peace_346
New member
- Katılım
- 2 Eki 2005
- Mesajlar
- 1,820
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
Âmeş, Ebû sâlih'ten, o da Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd Hudri'den rivayet eder :
Allah Resulü buyurdular :
— Allah'ın (c.c) yeryüzünde gezici melekleri vardır. Allah'ı (c.c) ZİKR eden bir topluluk gördüler mi birbirlerini çağırırlar. Toplanırlar. Onları ziyaret ederler. Sonra Gök'e giderler. Allah (c.c) onlara sorar:
— Kullarımı ne işlerlerken bıraktınız? Onlar cevap verir:
— Sana hamdeder, seni tesbih ve tenzih ederlerken bıraktık.
Allah (c.c) sorar:
— Beni görmüşler nü? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi, nasıl olurdu ? Melekler cevap verir:
— Seni görselerdi, daha şiddetle hamd ederler, teşbih ve tenzihte bulunurlardı.
Allah (c.c) sorar:
— Hangi şeyden bana sığınırlardı? Onlar cevap verir:
— Ateşten! Allah (c.c) sorar:
— Onu (cehennemi) gördüler mi? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi nasıl olurdu? Onlar cevap verir:
— Kötü huylardan daha çok saknırlardı! Allah (c.c) sorar:
— Ne istiyorlar? Onlar cevap verir:
— Cennet! Allah (c.c) sorar:
— Onu gördüler mi? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi nasıl olurdu? Onlar cevap verir:
— Görselerdi, daha çok güzel huylu olurlar ve daha çok güzel ameller işlerlerdi.
Allah (c.c) buyurur:
— Sizi şahid tutuyorum, onları affettim. Melekler der ki:
— Onların içinde birisi vardı. Bir hacet için, gelmişti. Maksadı onlarla beraber ZİKR etmek değildi! Allah buyurur:
— Onlar bir arada bir topluluktur. İçlerinden bir ferdi afv'dan hariç tutulamaz.
Allah (c.c) buyurur :
— Öyle ise siz beni anın. Ben de sizi anayım (Bakara suresi, âyet: 152) Sabit Bennânî —Allah'ın (c.c) rahmeti ona olsun— dedi ki:
— Ben, Rabbımın beni ne zaman andığını bilirim! Yanındakiler onun bu sözünden ürperdiler ve :
— Nasıl bilirsin bunu? diye sordular. Bennânî dedi ki :
— Ben O'nu andım mı, O beni anar! Allah (c.c) buyurur :
— Ey iman edenler, Allahı (c.c) çok ZİKR'edin (Ahzap sûresi, ayet: 41)
— Arafât'tan boşanıp elbirlik aktığınız zaman Meşari haram'ın yanında Allah'ı (c.c) ZİKR'edin. O, size nasıl hidâyet ettiyse siz de ona öylece ANIN (Bakara suresi, âyet: 198)
— Hacc'a ait ibadetlerinizi bitirince (câhiliyet devrinde) ecdadınızı (böbürlenerek) andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir ANIŞla Allah'ı (c.c) ANIN (Bakara suresi, âyet: 200)
— Onlar, ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah'ı (c.c) hatırlayıp anarlar. (Ali İmran sûresi. âyet: 181)
— Artık namazı bitirdiğiniz vakit, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerindeyken Allah'ı (c.c) ANIN (Nisa suresi, Ayet: 103)
İbni Abbas bu âyetin tefsirinde der ki :
— Gecede-gündüzde, karada-denizde, seferde-hazarda, fakirlikte-zenginlikte, hastalık halinde-sıhhat halinde, gizli-açık Allah'ı (c.c) ANIN! demektir.
Allah, münafıkları kötüleyerek buyurur ki :
— (Münafıklar) Allah'ı (c.c) ancak birazcık hatıra getirirler. (Nisa sûresi, ayet: 142)
Gene Allah (c.c) buyurdu :
— Rabbım, içinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmıyan bir sesle sabah ve aksam AN. Gafillerden olma. (Araf sûresi, ayet: 206)
— Allah'ı (c.c) ZİKR etmek elbette ibadetlerin en büyüğüdür. (Ankebût sûresi, ayet: 45)
İbni Abbas bu âyeti iki şekilde tefsir eder :
1 — Allah'ın (c.c) sizi ANMASI, sizin onu anmanızdan büyüktür.
2 — Allah'ı (c.c) ANMAK (ZÎKR), başka her türlü ibadetten büyüktür.
Peygamberimiz - Allah'ın selâmı onun üzerine olsun -buyurdular ki :
— Gafiller arasında, Allah'ı (c.c) ANAR KİMSE'nin hali kurumuş otlar arasında yeşil bir ağacın haline benzer.
— Gafiller arasında, Allah'ı (c.c) ANAR KİŞİ'nin hâli, savaş meydanından kaçan askerlerin kaçmayıp çarpışanları gibidir.
Kudsî hadîs :
— (Allah (c.c) buyurur): Beni ANDIĞI ve dudakları benimle hareket ettiği sürece ben kulumla beraberim
— Âdemoğlu, kendisini Allah'ın (c.c) azabından kurtaracak, ZİKİR'den daha üstün bir amel işlemedi. Sahabe dedi:
— Allah yolunda CÎHAD da mı, ey Allah'ın Resulü? Resul buyurdu:
— Evet, Allah yolunda CİHAD da!... Ancak, kılıcı (silâhı) çekersin kırılıcaya kadar dövüşürsün; sonra gene çekersin, kırılıncaya kadar gene dövüşürsün; sonra gene çekersin, kırılıcaya kadar gene dövüşürsün. îşte ancak bu, ondan üstündür.
— Kim Cennet bahçelerinde nimetlenmek isterse Allah'ı (c.c) çok ZİKR'etsin.
Peygamberimize, «Hangi amel daha faziletlidir?» diye soruldu.
Buyurdular ki :
— Lisanın Allah'ı (c.c) ZİKR'ederek ölmendir
— Lisanın Allah'ı (c.c) ZÎKR'eder olduğu halde sabah kalkar, akşam yatarsan gece - gündüzün geçer; günah işlemezsin.
— Gece-gündüz Allah'ı (c.c) ANMAK, cihad yapıp Allah yolunda kılıç kırmaktan ve malını sadaka olarak verip saçmaktan daha faziletlidir.
Kudsî hadis :
— (Allah (c.c) buyurur ki) : Kulum beni kendi nefsinde ANAR'sa ben de onu kendi nefsimde ANAR'ım. Topluluk içinde ANAR'sa ben de onu, onun topluluğundan daha hayırlı bir topluluk içinde ANAR'ım. O, bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir ARŞIN yaklaşırım. O, bana bir ARŞIN yaklaşırsa ben ona bir KULAÇ yaklaşırım. Benim yoluma girerse ben ona sür'atle icabet ederim.
— Allah kıyamet gününde hiç. bir gölgenin bulunmadığı ve ancak kendi gölgesinin bulunduğu günde yedi zümreyi kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biri de, tenhalarda Allahı ZİKR' eden ve Allah korkusu sebebiyle gözlerinden yaş akıtandır.
Ebûdderdâ nakleder : Allah Resulü buyurdular :
— Ey ümmet ve ashabım! Size; amellerinizin en hayırlısını, Allah (c.c) yanında amellerinizin en temizini, derecelerinizin en yükseğini, Altın ve gümüş sadaka vermekten ve düşmanlarınızla karşılaşıp sizin onların boyunlarını ve onların da sizin boyunlarınızı vurmalarından (CİHAD'dan) daha hayırlı olanı haber vereyim mi?
Sahabe sordu:
— Nedir o, ey Allanın Resulü? Resul buyurdu:
— Devamlı Allah'ı (c.c) ZİKR'etmektir.
Kudsi hadis :
— (Allah (c.c) buyurur) : Kim benim ZİKR'imle meşgul olur ve bu meşguliyet yüzünden benden bir şey istemeğe vakit bulamazsa, ben ona isteyenlere verdiğimden daha faziletlisini veririm.
Fudayl İbni Iyaz söyler :
— Bize erişen haberlere göre Allah (c.c) şöyle buyurur: «Ey kulum, beni sabahleyin bir an ikindileyin bir an ZÎKR'et. Bunların arasındaki zamanlarda ben sana kâfiyim!»
Bir âlim söyler :
— Allah buyurur ki: «Hangi kulun kalbinin benim zikrime yapışmasının galip olduğuna muttali olursam onun işini idare ederim. Onun meclisinde, bulunur, onun arkadaşı olurum.
Hasan Basri söyler :
— ZİKR ikidir :
1 — Tenhalarda ve Allah (c.c) ile kulun kendi arasında vâkî olan ZİKR.
2 — Birinci ZİKR'den daha güzel, ecri daha büyük ve daha faziletli olan ve Allahın (c.c) haram kıldığı bir şeye yaklaşıldığı (ve haram olduğu için istenilmeyip terkedildiği) andaki ZÎKR.
Rivayet edilir ki :
— Her nefs, ölürken, çatlıyacak derecede susuz olarak dünyadan ayrılır; fakat Allah'ı (c.c) ZİKR'eden nefs bundan müstesnadır.
Muaz Ibni Cebel söyler :
— Cennet ehli, dünyada Allah'ı (c.c) ZÎKR'siz olarak geçen bir saat kadar hiç bir şeye teessüf etmezler.
Peygamberimiz - Allahın selâmı onun üzerine olsun-
buyurdular ki :
— Bir mecliste oturan hiç bir topluluk yoktur ki Allah'ı (c.c) ZÎKR'etsinler de, melekler onları ziyaret etmesin, rahmete garkolmasınlar ve Allah (c.c), yanındakilere onlardan bahsetmesin!...
— Hiç bir topluluk yoktur ki toplanıp sırf Allah rızası için ZİKR etsinler de, Gökten bir NÎBÂCI onlara: «Allah'ın (c.c) afvına garkolmuş olarak kalkın! kötü amelleriniz iyi amellere tebdil olundu!» diye nida etmesin!.,.
— Hiç bir topluluk yoktur ki bir mecliste oturarak Allah'ı (c.c) ZİKR etsinler, fakat benim güzel ahlakıma uymasınlar ve bana salât-ü selam yollamasinlar da, kıyamet günü teessüf etmesinler.
Dâvûd aleyhisselâm der ki :
— İlâhî! Beni, ZİKR edenler meclisini bırakıp GAFİLLER meclisine gider görürsen ayaklarımı kır. Çünkü onlar birer nimettir. Sen onlarla bana in'âm edersin.
Peygamberimiz şöyle buyurdular : — Bir hayırlı meclis, müminin iki milyon şer meclisini örter. Ebû Hüreyre - Allah ondan razı olsun - söyler :
— Gece, gökteki ışıklı yıldızlar nasıl görülürse» gök ehli de yeryüzünde içinde ZİKR yapılan evleri öylece görür.
Süfyan İbni Uyeyne - Allah ona rahmet etsin - söyler :
— Bir topluluk Allahı ZİKR etmek üzere toplandıkları zaman şeytan ile dünya ayrılırlar. Şeytan der ki :
— Görmüyor musun, ne yapıyorlar? Dünya cevap verir :
— Bırak sen onları. Dağıldıkları zaman ben onları boyunlarından yakalar sana veririm.
Anlatılır ki, bir gün Ebû Hüreyre çarşıya girer ve :
— Sizi burada görüyorum. Halbuki Resûlüllah'ın mirası mescitte taksim ediliyor! der.
Bunun üzerine halk çarşıda işini bırakarak hemen mescide koşar, fakat ortada bir şey göremeyince Ebû Hüreyre'ye :
— Biz mescitte taksim edilen bir miras göremedik! derler.
Ebû Hüreyre :
— Ne gördünüz? diye onlara sorar. Onlar da :
— Allahı ZİKR eden bir topluluk gördük! der. Bunun üzerine Ebû Hüreyre :
— İşte Resûlüllah'ın mîrâsı budur! cevabını verir.
Peygamberimiz - Allahın selâmı onun üzerine olsun -buyurdular :
— Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz, «Allah'dan başka ilâh yoktur, birdir, ortağı yoktur!» sözüdür.
— Kim ki her gün yüz defa, «Allah'dan başka ilâh yoktur; o, birdir; ortağı yoktur, mülk onundur, hamd ve övgü ona mahsustur!» derse, on köle âzâd etmişçe sevap alır. Ayrıca amel defterine yüz sevap yazdır, yüz günahı afvedilir ve o gün akşama kadar şeytanın şerrinden emin olur. Ona, ancak bundan daha faziletli amel işlemiş olan gelir.
— Hiçbir kimse yoktur ki güzelce bir abdest alsın,
sonra basını göğe kaldırarak «şehâdet ederim, Allah'dan başka ilah yoktur; tek'dir, ortağı yoktur. Şehâdet ederim, Muhammed aleyhisselâm O'nun kulu ve Resulüdür!» desin de, onun için dilediğinden girebilecek şekilde cennet kapılan açılmasın!
İLAHİ EMİR
İMAM-I GAZALİ
Allah Resulü buyurdular :
— Allah'ın (c.c) yeryüzünde gezici melekleri vardır. Allah'ı (c.c) ZİKR eden bir topluluk gördüler mi birbirlerini çağırırlar. Toplanırlar. Onları ziyaret ederler. Sonra Gök'e giderler. Allah (c.c) onlara sorar:
— Kullarımı ne işlerlerken bıraktınız? Onlar cevap verir:
— Sana hamdeder, seni tesbih ve tenzih ederlerken bıraktık.
Allah (c.c) sorar:
— Beni görmüşler nü? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi, nasıl olurdu ? Melekler cevap verir:
— Seni görselerdi, daha şiddetle hamd ederler, teşbih ve tenzihte bulunurlardı.
Allah (c.c) sorar:
— Hangi şeyden bana sığınırlardı? Onlar cevap verir:
— Ateşten! Allah (c.c) sorar:
— Onu (cehennemi) gördüler mi? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi nasıl olurdu? Onlar cevap verir:
— Kötü huylardan daha çok saknırlardı! Allah (c.c) sorar:
— Ne istiyorlar? Onlar cevap verir:
— Cennet! Allah (c.c) sorar:
— Onu gördüler mi? Melekler cevap verir:
— Hayır! Allah (c.c) sorar:
— Görselerdi nasıl olurdu? Onlar cevap verir:
— Görselerdi, daha çok güzel huylu olurlar ve daha çok güzel ameller işlerlerdi.
Allah (c.c) buyurur:
— Sizi şahid tutuyorum, onları affettim. Melekler der ki:
— Onların içinde birisi vardı. Bir hacet için, gelmişti. Maksadı onlarla beraber ZİKR etmek değildi! Allah buyurur:
— Onlar bir arada bir topluluktur. İçlerinden bir ferdi afv'dan hariç tutulamaz.
Allah (c.c) buyurur :
— Öyle ise siz beni anın. Ben de sizi anayım (Bakara suresi, âyet: 152) Sabit Bennânî —Allah'ın (c.c) rahmeti ona olsun— dedi ki:
— Ben, Rabbımın beni ne zaman andığını bilirim! Yanındakiler onun bu sözünden ürperdiler ve :
— Nasıl bilirsin bunu? diye sordular. Bennânî dedi ki :
— Ben O'nu andım mı, O beni anar! Allah (c.c) buyurur :
— Ey iman edenler, Allahı (c.c) çok ZİKR'edin (Ahzap sûresi, ayet: 41)
— Arafât'tan boşanıp elbirlik aktığınız zaman Meşari haram'ın yanında Allah'ı (c.c) ZİKR'edin. O, size nasıl hidâyet ettiyse siz de ona öylece ANIN (Bakara suresi, âyet: 198)
— Hacc'a ait ibadetlerinizi bitirince (câhiliyet devrinde) ecdadınızı (böbürlenerek) andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir ANIŞla Allah'ı (c.c) ANIN (Bakara suresi, âyet: 200)
— Onlar, ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah'ı (c.c) hatırlayıp anarlar. (Ali İmran sûresi. âyet: 181)
— Artık namazı bitirdiğiniz vakit, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerindeyken Allah'ı (c.c) ANIN (Nisa suresi, Ayet: 103)
İbni Abbas bu âyetin tefsirinde der ki :
— Gecede-gündüzde, karada-denizde, seferde-hazarda, fakirlikte-zenginlikte, hastalık halinde-sıhhat halinde, gizli-açık Allah'ı (c.c) ANIN! demektir.
Allah, münafıkları kötüleyerek buyurur ki :
— (Münafıklar) Allah'ı (c.c) ancak birazcık hatıra getirirler. (Nisa sûresi, ayet: 142)
Gene Allah (c.c) buyurdu :
— Rabbım, içinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmıyan bir sesle sabah ve aksam AN. Gafillerden olma. (Araf sûresi, ayet: 206)
— Allah'ı (c.c) ZİKR etmek elbette ibadetlerin en büyüğüdür. (Ankebût sûresi, ayet: 45)
İbni Abbas bu âyeti iki şekilde tefsir eder :
1 — Allah'ın (c.c) sizi ANMASI, sizin onu anmanızdan büyüktür.
2 — Allah'ı (c.c) ANMAK (ZÎKR), başka her türlü ibadetten büyüktür.
Peygamberimiz - Allah'ın selâmı onun üzerine olsun -buyurdular ki :
— Gafiller arasında, Allah'ı (c.c) ANAR KİMSE'nin hali kurumuş otlar arasında yeşil bir ağacın haline benzer.
— Gafiller arasında, Allah'ı (c.c) ANAR KİŞİ'nin hâli, savaş meydanından kaçan askerlerin kaçmayıp çarpışanları gibidir.
Kudsî hadîs :
— (Allah (c.c) buyurur): Beni ANDIĞI ve dudakları benimle hareket ettiği sürece ben kulumla beraberim
— Âdemoğlu, kendisini Allah'ın (c.c) azabından kurtaracak, ZİKİR'den daha üstün bir amel işlemedi. Sahabe dedi:
— Allah yolunda CÎHAD da mı, ey Allah'ın Resulü? Resul buyurdu:
— Evet, Allah yolunda CİHAD da!... Ancak, kılıcı (silâhı) çekersin kırılıcaya kadar dövüşürsün; sonra gene çekersin, kırılıncaya kadar gene dövüşürsün; sonra gene çekersin, kırılıcaya kadar gene dövüşürsün. îşte ancak bu, ondan üstündür.
— Kim Cennet bahçelerinde nimetlenmek isterse Allah'ı (c.c) çok ZİKR'etsin.
Peygamberimize, «Hangi amel daha faziletlidir?» diye soruldu.
Buyurdular ki :
— Lisanın Allah'ı (c.c) ZİKR'ederek ölmendir
— Lisanın Allah'ı (c.c) ZÎKR'eder olduğu halde sabah kalkar, akşam yatarsan gece - gündüzün geçer; günah işlemezsin.
— Gece-gündüz Allah'ı (c.c) ANMAK, cihad yapıp Allah yolunda kılıç kırmaktan ve malını sadaka olarak verip saçmaktan daha faziletlidir.
Kudsî hadis :
— (Allah (c.c) buyurur ki) : Kulum beni kendi nefsinde ANAR'sa ben de onu kendi nefsimde ANAR'ım. Topluluk içinde ANAR'sa ben de onu, onun topluluğundan daha hayırlı bir topluluk içinde ANAR'ım. O, bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir ARŞIN yaklaşırım. O, bana bir ARŞIN yaklaşırsa ben ona bir KULAÇ yaklaşırım. Benim yoluma girerse ben ona sür'atle icabet ederim.
— Allah kıyamet gününde hiç. bir gölgenin bulunmadığı ve ancak kendi gölgesinin bulunduğu günde yedi zümreyi kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biri de, tenhalarda Allahı ZİKR' eden ve Allah korkusu sebebiyle gözlerinden yaş akıtandır.
Ebûdderdâ nakleder : Allah Resulü buyurdular :
— Ey ümmet ve ashabım! Size; amellerinizin en hayırlısını, Allah (c.c) yanında amellerinizin en temizini, derecelerinizin en yükseğini, Altın ve gümüş sadaka vermekten ve düşmanlarınızla karşılaşıp sizin onların boyunlarını ve onların da sizin boyunlarınızı vurmalarından (CİHAD'dan) daha hayırlı olanı haber vereyim mi?
Sahabe sordu:
— Nedir o, ey Allanın Resulü? Resul buyurdu:
— Devamlı Allah'ı (c.c) ZİKR'etmektir.
Kudsi hadis :
— (Allah (c.c) buyurur) : Kim benim ZİKR'imle meşgul olur ve bu meşguliyet yüzünden benden bir şey istemeğe vakit bulamazsa, ben ona isteyenlere verdiğimden daha faziletlisini veririm.
Fudayl İbni Iyaz söyler :
— Bize erişen haberlere göre Allah (c.c) şöyle buyurur: «Ey kulum, beni sabahleyin bir an ikindileyin bir an ZÎKR'et. Bunların arasındaki zamanlarda ben sana kâfiyim!»
Bir âlim söyler :
— Allah buyurur ki: «Hangi kulun kalbinin benim zikrime yapışmasının galip olduğuna muttali olursam onun işini idare ederim. Onun meclisinde, bulunur, onun arkadaşı olurum.
Hasan Basri söyler :
— ZİKR ikidir :
1 — Tenhalarda ve Allah (c.c) ile kulun kendi arasında vâkî olan ZİKR.
2 — Birinci ZİKR'den daha güzel, ecri daha büyük ve daha faziletli olan ve Allahın (c.c) haram kıldığı bir şeye yaklaşıldığı (ve haram olduğu için istenilmeyip terkedildiği) andaki ZÎKR.
Rivayet edilir ki :
— Her nefs, ölürken, çatlıyacak derecede susuz olarak dünyadan ayrılır; fakat Allah'ı (c.c) ZİKR'eden nefs bundan müstesnadır.
Muaz Ibni Cebel söyler :
— Cennet ehli, dünyada Allah'ı (c.c) ZÎKR'siz olarak geçen bir saat kadar hiç bir şeye teessüf etmezler.
Peygamberimiz - Allahın selâmı onun üzerine olsun-
buyurdular ki :
— Bir mecliste oturan hiç bir topluluk yoktur ki Allah'ı (c.c) ZÎKR'etsinler de, melekler onları ziyaret etmesin, rahmete garkolmasınlar ve Allah (c.c), yanındakilere onlardan bahsetmesin!...
— Hiç bir topluluk yoktur ki toplanıp sırf Allah rızası için ZİKR etsinler de, Gökten bir NÎBÂCI onlara: «Allah'ın (c.c) afvına garkolmuş olarak kalkın! kötü amelleriniz iyi amellere tebdil olundu!» diye nida etmesin!.,.
— Hiç bir topluluk yoktur ki bir mecliste oturarak Allah'ı (c.c) ZİKR etsinler, fakat benim güzel ahlakıma uymasınlar ve bana salât-ü selam yollamasinlar da, kıyamet günü teessüf etmesinler.
Dâvûd aleyhisselâm der ki :
— İlâhî! Beni, ZİKR edenler meclisini bırakıp GAFİLLER meclisine gider görürsen ayaklarımı kır. Çünkü onlar birer nimettir. Sen onlarla bana in'âm edersin.
Peygamberimiz şöyle buyurdular : — Bir hayırlı meclis, müminin iki milyon şer meclisini örter. Ebû Hüreyre - Allah ondan razı olsun - söyler :
— Gece, gökteki ışıklı yıldızlar nasıl görülürse» gök ehli de yeryüzünde içinde ZİKR yapılan evleri öylece görür.
Süfyan İbni Uyeyne - Allah ona rahmet etsin - söyler :
— Bir topluluk Allahı ZİKR etmek üzere toplandıkları zaman şeytan ile dünya ayrılırlar. Şeytan der ki :
— Görmüyor musun, ne yapıyorlar? Dünya cevap verir :
— Bırak sen onları. Dağıldıkları zaman ben onları boyunlarından yakalar sana veririm.
Anlatılır ki, bir gün Ebû Hüreyre çarşıya girer ve :
— Sizi burada görüyorum. Halbuki Resûlüllah'ın mirası mescitte taksim ediliyor! der.
Bunun üzerine halk çarşıda işini bırakarak hemen mescide koşar, fakat ortada bir şey göremeyince Ebû Hüreyre'ye :
— Biz mescitte taksim edilen bir miras göremedik! derler.
Ebû Hüreyre :
— Ne gördünüz? diye onlara sorar. Onlar da :
— Allahı ZİKR eden bir topluluk gördük! der. Bunun üzerine Ebû Hüreyre :
— İşte Resûlüllah'ın mîrâsı budur! cevabını verir.
Peygamberimiz - Allahın selâmı onun üzerine olsun -buyurdular :
— Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz, «Allah'dan başka ilâh yoktur, birdir, ortağı yoktur!» sözüdür.
— Kim ki her gün yüz defa, «Allah'dan başka ilâh yoktur; o, birdir; ortağı yoktur, mülk onundur, hamd ve övgü ona mahsustur!» derse, on köle âzâd etmişçe sevap alır. Ayrıca amel defterine yüz sevap yazdır, yüz günahı afvedilir ve o gün akşama kadar şeytanın şerrinden emin olur. Ona, ancak bundan daha faziletli amel işlemiş olan gelir.
— Hiçbir kimse yoktur ki güzelce bir abdest alsın,
sonra basını göğe kaldırarak «şehâdet ederim, Allah'dan başka ilah yoktur; tek'dir, ortağı yoktur. Şehâdet ederim, Muhammed aleyhisselâm O'nun kulu ve Resulüdür!» desin de, onun için dilediğinden girebilecek şekilde cennet kapılan açılmasın!
İLAHİ EMİR
İMAM-I GAZALİ