- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ayrılmayı bilmeyen ne bilir yolları ayırmayı
Bizim memleketin en çözümsüz sorunlarından biridir "ayrılmak". Bir türlü beceremeyiz ayrılmayı. Ne işten, ne sevgiliden, ne ev arkadaşından ne de kulüpten. Kendi başına sancılı bir süreçtir zaten ayrılık. Ayrılığın kederini hissedip efendice hüznü yaşamak yerine suçlu arar dururuz kendimiz dışında. Ya sevgilimiz ya aramıza giren biri ya patronumuz ya da ev arkadaşımız suçludur. Katiyen özeleştiri vermeyiz ve kendimizi eleştirmeyi kendi evinde alınmış 3-0'lık yüz kızartıcı bir mağlubiyet olarak algılarız.
Siz rezaleti savunadurun!
Ayrılmayı bilmeyen biri, bir başkası ile yolları ayırmayı nereden bilecek. "Artık bizimle değilsin"i söylemenin de bir adabı vardır. Yaşananları ve geçen süreyi düşünmeden, kendini karşındakinin yerine koymadan böyle bir karar tebliğ edilemez. Edilirse de Alex De Souza'ya reva görülen ve yıllarca unutulmayacak rezalet bir işe imza atılır. Bu kararı savunmanın hiçbir akla yatkın gerekçesi yoktur, gerekçe bulmaya çalışanlar, "Ayak ayaküstüne attı", "Elinde tweet" argümanlarıyla youtube'da dalga geçilme rekoruna sevinedursunlar...
Kendi vedasını düşünmez mi insan!
Fenerbahçe'yi savunmak yönetimin yaptığı her yanlışı çeşitli gerekçelere sığınarak yaşananları görmezden gelmek değildir. Alex De Souza, basın toplantısında kendi yaptığı hataları da gündeme getirerek özeleştirisini vermiştir. Kendinden başka herkesi düşman gören, kurumsallıktan bahsederken "tek adam" ideolojisinin en sağlam savunucularından biri olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da bu konuşmadan mutlaka bir ders çıkarmalıdır. Feherbahçe 8 seneden bu yana formasını terletip müthiş bir performans ortaya koyan Alex De Souza'ya bu şekilde veda etmemeliydi.
10 numaraya böyle bir vedayı uygun görenler, günün birinde kendileri giderken nasıl bir tören yapılacağını şimdiden düşünmeli ve bundan sonraki adımlarını bu eksen üzerinde planlamalıdır.
Cem Kerpiççiler yazıyor: Alex De Souza da mı düÅman Aziz BaÅkan! - Posta
Bizim memleketin en çözümsüz sorunlarından biridir "ayrılmak". Bir türlü beceremeyiz ayrılmayı. Ne işten, ne sevgiliden, ne ev arkadaşından ne de kulüpten. Kendi başına sancılı bir süreçtir zaten ayrılık. Ayrılığın kederini hissedip efendice hüznü yaşamak yerine suçlu arar dururuz kendimiz dışında. Ya sevgilimiz ya aramıza giren biri ya patronumuz ya da ev arkadaşımız suçludur. Katiyen özeleştiri vermeyiz ve kendimizi eleştirmeyi kendi evinde alınmış 3-0'lık yüz kızartıcı bir mağlubiyet olarak algılarız.
Siz rezaleti savunadurun!
Ayrılmayı bilmeyen biri, bir başkası ile yolları ayırmayı nereden bilecek. "Artık bizimle değilsin"i söylemenin de bir adabı vardır. Yaşananları ve geçen süreyi düşünmeden, kendini karşındakinin yerine koymadan böyle bir karar tebliğ edilemez. Edilirse de Alex De Souza'ya reva görülen ve yıllarca unutulmayacak rezalet bir işe imza atılır. Bu kararı savunmanın hiçbir akla yatkın gerekçesi yoktur, gerekçe bulmaya çalışanlar, "Ayak ayaküstüne attı", "Elinde tweet" argümanlarıyla youtube'da dalga geçilme rekoruna sevinedursunlar...
Kendi vedasını düşünmez mi insan!
Fenerbahçe'yi savunmak yönetimin yaptığı her yanlışı çeşitli gerekçelere sığınarak yaşananları görmezden gelmek değildir. Alex De Souza, basın toplantısında kendi yaptığı hataları da gündeme getirerek özeleştirisini vermiştir. Kendinden başka herkesi düşman gören, kurumsallıktan bahsederken "tek adam" ideolojisinin en sağlam savunucularından biri olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da bu konuşmadan mutlaka bir ders çıkarmalıdır. Feherbahçe 8 seneden bu yana formasını terletip müthiş bir performans ortaya koyan Alex De Souza'ya bu şekilde veda etmemeliydi.
10 numaraya böyle bir vedayı uygun görenler, günün birinde kendileri giderken nasıl bir tören yapılacağını şimdiden düşünmeli ve bundan sonraki adımlarını bu eksen üzerinde planlamalıdır.
Cem Kerpiççiler yazıyor: Alex De Souza da mı düÅman Aziz BaÅkan! - Posta