aytoldi
New member
- Katılım
- 14 Ara 2006
- Mesajlar
- 1,156
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yiyicilik, yalakalık, yobazlık arttı
Bu söyleşide okuyacağınız Adalet ve Kalkınma Partisine (AKP) yönelik eleştiriler sade bir parti üyesine ait. Ama, işte orada şişman bir parantez açmak gerek. Nedeni belli; AKPnin kurucuları arasında, parti tüzüğünü ve programını oluşturanlardan, Başbakan Yardımcılığı, parti genel sekreterliğinde bulunmuş bir isim Ertuğrul Yalçınbayır.
Siyasete 1970'li yıllarda CHP'de başlayan Yalçınbayır, 1995'te RP'li, 1999'da ANAP'lı, 2002'de de AKP'li olarak Meclise girdi. 22 Temmuz 2007den bu yana kendi deyimiyle sade bir parti üyesi ve her daim yaylacı. Aslında Yalçınbayırın değişmez partisi, Meclis lisanına göre sesi kısılamayan milletvekillerinin oturduğu arka sıralar, yani yayla bölgesi. Yalçınbayıra göre yayla partisinin lideri Anayasa, parti programı ve parti tüzüğü.
Meslekten hukukçu olan Yalçınbayır ile 20, 21 ve 22. yasama dönemlerinde parlamentoda temsil ettiği Bursada görüştük. Söyleşi esnasında sesi kısık olan televizyonun ekranından Çankayadaki Balyoz Zirvesine dair alt yazılar geçerken, Yalçınbayır Ankaraya uzak ama bir o kadar yakın ve içeriden eleştirilerde bulundu. Yalçınbayır; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı kurulan AKP'den sonra Y'lerin arttığını belirtiyor ve bunları yiyicilik, yalakalık, yobazlık diye sıralıyor. Abdullah Gül'e Cumhurbaşkanlığı'na aday olurken beş yıl için seçileceğini söylediğini, Gül'ün bu durumu bilerek Köşk'e çıktığını söylüyor. Güncel tartışmaya da değinen Yalçınbayır, AKP kurulurken askeri vesayeti hiç düşünmediklerini belirtiyor.
Belirtmek gerek; Abdullah Gülün Başbakan olduğu 58inci Hükümet'te Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Ertuğrul Yalçınbayır, ne parti kurdu, ne de partisi AKPden gürültü ile ayrıldı. Önce Yalçınbayırın gündeme dair hiç de kekeme olmayan eleştirilerini madde madde aktaracağız, ardından da sorular:
AKP kurulurken askeri vesayet tartışması yaşandı mı, kurucuların böyle bir gündemi var mıydı? Başbakan Tayyip Erdoğan, Yalçınbayırın ismini neden çizdi? AKP 367 krizine karşı neden önlem almadı? Erdoğanın Başbakanlık koltuğuna oturduğu 59uncu Hükümet nasıl kuruldu? Erdoğan bakanlardan istifa için boş kâğıda imza isterken Abdullah Gülden de aynı talepte bulundu mu? Cumhurbaşkanının görev süresi tartışmasını Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan arasındaki hangi söz çözecek? Ahmet Necdet Sezer, Yalçınbayır'a Anayasa kitapçığını fırlatma krizinin perde arkasını nasıl anlattı?
Ertuğrul Yalçınbayır www.t24.com.tr'ye AKP'ye ilişkin görüşlerini dile getirdi.
'Partiyi kurarken 3Yye dikkat dedik, ama Yler arttı; yandaşlık, yobazlık, yalakalık, yiyicilik, yağcılık
Bu tabirleri kullandığım için bağışlayın fakat demokrasinin en büyük düşmanı yağcılık ve yalakalıktır. AK Partiyi kurarken Üç Y demiştik; yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar. Bu Üç Y ile yine Üç Y mücadele edecekti; yasama, yürütme, yargı. Ama Ylerin sayısını arttırırsanız, yozlaşma, yağcılık, yalakalık, yobazlık, yiyicilik, yandaşlık gibi Yler eklerseniz, bu işin sonu gelir. İçinizde programı, tüzüğü hatırlatan, yanlış uygulamalar konusunda uyarı yapan kişiler bulunsun. AK Parti içinde bunu yapacak, apoletleri sökülmeyen Abi rolü oynayabilecek önemli insanlar mevcut. Örneğin Sayın Bülent Arınç. Ama kendisi bu rolü üstlenmesi gerekirken çok fazla konuşuyor, bazen faul yapıyor. Seçimi kazanmanız önemli değil. Karambol siyaseti yapmadan, kaliteli oynayarak, faul yapmadan oyunu oynamak gerek.
'Ortak akıl dedik, zümrenin aklına emanet olduk'
Biz bu partiyi ortak akıl ve ortak emek üzerine kurduk. Düşünceler korkusuzca, özgürce söylendiği takdirde ortak akıl teşekkül eder. Aksi takdirde tek akla, birkaç kişinin, bir zümrenin aklına emanet olursunuz. Milletvekilleri korktukları, sindirildikleri, azarlandıkları, disiplin tehdidi altına oldukları ortamda düşüncelerini özgürce söyleyemiyorlarsa ancak kalpleri ile buğz ederler. Bu da demokratik toplumlarda değil, antidemokratik toplumlar ve uygulamalarda olur. Sözünüzü söyleyip karar vericileri etkiliyorsanız, siz varsınızdır, demokrasi vardır, özgürlük vardır. Bunları yapmıyorsanız siyasetin büyük vesayetini görürsünüz. Parti içindeki azınlık görüş sahiplerinin hukukunun korunması AK Partinin programında mevcuttur. Bu program Tayyip Beyi de bağlar diğer üyeleri de.
Tehlike, lider sultası altında parlamenter sistemin ortadan kalkmasıdır
Biz lider sultasından kurtulmak üzere bir parti kurduysak bunun aksine yönelik davranışları işaret ederek partinin programının uygulanmasını isteme ve bunları söyleme hakkımız vardır. Eğer bunu ıskalarsanız bir rejim krizi de doğar. Tehlikeli olan da budur; parlamenter sistemin ortadan kalkması. En önemli demokratik açılım Ankaraya gidenlerin demokrat olmalarını sağlamaktır.
Anayasaya aykırı kanunlar çıkarıldığı açıktır
Bir dönemde çıkarılan 370 kanunun 70e yakını Anayasa Mahkemesinde yürütmeyi durdurma ya da iptal kararıyla dönüyorsa burada bir kalitesizlik vardır. Meclis zaman zaman Anayasaya uygunluğu göz ardı etmiştir. Anayasa Mahkemesinin bazı kararları itibariyle eleştirilebilirliliğini kabul etmekle birlikte Anayasaya aykırı kanunlar çıkarıldığı açıktır.
HSYK kararı yerinde, doğru, hukuki ve idari bir karardır
HSYKnın Erzurum'daki savcılara verdiği özel yetkiyi geri alması idari ve doğru bir karardır. Bu, yargılamaya müdahale etmek veya yargılamayı etkilemek değildir. Yetkisiz kişinin tasarrufunun ortadan kaldırılması da değil, yetkilerinin elinden alınmasıdır. Tamamen hukuki nitelikte bir karardır. HSYKnın özel yetki verdiği kişilerden, idare hukukundaki paralellik ilkesi gereğince, bu yetkileri geri alma yetkisi de vardır.
Hukukçu kurmayları Başbakanı yanıltıyor
Hukukçu kurmayları Sayın Başbakana hukuka uygun mütalaalar vermiyor. Siyasi sonuçları olan mütalaalarda bulunuyorlar. Bu yanıltmalar geçmiş dönemde de olmuştur. Onlar hukukun yanında olmaları gerekirken, siyasi görüşlerinin emrinde olmuşlardır. Hukuk yoluyla demokrasi yapmakla ilgili hukukçu kurmaylarının belirlenmesi çok önemlidir. Hukuk kanunun üzerinde olan bir hadisedir. Başbakanın ya da diğer bakanların kendilerine mütalaa verecek hukuk danışmanlarına özgürlük tanımaları gerekir. Hukuk kurmayları, kendisinden mütalaa isteyen kişinin arzusunu dikkate alıp ona göre mütalaa veriyorsa, kişinin isteğine aykırı bir mütalaa verilmesi halinde kendisinin görevden alınacağı, tasfiye edileceği, bir daha milletvekili olamayacağı, apoletlerinin söküleceğini tahmin ediyorsa, özgürlükleri sınırlıdır.
Sadullah Ergin ABD'de Adalet Bakanlığı yapamazdı
AK Parti Tüzüğü'nün 21inci sayfasında Demokrasinin hukuk yoluyla varlık kazandığı demokratik hukuk devleti ibaresi mevcuttur. Hukukun üstün kurallarını ihmal ederek demokrasi olmaz. Bir denetim mekanizması, kurallar manzumesi olmalıdır. Sayın Sadullah Erginin HSYK kararına ilişkin yetki gaspı sözleri kabul edilemez. Hükümetin hukuken ve siyaseten bunlara girmemesi daha doğruydu. Ne yapabilirdiler; Anayasanın HSYK kararlarını yargı denetimine kapatan 159uncu maddesinde değişikliğe gidelim ki bu kararlar yargı denetimine açılsın diyebilirlerdi. Siyasi etik kuralları önemlidir. Sayın Sadullah Ergin Antakya Doğumevi ihalesinin kimlere verilmesi yönünde el yazısını taşıyan notun kendisine ait olduğunu yalanlamamıştır. Sadece bu ihalelerin o notta adı geçen kişilere verilmediğini söylemiştir. Bu konuda da iki mahkeme kararı mevcuttur. Bunlar milletvekilliği ile bağdaşmaz, etik değildir. Bir Adalet Bakanı böyle etik değerlerden yoksun olmamalıdır. ABD'de bir Adalet Bakanı adayı yanında kanunsuz işçi çalıştırdığı için bakanlığa gelememiştir. Sayın Ergin ABD'de olsa Adalet Bakanlığı yapamazdı.
'Sami Selçuk gibi biri Adalet Bakanı olmalı
Hükümette bir değişiklik yapılmalı; Adalet Bakanlığına Sami Selçuk gibi siyasete girmeyen, toplumda güven uyandıran, tecrübeli bir isim getirilmeli. Buna şiddetle ihtiyaç var, AK Partinin programında dışarıdan bakan atama ile ilgili geniş hükümler bulunmaktadır. Sayın Ahmet Davutoğlunun dışarıdan hükümete dahil edilmesi gibi Sami Selçukun da Adalet Bakanı olmasını isterim.
'Hoşgörüsüzlük de parti kapatma sebebidir, konuşmalara dikkat
Partiler kapatılırken devlet onları susturdu. Ama parti yönetimleri de antidemokratik uygulamalarla üyelerin ağızlarını kapattı. Parti içinde bu noktada bir muhasebe yapılması gündeme gelmiyor. Elbette kapatılma tehdidi altında bir partinin siyaset yapması mümkün değildir. Ancak Yargıtay Başsavcısı yetkiler dahilinde rutin görevini yapıyor. Savcı gazete kâğıtlarını topladı, kapatma için düğmeye bastı şeklinde bir anlayış etik ve doğru değildir. Bu noktada Fazilet Partisinin kapatılmasından önceki süreçte Meclis Uzlaşma Komisyonunda Sayın Mehmet Ali Şahinin zabıtlara geçen şu sözünü hatırlatmak isterim. Sayın Şahinin Bir parti hakkında kapatma davasının açılması bile fevkalade önemli bir konudur sözünü partililer dikkate almalıdır. Venedik Kriterlerine göre hoşgörüsüzlük de bir kapatma sebebidir. Son zamanlarda bazı bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hoşgörüsüzlükle özdeşleşmektedir.
'Türkiye, Ergenekon'da adil yargılama açısından AİHM'de mahkûm olacak
Mecliste torba kanun denen bir olay vardır. Birçok kanunda değişiklik tek bir torba kanunla yapılmaktadır. Korkumuz, Ergenekonun (hukuken bu ismi kullanmanın yanlış olduğuna dikkat çekiyor) bir torba davası olmasıdır. Hukuka aykırı birçok şey iddia edilebilir, ama bunların tek bir dava içinde yer alması bana torba kanun anlayışını hatırlatıyor. Usul hükümlerinin dikkate alınmaması, adil yargılanma hakkı bakımından bu dava neticesinde Türkiye AİHMde epey mahkûm olacaktır.
Tayyibe kelime-i Tayyib gerekir
Şu benzetmeyi zaman zaman yaparım, Tayyibe kelime-i Tayyib gerekir. Kelime-i Tayyib, güzel sözdür. Ama bu güzel sözler iyi davranışlarla taçlandırılmadıkça hüküm ifade etmez. Söz ve eylem, eylem ve işlem arasındaki uyum önemlidir. Bunu yapmıyorsanız orada bir zafiyet vardır.
Onlar için faullü görünen çok hareketim oldu ve
- Şimdi bu değerlendirmelerinizden sonra birçok akıldan benzer bir yorum geçebilir: Başbakan, isminizi eleştirileriniz nedeniyle mi çizdi?
Sayın Başbakanın kişisel tasarrufudur. Onlar bakımından benim faullü görünen çok hareketim olmuştur.
- Ne gibi?
Zannediyorum; 1 Mart Tezkeresi, Cargill Yasası, dokunulmazlıklar, mal bildirimlerinin açıklığı, harç-haraç meselesi, 1 Mayısın tatil ilan edilmesi, (Bu kanun 23. dönemde çıktı). Meclis CHP tarafından olağanüstü toplantıya çağrıldığında orada bulunan tek AK Partili olmam, birçok kere aykırı oy kullanmam ve konuşmam... Bakın ben tüzük ve program çerçevesinde konuşuyorum. Benim bunları uygulanmasını isteme hakkım var. Ama siz bunu yaptığınız diye fitne, fesat, bozgunculuk yapan olarak görülüyorsanız orada sorun vardır. Ne söylediğine bakmak yerine CHPliler gibi konuşuyorsun diyerek politika yapamazsınız.
'367nin ciddi sorun olduğunu söyleyince CHPliler gibi düşünüyorsun dediler
- Erdoğan'a Köşk'e çıkmayın dediğiniz bir efsane midir?
Tarihe tanıklık itibarıyla bunların söylenmesinde beis görmüyorum. Evet, Sayın Başbakana 30 kişinin olduğu bir ortamda bunu söyledim. Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi gerektiğini, Anayasanın da bu doğrultuda olduğunu, 367 konusunun ciddi bir konu olduğunu, 367nin yeni olmadığını, Sayın Erdoğan Teziçin Anayasa Hukuku kitabında da yer aldığını, bunu da Sayın Güle takdim ettiğimi ifade ettim. Ayrıca şunu da belirttim; Sayın Özalın seçimine itiraz olmadığı söyleniyor, ama bu doğru bir yorum değil. Çünkü Meclis kararları, Çumhurbaşkanı seçimi dahil, Anayasa Mahkemesine gitmez. Fakat 1996 yılında Meclis İçtüzüğünün 121inci maddesinde değişiklik yapıldı. Cumhurbaşkanı seçimi eylemli olarak İçtüzük değişikliği niteliğinde değerlendirilerek Anayasa Mahkemesine gidebilir. Ve bununla ilgili karar verilebilir. Bütün bu uğraşlardan sonuç alamıyorsanız İçtüzüğün 121inçi maddesini değiştirin, Anayasa Mahkemesine gitmenin önünü tıkayın. Anayasanın 96ıncı maddesinde yazılı Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa ibaresini değiştirin ki, bu madde Cumhurbaşkanı seçimine işaret ediyor. Nitekim daha sonra Anayasadaki bu ibare kaldırıldı.
AKP'nin kurucu isminden şok açıklama
Bu söyleşide okuyacağınız Adalet ve Kalkınma Partisine (AKP) yönelik eleştiriler sade bir parti üyesine ait. Ama, işte orada şişman bir parantez açmak gerek. Nedeni belli; AKPnin kurucuları arasında, parti tüzüğünü ve programını oluşturanlardan, Başbakan Yardımcılığı, parti genel sekreterliğinde bulunmuş bir isim Ertuğrul Yalçınbayır.
Siyasete 1970'li yıllarda CHP'de başlayan Yalçınbayır, 1995'te RP'li, 1999'da ANAP'lı, 2002'de de AKP'li olarak Meclise girdi. 22 Temmuz 2007den bu yana kendi deyimiyle sade bir parti üyesi ve her daim yaylacı. Aslında Yalçınbayırın değişmez partisi, Meclis lisanına göre sesi kısılamayan milletvekillerinin oturduğu arka sıralar, yani yayla bölgesi. Yalçınbayıra göre yayla partisinin lideri Anayasa, parti programı ve parti tüzüğü.
Meslekten hukukçu olan Yalçınbayır ile 20, 21 ve 22. yasama dönemlerinde parlamentoda temsil ettiği Bursada görüştük. Söyleşi esnasında sesi kısık olan televizyonun ekranından Çankayadaki Balyoz Zirvesine dair alt yazılar geçerken, Yalçınbayır Ankaraya uzak ama bir o kadar yakın ve içeriden eleştirilerde bulundu. Yalçınbayır; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı kurulan AKP'den sonra Y'lerin arttığını belirtiyor ve bunları yiyicilik, yalakalık, yobazlık diye sıralıyor. Abdullah Gül'e Cumhurbaşkanlığı'na aday olurken beş yıl için seçileceğini söylediğini, Gül'ün bu durumu bilerek Köşk'e çıktığını söylüyor. Güncel tartışmaya da değinen Yalçınbayır, AKP kurulurken askeri vesayeti hiç düşünmediklerini belirtiyor.
Belirtmek gerek; Abdullah Gülün Başbakan olduğu 58inci Hükümet'te Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Ertuğrul Yalçınbayır, ne parti kurdu, ne de partisi AKPden gürültü ile ayrıldı. Önce Yalçınbayırın gündeme dair hiç de kekeme olmayan eleştirilerini madde madde aktaracağız, ardından da sorular:
AKP kurulurken askeri vesayet tartışması yaşandı mı, kurucuların böyle bir gündemi var mıydı? Başbakan Tayyip Erdoğan, Yalçınbayırın ismini neden çizdi? AKP 367 krizine karşı neden önlem almadı? Erdoğanın Başbakanlık koltuğuna oturduğu 59uncu Hükümet nasıl kuruldu? Erdoğan bakanlardan istifa için boş kâğıda imza isterken Abdullah Gülden de aynı talepte bulundu mu? Cumhurbaşkanının görev süresi tartışmasını Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan arasındaki hangi söz çözecek? Ahmet Necdet Sezer, Yalçınbayır'a Anayasa kitapçığını fırlatma krizinin perde arkasını nasıl anlattı?
Ertuğrul Yalçınbayır www.t24.com.tr'ye AKP'ye ilişkin görüşlerini dile getirdi.
'Partiyi kurarken 3Yye dikkat dedik, ama Yler arttı; yandaşlık, yobazlık, yalakalık, yiyicilik, yağcılık
Bu tabirleri kullandığım için bağışlayın fakat demokrasinin en büyük düşmanı yağcılık ve yalakalıktır. AK Partiyi kurarken Üç Y demiştik; yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar. Bu Üç Y ile yine Üç Y mücadele edecekti; yasama, yürütme, yargı. Ama Ylerin sayısını arttırırsanız, yozlaşma, yağcılık, yalakalık, yobazlık, yiyicilik, yandaşlık gibi Yler eklerseniz, bu işin sonu gelir. İçinizde programı, tüzüğü hatırlatan, yanlış uygulamalar konusunda uyarı yapan kişiler bulunsun. AK Parti içinde bunu yapacak, apoletleri sökülmeyen Abi rolü oynayabilecek önemli insanlar mevcut. Örneğin Sayın Bülent Arınç. Ama kendisi bu rolü üstlenmesi gerekirken çok fazla konuşuyor, bazen faul yapıyor. Seçimi kazanmanız önemli değil. Karambol siyaseti yapmadan, kaliteli oynayarak, faul yapmadan oyunu oynamak gerek.
'Ortak akıl dedik, zümrenin aklına emanet olduk'
Biz bu partiyi ortak akıl ve ortak emek üzerine kurduk. Düşünceler korkusuzca, özgürce söylendiği takdirde ortak akıl teşekkül eder. Aksi takdirde tek akla, birkaç kişinin, bir zümrenin aklına emanet olursunuz. Milletvekilleri korktukları, sindirildikleri, azarlandıkları, disiplin tehdidi altına oldukları ortamda düşüncelerini özgürce söyleyemiyorlarsa ancak kalpleri ile buğz ederler. Bu da demokratik toplumlarda değil, antidemokratik toplumlar ve uygulamalarda olur. Sözünüzü söyleyip karar vericileri etkiliyorsanız, siz varsınızdır, demokrasi vardır, özgürlük vardır. Bunları yapmıyorsanız siyasetin büyük vesayetini görürsünüz. Parti içindeki azınlık görüş sahiplerinin hukukunun korunması AK Partinin programında mevcuttur. Bu program Tayyip Beyi de bağlar diğer üyeleri de.
Tehlike, lider sultası altında parlamenter sistemin ortadan kalkmasıdır
Biz lider sultasından kurtulmak üzere bir parti kurduysak bunun aksine yönelik davranışları işaret ederek partinin programının uygulanmasını isteme ve bunları söyleme hakkımız vardır. Eğer bunu ıskalarsanız bir rejim krizi de doğar. Tehlikeli olan da budur; parlamenter sistemin ortadan kalkması. En önemli demokratik açılım Ankaraya gidenlerin demokrat olmalarını sağlamaktır.
Anayasaya aykırı kanunlar çıkarıldığı açıktır
Bir dönemde çıkarılan 370 kanunun 70e yakını Anayasa Mahkemesinde yürütmeyi durdurma ya da iptal kararıyla dönüyorsa burada bir kalitesizlik vardır. Meclis zaman zaman Anayasaya uygunluğu göz ardı etmiştir. Anayasa Mahkemesinin bazı kararları itibariyle eleştirilebilirliliğini kabul etmekle birlikte Anayasaya aykırı kanunlar çıkarıldığı açıktır.
HSYK kararı yerinde, doğru, hukuki ve idari bir karardır
HSYKnın Erzurum'daki savcılara verdiği özel yetkiyi geri alması idari ve doğru bir karardır. Bu, yargılamaya müdahale etmek veya yargılamayı etkilemek değildir. Yetkisiz kişinin tasarrufunun ortadan kaldırılması da değil, yetkilerinin elinden alınmasıdır. Tamamen hukuki nitelikte bir karardır. HSYKnın özel yetki verdiği kişilerden, idare hukukundaki paralellik ilkesi gereğince, bu yetkileri geri alma yetkisi de vardır.
Hukukçu kurmayları Başbakanı yanıltıyor
Hukukçu kurmayları Sayın Başbakana hukuka uygun mütalaalar vermiyor. Siyasi sonuçları olan mütalaalarda bulunuyorlar. Bu yanıltmalar geçmiş dönemde de olmuştur. Onlar hukukun yanında olmaları gerekirken, siyasi görüşlerinin emrinde olmuşlardır. Hukuk yoluyla demokrasi yapmakla ilgili hukukçu kurmaylarının belirlenmesi çok önemlidir. Hukuk kanunun üzerinde olan bir hadisedir. Başbakanın ya da diğer bakanların kendilerine mütalaa verecek hukuk danışmanlarına özgürlük tanımaları gerekir. Hukuk kurmayları, kendisinden mütalaa isteyen kişinin arzusunu dikkate alıp ona göre mütalaa veriyorsa, kişinin isteğine aykırı bir mütalaa verilmesi halinde kendisinin görevden alınacağı, tasfiye edileceği, bir daha milletvekili olamayacağı, apoletlerinin söküleceğini tahmin ediyorsa, özgürlükleri sınırlıdır.
Sadullah Ergin ABD'de Adalet Bakanlığı yapamazdı
AK Parti Tüzüğü'nün 21inci sayfasında Demokrasinin hukuk yoluyla varlık kazandığı demokratik hukuk devleti ibaresi mevcuttur. Hukukun üstün kurallarını ihmal ederek demokrasi olmaz. Bir denetim mekanizması, kurallar manzumesi olmalıdır. Sayın Sadullah Erginin HSYK kararına ilişkin yetki gaspı sözleri kabul edilemez. Hükümetin hukuken ve siyaseten bunlara girmemesi daha doğruydu. Ne yapabilirdiler; Anayasanın HSYK kararlarını yargı denetimine kapatan 159uncu maddesinde değişikliğe gidelim ki bu kararlar yargı denetimine açılsın diyebilirlerdi. Siyasi etik kuralları önemlidir. Sayın Sadullah Ergin Antakya Doğumevi ihalesinin kimlere verilmesi yönünde el yazısını taşıyan notun kendisine ait olduğunu yalanlamamıştır. Sadece bu ihalelerin o notta adı geçen kişilere verilmediğini söylemiştir. Bu konuda da iki mahkeme kararı mevcuttur. Bunlar milletvekilliği ile bağdaşmaz, etik değildir. Bir Adalet Bakanı böyle etik değerlerden yoksun olmamalıdır. ABD'de bir Adalet Bakanı adayı yanında kanunsuz işçi çalıştırdığı için bakanlığa gelememiştir. Sayın Ergin ABD'de olsa Adalet Bakanlığı yapamazdı.
'Sami Selçuk gibi biri Adalet Bakanı olmalı
Hükümette bir değişiklik yapılmalı; Adalet Bakanlığına Sami Selçuk gibi siyasete girmeyen, toplumda güven uyandıran, tecrübeli bir isim getirilmeli. Buna şiddetle ihtiyaç var, AK Partinin programında dışarıdan bakan atama ile ilgili geniş hükümler bulunmaktadır. Sayın Ahmet Davutoğlunun dışarıdan hükümete dahil edilmesi gibi Sami Selçukun da Adalet Bakanı olmasını isterim.
'Hoşgörüsüzlük de parti kapatma sebebidir, konuşmalara dikkat
Partiler kapatılırken devlet onları susturdu. Ama parti yönetimleri de antidemokratik uygulamalarla üyelerin ağızlarını kapattı. Parti içinde bu noktada bir muhasebe yapılması gündeme gelmiyor. Elbette kapatılma tehdidi altında bir partinin siyaset yapması mümkün değildir. Ancak Yargıtay Başsavcısı yetkiler dahilinde rutin görevini yapıyor. Savcı gazete kâğıtlarını topladı, kapatma için düğmeye bastı şeklinde bir anlayış etik ve doğru değildir. Bu noktada Fazilet Partisinin kapatılmasından önceki süreçte Meclis Uzlaşma Komisyonunda Sayın Mehmet Ali Şahinin zabıtlara geçen şu sözünü hatırlatmak isterim. Sayın Şahinin Bir parti hakkında kapatma davasının açılması bile fevkalade önemli bir konudur sözünü partililer dikkate almalıdır. Venedik Kriterlerine göre hoşgörüsüzlük de bir kapatma sebebidir. Son zamanlarda bazı bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hoşgörüsüzlükle özdeşleşmektedir.
'Türkiye, Ergenekon'da adil yargılama açısından AİHM'de mahkûm olacak
Mecliste torba kanun denen bir olay vardır. Birçok kanunda değişiklik tek bir torba kanunla yapılmaktadır. Korkumuz, Ergenekonun (hukuken bu ismi kullanmanın yanlış olduğuna dikkat çekiyor) bir torba davası olmasıdır. Hukuka aykırı birçok şey iddia edilebilir, ama bunların tek bir dava içinde yer alması bana torba kanun anlayışını hatırlatıyor. Usul hükümlerinin dikkate alınmaması, adil yargılanma hakkı bakımından bu dava neticesinde Türkiye AİHMde epey mahkûm olacaktır.
Tayyibe kelime-i Tayyib gerekir
Şu benzetmeyi zaman zaman yaparım, Tayyibe kelime-i Tayyib gerekir. Kelime-i Tayyib, güzel sözdür. Ama bu güzel sözler iyi davranışlarla taçlandırılmadıkça hüküm ifade etmez. Söz ve eylem, eylem ve işlem arasındaki uyum önemlidir. Bunu yapmıyorsanız orada bir zafiyet vardır.
Onlar için faullü görünen çok hareketim oldu ve
- Şimdi bu değerlendirmelerinizden sonra birçok akıldan benzer bir yorum geçebilir: Başbakan, isminizi eleştirileriniz nedeniyle mi çizdi?
Sayın Başbakanın kişisel tasarrufudur. Onlar bakımından benim faullü görünen çok hareketim olmuştur.
- Ne gibi?
Zannediyorum; 1 Mart Tezkeresi, Cargill Yasası, dokunulmazlıklar, mal bildirimlerinin açıklığı, harç-haraç meselesi, 1 Mayısın tatil ilan edilmesi, (Bu kanun 23. dönemde çıktı). Meclis CHP tarafından olağanüstü toplantıya çağrıldığında orada bulunan tek AK Partili olmam, birçok kere aykırı oy kullanmam ve konuşmam... Bakın ben tüzük ve program çerçevesinde konuşuyorum. Benim bunları uygulanmasını isteme hakkım var. Ama siz bunu yaptığınız diye fitne, fesat, bozgunculuk yapan olarak görülüyorsanız orada sorun vardır. Ne söylediğine bakmak yerine CHPliler gibi konuşuyorsun diyerek politika yapamazsınız.
'367nin ciddi sorun olduğunu söyleyince CHPliler gibi düşünüyorsun dediler
- Erdoğan'a Köşk'e çıkmayın dediğiniz bir efsane midir?
Tarihe tanıklık itibarıyla bunların söylenmesinde beis görmüyorum. Evet, Sayın Başbakana 30 kişinin olduğu bir ortamda bunu söyledim. Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi gerektiğini, Anayasanın da bu doğrultuda olduğunu, 367 konusunun ciddi bir konu olduğunu, 367nin yeni olmadığını, Sayın Erdoğan Teziçin Anayasa Hukuku kitabında da yer aldığını, bunu da Sayın Güle takdim ettiğimi ifade ettim. Ayrıca şunu da belirttim; Sayın Özalın seçimine itiraz olmadığı söyleniyor, ama bu doğru bir yorum değil. Çünkü Meclis kararları, Çumhurbaşkanı seçimi dahil, Anayasa Mahkemesine gitmez. Fakat 1996 yılında Meclis İçtüzüğünün 121inci maddesinde değişiklik yapıldı. Cumhurbaşkanı seçimi eylemli olarak İçtüzük değişikliği niteliğinde değerlendirilerek Anayasa Mahkemesine gidebilir. Ve bununla ilgili karar verilebilir. Bütün bu uğraşlardan sonuç alamıyorsanız İçtüzüğün 121inçi maddesini değiştirin, Anayasa Mahkemesine gitmenin önünü tıkayın. Anayasanın 96ıncı maddesinde yazılı Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa ibaresini değiştirin ki, bu madde Cumhurbaşkanı seçimine işaret ediyor. Nitekim daha sonra Anayasadaki bu ibare kaldırıldı.
AKP'nin kurucu isminden şok açıklama