Aldığım en acı okur mektubu!

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Son dönemlerde DTP ve PKK yandaşlarınca hayata geçirilen senaryoyu ibretle izliyor olmalısınız...

Asla ağzımıza bile almak istemediğimiz “Türk-Kürt çatışması başladı” gibi sözleri, bazı gazetelerin köşelerinde görmeye başladık...

Peki; bu noktaya durup dururken mi geldik?

Bugün püsküren lavdan önce, hiç mi “duman” çıkmadı?

Çıktı elbette...

Ama bunu ne siyasetçiler görebildi, ne de biz gazeteciler...

Aşağıdaki okur mektubu; bugün yakıcı küllerini hissettiğimiz püskürmenin ilk işaretlerinin nasıl hissedildiğini...

Daha da önemlisi...

Nerelere gidebileceğini gösteriyor...

Bu yüzden, bu mektup için rahatlıkla, “Meslek hayatımda aldığım en acı mektup” diyebiliyorum:

***


“Sayın Mutlu

Ben Antalya Manavgat çevresinde 4 yıldızlı bir otelde restoran şefi olarak çalışıyorum.

Her sezon Diyarbakır ve çevresinden gelen 14 kişiyi düzenli olarak işe alır ve çalıştırırız. Geçtiğimiz sezona kadar da hiçbir sorunla karşılaşmamıştık.

Ama son sezonda her şey değişti...

Bu 14 kişi aralarında Kürtçe konuşmaya başladılar.

Doğal olarak bir şey demedik.

Daha sonra bar ve restoranda, müşterilerin yanında yüksek sesle konuşmaya başladılar.

Yine bir şey demedik.

Ama bunların dışında kalan personel, zamanla onların Kürtçe olarak kendileriyle alay ettiklerini söylemeye başladı.

Sözlü tartışmalar, zamanla yumruklaşmaya dönüştü.

Üç personel, açık açık PKK propagandası bile yaptı; işten çıkarmak zorunda kaldık.

Ama personel arasındaki gerilim bitmek bilmedi:

Kürt personelle Türk personel, yemek masalarını, yatakhanelerini bile ayırdı.

Şimdi otel yönetimi karar aldı, önümüzdeki sezondan itibaren bir tane bile Doğu kökenli personel çalıştırılmayacak.

Edindiğim bilgilere göre Manavgat çevresindeki 4 büyük otel de aynı kararı almış ve uygulamaya başlamış.

Lütfen; toplumdaki bu bölünmeyi, sözüm ona Kürt açılımı yapanlara duyurun ve onları uyarın.”

***


Bu sözlerin üzerine söylenecek söz var mı?

*****


SEÇİM!

DTP’nin kapatılmasıyla bağımsız kalan 19 milletvekilinin, milletvekilliğinden yarın istifa etmesi bekleniyor.

Mevcut boş sandalyelerle birlikte, bir milletvekilinin daha istifası halinde (Örneğin Ufak Uras’ın) ara seçim için yeterli sayıya ulaşılacak...

Peki; Meclis’teki AKP grubu bu istifaları kabul eder mi?

Böylece; bir ara seçimin yolunu açar mı?

Genel seçimlere 18 ay kaldığını düşünerek, ara seçim yerine erken seçime gitmeyi göze alır mı?

Bana göre bu soruların yanıtı net bir biçimde, “Hayır!”

Çünkü; AKP’yi yönetenler, yeni bir seçimde mevcut sandalye sayısına ulaşamayacaklarını çok iyi biliyorlar...

Bu yüzden, direnebildikleri kadar direnecekler...

Bu tahminimde yanılır mıyım?

Bildiğim tek şey var:

O da yanılmayı çok isteyeceğim!

*****


GÜNÜN SORUSU

Kürt açılımı projesi kapsamında Türkiye’ye gelen ilk PKK’lı grup, her gün bir başka ile, ilçeye giderek tehdit üzerine tehdit yağdırıyor...

Onların pişman olabileceğini sananlar, hâlâ bu masala inayor mu?

*****


Gericiye, bölücüye şefkat, TEKEL işçisine biber gazı!

Üniversitelere türbanla girmek, Anayasa’ya göre yasaktı... Buna karşın onlarca yıl boyunca ülkenin dört bir yanında türban eylemleri yapıldı; polis birine bile müdahale etmedi...

Bölücü örgüt yandaşları günlerdir kamu kuruluşlarını taşlıyor, bankaları kundaklıyor, Atatürk heykellerini kırıyor; polis, doğrudan bir şiddete maruz kalmadıkça, bunlara da hoşgörüyle yaklaşıyor!

Ama...

Gericiye, bölücüye gösterilen bu anlayış ve hoşgörü, sadece işinin derdinde olan TEKEL işçilerine çok görülüyor...

***


İktidarın aldığı bir karara göre; 10 bin civarındaki TEKEL işçisi, 31 Aralık’ta işsiz kalacak...

Onlar da çareyi, seslerini duyurmak için Ankara’ya gitmekte buldular...

Gittiler ama; anlayış yerine polis copuyla, biber gazıyla karşılaştılar!

Ne gericiydiler ne de bölücü...

Tek dertleri ekmekti, aştı!

Şimdi düşünün, kararınızı verin:

İktidar, kime yakın?

..::MUSTAFA MUTLU::..
 
Geri
Üst