.DepresyoN
Banned
- Katılım
- 3 Ocak 2009
- Mesajlar
- 235
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP'NİN MİLLİYETÇİLİĞİ VE MASON TARİKATININ DERVİŞİ
Emperyalist Güçler, Türk askerinin Irak'ta ve İran'da; ABD ve İngiliz askerlerinin, yerine ölmesini istediği için, önümüzdeki günlerde, RTE daha da "Türkçü" kesilecek. Millete gaz verecek, Mehmet Akif'ten, Necip Fazıl'dan, Ziya Gökalp'ten, Arif Nihat Asya'dan, Mehmet Emin Yurdakul'dan ve Abdürrahim Karakoç'tan dörtlükler döktürecek, Adnan Şenses yerine Ozan Arif'i koltuğunun altına alacak ve takiyye, takviye devam edecek! Yeter ki ABD, İsrail, İngiltere gücenmesin! Yeterki küresel baronlar aferin desin... ABD, İngiliz askeri ölmesin. Böylece, İslamiyetcilik ve milliyetçilik, maskesi altında Mehmetçiğin kanını satabilsin.
Bu RTE, ABD askeri ölmesin diye, başarılı olsun diye dua etmemiş miydi...
MHP'nin oy oranı yükseliyor, Tayip Erdoğan, MHP'den tedirginlik duyuyor, iddiaları da geçersizdir.
Çünkü Bahçeli'nin partide yürüttüğü tasfiye hareketi MHP'yi küçültüyor. Partini il ve ilçe kongreleri esnasında tabanın ve halkın sevgisini ve teveccühünü kazanmış ülkücüler küstürülüyor, aşağılanıyor ve tasfiye ediliyor.
Genel Merkez çalışmayınca, il ve ilçe teşkilatları da çalışmıyor ve çalıştırılmıyor. Ülkücüler susturuluyor, tehdit ediliyor. MHP giderek Kanarya Sevenler Cemiyeti'ne dönüştürülüyor.
Türkiye satılırken, AKP ihanet ederken, halk perişan kıvranırken MHP susuyor ve susturuluyor. Sonra da MHP'nin oy oranının % 17'lere tırmandığı iddia ediliyor. Hiçbir faaliyeti olmayan ve önüne geleni partiden kovan bir MHP'nin oy oranı nasıl artabilir?
Bahçeli'nin oy oranını % 5-6 aralığına çekme gayretleri nasıl göz ardı edilebilir?
Yıllardır NATO Türkçülüğü yaparak milleti oyalayan Bahçeli'nin, milliyetçiliğe değil de Kürtçülüğe ve AKP'nin ihanetine dolaylı destek verdiği nasıl görmezden gelinebilir?
MHP'yi küçültmenin bir NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız stratejisi olduğu ve Bahçeli'nin küresel baronların güdümünde bulunduğu daha ne kadar saklanabilir?
MHP'yi minik tutma çabasının; AKP'yi ve TSK'yı BOP'ta daha rahat kullanma amacından bağımsız olduğu nasıl düşünülebilir?
Bahçeli'nin Genel Merkez'e konuşlandırdığı emekli istihbarat müsteşarı'nın bir BOP'cu olduğu bilinirse; MHP'nin oyu AKP'nin aleyhine nasıl yükselebilir?
MHP'nin oy oranının % 17 olduğunu gösteren hiçbir çalışma olmadığı gibi, partinin oylarının arttığını gösteren -işbirlikçilerinin anketlerinden başka- ankete de rastlanmamıştır.
Yani MHP'ye; AKP'nin BOP'taki İHANETİNİ dolaylı desteklemek rolü reva görülmekte ve bu sebeple bizzat, Bahçeli tarafından, taban tırpanlanmakta, partiden itilmekte, atılmakta ve aşağılanmaktadır.
Açıkça MHP'lilere "Şimdi Türkçülük değil, Kürtçülük, sahte İslamcılık, sahte Laiklik, sahte Atatürkçülük zamanıdır. Partiden defolun" denilmekte. AKP ile birlikte dolaylı saf tutulmaktadır.
2002 Seçimleri'nden önce de MHP'nin oy oranının şişirilerek % 25'lere, % 30'lara kadar çıkarıldığını unutmayınız. Ne zaman MHP kullanılmak istense, oy oranı şişirilir.
Bahçeli bir NATO Türkçüsü olarak şimdi NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız Kürtçülüğüne yol açmakta, yardımcı olmaktadır.
MHP'nin boş bıraktığı bu alana AKP Muhsin Yazıcıoğlu kanalıyla dalış yapmaya hazırlanmaktadır.
Şöyle ki:
Son zamanlarda BBP'nin yöneticileri birdenbire taciz edilmeye başlandı. Önce BBP Genel Merkezi taşlandı ve silahlı saldırı yapıldı. Sonra BBP Genel Sekreteri'nin arabası kurşunlandı. Son olarak da BBP'li Ökkeş Şendinler (güya) bıçaklı saldırıya uğradı. Böylece BBP gündeme taşındı.
Amaç?
AKP kulislerine, RTE'nin yakın danışmanlarına ve yerli bir istihbarat kuruluşuna göre, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, AKP'ye geçmeye hazırlanıyor. AKP kulislerine göre, Muhsin Yazıcıoğlu da AKP'ye geçmeye sıcak bakıyor. RTE ile görüşen Muhsin Yazıcıoğlu, RTE'nin "Milliyetçileri AKP'de toplayalım ve Osmanlı'yı yeniden kuralım (Yani BOP'ta ABD'nin uşağı olalım)." Teklifine güya olumlu yaklaşıyor. Kısacası kulisler BBP'nin AKP'ye ilhakını tartışıyor.
Dahası var. RTE, Muhsin Yazıcıoğlu'na Dış Türklerden Sorumlu Bakanlık'ı teklif etmiş. Yazıcıoğlu güya da kabul etmiş. AKP kulislerine göre ilk kabine değişikliğinde Muhsin Yazıcıoğlu Bakan olarak kabineye alınacakmış.
Tabii büyük sürpriz olur. Ancak henüz Muhsin Yazıcıoğlu karar vermemiş; AKP kulislerine göre, Devletten işaret bekliyormuş. (Devlet Bahçeli'den değil, bildiğimiz kirli derin devletten.)
Bahçeli'nin AKP'ye, ABD'ye, İsrail'e, İngiliz'e ve Kürtçülüğe verdiği destek ortada. Bakalım aynı desteği Muhsin Yazıcıoğlu verecek mi? Aslında burada üzüntü veren bir durum var. O da şu: maalesef samimi ülkücüler, milliyetçiler (MHP'li olsun BBP'li olsun) de genel olarak MHP ve BBP tabanı, tüm bu olan bitenden habersiz. Fakat son yıllarda, ABD destekli siyasi partilerle, ülkücü taban ve tavan arasında bir destek bağı oluştu. Kim ihanetini meşrulaştırmak istedi ise, ülkücüleri ve hatta antiemperyalist söylemi ile öne çıkan Solcu kesimleri yanına aldı.
Şimdi de yine NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız destekli sahte Türkçü önderlerle, sahte İslamcılar ve sahte Atatürkçüler kol kola girebilir.
"RTE'nin Türkçülüğü tutar mı?
Sadece RTE Türkçü olmayacak ki! Ne kadar Türk düşmanı, İslam düşmanı var ise, hepsi milliyetci rolü oynayacak. Mesela Ertuğrul Özkök, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Hadi Uluengin, Mehmet Ali Birand, Leyla Zana, Ahmet Türk, Ali Bayramoğlu ve saire gibi."[1]
Kemal Derviş'in manipülesi!? Hatırlarsınız;
"Küresel baronlar"ın Kemal Derviş isimli uşağı; bir basın toplantısı düzenleyerek ekonomiyi eleştirmişti. YTL'yi fazla değerli, cari açığı da tehlikeli buldu. Sanki bunları bizzat kendisi planlamamış gibi!
BM etiketli "küresel baronlar"ın yetkilemesi ile Ankara'ya gelen Kemal Derviş, Türk Devleti'ni bir güzel TEHDİT edip gitti. Çankaya (SEZER), TSK ve MİT seyretti. AKP Hükümeti bayram etti. Özgüvenleri geldi.
Derviş Türk Devleti'ne açıkça "Ya ekonomik kriz çıkarırız, ya da BOP'ta ABD, İngiliz ve İsrail askeri olursunuz!" diyerek ŞANTAJ yapıp, Türkiye'yi açıkça TEHDİT edip gitti!
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar bu işe hemen atladı ve "BOP'ta eş başkanız, BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz!" diyerek "İHANET"ini belgeledi!
Çünkü Derviş BM'den ve ABD'den, yani Siyonist lobilerden açıkça şu "TEHDİT"le gelmişti; "Ya ekonomik, kriz ya uşaklık!" Ve "işbirlikçiler" ikisine de razıydı...
Derviş'in Ankara'ya gelişi ile Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı da gündeme geldi. Acaba Şemdinli İddianamesi kapsamına alınan Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı erken hamleler ile garanti altına alınmaya mı çalışılmıştı? Soruları dillendirildi.
Acaba Kemal Derviş ABD'den "BOP için en uygun Genelkurmay Başkanı'nın Büyükanıt olduğu" mesajı ile gelmiş olabilir miydi?
Acaba Derviş açıkça "küresel baronlar"ın, ABD'nin, İsrail'in, İngiltere'nin ve işbirlikçilerin Türkiye'de istediği genelkurmay başkanının Büyükanıt olduğunu bazı askeri zevatın kulağına çıtlatıvermişmiydi?
Türkiye parsel parsel satılırken, "özelleştirmeler" adı altında "yağmalama" yapılırken, TSK'ya "Bunlar g...ş olmuş!" denirken ağzını açmayanlar, Büyükanıt Paşa için adeta koro oluşturdular; "Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı engellenmek isteniyor!" Havasına niye girmişlerdi?
Yoksa, tam tersi bir Siyonist senaryoyu, milli cephe kendi lehine mi çevirmişti? Bizim kanaatimiz bu yöndedir.
Peşmergeler Ne güne saklanıyor?
ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa; Irak'ta ve İran'da askere ihtiyaç duyuyor ve bunun için "TSK"nın kapısı çalınıyor!
RTE, Gül, Arınç, Şener dahil olmak üzere hiçbir AKP'li Başkan, Milletvekili ve "sahte İslamcılar" sormuyor, "Peşmergelerin 100 bin kişilik ordusunu niye kullanmıyorsunuz?" diye!
Bu "hainler ve gafiller güruhu"na biz soralım o halde; "Acaba ABD ve yamakları peşmerge askerini Irak'ta ve İran'a karşı neden kullanmıyor?"
Yoksa ABD ve yamakları, peşmerge askerini Türkiye'ye müdahale için mi saklıyor?
Abdullah Gül, RTE ve Arınç; bu sorunun cevabını millete vermek zorundadırlar!
AKP Hükümeti;"Millet"in Değil,"ABD'nin Hükümeti"dir!
RTE, Kızılcahamam'da yine AKP Hükümeti'ni "milletin hükümeti" olarak niteledi!
"Siyonistler"in, ABD'nin, İngiltere, Fransa ve İsrail'in 1990'lardan beri Türkiye'de yaptıkları bir çok operasyonun "danışıklı 28 Şubat"ın ve ABD, "Siyonistler", İngiltere ve İsrail tarafından planlanan 21 Şubat 2001 Krizi'nin sebep olduğu tahribat sonucu bizzat Edelman'ın Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ziyareti ile "iktidar koltuğu"na oturabilen Başbakan RTE'nin en son söyleyeceği söz; "AKP milletin iktidarıdır!" sözüdür!
Sizler, bilindiği gibi ABD'nin, İngiltere'nin, İsrail'in ve Fransa'nın, daha doğru tabir ile "TÜRK ve İSLAM düşmanları"nın iktidarısınız ve onların partisisiniz!
Bu basit gerçeği, bir köy kahvesinde beğenmediğiniz, namaz kılmıyor ve eşlerinin kızlarının başlarını örtmüyor diye küçümsediğiniz TÜRK MİLLETİ'nden iki dakikada öğrenebilirsiniz!
İsterseniz bunu biz de ispatlayabiliriz!
Siz "millet"in değil, "ABD"nin iktidarısınız!
Sonuç olarak; Kemal Derviş Türkiye'ye gelmiş ve devletimizi "TEHDİT" etmiştir! Bu "TEHDİT", "Ya BOP askerliği ya ekonomik kriz!" mesajı ile ortaya konulmuştur!
RTE ve Gül, utanmadan "BOP'ta eş başkanız ve BOP'ta ABD ile birlikteyiz!" yalanını söylemişlerdir!
Derviş ayrıca ve açıkça "ABD'nin Büyükanıt'ı Genelkurmay Başkanı olarak istediğini" de belirtmiştir! Yoksa Büyükanıt Paşa'yı Amerikancı gösterip halkın gözünden düşürmek mi istemişti?
Sonsöz:
TSK'yı ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa'nın emrine sokmaya çalışanlara buradan sesleniyoruz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ OLUR...!"
"Hükümet"e de aynı sözü söylüyoruz!
Eğer "İHANET"inize "TÜRKLÜK"ü, "İSLAM"ı, "İSTİKLAL MARŞI"nı "MEHMETÇİK"i, "TSK"yı ve "MİLLET"i perde yapmaya ve alet etmeye cüret ederseniz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ OLUR..!"
Medyadaki BOP'çular için de söylüyoruz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ, KALEMİNİZ VE HAİNLİĞİNİZ DE MEZAR TAŞINIZ OLUR..!"
Türk Milleti ve Devleti'nin tarih ve coğrafyasına ihanetin bedeli çok ağırdır! ("Yıllardır ihanet ediyoruz! Sadakat cezalandırılıyor, ihanet ödüllendiriliyor!" diyerek sırıtışınızı iyi bildiğimizi de biliniz!)
Sabrın sonuna gelinmiştir!
Mevcut yasalar, "İHANET"inizi cezalandırmaya yeter!
"Yetmez!" diyorsanız;
"Millet" anında kendi yasasını yapmaya da muktedirdir!
Bu gücü ile makamınızı mezarınız haline getirmesini de iyi bilir!
Ve AKP'li Milletvekilleri şayet ağlayacaklarsa; RTE'nin ihanetine perde yapmak istediği "milliyetçilik şovu"na değil, destek verdikleri "Türkiye'nin imhası plânı"na ağlasınlar!
Mevcut Siyasi Partiler Milleti Temsil ve Devleti Yönetme İddiasını Kaybetmişlerdir!
Şemdinli İddianamesi ile deşifre olan, "hükümetçe kollanan terör" veya "maşanın TSK'yı kontrol altına alma projesi" krizi esnasında siyasi parti liderlerinin beyanatlarına ve olaya yaklaşımlarına bakarsak; siyasetin bittiğini söyleyebiliriz.
Deniz Baykal'dan başlayalım!
İddianame krizi patlayınca "Hükümet TSK'ya darbe yapıyor!" dedi. Bu beyanatın tespit mi tenkit mi, destek mi alkış mı olduğuna birlikte bakalım.
RTE'yi Saddamlaştırma Türkiye'yi Iraklaştırma projesi kapsamında AKP'nin bir kısmı, Radikal İslamcılar, bölücüler ve sahte dinciler, güdümlü İslamcılar Büyükanıt'a karşı çıkıyorlar.
Sahte Atatürkçüler, liberaller, sahte milliyetçiler ya da NATO veya ABD Milliyetçileri, Masonlar Büyükanıt'a destek veriyorlar. Böylece AKP ve RTE'yi kullananların amaçladığı sinsi operasyonda figüranlık yapıyorlar.
Bazılarının TSK'yı savunur görünen konuşmasının aslında AKP'nin TSK'yı kontrol altına alma projesine destek olduğu da açıkça sırıtıyor.
Buradan CHP'lilerin bir yanlışını düzeltelim!
Sık sık CHP'yi cumhuriyeti kuran parti diye nitelendiriyorlar. Tümü ile yanlış! Doğrusu şu; CHP'yi de cumhuriyeti kuranlar kurdu. Ama gidip İngilizler'e hizmet versin diye değil!
AKP, CHP ve ANAP arasındaki kumpas ilişkiyi deşifre ettiğimizde çok bilmiş edaları ile konuşan Erkan Mumcu'nun, RTE ve Baykal ile aynı dili konuştuklarını, yani ortada muvazaalı bir muhalefet olduğunu görünce (Aman ha! Siyasetten değil ama!) bu üçlüden öğrenebilirsiniz.
Bu işbirlikçi hali ile Baykal'ın ve CHP'nin RTE'nin suç ortağı olduğunu AKP'nin tüm icraatlarını meşrulaştırarak RTE'nin önünü açtığını gördünüz ise soralım; siyasi birikimleri AKP ile eş olan CHP milleti temsil edebilir ve devleti yönetebilir mi?
Şayet milleti temsil edebilir ve devleti yönetebilirse verdiği hasar AKP'nin verdiği hasardan az mı olur çok mu?
DYP Genel Başkanı Ağar'a gelince; Ağar Büyükanıt ile ilgili Şemdinli İddianamesi krizinde "TSK bunu kendi içinde çözer!" beyanatı verdi.
Hâlbuki Ağar terörü ve bölücü terörü, bölgeyi en iyi bilen politikacı iddiasında idi. Bu kapsamda TSK'nın iç dinamiklerini de bilir. Verdiği beyanatın Türkçesi şu; "Şimdi taraf olamam çünkü kimin kazanacağını bilmiyorum. Onun için topu yuvarlamayı tercih ederim. Yani beni bu işe bulaştırmayın."!?
Ve zaten masonik merkezlerin ve karanlık güçlerin himayesinde, ucuz kahramanlık rolü oynayan figüranlar, hep böyle zor zamanlarda sinmeyi tercih etmişti...
http://www.millicozum.com/content/view/151/32/
Emperyalist Güçler, Türk askerinin Irak'ta ve İran'da; ABD ve İngiliz askerlerinin, yerine ölmesini istediği için, önümüzdeki günlerde, RTE daha da "Türkçü" kesilecek. Millete gaz verecek, Mehmet Akif'ten, Necip Fazıl'dan, Ziya Gökalp'ten, Arif Nihat Asya'dan, Mehmet Emin Yurdakul'dan ve Abdürrahim Karakoç'tan dörtlükler döktürecek, Adnan Şenses yerine Ozan Arif'i koltuğunun altına alacak ve takiyye, takviye devam edecek! Yeter ki ABD, İsrail, İngiltere gücenmesin! Yeterki küresel baronlar aferin desin... ABD, İngiliz askeri ölmesin. Böylece, İslamiyetcilik ve milliyetçilik, maskesi altında Mehmetçiğin kanını satabilsin.
Bu RTE, ABD askeri ölmesin diye, başarılı olsun diye dua etmemiş miydi...
MHP'nin oy oranı yükseliyor, Tayip Erdoğan, MHP'den tedirginlik duyuyor, iddiaları da geçersizdir.
Çünkü Bahçeli'nin partide yürüttüğü tasfiye hareketi MHP'yi küçültüyor. Partini il ve ilçe kongreleri esnasında tabanın ve halkın sevgisini ve teveccühünü kazanmış ülkücüler küstürülüyor, aşağılanıyor ve tasfiye ediliyor.
Genel Merkez çalışmayınca, il ve ilçe teşkilatları da çalışmıyor ve çalıştırılmıyor. Ülkücüler susturuluyor, tehdit ediliyor. MHP giderek Kanarya Sevenler Cemiyeti'ne dönüştürülüyor.
Türkiye satılırken, AKP ihanet ederken, halk perişan kıvranırken MHP susuyor ve susturuluyor. Sonra da MHP'nin oy oranının % 17'lere tırmandığı iddia ediliyor. Hiçbir faaliyeti olmayan ve önüne geleni partiden kovan bir MHP'nin oy oranı nasıl artabilir?
Bahçeli'nin oy oranını % 5-6 aralığına çekme gayretleri nasıl göz ardı edilebilir?
Yıllardır NATO Türkçülüğü yaparak milleti oyalayan Bahçeli'nin, milliyetçiliğe değil de Kürtçülüğe ve AKP'nin ihanetine dolaylı destek verdiği nasıl görmezden gelinebilir?
MHP'yi küçültmenin bir NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız stratejisi olduğu ve Bahçeli'nin küresel baronların güdümünde bulunduğu daha ne kadar saklanabilir?
MHP'yi minik tutma çabasının; AKP'yi ve TSK'yı BOP'ta daha rahat kullanma amacından bağımsız olduğu nasıl düşünülebilir?
Bahçeli'nin Genel Merkez'e konuşlandırdığı emekli istihbarat müsteşarı'nın bir BOP'cu olduğu bilinirse; MHP'nin oyu AKP'nin aleyhine nasıl yükselebilir?
MHP'nin oy oranının % 17 olduğunu gösteren hiçbir çalışma olmadığı gibi, partinin oylarının arttığını gösteren -işbirlikçilerinin anketlerinden başka- ankete de rastlanmamıştır.
Yani MHP'ye; AKP'nin BOP'taki İHANETİNİ dolaylı desteklemek rolü reva görülmekte ve bu sebeple bizzat, Bahçeli tarafından, taban tırpanlanmakta, partiden itilmekte, atılmakta ve aşağılanmaktadır.
Açıkça MHP'lilere "Şimdi Türkçülük değil, Kürtçülük, sahte İslamcılık, sahte Laiklik, sahte Atatürkçülük zamanıdır. Partiden defolun" denilmekte. AKP ile birlikte dolaylı saf tutulmaktadır.
2002 Seçimleri'nden önce de MHP'nin oy oranının şişirilerek % 25'lere, % 30'lara kadar çıkarıldığını unutmayınız. Ne zaman MHP kullanılmak istense, oy oranı şişirilir.
Bahçeli bir NATO Türkçüsü olarak şimdi NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız Kürtçülüğüne yol açmakta, yardımcı olmaktadır.
MHP'nin boş bıraktığı bu alana AKP Muhsin Yazıcıoğlu kanalıyla dalış yapmaya hazırlanmaktadır.
Şöyle ki:
Son zamanlarda BBP'nin yöneticileri birdenbire taciz edilmeye başlandı. Önce BBP Genel Merkezi taşlandı ve silahlı saldırı yapıldı. Sonra BBP Genel Sekreteri'nin arabası kurşunlandı. Son olarak da BBP'li Ökkeş Şendinler (güya) bıçaklı saldırıya uğradı. Böylece BBP gündeme taşındı.
Amaç?
AKP kulislerine, RTE'nin yakın danışmanlarına ve yerli bir istihbarat kuruluşuna göre, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, AKP'ye geçmeye hazırlanıyor. AKP kulislerine göre, Muhsin Yazıcıoğlu da AKP'ye geçmeye sıcak bakıyor. RTE ile görüşen Muhsin Yazıcıoğlu, RTE'nin "Milliyetçileri AKP'de toplayalım ve Osmanlı'yı yeniden kuralım (Yani BOP'ta ABD'nin uşağı olalım)." Teklifine güya olumlu yaklaşıyor. Kısacası kulisler BBP'nin AKP'ye ilhakını tartışıyor.
Dahası var. RTE, Muhsin Yazıcıoğlu'na Dış Türklerden Sorumlu Bakanlık'ı teklif etmiş. Yazıcıoğlu güya da kabul etmiş. AKP kulislerine göre ilk kabine değişikliğinde Muhsin Yazıcıoğlu Bakan olarak kabineye alınacakmış.
Tabii büyük sürpriz olur. Ancak henüz Muhsin Yazıcıoğlu karar vermemiş; AKP kulislerine göre, Devletten işaret bekliyormuş. (Devlet Bahçeli'den değil, bildiğimiz kirli derin devletten.)
Bahçeli'nin AKP'ye, ABD'ye, İsrail'e, İngiliz'e ve Kürtçülüğe verdiği destek ortada. Bakalım aynı desteği Muhsin Yazıcıoğlu verecek mi? Aslında burada üzüntü veren bir durum var. O da şu: maalesef samimi ülkücüler, milliyetçiler (MHP'li olsun BBP'li olsun) de genel olarak MHP ve BBP tabanı, tüm bu olan bitenden habersiz. Fakat son yıllarda, ABD destekli siyasi partilerle, ülkücü taban ve tavan arasında bir destek bağı oluştu. Kim ihanetini meşrulaştırmak istedi ise, ülkücüleri ve hatta antiemperyalist söylemi ile öne çıkan Solcu kesimleri yanına aldı.
Şimdi de yine NATO, ABD, İngiliz, İsrail ve Fransız destekli sahte Türkçü önderlerle, sahte İslamcılar ve sahte Atatürkçüler kol kola girebilir.
"RTE'nin Türkçülüğü tutar mı?
Sadece RTE Türkçü olmayacak ki! Ne kadar Türk düşmanı, İslam düşmanı var ise, hepsi milliyetci rolü oynayacak. Mesela Ertuğrul Özkök, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Hadi Uluengin, Mehmet Ali Birand, Leyla Zana, Ahmet Türk, Ali Bayramoğlu ve saire gibi."[1]
Kemal Derviş'in manipülesi!? Hatırlarsınız;
"Küresel baronlar"ın Kemal Derviş isimli uşağı; bir basın toplantısı düzenleyerek ekonomiyi eleştirmişti. YTL'yi fazla değerli, cari açığı da tehlikeli buldu. Sanki bunları bizzat kendisi planlamamış gibi!
BM etiketli "küresel baronlar"ın yetkilemesi ile Ankara'ya gelen Kemal Derviş, Türk Devleti'ni bir güzel TEHDİT edip gitti. Çankaya (SEZER), TSK ve MİT seyretti. AKP Hükümeti bayram etti. Özgüvenleri geldi.
Derviş Türk Devleti'ne açıkça "Ya ekonomik kriz çıkarırız, ya da BOP'ta ABD, İngiliz ve İsrail askeri olursunuz!" diyerek ŞANTAJ yapıp, Türkiye'yi açıkça TEHDİT edip gitti!
Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar bu işe hemen atladı ve "BOP'ta eş başkanız, BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz!" diyerek "İHANET"ini belgeledi!
Çünkü Derviş BM'den ve ABD'den, yani Siyonist lobilerden açıkça şu "TEHDİT"le gelmişti; "Ya ekonomik, kriz ya uşaklık!" Ve "işbirlikçiler" ikisine de razıydı...
Derviş'in Ankara'ya gelişi ile Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı da gündeme geldi. Acaba Şemdinli İddianamesi kapsamına alınan Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı erken hamleler ile garanti altına alınmaya mı çalışılmıştı? Soruları dillendirildi.
Acaba Kemal Derviş ABD'den "BOP için en uygun Genelkurmay Başkanı'nın Büyükanıt olduğu" mesajı ile gelmiş olabilir miydi?
Acaba Derviş açıkça "küresel baronlar"ın, ABD'nin, İsrail'in, İngiltere'nin ve işbirlikçilerin Türkiye'de istediği genelkurmay başkanının Büyükanıt olduğunu bazı askeri zevatın kulağına çıtlatıvermişmiydi?
Türkiye parsel parsel satılırken, "özelleştirmeler" adı altında "yağmalama" yapılırken, TSK'ya "Bunlar g...ş olmuş!" denirken ağzını açmayanlar, Büyükanıt Paşa için adeta koro oluşturdular; "Büyükanıt'ın genelkurmay başkanlığı engellenmek isteniyor!" Havasına niye girmişlerdi?
Yoksa, tam tersi bir Siyonist senaryoyu, milli cephe kendi lehine mi çevirmişti? Bizim kanaatimiz bu yöndedir.
Peşmergeler Ne güne saklanıyor?
ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa; Irak'ta ve İran'da askere ihtiyaç duyuyor ve bunun için "TSK"nın kapısı çalınıyor!
RTE, Gül, Arınç, Şener dahil olmak üzere hiçbir AKP'li Başkan, Milletvekili ve "sahte İslamcılar" sormuyor, "Peşmergelerin 100 bin kişilik ordusunu niye kullanmıyorsunuz?" diye!
Bu "hainler ve gafiller güruhu"na biz soralım o halde; "Acaba ABD ve yamakları peşmerge askerini Irak'ta ve İran'a karşı neden kullanmıyor?"
Yoksa ABD ve yamakları, peşmerge askerini Türkiye'ye müdahale için mi saklıyor?
Abdullah Gül, RTE ve Arınç; bu sorunun cevabını millete vermek zorundadırlar!
AKP Hükümeti;"Millet"in Değil,"ABD'nin Hükümeti"dir!
RTE, Kızılcahamam'da yine AKP Hükümeti'ni "milletin hükümeti" olarak niteledi!
"Siyonistler"in, ABD'nin, İngiltere, Fransa ve İsrail'in 1990'lardan beri Türkiye'de yaptıkları bir çok operasyonun "danışıklı 28 Şubat"ın ve ABD, "Siyonistler", İngiltere ve İsrail tarafından planlanan 21 Şubat 2001 Krizi'nin sebep olduğu tahribat sonucu bizzat Edelman'ın Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ziyareti ile "iktidar koltuğu"na oturabilen Başbakan RTE'nin en son söyleyeceği söz; "AKP milletin iktidarıdır!" sözüdür!
Sizler, bilindiği gibi ABD'nin, İngiltere'nin, İsrail'in ve Fransa'nın, daha doğru tabir ile "TÜRK ve İSLAM düşmanları"nın iktidarısınız ve onların partisisiniz!
Bu basit gerçeği, bir köy kahvesinde beğenmediğiniz, namaz kılmıyor ve eşlerinin kızlarının başlarını örtmüyor diye küçümsediğiniz TÜRK MİLLETİ'nden iki dakikada öğrenebilirsiniz!
İsterseniz bunu biz de ispatlayabiliriz!
Siz "millet"in değil, "ABD"nin iktidarısınız!
Sonuç olarak; Kemal Derviş Türkiye'ye gelmiş ve devletimizi "TEHDİT" etmiştir! Bu "TEHDİT", "Ya BOP askerliği ya ekonomik kriz!" mesajı ile ortaya konulmuştur!
RTE ve Gül, utanmadan "BOP'ta eş başkanız ve BOP'ta ABD ile birlikteyiz!" yalanını söylemişlerdir!
Derviş ayrıca ve açıkça "ABD'nin Büyükanıt'ı Genelkurmay Başkanı olarak istediğini" de belirtmiştir! Yoksa Büyükanıt Paşa'yı Amerikancı gösterip halkın gözünden düşürmek mi istemişti?
Sonsöz:
TSK'yı ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa'nın emrine sokmaya çalışanlara buradan sesleniyoruz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ OLUR...!"
"Hükümet"e de aynı sözü söylüyoruz!
Eğer "İHANET"inize "TÜRKLÜK"ü, "İSLAM"ı, "İSTİKLAL MARŞI"nı "MEHMETÇİK"i, "TSK"yı ve "MİLLET"i perde yapmaya ve alet etmeye cüret ederseniz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ OLUR..!"
Medyadaki BOP'çular için de söylüyoruz; "MAKAMINIZ MEZARINIZ, KALEMİNİZ VE HAİNLİĞİNİZ DE MEZAR TAŞINIZ OLUR..!"
Türk Milleti ve Devleti'nin tarih ve coğrafyasına ihanetin bedeli çok ağırdır! ("Yıllardır ihanet ediyoruz! Sadakat cezalandırılıyor, ihanet ödüllendiriliyor!" diyerek sırıtışınızı iyi bildiğimizi de biliniz!)
Sabrın sonuna gelinmiştir!
Mevcut yasalar, "İHANET"inizi cezalandırmaya yeter!
"Yetmez!" diyorsanız;
"Millet" anında kendi yasasını yapmaya da muktedirdir!
Bu gücü ile makamınızı mezarınız haline getirmesini de iyi bilir!
Ve AKP'li Milletvekilleri şayet ağlayacaklarsa; RTE'nin ihanetine perde yapmak istediği "milliyetçilik şovu"na değil, destek verdikleri "Türkiye'nin imhası plânı"na ağlasınlar!
Mevcut Siyasi Partiler Milleti Temsil ve Devleti Yönetme İddiasını Kaybetmişlerdir!
Şemdinli İddianamesi ile deşifre olan, "hükümetçe kollanan terör" veya "maşanın TSK'yı kontrol altına alma projesi" krizi esnasında siyasi parti liderlerinin beyanatlarına ve olaya yaklaşımlarına bakarsak; siyasetin bittiğini söyleyebiliriz.
Deniz Baykal'dan başlayalım!
İddianame krizi patlayınca "Hükümet TSK'ya darbe yapıyor!" dedi. Bu beyanatın tespit mi tenkit mi, destek mi alkış mı olduğuna birlikte bakalım.
RTE'yi Saddamlaştırma Türkiye'yi Iraklaştırma projesi kapsamında AKP'nin bir kısmı, Radikal İslamcılar, bölücüler ve sahte dinciler, güdümlü İslamcılar Büyükanıt'a karşı çıkıyorlar.
Sahte Atatürkçüler, liberaller, sahte milliyetçiler ya da NATO veya ABD Milliyetçileri, Masonlar Büyükanıt'a destek veriyorlar. Böylece AKP ve RTE'yi kullananların amaçladığı sinsi operasyonda figüranlık yapıyorlar.
Bazılarının TSK'yı savunur görünen konuşmasının aslında AKP'nin TSK'yı kontrol altına alma projesine destek olduğu da açıkça sırıtıyor.
Buradan CHP'lilerin bir yanlışını düzeltelim!
Sık sık CHP'yi cumhuriyeti kuran parti diye nitelendiriyorlar. Tümü ile yanlış! Doğrusu şu; CHP'yi de cumhuriyeti kuranlar kurdu. Ama gidip İngilizler'e hizmet versin diye değil!
AKP, CHP ve ANAP arasındaki kumpas ilişkiyi deşifre ettiğimizde çok bilmiş edaları ile konuşan Erkan Mumcu'nun, RTE ve Baykal ile aynı dili konuştuklarını, yani ortada muvazaalı bir muhalefet olduğunu görünce (Aman ha! Siyasetten değil ama!) bu üçlüden öğrenebilirsiniz.
Bu işbirlikçi hali ile Baykal'ın ve CHP'nin RTE'nin suç ortağı olduğunu AKP'nin tüm icraatlarını meşrulaştırarak RTE'nin önünü açtığını gördünüz ise soralım; siyasi birikimleri AKP ile eş olan CHP milleti temsil edebilir ve devleti yönetebilir mi?
Şayet milleti temsil edebilir ve devleti yönetebilirse verdiği hasar AKP'nin verdiği hasardan az mı olur çok mu?
DYP Genel Başkanı Ağar'a gelince; Ağar Büyükanıt ile ilgili Şemdinli İddianamesi krizinde "TSK bunu kendi içinde çözer!" beyanatı verdi.
Hâlbuki Ağar terörü ve bölücü terörü, bölgeyi en iyi bilen politikacı iddiasında idi. Bu kapsamda TSK'nın iç dinamiklerini de bilir. Verdiği beyanatın Türkçesi şu; "Şimdi taraf olamam çünkü kimin kazanacağını bilmiyorum. Onun için topu yuvarlamayı tercih ederim. Yani beni bu işe bulaştırmayın."!?
Ve zaten masonik merkezlerin ve karanlık güçlerin himayesinde, ucuz kahramanlık rolü oynayan figüranlar, hep böyle zor zamanlarda sinmeyi tercih etmişti...
http://www.millicozum.com/content/view/151/32/