, pasını vermeyecek ölçüde tedbirli
ve aynı zamanda strateji geliştirebilendir.
Hedefe varmak ve başarmak mecburiyeti olmayan,
ancak gerekeni “gerektiği şekilde” yapma zorunluluğu olan insandır.
Kabe’yi inşa eden İbrahim peygambere,
“seslen Allah’ın kullarına, yönelsinler Kabe’ye” vahyi gelince
“Ya Rabbi benim sesimi kim duyarki?” cevabını verir.
Bunun üzerine yüce Allah,“senin görevin seslenmektir,duyurmak ise bize aittir.” buyurur.
Hiçbir zaman duygularını aklının, aklını da ilahi vahyin önüne geçirmeyendir.
Ürkütülmüş bir serçenin çırpınışından ürperen merhametli
bir gönüle;Allah’ın ölçülerine ters düşen söz,
hal ve harekette ana-babasını bile tanımayacak derecede katı bir kalbe sahiptir.
Mazluma umut, zalime korkudur…
ALPEREN KİMDİR
Son zamanlarda basında adımızdan sıkça sözedilir oldu, herkes bir şeyler söyledi, kimi yargısızca infaz etti, kimi ise içinde biriktirdiği tüm kini kustu. Neydi bunun sebebi? Neden bu kadar üstümüze geliyorlardı? Nitekim Alperenler birilerinin kirli oyunlarını bozuyordu, Alperen; Türk Milleti’nin gözü kulağı olmuş, sabrı taşan milletimizin sesi Alperen Gençlik’le haykırışa dönüşmüştü. Çok şey yazıldı, çok şey çizildi hakkımızda, gelin birde bizim ağzımızdan dinleyin bizi, Alperen kimdir…
Alperen; Mazisi tarihe dayanan, atisi ebede uzanan gönül eri
Alperen; Allah’ın birliği ve Efendimiz (s.av.)’ın risaleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımayan kul.
Alperen; Türkistan’dan başlayan iman hareketini Anadolu’ya, Rum’a nakış nakış işleyen gazi.
Alperen; İla’yı Kelimetullah için Nizam-ı Alem’i ülkü edinmiş yılmaz dava adamı.
Alperen; “Ancak müminler kardeştir” emrini şiar edinmiş Türk.
Alperen; “Vatan sevgisi imandandır” düsturunu hazmetmiş, Vatan uğruna göz kırpmadan şehadet şerbeti içen şehit.
Alperen; Mazluma Yunus misali merhametli, zalime Yavuz gibi hiddetli bir yiğit.
Alperen; Ana babasına hayırlı evlat, çocuklarına iyi bir baba ve helaline sadık eş.
Alperen; Menfaatini değil Millet’ini seven delikanlı.
Alperen; Yaradılanı yaradandan ötürü seven aşık.
Alperen; Tasavvuf münkiri değil, ehl-i sünnet vel cemaat çizgisinde bütün tasavvuf hareketlerini hak sayan, Allah’ın dostlarını dost edinen derviş.
Alperen; Emr-i bil maruf, nehyi anil münker düşüncesini özümsemiş hak dostudur.
Alperen; Kuran-ı yaşar, Peygamber Efendimizi örnek alır
Alperen; Helal yer, haram lokma bilmez.
Alperen; Devletine bağlıdır.
Alperen; Ahlaklıdır
Alperen; Bilimin yitik malı olduğunu bilir, ilim Çin’de dahi olsa alıp gelir.
Alperen; Bağımsız , bağlantısız milli bir harekettir.
Alperen; Avrupa Birliğine, Amerikan himayesine ve her türlü sömürüye karşıdır.
Alperen; Millet’nin ve dünyanın kurtuluşunun Türk-İslam birliğine bağlı olduğunu bilir.
Alperen; Davasını son ocak, son insan , son damla kan kalana kadar terk etmez.
Alperen; İhanetin kafirlikten geldiğini bilir, asla dinine, vatanına, milletine, bayrağına, atasına, diline, örfüne ve dostuna ihanet etmez.
Evet dostlar, dilimiz döndüğünce kendimizi anlattık,gelin görün bizi kararı siz verin, kapımız Mevlana dergahı gibi herkese açıktır.
Allah, Müslüman Türk Milllet’ini ve Tüm İslam Beldelerini korusun, yar ve yardımcımız olsun. Selam ve dua ile.
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum…
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum…
Sivasspor'un teknik direktörü Bülent Uygun, Muhsin Yazıcıoğlu için şiir yazdı.
"Yaşarken yüreğiniz söküldü mü yerinden
Konuşurken diliniz kitlendi mi hiç?
Yanan ateşe el uzattınız mı, kırıldı mı
Parmaklarınız teker teker?
Ciğerinize hançer saplandı mı nefes alıp verirken
Çat ayazda dondunuz mu hiç?
Kerbela'da yanarken inlediniz mi bir yudum su diye?
Bu acılar tarif değil ki, yüreğim yangın yeri gibi yanmakta
Yüreğim yangın yeri şimdi, Ne söz dinler, ne sükut eder.
Ruhum çıplak, ruhum bedensiz acısı, yanmaktan daha beter
Bu ne ateş ki, yandıkça yanmakta?
Bilen yok mu, nasıl diner, nasıl söner?
Yokluğu hançer gibi saplanmakta.
Şüphe yok, herkes Rabbin'e döner
Kekik kokulu değil artık dağlarım
Üstünde ağlamaklı yılkı atları
Biliyorum üşümeyeceksin bir daha
Çünkü üstünde Resul'ün kanatları"
Konuşurken diliniz kitlendi mi hiç?
Yanan ateşe el uzattınız mı, kırıldı mı
Parmaklarınız teker teker?
Ciğerinize hançer saplandı mı nefes alıp verirken
Çat ayazda dondunuz mu hiç?
Kerbela'da yanarken inlediniz mi bir yudum su diye?
Bu acılar tarif değil ki, yüreğim yangın yeri gibi yanmakta
Yüreğim yangın yeri şimdi, Ne söz dinler, ne sükut eder.
Ruhum çıplak, ruhum bedensiz acısı, yanmaktan daha beter
Bu ne ateş ki, yandıkça yanmakta?
Bilen yok mu, nasıl diner, nasıl söner?
Yokluğu hançer gibi saplanmakta.
Şüphe yok, herkes Rabbin'e döner
Kekik kokulu değil artık dağlarım
Üstünde ağlamaklı yılkı atları
Biliyorum üşümeyeceksin bir daha
Çünkü üstünde Resul'ün kanatları"
üSüγσяuм яєiS..