sedapinar
New member
Seçim sürecinin öncesinde ve sonrasında bu satırlardan AKP hakkında olumlu olumsuz bir sürü yorum yaptık.Bazen konular birbirimizi incitecek noktalara taşındı.AKP ve yıkıcı icraatlarına girmek değil amacım çünkü zaten ülkemizin içindeki durum yeterince açıklayıcı yapılan yanlışlar konusunda.Ama bir özeleştiri yapma noktasında AKP nin seçim zaferine muhalefetin katkısı affedilir gibi değil...
Örneğin CHP.CHP konuştukça AKP prim yaptı, Deniz Baykal konuştukça insanlar Erdoğan''a acıdı, acıdığı için de sahiplendi.
E bir insan muhatabının sevgi çemberini genişletiyor, ona devlet imkanlarını daha uzun süre kullanması için fırsat ve imkânlar üretiyorsa o insan o muhatabı seviyor demektir. ,
Peki AKP-CHP ilişkisi böyle de, AKP ile diğer partilerin ilişkileri farklı mı?
Diğer partiler de Türk milletinin ihtiyaçlarına cevap veren ve Türkiye''nin üzerine üzerine gelen dış kaynaklı problemleri çözecek politikalar üretemedikleri için AKP''ye çalıştılar.
AKP aleyhine çalışan tek parti vardı, o da bizzat AKP ve onun Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan.
Erdoğan bütün umudunu AB üyeliğine bağlamıştı, bu iflas etti.
Erdoğan Irak''ta Türkiye''nin bütün kırmızı çizgilerinin tepelendiği bir dönemin Başbakanı.
Yine Erdoğan ABD karşısında Türk milletinin gururunu incitti, onun döneminde Türk askerinin başına çuval geçirildi, onun döneminde Beyaz Saray Türkiye''ye açıktan ve çok kaba bir biçimde politikalar dikte ettirdi, PKK''ya kol kanat gerdi.
Kıbrıs''ın tamamı yine bu dönemde Rumlaştırılma sürecine girdi. Milletimiz AKP ve Erdoğan''ın bu politikalarından çok ama çok tedirgindi. Daha bunun misyonerlere verilen tavizleri var, toprak satışları var, milli müesseselerin yabancılara peşkeş çekilircesine satılması var, ihale yolsuzlukları, devlette kadrolaşması, özelleştirmelerde şaibelerin gazetelere yansıması, dokunulmazlık zırhına bürünmüş pek çok AKP''nin suç dosyalarının TBMM''de bekliyor olması vardı.
Dış borçların artması var, IMF ve Dünya Bankası''na bütçenin teslim edilişi, "Uyum Yasaları" adı altında egemenliğin AB''ye devredilmesi vardı.
Yine AKP döneminde PKK militanları ile çatışmaya giren asker ve polise belediye başkanlarının müdahalesi var, taşıma güçlerin PKK militanlarına kalkan olma hadisesi var. Irak''ta camileri kışla olarak kullanan, sivil Müslümanları katleden, suçsuz insanları cezaevlerine dolduran, orada onlara insan akıl ve vicdanının tahayyül edemeyeceği iğrenç işkenceleri yapan ABD''nin Büyük Ortadoğu Projesi''ne Erdoğan''ın ısrarla taşeronluğa soyunmasına var.
AKP tabanıda sonuçta insandı vicdan taşıyorlardı.
Ama gelin görün ki vatandaş ortalıkta oy verecek parti bulamadı.
Diğer partiler evine köyüne çekilmiş, arada sırada dışarı çıkıp bir iki demeç veriyorlardı.
İşte hepsi o kadar.
Özetle, Erdoğan ve AKP, icraatları ile kendilerine en büyük zararı verirken diğer siyasi partiler millet tarafından fark ve takdir edilecek hiçbir söz ve eylemi hayata geçirmeyi becerip başaramayarak dolaylı yoldan AKP''ye büyük destek verdiler. Ve AKP yi iktidara taşıdılar.
Ama sandıktan çıkan kendi zaferi değil, rakiplerinin mağlubiyetidir.
Siyasi partiler o kadar pasifleşti, çözüm üretme ve ürettikleri çözümü halkla bütünleştirme noktasında o kadar kısırlaştılar ki, şu anda Türkiye''de sanki tek parti var.
O da AKP.
Sakın ola AKP çözüm ürettiği için falan böyle bir görüntü var sanılmasın.
O zaten hiçbir şey üretmedi olanları yedi bitirdi.
Ama iktidarda olduğu için "görüntüsü" ve "adı" göz önündeydi.
Muhalefet partileri, işte o sadece "adı" ve "görüntüsü" göz ününde olan AKP''yi orada tutmak için mevcutlarmış gibi bir fotoğraf veriyorlardı. Bunların başında da CHP vardı. Muhalefet partilerinin diğerleri sustukça, CHP ise konuştukça AKP, icraat ve icraatsızlıklarıyla silip süpürdüğü primlerini derleyip toparladı.
Umarım Ülkesini seven herkes gelinen noktadan çıkartılması gereken dersi çıkartmıştır.Çünkü önümüzde zor geçecek bir 5 yıl var.Üstelik artık en büyük sorunlarımızdan biri olan bölücü terör örgütü bir anlamda temsilcilerini meclise sokup onların üzerinden yasal tavizler koparma sürecinde.
Sagılarımla..
KAYNAK:16 Haziran 2005 tarihli Hasan Demir'in makalesinden..
Örneğin CHP.CHP konuştukça AKP prim yaptı, Deniz Baykal konuştukça insanlar Erdoğan''a acıdı, acıdığı için de sahiplendi.
E bir insan muhatabının sevgi çemberini genişletiyor, ona devlet imkanlarını daha uzun süre kullanması için fırsat ve imkânlar üretiyorsa o insan o muhatabı seviyor demektir. ,
Peki AKP-CHP ilişkisi böyle de, AKP ile diğer partilerin ilişkileri farklı mı?
Diğer partiler de Türk milletinin ihtiyaçlarına cevap veren ve Türkiye''nin üzerine üzerine gelen dış kaynaklı problemleri çözecek politikalar üretemedikleri için AKP''ye çalıştılar.
AKP aleyhine çalışan tek parti vardı, o da bizzat AKP ve onun Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan.
Erdoğan bütün umudunu AB üyeliğine bağlamıştı, bu iflas etti.
Erdoğan Irak''ta Türkiye''nin bütün kırmızı çizgilerinin tepelendiği bir dönemin Başbakanı.
Yine Erdoğan ABD karşısında Türk milletinin gururunu incitti, onun döneminde Türk askerinin başına çuval geçirildi, onun döneminde Beyaz Saray Türkiye''ye açıktan ve çok kaba bir biçimde politikalar dikte ettirdi, PKK''ya kol kanat gerdi.
Kıbrıs''ın tamamı yine bu dönemde Rumlaştırılma sürecine girdi. Milletimiz AKP ve Erdoğan''ın bu politikalarından çok ama çok tedirgindi. Daha bunun misyonerlere verilen tavizleri var, toprak satışları var, milli müesseselerin yabancılara peşkeş çekilircesine satılması var, ihale yolsuzlukları, devlette kadrolaşması, özelleştirmelerde şaibelerin gazetelere yansıması, dokunulmazlık zırhına bürünmüş pek çok AKP''nin suç dosyalarının TBMM''de bekliyor olması vardı.
Dış borçların artması var, IMF ve Dünya Bankası''na bütçenin teslim edilişi, "Uyum Yasaları" adı altında egemenliğin AB''ye devredilmesi vardı.
Yine AKP döneminde PKK militanları ile çatışmaya giren asker ve polise belediye başkanlarının müdahalesi var, taşıma güçlerin PKK militanlarına kalkan olma hadisesi var. Irak''ta camileri kışla olarak kullanan, sivil Müslümanları katleden, suçsuz insanları cezaevlerine dolduran, orada onlara insan akıl ve vicdanının tahayyül edemeyeceği iğrenç işkenceleri yapan ABD''nin Büyük Ortadoğu Projesi''ne Erdoğan''ın ısrarla taşeronluğa soyunmasına var.
AKP tabanıda sonuçta insandı vicdan taşıyorlardı.
Ama gelin görün ki vatandaş ortalıkta oy verecek parti bulamadı.
Diğer partiler evine köyüne çekilmiş, arada sırada dışarı çıkıp bir iki demeç veriyorlardı.
İşte hepsi o kadar.
Özetle, Erdoğan ve AKP, icraatları ile kendilerine en büyük zararı verirken diğer siyasi partiler millet tarafından fark ve takdir edilecek hiçbir söz ve eylemi hayata geçirmeyi becerip başaramayarak dolaylı yoldan AKP''ye büyük destek verdiler. Ve AKP yi iktidara taşıdılar.
Ama sandıktan çıkan kendi zaferi değil, rakiplerinin mağlubiyetidir.
Siyasi partiler o kadar pasifleşti, çözüm üretme ve ürettikleri çözümü halkla bütünleştirme noktasında o kadar kısırlaştılar ki, şu anda Türkiye''de sanki tek parti var.
O da AKP.
Sakın ola AKP çözüm ürettiği için falan böyle bir görüntü var sanılmasın.
O zaten hiçbir şey üretmedi olanları yedi bitirdi.
Ama iktidarda olduğu için "görüntüsü" ve "adı" göz önündeydi.
Muhalefet partileri, işte o sadece "adı" ve "görüntüsü" göz ününde olan AKP''yi orada tutmak için mevcutlarmış gibi bir fotoğraf veriyorlardı. Bunların başında da CHP vardı. Muhalefet partilerinin diğerleri sustukça, CHP ise konuştukça AKP, icraat ve icraatsızlıklarıyla silip süpürdüğü primlerini derleyip toparladı.
Umarım Ülkesini seven herkes gelinen noktadan çıkartılması gereken dersi çıkartmıştır.Çünkü önümüzde zor geçecek bir 5 yıl var.Üstelik artık en büyük sorunlarımızdan biri olan bölücü terör örgütü bir anlamda temsilcilerini meclise sokup onların üzerinden yasal tavizler koparma sürecinde.
Sagılarımla..
KAYNAK:16 Haziran 2005 tarihli Hasan Demir'in makalesinden..
