Allah ile Kul Arasına Girmek Ne Demek ?

desparadoo

New member
Çevremizdeki bazı insanların zaman zaman ‘Bir mürşide bağlanmak gerek, tövbe alıp tasavvuf terbiyesine girmek lazım!..’ diye söze başladıklarında, kendilerine nedense hep aynı karşılık verilir:

“Allah ile kul arasına kimse giremez!..”


Çoğu kimseler bu sözle, tasavvuf yoluna girenlerin Allah ile aralarına Allah’ın razı olmadığı kimseleri koyduğunu, bir mürşide bağlanmakla şirk tehlikesine düştüklerini, kendilerinin ise böyle bir tehlikeden uzak olduklarını anlatmaya çalışırlar.

Acaba işin gerçeği böyle mi?

Bu sözün gerçek manası bilinmezse fitne kaçınılmaz olur; zarar verir. Bu zarar imana dokunur, dini zedeler, din kardeşliğini sarsar, kardeşlik ruhunu öldürür.

Allah ile kul arasına kimse giremez sözü, niyete göre farklı sonuçlar doğurur. Eğer bu söz:

“Ben Allah’a kullukta önümde kimseyi istemem, peygamber, kitap, alim, mürşit tanımam, istediğim gibi kulluk yaparım, keyfimce ibadet ederim.”

Anlamında söyleniyorsa insanı dinden çıkarır. Daha doğrusu böyle düşünen kimse küfür, isyan ve gaflet içinde kalmış demektir. Eğer bu söz:

“Ben Allah’a giden yolda Allah’ın peygamberi ve kitabı ile yetinirim, onlar ne diyorsa onu yaparım, başka kimseyi kabul etmem, alimlere bakmam, velilere bağlanmam, mezhepler beni ilgilendirmez, dini kendi anladığım gibi yaşarım”

Anlamında söylenmişse, söyleyen sorumludur. Bu kişi inanç esaslarını zorlamış, kendini tehlikeli bir sona doğru sürüklüyor demektir. Çünkü arada alimler olmadan kendi başına dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanması nasıl mümkün olacak!?

Oysa Kur’an ve Sünnet, hak yolda birlik (cemaat) olmayı, bu beraberliğin başındaki imama itaat etmeyi, topluca Allah’ın ipine sarılmayı, hep birlikte tövbe etmeyi, bilmediklerimizi alimlere sormayı, takva ve iyilikte yardımlaşmayı, bunun için Allah’ın sadık kulları ile beraber olmayı açıkça emretmektedir.

Dinin hükmü bu iken, bir mümin hangi delil ve mantıkla, ‘Bana bunlar gerekmez’ diyebilir? Dese bile bunun Allah katında ne kıymeti olabilir? Eğer bu söz:

“Allah benim her hâlimi görüyor, biliyor, sözümü işitiyor, niyazımı dinliyor. Ben namazda, secdede, zikirde, duada ve tövbede kalbimi Rabbime bağlıyorum. Onun için gönlüme kimseyi koyamam, kimseden bir şey bekleyemem. Benim korkum, sevgim, niyetim, hedefim sadece Allah’tır.”

Anlamında söyleniyorsa ne güzel. İşin doğrusu da budur, böyle olması lazımdır.

Zaten bütün peygamberler kalbi dünyadan çekip bu şekilde Allah’a bağlamak için gelmişlerdir. Onlara vâris olan alimlerin ve kamil mürşitlerin işi de budur. Buna Allah adamı olmak denir.

Ama ne var ki, kalbin bütün varlıklardan çekilip sadece Yüce Allah’a bağlanması kolayca elde edilecek bir nimet değildir. Bu tam bir hürriyet hâlidir. Arifler o hâli elde etmek için nefisleri ile bir ömür mücadele vermekte ve Allah ile aralarına giren engelleri yok etmek için mücadele etmektedirler.

Şu halde Allah ile aramızdaki engeller nedir?

Allah’a gitmek, Allah’a kavuşmak deyince ne anlaşılmalıdır?

Bizi ilgilendiren konu budur.

Allah’a gitmek gönül ile olur. Allah’a ulaşmak bir hâldir, sevgidir, aşktır. Bu kavuşma dışa doğru değil, içe doğrudur. Kalıp ile değil kalp iledir.

Kalpleriyle manevi engelleri geçenler, nefislerini aşanlar Yüce Mevla’yı bulurlar. Allahu Teala’nın insana şah damarından daha yakın olduğunu anlarlar. Bu buluşma O’nun razı olduğu amelleri yaparak gerçekleşir.

Bu iş insanın nefsi ve keyfine göre değil, Yüce Allah’ın çizdiği sınırlara göre olur. Bu sınırlara din denir.

Bizi Yüce Allah’a götürecek tek din İslam’dır. İslam, Kur’an ve Sünnetin çizdiği yoldur. Kur’an, Yüce Rabbine kavuşmak isteyenlere yolu şöyle tarif eder:

“Kim Rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel yapsın ve Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin.”

Demek ki Yüce Allah’a gitmek için iman, ihlas ve salih amel lazımdır. Allah’a giden yola uyanık kalple varılır, sevgi ile engeller aşılır, ihlasla hedef bulunur. Bu yolun başı ve sonu edepten ibarettir.

Bu yolun en büyük engeli nefis, en azılı düşmanı şeytan, en sarp yokuşu dünyadır. Nefis edeple süslenmeden, şeytan sindirilmeden, dünya sevgisi kalpten silinmeden Yüce Allah’a gidilemez.

Buna manevi terbiye ve arınma denir. Kendisini aşamayan insan, varlığın sahibine ulaşamaz. Bir arif şöyle diyor:

Allah’a giden yol iki adımdır:

Birinci adımda nefsine bas...

İkinci adımda Rabbine kavuşursun.

------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------

Bunuda ekliyim




KULAKTAN DOLMA SÖZLERLE ALLAH İLE KUL ARASINA GİRİLMEZ LAFI HEPİMİZN DİLİNDE

PEKİ BUNLARA CAVAP VERİRMİ BÖYLE DÜŞÜNENLER ???

MADEM ALLAH İLE KULA ARASINA GİRİLMEZ DİYORSANIZ SİZE ŞUNU DİYEYİM;

MİRAÇ GECESİNDE PEYGAMBER EFENDİMİZİN REHBERİ KİMDİ ??? CEBRAİL A.S.

MADEM Kİ SİZİN DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİYDİDE NİYE PEYGANBER EFENDİMİZ YANLIZ DEĞİLDİ ???

İSLAM DİNİNİ ALLAH, RESULUYLA İNSANLARA BAHŞEDERKEN NEDEN CEBRAİL A.S. ARACILIĞIYLA YAPTI ???

BEN TEK BİŞEY DİYEYİM BUNDAN SONRA ''SEVDİĞİNİ ARACI KOYMAK BİZİMKİSİ''

SEN BİRİSİNE SÖZÜNÜ GEÇİREMİYORSAN ONA, SEVDİĞİ YOLUYLA YAKLAŞMAK NASIL BİŞEY OLUR ?

EVLİYALAR DA ALLAH'IN SEVDİĞİ KULLARDIR.

ALLAH RAZI OLSUN
ECMAİN
 

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
İnsan eksik kaldığı konularda elbette rehber edinmeli.Ama bu rehberi öyle seçmeli ki her zaman doğru yolu göstersin.izim ilk rehberimiz Allah Kelamı dır.İkincisi Peygamber sünnetidir.İlim ve takva sahibi değil yada cahil isen hangi mezhepte olursan ol,4 imama müracaat ve diğer kitaplar yo göstericidir.Kaldı ki günümüzde gelişen teknoloji bize iyi-kötü ayırımını çok kısa zaman içinde vermektedir.Tek sorun insan zekasının bunu ne yönde yorumlayacağı!!!
Yazı için çok teşekkürler.Allah razı olsun.
 

ibrahimdag

New member
Teknoloji elbette tartışılmaz, ama teknoloji bazan bizim dinimize , kültürümüze karşı olabiliyor.(amacımız teknolojiyi tartışmak değil)

Bizim amacımız Desparadoo arkadaşımızında söylediği gibi; İnsanın bir önderi olmalı ,yol göstericisi ...

Kur'an ve Sünnetler tabi ki en başta gelir bunları en başta kabul ediyoruz. Ama uygulaya biliyormuyuz, en iyi ben uyguluyorum diyen bile az biraz uyguluyor. Bazen başka şeylere kendimizi kaptırabiliyoruz.İslamdan uzaklaşabiliyoruz , batılılara özeniyoruz işte bunun için

Mürşidi kamil şart oluyor, yani Evliyalar , Allah Dostları......Bu zatları aracı koyuyoruz

''SEVDİĞİNİ ARACI KOYMAK ''

SEN BİRİSİNE SÖZÜNÜ GEÇİREMİYORSAN ONA, SEVDİĞİ YOLUYLA YAKLAŞMAK NASIL BİŞEY OLUR ?

EVLİYALAR DA ALLAH'IN SEVDİĞİ KULLARDIR.

Bu devirde Allah Dostumu olurmuş , Evliya mı olurmuş diyen Arkadaşlarım !!!! Her devirde olduğu gibi bu devirdede var elbette

Onların hürmetine dönüyor dünya


Allah Razı olsun
Ecmain
 

anaconda

New member
Sevdiğini aracı koymak,
Sevileni aracı koymak ...çok doğru

Allah Razı olsun Aydınlatıcı bir konu olmuş
 

HTML

Üst