zerkli
New member
- Katılım
- 7 Eyl 2008
- Mesajlar
- 2,738
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP değişiklik paketi ile ilgili medya temsilcileri ile Rixos Otel'de bir toplantı yaptı.
Hükümetin hazırladığı Anayasa değişikliği paketi, AKP'nin yargı ile sorunlarını “halletmeye” odaklanmış. Temel haklarla ilgili düzenlemelerin ise paketi bir bütün olarak oylatmaya yönelik olduğu anlaşılıyor.
AKP'nin Anayasa'nın 3'ü geçici madde olmak üzere toplam 26 maddesinde değişiklik içeren Anayasa değişikliği paketi sonunda açıklandı. AKP paketi dün akşam muhalefet partilerine götürerek süreci başlattı.
Daha ilk bakışta Anayasa değişikliği paketinin, AKP'nin yargı ile ilgili “sorunlarını” halletmeye yönelik olduğu ve temel amacın “hükümete uygun yargı yaratmak” olduğu görülüyor. Pakette yer alan geçici maddeler de, değişikliklerin amacının AKP'nin elini rahatlatmak olduğunu gözler önüne seriyor.
Parti kapatma kimin için zorlaşıyor?
Bu maddelerden biri, parti kapatma ile ilgili yapılan yapılan değişikliklerin, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan davalara da uygulanılmasını düzenliyor. Buna göre: “Anayasanın 69'uncu maddesinde yapılan değişiklikler, Anayasa Mahkemesinde görülmekte olan davalarda da uygulanır”. Siyasi partilerin uyacakları esasları düzenleyen 69'uncu maddede yapılan değişiklikler ise tümüyle AKP'nin kendisi hakkında açılması olası bir kapatma davası ile ilgili tartışmalara yanııt niteliğinde.
Bu değişiklikle, siyasi partiler hakkında Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası açılması Meclis'in iznine bağlanıyor. Buna göre “Mecliste grubu
bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanının başkanlığında oluşturulacak Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışındadır. Reddedilen izin başvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir şekilde yeni bir başvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.”
Aynı maddede yapılan, parti kapatma gerekçesi olan, Anayasa'nın 68' inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki hükümlere aykırı eylemlerde “odak haline gelme” suçlamasında, Meclis'te yapılan konuşma ve ileri sürülen düşüncelerin odaklaşma tespitinde delil olarak kullanılamayacağı düzenlemesinin içerisine “idarenin eylem ve işlemleri” de sokulmuş bulunuyor.
Paket bütün olarak oylanacak
Pakette yer alan üçüncü geçici madde, paketin Meclis'te değişiklik için yeter sayı bulunamaması sonucu halkoyuna sunulması durumunda, “tümüyle oylanması”nı getiriyor. Dolayısıyla, daha önce gündeme gelen, değişiklik paketinde Meclis'teki partilerin üzerinde uzlaştığı maddelerin geçirilip, uzlaşılamayan maddelerin halk oylamasına sunulması olasılığı bertaraf edilmiş oluyor. Bu madde AKP'nin son anda pakete soktuğu, 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin yargılanmasının önünü açan Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin kaldırılması “manevrası”na da açıklıyor. Pakette yer alan temel haklarla ilgili maddelerde yapılan birkaç ufak tefek değişiklik ve geçici 15'inci maddenin kaldırılması, AKP'nin kendi elini güçlendirmek için yaptığı değişikliklerin bir paket olarak onaylanmasının güvencesi haline geliyor.
Yüksek yargı yeniden düzenleniyor
Paketin en can alıcı maddeleri, beklendiği üzere yargıda yapılması öngörülen değişikliklerle ilgili. Hükümet'in başta Danıştay ve Yargıtay ile olmak üzere yüksek yargı ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile yaşadığı gerilimin bu kurulların oluşturulmasına dönük yapılacak değişiklikler ile “çözüleceği” hemen herkes tarafından öngörülüyordu.
Pakette yer alan en kapsamlı değişiklikler Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın bileşimine ve yetkilerine dönük. Her iki kurulun da üye sayıları arttırılıyor ve üyelerin çoğunluğu yükek yargı dışından ve mesleket olmayan kişilerden seçilir hale getiriliyor.
Cumhurbaşkanı neye göre seçecek?
Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı 11 asıl ve dört yedekten on dokuza çıkartılarak yedek üyelik kaldırılıyor. Bu üyelerin üçünü Meclis, Sayıştay (2) ve baro (1) başkanlarının gösterecekleri adaylar arasından, geri kalan on altısını da cumhurbaşkanı Yargıtay (3), Danıştay (2), Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (1), YÖK (3), üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri (5), yüksek öğrenim görmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları (2) arasından seçerek atıyor. Burada en dikkat çekici noktayı cumhurbaşkanının yüksek öğrenim görmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından seçeceği iki kişi oluşturuyor. Bu iki kişi için herhangi bir kriter ya da seçim usulü yer almadığından, cumhurbaşkanının bu kişileri neye göre seçeceği belirsiz.
7 asıl üyeden oluşan HSYK'nın üye sayısı ise 21 asıl ve 10 yedek üyeye çıkartılıyor. Kurulun yüksek yargıdan seçilerek gelen üyeleri arasında Danıştay'ın belirleyeceği üyeler ikiden bire indirilirken, bunlar arasına Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçilecek bir asıl ve bir yedek üye eklenmiş. HSYK için öngörülen yeni bileşimde de en dikkat çekici nokta, cumhurbaşkanının yüksek öğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçeceği dört asıl üyenin nasıl ve neye göre belirleneceğinin, burada nasıl bir “seçim” yapılacağının belirsiz olması.
Yargı tepki gösterdi
AKP tarafından ortaya konan Anayasa değişikliği paketi bu haliyle yüksek yargı kurumları ve yargı örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, metni “bağımlı yargının en iyi ifade ediliş tarzı” olarak nitelendirirken, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de değişiklikleri “yargı bağımsızlığını daha da geriye götüren, kuvvetler ayrılığı ilkesine tamamen aykırı olan bir takım düzenlemeler” olarak nitelendirdi ve hedefin yargıyı ele geçirmek olduğunu söyledi. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ise değişikliklerle ilgili yaptığı değerlendirmede “yüksek yargı ile dalga geçiyorlar” diye konuştu.
(soL-Haber Merkezi)
AKP kendisine Anayasa biçiyor | soL Haber Portalı