AKP'nin Avrupa Siyaseti ve Damat Ferit...

bytan

LinuX GeeK
Moderatör
Katılım
17 Tem 2006
Mesajlar
1,866
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
41° 0' 0 N, 27° 30' 0 E Amor en el exilio...
Vaziyet-i Umumi- AKP’nin Avrupa Şikayeti- Haziran 1919 Yılı- Damat Ferit- Kriz Zaten Ortada- Yargı Ve Türk Ordusu’na Saldırı…

Haziran 30, 2008 - Genel, TAYLAN SORGUN

Avrupa Konseyi parlamenterler Meclisi’nde Türkiye’yi temsil eden 8 AKP’li milletvekilinin, Türkiye aleyhindeki karara katılmaları böyle kapanıp gidecek midir? İki AKP’li ise toplantoya katılmamışlardır. Ancak hemen ilave edelim ki, böylesine bir siyasi olaya geçmiş tarihimizde de rastlanmamaktadır. Türkiye aleyhindeki kararda AKP ile ilgili olarak açılmış bulunan davanın “yargı darbesi” olarak görülmesi, siyasi skandalın ikinci tarafıdır. Ne tesadüftür ki, Hürriyet Gazetesi’nin cumatresi günü verdiği habere göre, mayıs ayında yapılan bir düzenleme ile, Cumhurbaşkanlığı protokolünde Cumhuriyet’in yargı mensupları da “geri sıralara” itilivermişlerdir. Bu düzenleme siyasi iktidarın benden başkası yoktur siyasi zihniyeti ile de örtüşmektedir.

1- TÜRKİYE’Yİ ŞİKAYET…

AKP milletvekilleri, Avrupa Konseyi parlamenterler Meclisi’ne Türkiye’yi ve karma heyette AKP’yi temsilen katılmışlardır. Böylece AKP siyasi iktidarı kendi yüksek yargısını Avrupa Birliği’ne yani bir başka devlet yapılanmasına şikayet eden bir tarihsel feci hataya imza koymuş olmaktadırlar. Bunu hiçbir şekilde izah etmeleri de mümkün değildir.

2- HAZİRAN 1919 YILI…

Siyasi olaylarda, böylesine siyasi gelişmelerde tarihi de unutmamak gerekmektedir. Şimdi bakınız geçmiş tarihimizde neler olmuştur? 30 Ekim 1918 Mondros Teslimiyet Anlaşması’nın ardından, Mustafa Kemal Paşa, Atatürk Anadolu’da Milli Micadele ve Anadolu İhtilali’ni başlatmıştı. Zamanın Sadrazam’ı Damat Ferit ve Hükümeti, Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali’ne karşı çıkmışlardı. Haziran 1919′da Anadolu’yu işgal eden Batı Avrupa devletleri, Paris’te bir “Sulh Konferansı” toplamışlardır. Damat Ferit ve heyeti o konferansa katılmak için Fransa’ya, Fransızların “Demokrasi” adını taşıyan zırhlısı ile gitmişlerdi.

3- DAMAT FERİT ŞİKAYETİ…

Paris Konferansı’nda, Sadrazam Damat Ferit’in “4 ler Meclisi” denilen ve işgalci Avrupa devletleri ile zamanın ABD’ni temsil eden heyete 1- Geçişteki İttihat ve Terakki Hükümetini, 2- Anadolu’daki Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali’ni şikayet ettiği mektupları vardır. Tarih bunu hiç ama hiç unutmamıştır.


3- SİYASET VE TARİH…

Siyasetçiler siyaset yaparlarken tarihi hiç unutmamak durumundadırlar. Çünkü “tarihten ders alınmaz ise” o zaman başka neticeler ortaya çıkar ki tarih bunu kaydetmekten geri kalmaz. Kalmamıştır da. İşte şimdi de AKP’li milletvekillerinin bu tarihsel hataları “tarihen kaydedilmiş” olmaktadır. Böylesine bir tarihsel yanlışı nasıl yaptıklarını ve tarihin kayıtlarına geçen o imzalarını derin, derin düşünmelidirler.

4- YİNE LAGENDİJK…

AKP’li milletvekillerinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Türkiye aleyhinde oy kullanmaları sırasında bir de bakılmıştır ki, “Komiser Lagendijk” yine ortalarda dolaşmaktadır. Avrupalı Yeşiller Grubu’nun temsilcisi ile birlikte Hatay Vali Vekili Ömer Bedrettin Sağöz’ü makamında ziyaret etmiştir. Orada gazetecilerin sorularını cevaplandırmıştır.

5- HALE BAKIN SİZ…

Avrupa Birliği, Avrupa Birliği diye diye işler ne hale gelmiştir. “Komiser Lagendijk” Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vali vekilliği makamında adeta basın toplantısı yapabilmektedir. Ne işi vardır Lagendijk’in vali vekilli ile? Lagendijk orada AKP’nin kapatılmasına karşı sessiz kalmayacaklarını söylemiştir. Lagendijk kendisini herhalde tarihin çöplüğüne atılan zamanda sanmaktadır.

6- TÜRKİYE’NİN KADERİ…

Öteyandan, dış medyada, ajanslarda “AKP kapatılırsa Türkiye krize girer” haberlerinden geçilmemektedir. Sanki, Türkiye’nin kaderi AKP siyasi iktidarına bağlıdır. Üstelik Türkiye zaten “Kriz dönemini” yaşamaktadır. 1- Türkiye’nin Limanları yabancılaşmıştır. 2- Türk tarımı yabancı tarım ürünleri karşısında çökmektedir. 3- Bütün finansal yapı yabancılaşmıştır. 4- Yabancılara toprak satışlarının önü açılmıştır. 5- Milli endüstri çökmüştür. 6- Dış borçlar Cumhuriyet Dönemi’nin en üst seviyesindedir. 7- Esnaf perişandır. 8- Emekliler sürünmektedir. Bundan âlâ “kriz mi” olacaktır.

7- İKİ SALDIRI…

Bütün bunlar yaşanırken, 1- Türk Ordusu’na, 2- Yüksek Türk Yargısına karşı “Bazı merkezlerce” düzenlenen siyasi saldırılar sürmektedir. İki temel anayasal kuruma karşı yapılan bu saldırıların arkasında “Tarikatsal merkezler” de bulunmaktadır. Ortada “Tam bir organize siyasi saldırı” hareketi bütün çıplaklığı ile “sırıtmaktadır.”

8- FIRAT VE KARARGAHLAR…


AKP’li Dengir Mir Mehmet Fırat’ın “Atatürk Devirmleri travma yarattı” sözleri TSK karargahlarında öyle bir “kaş çatılması” yaratmıştır ki, anlatmak zordur. Öyle sanıyorum ki, bu durum Başbakan Erdoğan ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ görüşmesinde de söz konusu olmuştur. Olmaması mümkün değildir. Şimdi, Dengir Mir Mehmet Fırat bu sözleri ile “Tarihen nasıl kaydedildiğini” bir zamanlarda herhalde öğrenecektir. “Tarihe kaydolmak” vardır. Siyasetçiler için “Tarihe kaydolmak” önemlinin de ötesindedir. Çünkü, “siyasette hafıza kaybı” vardır, ama “Tarihin hafızası” güçlüdür.

9- LÜKS ALANLARA ALKIŞ…

Geçmişte bir “operet” vardı. Adı, “Lüks Hayat”tı. Şöyle denilmekteydi: “Lüks hayat, Lüks hayat oh ne rahat”. Şimdi dikkat: İstanbul’da “İtalyan lüks markası” ile ilgili bir büyük toplantı düzenlenmiştir. Giderek “Tüketim toplumu” haline “dönüşülmekte” olan Türkiye’de bu haber kocaman bir yer bulmuştur. Türkiye’nin tam bir “Tüketim toplumu” haline getirilmekte olduğunun örneklerindendir. Ama, o arada “Fakirleşme”de giderek artmaktadır. Fakat bu durum göstermektedir ki, “Bir yanda fakirleşme” öteyanda “Lüks tüketim gücü” olanlar ortaya çıkmaktadır. Şimdi bunun yanına “AKP kapatılırsa kriz çıkar” sözlerini koyunuz.

10- KÖYLÜ VE ESNAF…

Lüks markalar toplantıları yapıladursun, kimin umrundadır. Türk köylüsünün, Türk esnafının giderek çökmesi. siyasi iktidarın böyle bir derdi var mıdır? Sadece “lafta kalan açıklamalar” yapılmaktadır. AKP kapatılırsa kriz doğarmış. Krizin bundan âlâsı mı olurmuş? Millet fakirleşmektedir. Halâ “Aaaa, kriz doğar” sözlerinden geçilmemektedir. Kapitülasyonlar döneminde de Anadolu fakirleşmiş İstanbul’daki bir zümre lüks hayat içinde yaşamaya başlamıştır.

11- KIBRIS’A BAKIN…

“Kriz doğar, kriz doğar” Daha nasıl olacaktır ki? Dönüp birde “Kıbrıs’a” bakalım. KKTC “Köşeye sıkıştırılmıştır.” KKTC neredeyse artık tarihin yaptıkları arasında kalacaktır. Ama, “kriz doğar” sözleri de ortalıkta dolaşıp durmaktadır. Peki medyamızın çoğunluğunda “Kıbrıs’ta yaşananlardan” haber var mıdır? TRT’de hiç haber var mıdır? Yoktur. Türkiye’nin Akdeniz’deki menfaatleri ile, Kıbrıs Türkleri tehdit altındadır, ama acaba kimin umrundadır? Siyasette de “genel bir suskunluk” dikkatleri çekmektedir.

12- İŞTE VAZİYETLER…

İşte vaziyetler özetle böyledir. Ne olmuş? “AKP kapatılırsa kriz doğarmış”. Söyleyebilirler mi ki, “krizin bundan âlâsı olur mu? Artık “kriz içinde krizle yatılıp kalkılmaktadır.” Ama acaba bunların hesabı yapılmakta mıdır? Hani neredeyse insan “kapatılırsa kapatılsın” diyecektir. Dünyanın da sonu değildir ya.
 
Anayasa mahkemesinin AKP'yi kapatma davasından çıkacak sonuç ,yargının mandayı kabul ediyor ve etmiyor olması olacak aslında.
 
Geri
Üst