Alkol

lucian

Stay Away
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
4,811
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
nowhere
Alkol Nedir?

Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol.

Genel olarak bütün sarhoşluk veren alkollü içkiler kısaca alkol olarak adlandırılır.

Alkol renksiz, kokulu ve acı bir sıvıdır. -80 derece donan alkolün kaynama derecesi 78'dir. Çok yanıcı bir maddedir ve kuvvetli ısı verir. Bu nedenle, bazı füze motorlarında yakıt olarak kullanılır.

Pek çok çeşidi olan alkolün etanol denilen türü içki olarak tüketilmektedir.

Maide Suresi, 90-91: Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.

Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?

Dini açıdan alkol ve içki: İslam'ın alkollü içkilere bakışı

İslam, her tür zararlı maddeyi ve davranışı yasakladığı gibi, bireysel ve toplumsal açıdan birçok zararı olan alkollü içkileri de yasaklamıştır. Bu yasak Kuran, hadis, icma ve kıyas ile sabittir; alkollü içkinin veya birazının İslam'da yasak olmadığını söyleyen hiçbir alim yoktur. Tam tersine "Çoğu sarhoş edici olanın azı da haramdır." hadisi gereği, tüm alimler alkollü içkilerin haram olduğunda ittifak halindedir.

Öte yandan bazıları "Alkolde de bazı yararlar vardır, az içmek kalbe faydalıdır!" gibi söylemlerle karşı iddialarda bulunmaktadırlar, fakat bunlar boş iddialardır. Bazı şeylerin biraz faydaları bulunabilse bile zararları daha çoktur ve bu yüzden yasaklanırlar. Zaten Kuran'da da içki ve kumarda bazı menfaatler bulunsa bile zararının daha çok olduğu belirtilir. Alkolün soğuk ülkelerde faydalı olduğu iddiası da doğru değildir, tam tersine vücut ısısının daha çabuk düşmesine sebep olarak donmayı hızlandırır.

Ayrıca alkol en başta sağlık için zararlıdır, vücut için yabancı bir madde ve zehirdir. Birçok aile sorunlarının, trafik kazalarının, kavgaların, ölüm ve yaralanmaların sebebidir.

Bilindiği üzere, alkol sadece dini açıdan değil, trafik açısından da zararlıdır. Aklı, dikkati ve kontrolü dağıtması gibi sebepler yüzünden trafikte alkollü araç kullanmak yasaktır. Seçim günleri de alkol alımı ve satımı yasaktır. Demek ki alkol zararlı, tehlikeli ve uzak durulması gereken bir maddedir.

Öte yandan insanın içebileceği helal olan sayısız rızık varken, haram olan alkole yönelmesi yanlıştır; alkol akli, tıbbi, dini ve dünyevi açıdan çok büyük zararları olan bir maddedir. Diğer tüm zararlı alışkanlıklar (uyuşturucu, sigara vb) gibi uzak durulmalıdır.

Maide Suresi, 90-91: Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.

Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?

Hamilelikte Alkol Kullanımının Anneye ve Bebeğe Zararları


Alkol kullanan hamile kadınların bebeklerinde zihinsel veya bedensel rahatsızlık olma riski oldukça yüksektir. Hamilelik öncesinde ve gebelik döneminde alınan alkol; ölüdoğum, düşük, bebekte gelişme geriliği, geri zekalılık, büyüme bozuklukları, kafa yada yüz bozuklukları, eklem ve kaburga problemleri ve kalp hastalıkları gibi çok önemli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Özellikle hamilelik döneminde, güvenli alkol içme miktarı diye bir şeyden kesinlikle söz edilemez.

"Ara sıra alınan az miktarda bir içki, hamile olsanız bile kesinlikle zarar vermez" sıklıkla duyduğumuz bir sözdür. Ancak bilim dünyası, artık o kadar emin olmayın diyor.

Bugüne kadar, Fötal Alkol Sendromu'nun (Fetal Alcohol Syndrome - FAS) yalnızca anneleri alkolik olan çocukları etkilediği biliniyordu ancak yeni araştırmalar küçük miktarlarda alınan alkolün bile, gelişmekte olan fetüse zarar verebildiğini ortaya koyuyor.

ABD Sağlık Bakanlığı, 2005 yılından beri, hem hamile annelere hem de çocuk sahibi olmayı planlayanlara içkiyi kesinlikle bırakmalarını önerdi. Fransa ve Kanada, hiç içki içilmemesini öneriyor.

FAS, annenin hamilelikte alkol tüketimine bağlı olarak çocukta özel doğumsal bozukluklar ve zeka geriliği tablosu olarak tanımlanıyor. Bu çocuklarda başkaları ile kolay iletişim kuramama ya da sonucunu düşünmeden derhal eyleme geçme gibi davranış ve gelişim bozuklukları görülebiliyor. Ayrıca yüz şeklinde de belirgin farklılıklar olabiliyor. Hamilelikte alkol alınmasının sonuçlarına ilişkin araştırmalarını sürdüren bilim insanları, son yıllarda doğum öncesi alkol hasarının tanımını FAS tanısının ötesine taşıdılar. Ve Fötal Alkol Spektrum Bozuklukları (Fetal Alcohol Spectrum Disorder - FASD) diye daha geniş bir yelpazede değerlendirmeye başladılar. Buna göre artık illa çocuğun yüz şeklinin bozuk olması gerekmiyor. Bugün yüz şekline bakılmadan, çocuğun gösterdiği fiziksel, zihinsel ve davranış bozuklukları da dikkate alınıyor.

FAS'lı çocuklar gibi FASD'li çocuklar da aritmetikte zorlanma, dikkat toplayamama gibi sorunlar yaşıyorlar. Bu çocuklar işitsel sorunlar, yeme zorluğu, uyku düzensizlikleri, tuvalet eğitimini geç alma, geç yürüme, hiperaktivite gibi sorunlar da yaşayabiliyor.

Washington Üniversitesi'nden Ann Streissguth ve meslektaşları, her 500 canlı doğumda bir FAS vakası görülmesine karşın, FASD oranının ABD'de yapılan araştırmalara göre her 100 doğumda bir olduğunu belirlediler. Başka çalışmalara göre ise bu sayı 300 yeni doğumda bir şeklinde. Her iki durumda da sayı oldukça dramatik. Down sendromu taşıyan çocuklar ise her 800 doğumdan birinde görülmekte.

Streissguth bu konu ile ilgili ilk çalışmalarına 1993 yılında başladı. Hamilelikleri döneminde içki içen annelerin 7 yaşına gelen çocukları üzerine yapıldı ve bu çocukların aritmetik ve dikkat konusunda sorun yaşadıkları tespit edildi.

Ekip, söz konusu çocukları 20'li yaşlarının başında bir kez daha inceledi ve aynı IQ'ya sahip diğer çocuklarla karşılaştırdı. Bu çocukların daha saldırgan oldukları ve dikkat dağınıklıklarının sürdüğü tespit edildi. Bir diğer dikkat çekici unsur da bu çocukların gençliklerinde içki hatta uyuşturucu bağımlılığının daha fazla olması...

Bir diğer dikkat çekici unsur da hamileliğin hangi döneminde alkol alınmasının çocukta ne tür bir hasara yol açtığının tespit edilmesi. Uzmanlara göre hamileliğin erken dönemlerinde alkol alınmaya başlanması, çocuğun yüz yapısında daha belirgin FAS karakteristikleri oluştururken, daha sonraki dönemde alkol alınmaya başlanması, yüz yapısını, artık oluşmuş olduğu için etkilemiyor ama zihinsel fonksiyonlarına zarar veriyor.

Yapılan ciddi araştırmaların vardığı sonuç: hamileliğin başlangıcından sonlanmasına kadar geçen bütün dönemlerinde, alınan alkol az ya da çok olsun bebeğe ciddi zararlar vermekte; fiziksel, zihinsel ve davranışsal sorunlara yol açmaktadır.


Alkolün Zararları


Alkolün Zararları dendiğinde, bunu en kısa ve öz olarak anlatmak istersek "İçki, bütün kötülüklerin anasıdır." ifadesi en doğru olanıdır. Çünkü Alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Maddi olarak kayba uğratır. Ailesiyle ve sevdikleriyle sorunlar yaşamasına neden olur. Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Suça teşvik eder ve suç oranını arttırır. Yani, alkolün zararları fiziksel ve ruhsal zararlar, topluma zararları, aileye etkisi, suç oranlarını arttırması, trafik kazaları gibi çok geniş bir açıdan ele alınabilir. Bu nedenle, "Bütün kötülüklerin anası" ifadesi oldukça yerindedir.

Alkol, insanın zihnini bulandıran ve sağlıklı düşünmesine engel olan bir maddedir. Yani, bir çeşit uyuşturucudur. Alkol alan kişi, alkollü iken sağlıklı düşünemez ve sağlıklı hareket edemez. Bu nedenle, alkol hem kullanan kişi için hem de çevresi için bir tehlikedir.

Bunun en açık örneği;
Ülkemizde
Cinayetlerin %85
Tecavüzlerin %50
Şiddet Olaylarının %50
Trafik Kazalarının %65
Eşlerini Dövenlerin %70
Akıl Hastalıklarının %60

Sebebi ALKOL'dür!!!

Alkol, aynı zamanda vücut sağlığını da çok olumsuz olarak etkilemektedir. Erkeklerde iktidarsızlığa, kadınlarda ise adet bozukluğuna sebep olmakta, anne karnındaki bebeğin gelişimini de çok olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, vücudun tez zamanda yaşlanmasına ve erken bunamaya yol açan alkol pek çok hastalığın başlıca sebebidir.

Ayrıca, evliliklerin huzursuz oluşunun ve boşanmaların ilk sebebi de alkoldür.

Kısacası alkol kişiye, aileye ve topluma ciddi zararlar vermektedir.

Alkol sorunları unutmanın ya da çözmenin aracı değil, sorunların kaynağıdır.

Alkolün Vücuda Verdiği Zararlar

Alkolün Vücuda Verdiği Zararlar Nelerdir? Alkol insan sağlığını ve toplum düzenini çok ciddi olarak bozmakta ve insan sağlığı üzerinde geri dönülmez hasarlara neden olmaktadır.

Alkolün en fazla tahribata neden olduğu organ beyindir. Alkolün doğrudan etkisi mantıklı düşünme, karar verme ve hareket etme yeteneklerini bozmasıdır. Bu etkiler, alkol alımının hemen ardından görülür ve ciddi kazalar, yaralanmalar ve hatta ölümlere neden olmaktadır. Alkol hafızayı zayıflatır. Alkol beyin hücrelerini öldürdüğü için zamanla beyin küçülür... Erken yaşlanma ve bunamaya yol açar.

Alkol kullanan kişilerde uyku bozuklukları ve uzun süre uyusalar bile yorgun kalkma şikayetleri sık görülür.

Göze giden görme sinirlerinde tahribata neden olarak, zamanla körlüğe kadar varabilecek hasarlara neden olur.

Mide ve yemek borusunu tahriş eder. Gastrit ve ülser oluşumuna yol açar. Vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin vücut tarafından emilmesine engel olur. Vücut direnci ve sağlığı bozulur.

Baş ağrısı ve ağız kuruluğu yapar. Vücudun aşırı su kaybetmesine neden olur.

Kanser riskini çok büyük oranda arttıran alkol, yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerinin en önemli nedenlerinden biridir.

Kadınlarda adet düzensizliği, erkeklerde iktidarsızlık yani sertleşme sorunları ve anne karnındaki bebeklerde de çok ciddi fiziksel ve zihinsel bozukluklara yol açar.

Kalp hastalıklarına neden olur. Kalpte ritim bozukluğu, kalp yetmezliği gibi sorunlara yol açmasının dışında damar kireçlenmesine de neden olmaktadır. Alkolü az miktarlarda alanlarda da kalp ve damar hastalıkları riski artmaktadır.

Yaralanmalarda, kanın pıhtılaşmasını önlediği için, ciddi kan kaybına yol açar.

Alkol donmayı hızlandırır. Alkol alan kişi vücudunda yalancı bir sıcaklık hisseder, oysaki bu, vücudun hızla ısı kaybettiğinin işaretidir...

Karaciğeri harabeder.

Alkol, diğer uyuşturucuların etkisini arttırdığı için alkol ile uyuşturucuyu aynı anda kullanan kişilerde çok tehlikeli sonuçlara yol açmaktadır.

Ayrıca, tedavi amacıyla kullanılan tıbbi ilaçlarla birlikte alkol kesinlikle kullanılmamalıdır.

Evet, alkolün azı da çoğu da vücuda çok ciddi zararlar verir. Bu nedenle, insan hem kendine hem de sevdiklerine bu kötülüğü yapmamalıdır...


Alkollü içeceklerin akıl sağlığı yönünden zararları


Vücut sağlığını, aile düzenini ve toplum huzurunu bozan alkol, akıl sağlığı üzerinde çok ciddi tahribat yapmaktadır.

Alkol, sağlıklı düşünmeyi engellemekte, karar verme ve doğru hareket etme yeteneklerini yok etmektedir. Bir bardak bira dahi refleksleri yarı yarıya azaltır. Reflekslerdeki bu azalma trafik ve iş kazasında artışı beraberinde getirmektedir.

Alkol algıyı da azalttığı için kişi tehlikeyi daha geç fark etmekte, geç de olsa fark etse bile çok daha geç tepki verebilmektedir. Ve çoğu zaman iş işten geçmiş olmaktadır.

ABD'li araştırmacılar, az miktarda alınan alkolün dahi beyinde küçülmeye yol açtığını tespit ettiler. Hafızayı zayıflatıcı etkileri olan alkol, beyin hücrelerini öldürerek, beyni küçültmektedir. Herhalde hiç kimse küçük beyinli olmak istemez...

Beyin hücrelerini öldüren alkol, erken yaşlanma ve bunamaya yol açar.

İnme yani beyne bağlı felç riskini arttırır.

Bütün bu etkiler alınan alkolün miktarına göre artış gösterir. Az miktarda alınan alkol de beyinde hasara neden olmaktadır. Alınan alkolün miktarının fazla olması, beyinde gerçekleşen hasarların daha hızlı ve şiddetli olmasına neden olur. Belli bir miktarın üzerindeki alkol ise alkol zehirlenmesinden kişinin ölümüne yol açabilir.

Alkolün Ekonomik Zararları

Alkolün insana ve topluma vermiş olduğu zararlardan biri de ekonomik zararlardır.

Alkolün ekonomik zararlarını bir kaç açıdan ele almak gerekir: kişinin uğradığı maddi kayıp, aile ekonomisine verdiği zararlar ve ülke ekonomisine verdiği zararlar.

Alkol kullanımı ciddi bir maddi harcama gerektiren bir konudur. Bu nedenle, alkol kullanan kişiler gelirlerinin önemli bir kısmını alkole vermektedirler. Bu da, alkol alan kişilerin genellikle diğer harcamalarını kısmalarına neden olmakta ve yaşam standartlarını düşürmektedir.

Ayrıca, pek çok aile reisi alkol kullandığı için ailesine yapacağı harcamayı alkole yatırmakta ve ailesinin ihtiyaçlarını yeterince karşılayamamaktadır. Bunun sonucu olarak da, aile içi huzursuzluklar artmaktadır.

Alkolün ülke ekonomisine de ciddi zararları vardır. Çünkü, alkol kullanan kişilerin iş verimleri düşmekte ve alkol kullanımının neden olduğu iş kazaları sonucu da ciddi maddi zararlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, ciddi sağlık sorunlarına neden olan alkol iş gücü kaybını ve sağlık harcamalarını daha da arttırmaktadır. Bunun dışında, ithal içkiler de ülke ekonomisinin döviz kaybına neden olmaktadır.


Alkolün Cinsel Hayata Etkileri


Alkolün Cinsel etkileri konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Bazıları az miktarda alkolün kişiyi rahatlatacağı teziyle cinsel performansı arttıracağını savunur. Alkolün bu etkisi çok tartışmalı olmakla birlikte, alkolün, az ya da çok olsun, orta ve uzun vadede kesinlikle cinsel sağlığı bozarak çeşitli cinsel işlev bozukluklarına neden olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

Cinsel işlev açısından istek evresinde hem olumlu hem olumsuz etkileri olabilen alkolün, uyarılma fazında erkeklerde daha fazla olmak üzere olumsuz etkileri vardır. Empotansa yol açmasının ötesinde performans endişesini de arttırabilir. Orgazm alanında daha fazla bozulmaya yol açabilmektedir. Subjektif olarak cinsel ilişkide alınan zevk açısından çelişkili etkileri olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber artan dozla beraber tüm evrelerde olumsuz etkileri görülmektedir.

Alkolün, az miktarlarda dahi olsa, kronik yani uzun süreli kullanımında ise sinir sistemi, karaciğer ve endokrin sisteme olan etkilerine bağlı olarak cinsel işlev bozukluklarında belirgin artış görülmektedir. Ayrıca cinsel işlevin evreleri dışında alkol nedeni ile evlilik ilişkisinde sorunlar, ilişkilerde kıskançlıkta artış ve cinsel suçlarda artış da dolaylı olarak cinsel işlevi olumsuz etkileyebilmektedir.

Alkol kullanan erkeklerde, erkeklik hormonu olan testesteron başta olmak üzere cinsellikle ilgili hormonlarda azalma olur. Buna bağlı olarak da testislerde küçülme, cinsel güçsüzlük yani iktidarsızlık, memelerin büyüyerek kadın memesi görünümüne yaklaşması gibi belirtiler görülebilmektedir.

Kadınlarda da alkol kullanımı çeşitli cinsel sorunlara yol açmaktadır. Cinsel isteksizlik bunlardan sadece biridir.

Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören 80 kronik alkol bağımlısı üzerinde etil alkolün genetik yapıda oluşturduğu hasarlarla ilgili yapılan çalışmada, alkolik kişilerdeki kromozom hasar sayısı ve anormal hücre sayısının, oldukça fazla olduğu da ortaya çıkmıştır. Bozulan bu kromozomlar yeni nesilleri tehdit etmektedir.

KAYNAK
 
zararlı olduğu herkesçe bilinen bişey..tıpkı sigara gibi..içende var içmeyen de..tercih meselesi yani..

ha ben içki içilen masaya bile oturmam..o da benim tercihim..;)
 
Geri
Üst