Vamos Bien
New member
- Katılım
- 8 Eyl 2007
- Mesajlar
- 1,108
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasının zorunluluk olduğunun söylendiği dönemde, AB’yle bütünleşmenin iki temel sonucundan birinin özelleştirme süreçleriyle sağlanacak liberal ekonomik düzen, diğerinin daha fazla özgürlük ve demokrasi olacağı söyleniyordu. Aradan geçen sürede Türkiye’nin bütün maddi değerleri liberal ekonomik düzen adına yerli yabancı sermayedarlara peşkeş çekilirken, demokrasi bekleyenlerin payına kimlik kontrolü ve 90’lı yılları aratmayan hak ihlalleri, işkenceler, ölümler düştü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni hükümet programı hakkında konuşurken, işkenceyle mücadele konusunda çok iddialı sözler sarf etmiş, işkence iddialarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmasını eleştirmişti. Ancak gerçekler, Başbakan'ın iddialarının asılsız olduğunu gösteriyor. Reformları yere göğe sığdırılamayan AKP hükümetinin işkence konusunda mevcut tabloyu daha da kötüleştirdiği ortaya çıkıyor. Polisin yetkilerini düzenleyen Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda bu yıl yapılan değişiklerle birlikte işkence ve kötü muamele olaylarında artış görülüyor.
Karakolda, sokakta, evde işkence
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) hazırladığı 2006 raporunda, merkeze başvurularda 2005 yılına göre azalma olmasına rağmen, yıl içinde işkence gördüğü için başvuranlarda artış yaşandı. 2005 yılında aynı yıl içinde işkence gören başvuru sayısı 193 iken, 2006 yılında yıl içi işkence gören başvuru sayısı 222 olarak gerçekleşti. Raporda polis ve jandarma karakolları ile emniyet müdürlüklerinde meydana gelen işkence olaylarının yanı sıra, TİHV tedavi merkezlerine başvuran 54 kişinin sokakta veya açık alanda, evde, araç içinde ve diğer yerlerde işkence gördüğü raporda yer alan bilgiler arasında. Bu yıl Taksim’de yapılmak istenen 1 Mayıs gösterileri sırasında gözaltına alınan çok sayıda kişiye çevik kuvvet otobüslerinde işkence yapıldığı basında yer almış, yerlerde sürüklenerek dövülen göstericilerin görüntüleri kameralara yakalanmıştı.
Vakfa bağlı merkezlere başvuranların 135'inin emniyet müdürlüklerinde, 30'unun polis karakollarında, 6'sının jandarma karakollarında ve komutanlıklarında, 41'nin sokakta ya da açık alanda, 10'unun ise diğer yerlerde işkenceye uğradığı kaydedilen raporda, TİHV'nin izlediği gözaltında ölüm ve işkence davalarında yargılanan asker ve polislerin çoğu hakkında beraat kararı verildiğine dikkat çekildi.
İşkence olaylarının daha çok siyasi nedenlerle meydana geldiğine dikkat çeken TİHV raporuna göre, 2006 yılında TİHV'ye başvuranların 293'ü (yüzde 88) siyasi nedenlerle, 39'u (yüzde 11.7) adli nedenlerle, bir kişi ise (yüzde 0.3) sığınmacılık nedeniyle işkenceye maruz kaldığını belirtti. Öte yandan, adli nedenlerle gözaltında işkence gören kişilerin oranı geçen yıllara göre artış gösterdi.
İşkencede Doğu ve Güneydoğu başta
Raporda başvuruların beşte ikisinden fazlasının Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde doğduğu, Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi doğumluların ikinci ve üçüncü sırayı aldığı kaydedilirken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu doğumluların toplamının tüm başvuruların yüzde 60'ını oluşturduğu belirtiliyor. Akdeniz Bölgesi doğumlular başvuruların yüzde 15.3'ünü, Marmara Bölgesi doğumlular yüzde 8.1'ini, İç Anadolu Bölgesi doğumlular yüzde 7.2'sini oluşturuyor.
TİHV'e başvuran kişilerin işkence gördükleri yerler ise raporda şöyle sıralanıyor:
Adana Terörle Mücadele Şubesi (TMŞ) 73 kişi, Diyarbakır TMŞ 28 kişi, İstanbul TMŞ 11 kişi, Gebze Emniyet Müdürlüğü 7 kişi, İzmir Bozyaka TMŞ 7 kişi, Mersin TMŞ 7 kişi, Adana Emniyet Müdürlüğü 5 kişi, İstanbul Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü 5 kişi, İstanbul Beyoğlu Polis Karakolu 4 kişi, İzmir Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü TMŞ 4 kişi, Tunceli TMŞ 4 kişi, Ankara TMŞ 3 kişi, Denizli Polis Karakolu 3 kişi, Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü 3 kişi, İzmir Menemen İlçe Emniyet Müdürlüğü 3 kişi, İstanbul Kartaltepe Polis Karakolu 3 kişi, İstanbul Şehremini Polis Karakolu 3 kişi, Van TMŞ 3 kişi, Van Jandarma Alay Komutanlığı 3 kişi.
Başbakanlık verileri Erdoğan’ı yalanlıyor
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın verilerine göre de 2007 yılında kötü muamelede artış olduğu ortaya çıktı. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın raporuna göre, 2004 yılında 847 kişi hak ihlaliyle başvuruda bulundu. İşkence ve kötü muamele iddiasında bulunanların sayısı 158 olarak kayıtlara geçti.
2005'te 1377 kişi, 2006 yılında 1590 kişi ihlal iddiasında bulunurken, aynı yıllarda işkence ve kötü muameleye uğradığını söyleyenlerin sayısı da sırasıyla 162 ve 112 kişi olarak gerçekleşti. 2007'nin ilk altı ayında ise Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na 702 kişi 836 hak konusunda ihlal iddiasıyla başvuruda bulundu. 2007 yılında kötü muamele 79 başvuru ile 3'üncü sırada, işkence 17 başvuru ile 13'üncü sırada yer aldı.
www.sol.org.tr
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni hükümet programı hakkında konuşurken, işkenceyle mücadele konusunda çok iddialı sözler sarf etmiş, işkence iddialarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmasını eleştirmişti. Ancak gerçekler, Başbakan'ın iddialarının asılsız olduğunu gösteriyor. Reformları yere göğe sığdırılamayan AKP hükümetinin işkence konusunda mevcut tabloyu daha da kötüleştirdiği ortaya çıkıyor. Polisin yetkilerini düzenleyen Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda bu yıl yapılan değişiklerle birlikte işkence ve kötü muamele olaylarında artış görülüyor.
Karakolda, sokakta, evde işkence
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) hazırladığı 2006 raporunda, merkeze başvurularda 2005 yılına göre azalma olmasına rağmen, yıl içinde işkence gördüğü için başvuranlarda artış yaşandı. 2005 yılında aynı yıl içinde işkence gören başvuru sayısı 193 iken, 2006 yılında yıl içi işkence gören başvuru sayısı 222 olarak gerçekleşti. Raporda polis ve jandarma karakolları ile emniyet müdürlüklerinde meydana gelen işkence olaylarının yanı sıra, TİHV tedavi merkezlerine başvuran 54 kişinin sokakta veya açık alanda, evde, araç içinde ve diğer yerlerde işkence gördüğü raporda yer alan bilgiler arasında. Bu yıl Taksim’de yapılmak istenen 1 Mayıs gösterileri sırasında gözaltına alınan çok sayıda kişiye çevik kuvvet otobüslerinde işkence yapıldığı basında yer almış, yerlerde sürüklenerek dövülen göstericilerin görüntüleri kameralara yakalanmıştı.
Vakfa bağlı merkezlere başvuranların 135'inin emniyet müdürlüklerinde, 30'unun polis karakollarında, 6'sının jandarma karakollarında ve komutanlıklarında, 41'nin sokakta ya da açık alanda, 10'unun ise diğer yerlerde işkenceye uğradığı kaydedilen raporda, TİHV'nin izlediği gözaltında ölüm ve işkence davalarında yargılanan asker ve polislerin çoğu hakkında beraat kararı verildiğine dikkat çekildi.
İşkence olaylarının daha çok siyasi nedenlerle meydana geldiğine dikkat çeken TİHV raporuna göre, 2006 yılında TİHV'ye başvuranların 293'ü (yüzde 88) siyasi nedenlerle, 39'u (yüzde 11.7) adli nedenlerle, bir kişi ise (yüzde 0.3) sığınmacılık nedeniyle işkenceye maruz kaldığını belirtti. Öte yandan, adli nedenlerle gözaltında işkence gören kişilerin oranı geçen yıllara göre artış gösterdi.
İşkencede Doğu ve Güneydoğu başta
Raporda başvuruların beşte ikisinden fazlasının Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde doğduğu, Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi doğumluların ikinci ve üçüncü sırayı aldığı kaydedilirken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu doğumluların toplamının tüm başvuruların yüzde 60'ını oluşturduğu belirtiliyor. Akdeniz Bölgesi doğumlular başvuruların yüzde 15.3'ünü, Marmara Bölgesi doğumlular yüzde 8.1'ini, İç Anadolu Bölgesi doğumlular yüzde 7.2'sini oluşturuyor.
TİHV'e başvuran kişilerin işkence gördükleri yerler ise raporda şöyle sıralanıyor:
Adana Terörle Mücadele Şubesi (TMŞ) 73 kişi, Diyarbakır TMŞ 28 kişi, İstanbul TMŞ 11 kişi, Gebze Emniyet Müdürlüğü 7 kişi, İzmir Bozyaka TMŞ 7 kişi, Mersin TMŞ 7 kişi, Adana Emniyet Müdürlüğü 5 kişi, İstanbul Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü 5 kişi, İstanbul Beyoğlu Polis Karakolu 4 kişi, İzmir Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü TMŞ 4 kişi, Tunceli TMŞ 4 kişi, Ankara TMŞ 3 kişi, Denizli Polis Karakolu 3 kişi, Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü 3 kişi, İzmir Menemen İlçe Emniyet Müdürlüğü 3 kişi, İstanbul Kartaltepe Polis Karakolu 3 kişi, İstanbul Şehremini Polis Karakolu 3 kişi, Van TMŞ 3 kişi, Van Jandarma Alay Komutanlığı 3 kişi.
Başbakanlık verileri Erdoğan’ı yalanlıyor
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın verilerine göre de 2007 yılında kötü muamelede artış olduğu ortaya çıktı. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın raporuna göre, 2004 yılında 847 kişi hak ihlaliyle başvuruda bulundu. İşkence ve kötü muamele iddiasında bulunanların sayısı 158 olarak kayıtlara geçti.
2005'te 1377 kişi, 2006 yılında 1590 kişi ihlal iddiasında bulunurken, aynı yıllarda işkence ve kötü muameleye uğradığını söyleyenlerin sayısı da sırasıyla 162 ve 112 kişi olarak gerçekleşti. 2007'nin ilk altı ayında ise Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na 702 kişi 836 hak konusunda ihlal iddiasıyla başvuruda bulundu. 2007 yılında kötü muamele 79 başvuru ile 3'üncü sırada, işkence 17 başvuru ile 13'üncü sırada yer aldı.
www.sol.org.tr