Adı Yüksekovaymış. Bir zamanlar yiğit, mert insanların yaşadığı bir bölgeymiş. Misafirpervermiş oranın insanları.. Başım üzre diye karşılarmış bölgeye gelen insanları.
Ben hiç görmedim oraları.. Rahmetli anacığım anlatırdı. Mustafa Kemalin, Türk milleti ile birlikte kanla, irfanla ve devrimle kurduğu Cumhuriyetin ilk yıllarında Güneydoğu ve Doğuda kaymakamlık ve vali muavinliği yapan babası Mehmet Halif Beyin zamanında görmüş oraları, insanlarını tanımış anam..
Günümüze uzanan süreç içersinde bu Kürtleştirilmiş Türkmen aşiretlerine ne olmuş, neden devşirilmişler, ruhları nasıl esir edilmiş? Aslında bunların tamamı yazılması, hem de defalarca yazılması gereken kavramlar. Yüksekova neden alçak ova olmuş?
Ama bugünkü yazımızın konusu iki ciğerparemiz, iki yürek yaramız Ve suskun, toprağın üstünde derin uykularına devam eden veya uyuyormuş gibi yapan Türk milleti, Egenin serin sularında tatil keyfine devam eden o en büyük demokratik kitle örgütümüz
Sivil giysilerle birliklerine görevlerini yapmak için giden iki uzman çavuşumuz, 5 Temmuzda teröristler tarafından kahpece kurulan pusu sonucunda şehit edilmiştir. Murat Özkozanoğlu ve Yahya Karakaya rütbelerin en yücesi ile, şehitlik rütbesi ile vatana katılmışlardır.
Aileleri, ana, babaları, eşleri, çocukları bu iki yiğit adamı o büyük ve kutsal yolculuğa uğurlarken, duydukları acıyı sözcüklerle anlatmamız veya betimlememiz mümkün mü?
Ateş her yere düşmüştür. Geçiniz efendim, geçiniz. Doğrudur hepimizin yüreği yanmıştır, belki gözlerimiz de yaşarmıştır. Ama hiç birimiz ne Kamil Sarıkaya, ne de Salime Karakaya olamayız. Ne Arseven Özkozanoğlunun, ne de Yaşar Özkozanoğlunun yüreklerini dağlayan acıyı tam anlamıyla hissedebiliriz.
Ne kendimizi ne de onları aldatmayalım.
O iki yiğit, cennette Mustafa Kemalin önderliğinde, Alim Albayın Roketlerinin söylediği Ölürüm Türkiyem türküsünün eşliğinde, saf tuttukları yerden ülkeyi acı ve kızgınlık dolu bakışlarla izleyeceklerdir.
İzledikleri yerden Türk ordusu için düzenlenen adeta sürek avını göreceklerdir. Sürek avı.. Bir tarafta PKKnın itleri, diğer tarafta iktidarın kolonlanmış yargısı
Ne tuhaf değil mi? Bölücü örgütün ve iktidarın şifrelediği yargının hedefinde sadece TSK var Biri öldürerek, diğeri canlı, canlı gömerek Büyük Abinin emirlerini yerine getirmektedir.
İki uzman çavuşumuzun şehit edildiği gün, Ankara-Eskişehir yolunda bir askeri aracın geçişi esnasında bir patlama meydana gelmiş, dört araç hasar görmüş ve ODTÜ arazisi içinde, bir akü ile elli metre uzunluğunda bir kablo bulunmuştur.
Ulus devletin yıkılması için, erinden, uzman çavuşundan, astsubayından, subayına ve en üst rütbeli generaline kadar Türk ordusu canlı veya cansız hedef haline getirilmiştir.
Şehitler Ölmez., Vatan Bölünmez. Bu slogan kızmayın bana ama, artık inandırıcılığını yitirmiştir.
Bir taraftan TSK yeniden şekillendirilmeye ve kimliksizsizleştirilmeye çalışılırken, diğer taraftan askerlerimiz bölücü örgüt tarafından şehit edilmektedir.
Öcalanın emriyle Diyarbakırda meclis oluşturan devşirmeler ise, tutuklu vekilleri salıverilmediği takdirde 15 Temmuzda Demokratik özerklik ilan edeceklerini, açıklamamaktan çekinmemişlerdir.
Ortam iyice gerilmiş, Sn. Banu Avarın deyimiyle tel kopmak üzeredir.
Erdoğanın amacı belli ve açıktır. Demokratik ve sivil anayasa söylemi ile yola çıkıp, Türkiyeyi etnik temeller üzerine oturtulan bir parçalanma sürecinde BOP Eşbaşkanlığının verdiği görevi yerine getirip, efendilerine yaranmaktır.
Ardından Devlete karşı işlenen suçlara bir genel af ve Öcalan serbest. Hedefimizde Türkiyede vardır. diyen Molla Mustafa Barzaninin oğlu, Peşmerge reisi Mesut Barzaninin kukla ülkesi ile birleşme..
Sizi duygulandıracak bir iki satır yazmak isterdim. Ama ne yazık ki senelerdir örümcek ağı gibi işlenen acı gerçekler ve Türkiyeyi bekleyen durum ortada
Doğrudur, vatan toprağını sıksak şüheda fışkırır, ne onları ne de ailelerinin, geride bıraktıklarının, milletin acısını sığdıracak bir makberi inşa etmek mümkün değildir. Şehitlerimizi Tarihe gömelim dersek, 1938′den bu yana yozlaştırılmış ve yalanlarla dolu tarihe gömülmeyi onlar istemezler, kabullenemezler.
Kendini pilot bölge ilan eden Alçakova, pardon Yüksekova olacaktı değil mi, Güneydoğunun ve ayrılıkçı Kürtlerin, iktidarın ve tüm işbirlikçilerin fotoğrafıdır. Cadde üzerinde alçaklığın zirvesinde bir pusu ile şehit edilmiş iki yiğit Bakanlar Kurulunu oluşturma telaşında olan Erdoğandan ses yok. Devletin zirvesi mi? Tık yok. Fenerbahçe için gösteri düzenleyen, kıyametler koparan kalabalıklar mı? Onlar şike derdinde..
Bu iki yiğidin katili PKK Açıkladılar
Peki, iktidar, işbirlikçileri, AKP oy verenler, bölünmek istenen Türkiyeye, askerine devşirme yargının ve PKKnın uyguladığı adeta sürek avına sessiz kalmayı tepki göstermeyi beceremeyen, bir araya gelemeyen Türk milletinin, sevgili Güneş Erkulun işaret ettiği gibi susmayı yeğleyen ADD, Ülkücüler, Alperenler ve TGBnin, bu iki uzman çavuşun şehadetinde hiç mi suçu yok?
Elbette var. Bir araya gelemeyenler, milli cepheyi oluşturup, vatan savunmasında saf tutmayan herkes suçlu
Yeter artık Yeter
Her Allahın günü bir şehit veya tutuklanan, göz altına subaylarımızın haberini duymaktan, yüreğimiz nasır bağladı. Ağlamak istesek ağlayamaz olduk. Bıktık artık kullanılmaktan
Biz 1920-1938 yılları arasında olduğu gibi Türkler tarafından, Türkler için yönetilen tam bağımsız bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Çekin pis ellerinizi yakamızdan, bataklık kokulu nefesleriniz içimizi bulandırıyor, sizlerin hainliği, aymazlığı karşısında kusmak geliyor içimizden.
Ey alçak ovanın efendileri ve işbirlikçileri, unutmayın her ne kadar şu anda toprak üzerinde uykularda ise de, Türk milleti mutlaka uyanacak sizi, tüm uşaklarınızı bu ülkeden denize dökecek yeni bir Bağımsızlık Savaşını başlatacaktır.
Emir Kocatepeden yinelenmiştir.
Türk milleti ! İlk hedefiniz bağımsız, devleti, ülkesi, milleti ile bölünmez bütünlüğü tartışılmayan bir ülkedir. İLERİ !..
Figen ÖZEN
İLK KURŞUN
ALÃAK OVA !… - İlk KurÅun Gazetesi

Ben hiç görmedim oraları.. Rahmetli anacığım anlatırdı. Mustafa Kemalin, Türk milleti ile birlikte kanla, irfanla ve devrimle kurduğu Cumhuriyetin ilk yıllarında Güneydoğu ve Doğuda kaymakamlık ve vali muavinliği yapan babası Mehmet Halif Beyin zamanında görmüş oraları, insanlarını tanımış anam..
Günümüze uzanan süreç içersinde bu Kürtleştirilmiş Türkmen aşiretlerine ne olmuş, neden devşirilmişler, ruhları nasıl esir edilmiş? Aslında bunların tamamı yazılması, hem de defalarca yazılması gereken kavramlar. Yüksekova neden alçak ova olmuş?
Ama bugünkü yazımızın konusu iki ciğerparemiz, iki yürek yaramız Ve suskun, toprağın üstünde derin uykularına devam eden veya uyuyormuş gibi yapan Türk milleti, Egenin serin sularında tatil keyfine devam eden o en büyük demokratik kitle örgütümüz
Sivil giysilerle birliklerine görevlerini yapmak için giden iki uzman çavuşumuz, 5 Temmuzda teröristler tarafından kahpece kurulan pusu sonucunda şehit edilmiştir. Murat Özkozanoğlu ve Yahya Karakaya rütbelerin en yücesi ile, şehitlik rütbesi ile vatana katılmışlardır.
Aileleri, ana, babaları, eşleri, çocukları bu iki yiğit adamı o büyük ve kutsal yolculuğa uğurlarken, duydukları acıyı sözcüklerle anlatmamız veya betimlememiz mümkün mü?
Ateş her yere düşmüştür. Geçiniz efendim, geçiniz. Doğrudur hepimizin yüreği yanmıştır, belki gözlerimiz de yaşarmıştır. Ama hiç birimiz ne Kamil Sarıkaya, ne de Salime Karakaya olamayız. Ne Arseven Özkozanoğlunun, ne de Yaşar Özkozanoğlunun yüreklerini dağlayan acıyı tam anlamıyla hissedebiliriz.
Ne kendimizi ne de onları aldatmayalım.
O iki yiğit, cennette Mustafa Kemalin önderliğinde, Alim Albayın Roketlerinin söylediği Ölürüm Türkiyem türküsünün eşliğinde, saf tuttukları yerden ülkeyi acı ve kızgınlık dolu bakışlarla izleyeceklerdir.
İzledikleri yerden Türk ordusu için düzenlenen adeta sürek avını göreceklerdir. Sürek avı.. Bir tarafta PKKnın itleri, diğer tarafta iktidarın kolonlanmış yargısı
Ne tuhaf değil mi? Bölücü örgütün ve iktidarın şifrelediği yargının hedefinde sadece TSK var Biri öldürerek, diğeri canlı, canlı gömerek Büyük Abinin emirlerini yerine getirmektedir.
İki uzman çavuşumuzun şehit edildiği gün, Ankara-Eskişehir yolunda bir askeri aracın geçişi esnasında bir patlama meydana gelmiş, dört araç hasar görmüş ve ODTÜ arazisi içinde, bir akü ile elli metre uzunluğunda bir kablo bulunmuştur.
Ulus devletin yıkılması için, erinden, uzman çavuşundan, astsubayından, subayına ve en üst rütbeli generaline kadar Türk ordusu canlı veya cansız hedef haline getirilmiştir.
Şehitler Ölmez., Vatan Bölünmez. Bu slogan kızmayın bana ama, artık inandırıcılığını yitirmiştir.
Bir taraftan TSK yeniden şekillendirilmeye ve kimliksizsizleştirilmeye çalışılırken, diğer taraftan askerlerimiz bölücü örgüt tarafından şehit edilmektedir.
Öcalanın emriyle Diyarbakırda meclis oluşturan devşirmeler ise, tutuklu vekilleri salıverilmediği takdirde 15 Temmuzda Demokratik özerklik ilan edeceklerini, açıklamamaktan çekinmemişlerdir.
Ortam iyice gerilmiş, Sn. Banu Avarın deyimiyle tel kopmak üzeredir.
Erdoğanın amacı belli ve açıktır. Demokratik ve sivil anayasa söylemi ile yola çıkıp, Türkiyeyi etnik temeller üzerine oturtulan bir parçalanma sürecinde BOP Eşbaşkanlığının verdiği görevi yerine getirip, efendilerine yaranmaktır.
Ardından Devlete karşı işlenen suçlara bir genel af ve Öcalan serbest. Hedefimizde Türkiyede vardır. diyen Molla Mustafa Barzaninin oğlu, Peşmerge reisi Mesut Barzaninin kukla ülkesi ile birleşme..
Sizi duygulandıracak bir iki satır yazmak isterdim. Ama ne yazık ki senelerdir örümcek ağı gibi işlenen acı gerçekler ve Türkiyeyi bekleyen durum ortada
Doğrudur, vatan toprağını sıksak şüheda fışkırır, ne onları ne de ailelerinin, geride bıraktıklarının, milletin acısını sığdıracak bir makberi inşa etmek mümkün değildir. Şehitlerimizi Tarihe gömelim dersek, 1938′den bu yana yozlaştırılmış ve yalanlarla dolu tarihe gömülmeyi onlar istemezler, kabullenemezler.
Kendini pilot bölge ilan eden Alçakova, pardon Yüksekova olacaktı değil mi, Güneydoğunun ve ayrılıkçı Kürtlerin, iktidarın ve tüm işbirlikçilerin fotoğrafıdır. Cadde üzerinde alçaklığın zirvesinde bir pusu ile şehit edilmiş iki yiğit Bakanlar Kurulunu oluşturma telaşında olan Erdoğandan ses yok. Devletin zirvesi mi? Tık yok. Fenerbahçe için gösteri düzenleyen, kıyametler koparan kalabalıklar mı? Onlar şike derdinde..
Bu iki yiğidin katili PKK Açıkladılar
Peki, iktidar, işbirlikçileri, AKP oy verenler, bölünmek istenen Türkiyeye, askerine devşirme yargının ve PKKnın uyguladığı adeta sürek avına sessiz kalmayı tepki göstermeyi beceremeyen, bir araya gelemeyen Türk milletinin, sevgili Güneş Erkulun işaret ettiği gibi susmayı yeğleyen ADD, Ülkücüler, Alperenler ve TGBnin, bu iki uzman çavuşun şehadetinde hiç mi suçu yok?
Elbette var. Bir araya gelemeyenler, milli cepheyi oluşturup, vatan savunmasında saf tutmayan herkes suçlu
Yeter artık Yeter
Her Allahın günü bir şehit veya tutuklanan, göz altına subaylarımızın haberini duymaktan, yüreğimiz nasır bağladı. Ağlamak istesek ağlayamaz olduk. Bıktık artık kullanılmaktan
Biz 1920-1938 yılları arasında olduğu gibi Türkler tarafından, Türkler için yönetilen tam bağımsız bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Çekin pis ellerinizi yakamızdan, bataklık kokulu nefesleriniz içimizi bulandırıyor, sizlerin hainliği, aymazlığı karşısında kusmak geliyor içimizden.
Ey alçak ovanın efendileri ve işbirlikçileri, unutmayın her ne kadar şu anda toprak üzerinde uykularda ise de, Türk milleti mutlaka uyanacak sizi, tüm uşaklarınızı bu ülkeden denize dökecek yeni bir Bağımsızlık Savaşını başlatacaktır.
Emir Kocatepeden yinelenmiştir.
Türk milleti ! İlk hedefiniz bağımsız, devleti, ülkesi, milleti ile bölünmez bütünlüğü tartışılmayan bir ülkedir. İLERİ !..
Figen ÖZEN
İLK KURŞUN
ALÃAK OVA !… - İlk KurÅun Gazetesi
