Allah’tan Utanmaya Senden Daha Layığım

streetboy

New member
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
148
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
37
Çok eski devirlerde kifl adında bir adam vardı. kifl, ahlâkî ve insanî değerlere önem vermeyen, para kazanmak için her yolu meşru gören çok zengin bir adamdı. zenginliğini de faizden elde etmişti. dara düşen, ihtiyacı olan kimse kendisine geliyor, oda yüksek bir faizle geri ödenmesi şartıyla onlara para veriyordu. vadesi geldiği zaman kişi parasını ödeyemezse bu sefer faiz miktarını daha da artırıyordu. Şayet yine ödeyemezse adamları vasıtasıyla o kimsenin bütün varına yoğuna el koyuyordu.
bir gün, kapısına borç için bir kadın geldi. bu kadın yakın zamanda kocasını kaybetmiş, namuslu, kendisini çocuklarına adamış bir anneydi. bir süre, kocasından kalan şeylerle evini idare etmeye çalışmıştı. ancak artık evde para kalmamıştı. bunun için çalışması gerekiyordu. bir yerde iş bulmak istedi; ama dışarısı dul bir kadın için çalışmaya müsait değildi.
neden sonra aklına evde dokuma yapıp onları yakın bir arkadaşı vasıtasıyla satmaya karar verdi. bunun için bir dokuma tezgahına ihtiyacı olacaktı. tezgahı alabilmek için de borç arayışına girdi. yakın dost ve akrabalarına gitti; ama kimsede para yoktu. Çok üzülmüştü. Çaresiz bir şekilde evine doğru giderken yolda istemeden iki kişi arasında geçen bir diyaloga şahit oldu. Şehirde kifl adında bir kişinin insanlara borç para verdiğini duydu. hemen onun yanına gitmeye karar verdi.
kifl kapıda kadını görünce çok beğendi. onu elde etmek istedi. kadın, kifl’den karşılığını ödemek şartıyla borç para istedi. kifl, kadının dul olduğunu da anlayınca ona ahlaksız bir teklifte bulundu. kendisiyle beraber olması şartıyla vereceği parayı istemeyeceğini söyledi. bu teklifi kadın şiddetle reddetti. Çok üzülmüştü. en çok da kendisine böylesi tekliflerin gelmesinden korkuyordu. “allah’ım bana yardım et.” diye dua etti.
aradan birkaç gün daha geçmişti. evde hiçbir şey kalmamıştı. Çocuklar açlıktan ağlıyordu. onların ağlamasına kendisi de katılıyordu. kendisini kifl’e teslim etmeye mecbur hissetti. bu sırada da “allah’ım! n’olursun beni affet. bir daha böyle bir günah işlemeyeceğim.” diye dua ediyordu.
kadın, kifl’in yanına gitti. kifl’in yüzü gülüyordu. ancak kadın bir yandan ağlıyor, bir yandan da titriyordu. kifl, kadına bu halinin sebebini sordu. kadın,
- buraya kendi isteğimle gelmedim. daha önce böyle bir günah işlemedim. onun için allah’tan çok utanıyorum ve korkuyorum. beni bu günaha sürükleyen fakirliğimdir, dedi. kifl, duyduklarına çok şaşırmıştı. o kaskatı kalbi bir anda yumuşayıverdi. İçini pişmanlık duyguları sarmıştı. o sırada ağzından şu ifadeler döküldü:
- sen fakirliğin sebebiyle mecbur kaldığın bir günah işliyor ve bundan dolayı ağlıyorsun. halbuki allah bana bu kadar servet vermişken, ben günah işlemekten çekinmiyorum. ben, allah’tan utanmaya ve korkmaya senden daha layığım.
kifl, pişmanlık hisleri içinde, yapacağı kötü işten vazgeçti. kalbine apayrı bir huzur ve mutluluk geldi. kadına bir miktar para verip onu gönderdi. kadıncağız, sevinç ve kendisini harama girmekten koruyan rabb’ine şükür içinde evine döndü.
kifl, artık eski kifl değildi. o güne kadar yapmış olduğu bütün günahlar için tevbe ediyordu. o gün sabaha kadar rabb’ine dua dua yalvardı ve affını diledi. o gece kifl’in ecel vaktiydi. o hal üzere ruhunu rahman’a teslim eyledi.
sabah olmuştu. kifl’in evinden çıkmadığını gören yakınları kapıyı açtıklarında kifl’i ölü olarak buldular. bu sırada kapısında herkesin okuyabileceği şekilde şöyle bir yazı vardı: “allah, kifl’in günahlarını affetti.”
halk, bu duruma şaşırdı kaldı. allah, kifl’in affedilmesine sebep olan bu olayı, o dönemin peygamberine vahiy yoluyla bildirdi. böylece herkesin şaşkınlığı gitti ve insanlar bundan büyük bir ders aldılar.
hİkaye bİze ne anlatiyor
tevbe kapısı her zaman ve her kişi için açıktır. bir kimse ne kadar günahkâr bir kul olursa olsun büyük bir pişmanlık ve samimiyetle tevbe ederse allah onun tevbesini kabul eder ve onu bağışlar.
allah, kendi rızası istikametinde bir hayat yaşamaya gayret eden kullarını sever. rahmetinin gereği olarak bazen kulları günaha gireceği an onları değişik vesilelerle korur. o yüzden kula düşen rabb’iyle arasındaki bağı devamlı surette güçlü tutmasıdır.
 
19 Mucizesi MUTLAKA GÖZ GEZDİRİN

Kuran’da tekrar eden sayıların dışında 19 sayısının ayrı bir önemi vardır. 19 sayısıyla ilişkili olarak bazı kelimler ve harfler Kur’an içinde mucizevi bir şekilde yerleştirilmiştir. Allah Müddessir suresinde 19 rakamına dikkat çekerek “Onun üzerinde on dokuz vardır.” (Müddessir,30) buyurmaktadır. Harflerin mucizevi bir şekilde sıralanışına dikkat edildiğinde, Kuran’ın Allah katından gelen bir kitap olduğu gerçeği bir kez daha ortaya konmaktadır. Şimdi Kur’an’daki bu konuyla ilgili örneklerin kısa bir özetine bakalım:
- Besmele tam 19 harften oluşmaktadır.
- Kuran 114 ( 19×6) suredir.
- İlk vahyolan sure (96. sure) sondan 19. suredir.
- Kuran’ın ilk vahyedilen ayetleri 96. surenin ilk 5 ayetidir ve bu ayetlerin toplam kelime sayısı 19′dur.
- Vahyedilen ilk sure (Alak Suresi) 19 ayete sahiptir ve 285 (19 x 15) harf içerir.
RESİM-66
- Son vahyedilen sure olan Nasr, toplam 19 kelimeden oluşur.
- Kuran’da 114 (19 x 6) besmele bulunur. Bu sayı da 19′un 6 katıdır. (Kuran’da 113 sure besmele ile başlar. Başında besmele bulunmayan tek sure, 9 numaralı Tevbe Suresi’dir. Kuran’da sadece Neml Suresi’nde iki besmele bulunmaktadır. Bu besmelelerden biri surenin başında diğeri ise 30. ayette yer alır. Besmele ile başlamayan Tevbe Suresi’nden itibaren saymaya başlanıldığında Neml Suresi’nin 19. sırada yer aldığı görülecektir.)
- “Rahman” kelimesi ise Kuran’da 57 (19 x 3) defa geçmektedir.
- Kuran’da bahsi geçen 30 farklı rakam vardır. Kuran’da geçen tüm bu sayıları (tekrarlar dikkate alınmadan) topladığımızda çıkan sayı 162.146′dır. Bu da 19′un 8.534 katıdır.
Kaf harfi ile başlayan 50. surede 57 (19 x 3) adet Kaf harfi vardır. Başında Kaf harfi bulunan 42. surede yine 57 (19×3) adet Kaf harfi bulunur. 50. surenin 45 ayeti vardır. Bunları toplarsak sonuç 95 (19 x 5)’tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. Bunları toplarsak 42+53 yine 95 (19 x 5)’tir.
- Ya, Sin harfleri Yasin Suresi’nin başında bulunmaktadırlar. Sin harfi Yasin Suresi’nde 48 defa geçmekte iken Ya harfi 237 defa geçmektedir. Bu iki harfin toplamı 285 (19 x 15)’tir.
- Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad başlangıç harfleri tek bir surede -19. sure- geçmektedir. Kaf harfi bu surede 137 defa, Ha harfi 175 defa, Ya harfi 343 defa, Ayn harfi 117 defa ve Sad harfi 26 defa geçmektedir. 5 harfin toplam olarak geçtiği yerlerin sayısı 137 + 175 + 343 + 117 + 26 = 798 (19 x 42)
Bu örnekler Kuran’daki 19 sayısı hakkında kısa bir özettir. Bu örnekler artırılabilir. Sadece bu kısa özet bile Kuran’daki kelimelerin ve harflerin seçimini bir insan eliyle yapılamayacağını ve Yüce Allah’ın sözleri olduğunu bizlere göstermeye yeterlidir. Allah, Kuran’ın bu üstün özelliklerinden dolayı onun bir benzerinin yazılamayacağını 3 ayrı yerde söylemektedir:
2/23- Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur’an)’dan şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın.
10/38- Yoksa: “Bunu kendisi yalan olarak uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.”
11/13- Yoksa: “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.”
Bu ayetlerde değil Kuran’ın tümü, “bunun benzeri bir sure” getirin denmektedir. Bu ayetlerin geçtiği surelerin ortak özelliği, hepsinin başlangıcında “mukata” harflerinin olmasıdır.
 
Kifl gerçekten Allah istediği için iman içince ölmüştür..Ancak Kifl tövbe etmekte içten ve samimi davranmakta çekimmemiştir..Allah samimi bir tövbeyi asla geri çevirmez...Öyle ki nice labali duaları bile geri çevirmeyip hayırlısı ile fazla fazla vermiştir..Güzel bir hikaye..Paylaştığın için Allah razı olsun...
 
Geri
Üst