cliper1907
forum elektro gitaristi
Vücudun bağışıklık sisteminin, solunum veya temas yoluyla maruz kalınan çeşitli maddelere verdiği reaksiyon olarak tanımlanan alerji, özellikle içinde bulunduğumuz günlerde, bünyesi hassas olanları daha fazla tehdit ediyor. Mayıs ve Haziran aylarında alerjik faktörlerin arttığına dikkat çeken uzmanlar, tedbir alınmadığında ciddi hastalıklara neden olabilecek astım ve alerjilere karşı daha dikkatli olunmasını öneriyor.
Astım başta olmak üzere diğer alerjik hastalıklara yol açan ve bahar mevsiminde ortaya çıkan alerjenlerin başında polenler yani çiçek tozları geliyor. Polenler özellikle alerjik bünyeye sahip insanlarda saman nezlesi ve astıma yol açabiliyor. Sabahın erken saatlerinde daha yoğun olan polenlerin yanısıra ağaçlardan, özellikle de kavak ağaçlarından yayılan tozlar ile çimen alerjisine neden olan çayır ve otlar, alerjik hastalıkların artışına neden olan çevresel faktörler. Bu aylarda hava kirliliğinden kaynaklanan alerjiler azalıyor ama polen alerjisi, çimen alerjisi ve ağaç tozlarından kaynaklanan alerjilerde artış görülüyor.
Bahar mevsiminde artış gösteren alerjik hastalıklar nelerdir?
DOÇENT DOKTOR SELÇUK CAN: Tiroid bezinin yavaş çalışması veya hormon sistemindeki sorunlar ile kalıtsal yatkınlık alerjik hastalıklara neden olabilir. Bu mevsimde artış gösteren alerjilerden biri göz alerjisidir. Bunun en tipik belirtisi gözlerde akıntı ve konjoktivittir. İkincisi burunla ilgili alerjidir, buna saman nezlesi denir. Sürekli burun kaşıntısı, akıntı ve hapşırma ile seyreder. Üçüncüsü ise astım alerjisidir, yani alerjik astım. Bu da nefes darlığına, nefes sıkışıklığına, kandaki oksijen miktarının düşmesine neden olur. Cilt alerjisi ise ciltte kuruma, pullanma ve kırmızı döküntülerle ortaya çıkar. Bütün bu alerjik sorunlar Mayıs ayının başları ile Haziran ayının ortaları arasında artış gösterir.
Astım ve alerjisi olanlar için bir diğer çevresel tehdit de ‘ev akarları’ denilen yaratıklar. Daha çok sıcak ve nemli ortamlarda görülen, özellikle halı, yatak şiltesi, koltuk, kanepe gibi ortamlarda rahatlıkla çoğalan bu çok küçük yaratıklar, alerjenlerle daha fazla karşılaşan ve genetik yatkınlığı olan çocukları daha çok tehdit ediyor.
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Özellikle kalabalık ortamlardaki klimaların, içinde bulunduğumuz günlerde bakım ve temizliğinin yapılması çok önemli. Çünkü bu klimalar alerjiye neden olan polenleri barındırmakla kalmıyor, bakteri ve virüs açısından da önemli bir kaynak oluşturuyor. Özellikle uzun süre kullanılmamış klimalarda mikroplar birikip ürüyor. Klimalar kullanılmaya başlandığında bu bakteri ve virüsler ortama salınıyor ve o ortamda bulunan insanlarda virütük ve bakteriyel hastalıklar ile alerjik sorunlara neden oluyor.
Klima hastalıklarından korunmak için ne tür önlemler almak gerekiyor?
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Klima hastalıklarından korunmak için önce klimaların bakım ve temizliğini iyi yapmak gerekiyor. Bugünlerde klimadan kaynaklanan alerjik hastalıklardan korunmada alınacak önlemlerden biri de bağışıklık sistemini güçlendirecek vitamin ve mineralleri kullanmak.
Astım ve alerjik hastalıklarının oluşmasına neden olan genetik bozukluk bir çok genin kontrolü altında olduğu için genetik faktörlere bağlı olarak gelişen alerjik hastalıklar ve astımın tedavi yöntemleriyle tamamen ortadan kaldırılması mümkün değil. Tedaviler daha çok belirtilerin şiddetini azaltmaya ve hastalığın tekrarlanmasını önlemeye yönelik yapılıyor. Örneğin aşı tedavisinde amaç; kişinin o maddeye olan duyarlılığını azaltmak.
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Saman nezlesi ve göz alerjisinin tedavisinde burun spreyleri, göz damlaları, astım için ise inhalasyon yani buhar tedavisi uygulanıyor. İlerlemiş alerjik astımlarda ise ilaç tedavisi yapılıyor. Ancak sonuç alınmazsa iğne ile vücuda kortizon tedavisi uygulanmaya başlanıyor. Fakat kortizon en son seçenektir ve mümkün olduğunca hastanın bu aşamaya gelmeden tedavi edilmesinde, en azından hastalık ataklarının geriletilmesinde fayda vardır. Tedavide bağışıklık sistemini kuvvetlendiren C vitamini, selenyum, ekinezya, beta glukan gibi vitaminleri de öneriyoruz.
Astım ve alerjik hastalıklarda tedavi kadar korunma da önem taşıyor. Özellikle bahar mevsiminde korunmanın öneminden ve korunma yöntemlerinden bahseder misiniz?
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Alerji deyip geçmemek lazım. Vaktinde ve doğru tedavi edilmeyen alerjik astım, ileride amfizem veya zatürree gibi ciddi hastalıklara dönüşebilir. Bunun için alerjik insanların bağışıklık istemlerinin kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Bahar alerjisi olanların özellikle Mayıs ayı başından Haziran ayı ortalarına kadar kendilerini çok iyi korumaları gerekir. Alerjik insanlar mümkün olduğunca bu günlerde dışarı fazla çıkmasınlar, çimen alerjisi varsa, otluk alanlara, çayırlara, çimenlere ve parklara gitmesinler. Dışarıda zaman geçirmek istediklerinde deniz kenarına, sahile gidebilirler, oralarda herhangi bir sorun olmaz. Ama bu tip insanlar gittikleri yeri iyi seçmelidirler. Kavak ağaçlarının yoğun olduğu yerlere gitmemek, iş yeri veya evdeki klimaların bakım ve temizliklerini iyi yapmak, takviye vitamin almak, sigara içilen ortamlardan uzak durmak, astım ve alerjisi olanlara önerebileceğimiz tedbirler arasında yer alıyor.
Astım başta olmak üzere diğer alerjik hastalıklara yol açan ve bahar mevsiminde ortaya çıkan alerjenlerin başında polenler yani çiçek tozları geliyor. Polenler özellikle alerjik bünyeye sahip insanlarda saman nezlesi ve astıma yol açabiliyor. Sabahın erken saatlerinde daha yoğun olan polenlerin yanısıra ağaçlardan, özellikle de kavak ağaçlarından yayılan tozlar ile çimen alerjisine neden olan çayır ve otlar, alerjik hastalıkların artışına neden olan çevresel faktörler. Bu aylarda hava kirliliğinden kaynaklanan alerjiler azalıyor ama polen alerjisi, çimen alerjisi ve ağaç tozlarından kaynaklanan alerjilerde artış görülüyor.
Bahar mevsiminde artış gösteren alerjik hastalıklar nelerdir?
DOÇENT DOKTOR SELÇUK CAN: Tiroid bezinin yavaş çalışması veya hormon sistemindeki sorunlar ile kalıtsal yatkınlık alerjik hastalıklara neden olabilir. Bu mevsimde artış gösteren alerjilerden biri göz alerjisidir. Bunun en tipik belirtisi gözlerde akıntı ve konjoktivittir. İkincisi burunla ilgili alerjidir, buna saman nezlesi denir. Sürekli burun kaşıntısı, akıntı ve hapşırma ile seyreder. Üçüncüsü ise astım alerjisidir, yani alerjik astım. Bu da nefes darlığına, nefes sıkışıklığına, kandaki oksijen miktarının düşmesine neden olur. Cilt alerjisi ise ciltte kuruma, pullanma ve kırmızı döküntülerle ortaya çıkar. Bütün bu alerjik sorunlar Mayıs ayının başları ile Haziran ayının ortaları arasında artış gösterir.
Astım ve alerjisi olanlar için bir diğer çevresel tehdit de ‘ev akarları’ denilen yaratıklar. Daha çok sıcak ve nemli ortamlarda görülen, özellikle halı, yatak şiltesi, koltuk, kanepe gibi ortamlarda rahatlıkla çoğalan bu çok küçük yaratıklar, alerjenlerle daha fazla karşılaşan ve genetik yatkınlığı olan çocukları daha çok tehdit ediyor.
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Özellikle kalabalık ortamlardaki klimaların, içinde bulunduğumuz günlerde bakım ve temizliğinin yapılması çok önemli. Çünkü bu klimalar alerjiye neden olan polenleri barındırmakla kalmıyor, bakteri ve virüs açısından da önemli bir kaynak oluşturuyor. Özellikle uzun süre kullanılmamış klimalarda mikroplar birikip ürüyor. Klimalar kullanılmaya başlandığında bu bakteri ve virüsler ortama salınıyor ve o ortamda bulunan insanlarda virütük ve bakteriyel hastalıklar ile alerjik sorunlara neden oluyor.
Klima hastalıklarından korunmak için ne tür önlemler almak gerekiyor?
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Klima hastalıklarından korunmak için önce klimaların bakım ve temizliğini iyi yapmak gerekiyor. Bugünlerde klimadan kaynaklanan alerjik hastalıklardan korunmada alınacak önlemlerden biri de bağışıklık sistemini güçlendirecek vitamin ve mineralleri kullanmak.
Astım ve alerjik hastalıklarının oluşmasına neden olan genetik bozukluk bir çok genin kontrolü altında olduğu için genetik faktörlere bağlı olarak gelişen alerjik hastalıklar ve astımın tedavi yöntemleriyle tamamen ortadan kaldırılması mümkün değil. Tedaviler daha çok belirtilerin şiddetini azaltmaya ve hastalığın tekrarlanmasını önlemeye yönelik yapılıyor. Örneğin aşı tedavisinde amaç; kişinin o maddeye olan duyarlılığını azaltmak.
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Saman nezlesi ve göz alerjisinin tedavisinde burun spreyleri, göz damlaları, astım için ise inhalasyon yani buhar tedavisi uygulanıyor. İlerlemiş alerjik astımlarda ise ilaç tedavisi yapılıyor. Ancak sonuç alınmazsa iğne ile vücuda kortizon tedavisi uygulanmaya başlanıyor. Fakat kortizon en son seçenektir ve mümkün olduğunca hastanın bu aşamaya gelmeden tedavi edilmesinde, en azından hastalık ataklarının geriletilmesinde fayda vardır. Tedavide bağışıklık sistemini kuvvetlendiren C vitamini, selenyum, ekinezya, beta glukan gibi vitaminleri de öneriyoruz.
Astım ve alerjik hastalıklarda tedavi kadar korunma da önem taşıyor. Özellikle bahar mevsiminde korunmanın öneminden ve korunma yöntemlerinden bahseder misiniz?
DOÇ. DR. SELÇUK CAN: Alerji deyip geçmemek lazım. Vaktinde ve doğru tedavi edilmeyen alerjik astım, ileride amfizem veya zatürree gibi ciddi hastalıklara dönüşebilir. Bunun için alerjik insanların bağışıklık istemlerinin kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Bahar alerjisi olanların özellikle Mayıs ayı başından Haziran ayı ortalarına kadar kendilerini çok iyi korumaları gerekir. Alerjik insanlar mümkün olduğunca bu günlerde dışarı fazla çıkmasınlar, çimen alerjisi varsa, otluk alanlara, çayırlara, çimenlere ve parklara gitmesinler. Dışarıda zaman geçirmek istediklerinde deniz kenarına, sahile gidebilirler, oralarda herhangi bir sorun olmaz. Ama bu tip insanlar gittikleri yeri iyi seçmelidirler. Kavak ağaçlarının yoğun olduğu yerlere gitmemek, iş yeri veya evdeki klimaların bakım ve temizliklerini iyi yapmak, takviye vitamin almak, sigara içilen ortamlardan uzak durmak, astım ve alerjisi olanlara önerebileceğimiz tedbirler arasında yer alıyor.