'AKP hükümeti 6 ay içinde istifa etmek zorunda kalacak!'

yyildirayy

Moderatör
Moderatör
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
20,694
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATATÜRK' ü inkar eden bizden değil; ondan bundandı
Öngörüleri ile herkesin dikkatini çeken Taraf yazarı Emre Uslu bugün ki yazısında Mahmut Alınak'ın seçimler öncesi yaptığı ilginç bir analizi değerlendiriyor.

Seçimlerden önce Mahmut Alınak'ın ‘Altı ay içinde AKP hükümeti istifa etmek zorunda kalacak’ dediğine dikkat çeken Uslu, seçimlerden sonra BDP ve PKK'nın yaptıklarını bu minvalde değerlendirdi.

İşte Emre Uslu'nun analizi

ALTI AY İÇİNDE AKP HÜKÜMETİ İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALACAK

Baştan söyleyeyim yukarıdaki sözler bana ait değil. Benim öngörüm de değil. Bu sözler uzun süredir beynime kaçmış bir sivrisinek gibi kafamın çeperlerine çarpıp duruyor. Bu sözler seçimlerden önce Mahmut Alınak tarafından söylenmişti. Doğrusu uzun süredir tereddütlüydüm o programı hatırlatıp hatırlamama konusunda. Geçen yeniden dinledim Alınak’ın o sözlerini. Amerika’da olduğumdan dolayı da Alınak’a ulaşamadım. Artık yazmaya karar verdim. Eğer Alınak’ın bir açıklaması olursa buradan seve seve yayımlarım.

8 mayısta Habertürk televizyonunda Mahmut Alınak ile birlikte bir programa katılmıştım. Konu yine Kürt sorunuydu. Alınak işte o programda paylaştı “Öyle şeyler yapılacak ki seçimlerden sonra AKP iktidarı altı ay içinde istifa etmek zorunda bıraktırılacak” öngörüsünü. Şimdi BDP ve PKK’nın yaptıklarına bakınca acaba Alınak bunları mı kastetmişti demekten kendimi alamıyorum.

Mahmut Alınak o programda şöyle konuşmuştu:

ÇOCUKLARIMIZIN TABUTLARI GELMEYE BAŞLAYACAK

“Keşke kör olsaydım da görmeseydim. 12 hazirandan sonra korkunç bir savaş patlak verecek. Çünkü devlet ve hükümet bu meseleyi çözmek istemiyor. PKK seçimden sonra bu gidişatla eylemsizliği bitirecek. Eylemsizlik bitince çocuklarımızın tabutları gelmeye başlayacak..”

Alınak şöyle devam etmişti:

6 AY SONRA İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALACAKLAR

“İmralı’ya gidip Öcalan’ın çözüme katkıda bulunmasını isteyeceğim. DTK demokrasiden ve özgürlükten yana olan bütün çevrelerle görüşüp demokratik çözüm konferansı düzenleyecek. Bir çözüm paketi oluşturacağız. Teorik ve pratik. Başbakan’a çözüm önerisi götüreceğiz. Ben Başbakan’ın bu öneriyi kabul edeceğini sanmıyorum. Bu nedenle o çözüm paketini hayata geçirmek için önümüze altı aylık bir süre koyacağız. İddia ediyorum altı ay içinde AKP iktidarı istifa etmek zorunda bıraktırılır. Bıraktırılabilir demiyorum bıraktırılır diyorum...”

“AKP’yi iktidardan indirmek için ne yapacaksınız” sorusuna da şu cevabı vermişti Alınak:

ANKARA'YI MUHATAP ALMAYACAĞIZ

“Demokratik çözüm diyeceğiz. Sivil itaatsizlik eylemleri yapacağız. Örneğin teneke çalma eylemi... Başbakan’ın kulağının dibinde patlayan teneke gümbürtüleri Başbakan’ın sinirlerini koparır. Ekonomik boyut telefonları kullanmıyoruz, ekonomik kurumlaşmalara gidiyorsunuz. Gandi’nin yaptığı gibi.. düzeni işlemez hale getirmek. Yani hayatın her alanında kurumlaşmak. Örneğin milyonlarca kimliksiz insanlarla sokağa çıkmak. Bizi de tutuklayın kampanyaları yapmak. Ankara’yı muhatap almayacağız. Kürtler mevcut siyaseti muhatap olmaktan çıkarmalı kendi kurumlarını kurmalı.”

“Erdoğan’ı indirip yerine kimi getireceksiniz” sorusuna da şu cevabı vermişti Alınak:

ERDOĞAN YERİNE EZİLENLER GELECEK

“Halk temsilcilerini getireceğiz. Ezilenleri getireceğiz. Ezilen kadını genci işçiyi getireceğiz.” O program video paylaşım sitelerinde mevcut. İsteyen izleyebilir.

BDP demokratik özerklik ilan edip “Mevcut siyaseti muhatap almıyoruz, kendi vergimizi toplayıp Ankara’ya vergi vermeyeceğiz” deyince ister istemez Mahmut Alınak’ın seçimler öncesinde ifade ettiği bu öngörüler takılıyor aklıma.

Alınak o öngörüsünü Erdoğan’ın çözüme yanaşmayacağı varsayımı üzerine oturtuyordu. Oysa hemen seçim akşamı ve daha sonraki dönemlerde Erdoğan ısrarla yeni anayasadan söz ediyor ve daha demokratik bir Türkiye için ve tabii ki Kürt sorununun demokrasi içinde çözümü için bir demokratik anayasa yapılması çağırısı yapıyor.

Alınak veya BDP bilebildiğim kadarıyla Erdoğan’a bir çözüm paketi de sunmadılar. Tek çözüm önerisini de Öcalan sundu ve “Devletle anlaştık” dediği hafta PKK asker kaçırmaya ve askerlere saldırmaya başladı.

EYLEMLER ÖNGÖRÜSÜ TUTTU

Bu durumda sanırım şunu söylemek yanlış olmaz. Alınak’ın “AKP’yi iktidardan etmek için girişilecek eylemler öngörüsü tuttu” ama gerekçeleri pek de Alınak’ın o programda ifade ettiği gerekçeler değil. Örneğin Erdoğan’a BDP veya DTK’dan bir öneri paketi sunulmuş ve Erdoğan da reddetmiş değil.

Buna rağmen tıpkı Alınak gibi Cemil Bayık da AKP’nin bitirilmesinden söz ediyor ve savaşı bunun için başlattıklarını ima ediyor. Dolayısıyla seçimlerden sonra oluşan onca olumlu havaya rağmen gerilen “Kürt siyaseti aslında ‘Ne olursa olsun AKP’den kurtulmak için bir dizi hamleler yapacağız’ şeklinde seçimler öncesi alınmış bir kararın uygulamaya konması mı” demeden edemiyoruz.

BU ULUSAL BİR KOMPLODUR

Bu durumda AKP de bu oyunu görüp reste rest mi demek istiyor? Eğer böyle bir durum varsa BDP ve PKK çevreleri AKP’yi iktidardan edecek formülü Kürt sorununa demokratik çözüm getirecek yeni anayasa çalışmalarını baltalamak pahasına neden uygulamaya koydu? Eğer BDP ve çevrelerinin seçimlerden önce verilmiş böylesi bir kararı varsa Hatip Dicle ve diğer KCK sanıklarının aday gösterilmesi de bu kararın bir parçası mı oluyor? Öcalan’ın BDP’nin desteklediği bağımsız blok adaylarının bir kısmından memnun olmadığı, bunlar için “Bu, bana yapılmış bir ulusal komplodur” dediğini biliyoruz. O halde Öcalan’a rağmen aday çıkaran BDP baştan beri bir kaos planının yürütücüsü mü?

Bu ve benzeri sorular ne yalan söyleyeyim kafamı kurcalıyor. Mahmut Alınak’ın “AKP altı ay içinde istifa edecek” öngörüsü o programda sıraladığı nedenleri ortada olmadan gerçekleşiyorsa bu soruları sormak zorundayız diye düşünüyorum.

PKK DEVREYE GİRDİ

Kürt ulusalcılarının seçimlerden sonra sürdürdüğü stratejinin sadece milletvekillerinin serbest bırakılması ile ilgili bir strateji olmadığı apaçık ortada. Eğer bu strateji sadece milletvekillerinin sorununu gündeme taşımakla ilgili ise PKK’nın asker kaçırarak, yok keserek, araç yakarak, sokakta insan infaz ederek, devreye girmesine ne gerek var. Sivil itaatsizlik eylemleriyle bu talepler daha yüksek sesle dile getirilebilirdi... BDP’liler de biliyor ki sivil itaatsizlik eylemleriyle AKP’yi iktidardan götüremezler. Bu nedenle de PKK devreye sokuldu gibi görünüyor... İşin daha da kötüsü bu sadece Kürt ulusalcılarının bir planı gibi görünmüyor. Bu bir ihale işi gibi geliyor. Kürt ulusalcılarına, özellikle PKK’nın şahin kanadına bu ihaleyi kimin verdiği de sanırım Suriye’de olanlara bakılarak anlaşılabilir...

Bunları yazarken amacım iktidarın sorumluluğunu hafifletmek değil. Bu iktidarın açılım bakanının beceriksiz olduğunu yazan biriyim. İktidar elbette birinci dereceden sorumlu ama bir de madalyonun BDP yüzü var ki sadece BDP veya Kürt ulusalcıları yok o yüzde. Çok daha karanlık, kanlı ve karmaşık bir yüz; oraya dikkat çekmek istedim..



Kaynak
 
Palavradan ulusalcılar ve koftiden vatanseverler (kendilerini vatansever zanneden darbeciler) kısaca kadrolu AKP düşmanları, PKK nın başarılı olması için şimdiden inşallah demeye başlamışlardır bile.
Bu zihniyetin en büyük özelliği ise "AKP gitisnde nasıl giderse gitisin"dileği ve isteğidir. İster ülke batsın da gitisin ister şiddeti büyük olanından şöyle esaslı bir ekonomik kriz çıksın da gitisin isterse ülkede bir iç savaş başlasın da gitisin. Yeterki gitisin çünkü seçimlerden uımudu kestiler eh asker darbe de yapamayacağına göre geriye tek seçenek ülkenin batma noktasına gelmesi kaldı
Gerçek zihniyetleri bu iken birde kendilerini vatansever diye pazarlamaya çalışmazlar mı gelde acıma bu hallerine
 
Bir şehit kanına 10 tane 100 tane milletvekili gelsin değişmem.
Bu şekilde gidecekse gitmesini istemem. Gidecekse milletin yanlışlarını görüp yine aynı şekilde seçimle göndermelerinden yanayım.

Bu arada G K A bir çift lafım olsun sana.

Bu ülkenin ekmeğini yiyen hükümetten memnun olmayan kimse bölücüleri desteklemez. Bölücüleri destekleyen, terörist ve terörizm üzerinden prim yapan bu ülkede er yada geç kafasına sopayı yer.

Hiç kimsenin kişisel çıkarları için ülkeyi satabileceğini düşünmüyorum. Ha düşünen birkaç gereksiz insan var. Bunların gitmesi içinde bunları desteklemek saçmalıktır.
 
Bir şehit kanına 10 tane 100 tane milletvekili gelsin değişmem.
Bu şekilde gidecekse gitmesini istemem. Gidecekse milletin yanlışlarını görüp yine aynı şekilde seçimle göndermelerinden yanayım.

Bu arada G K A bir çift lafım olsun sana.

Bu ülkenin ekmeğini yiyen hükümetten memnun olmayan kimse bölücüleri desteklemez. Bölücüleri destekleyen, terörist ve terörizm üzerinden prim yapan bu ülkede er yada geç kafasına sopayı yer.

Hiç kimsenin kişisel çıkarları için ülkeyi satabileceğini düşünmüyorum. Ha düşünen birkaç gereksiz insan var. Bunların gitmesi içinde bunları desteklemek saçmalıktır.

Ben herkesi kasdetmedim sadece böyle bir grubun var olduğundan bahsettim aslında çünkü benzer zihniyetteki insanlarsa şahit oldum acı ama gerçek. tabiki sen AKP yi sevmek zorunda değilsin ve bu sen en demokratik hakkın ama AKP nin gidişini nomal yollardan savunanlar için değildi sözüm zaten bu zihniyeti de "AKP gitisnde nasıl giderse gitisin" kesim olarak adlandırdım.

t
 
zaten akp haburda yaptı yapacağını ne oldu ki yüzsüzlük işte pkk itleriyle ile bir olmuş orduya saldırıyor yok açılımmış bilmem ne boş işler ha bu arada bunlar istifa etmezler korkmayın nerede onlarda o onur
 
zaten akp haburda yaptı yapacağını ne oldu ki yüzsüzlük işte pkk itleriyle ile bir olmuş orduya saldırıyor yok açılımmış bilmem ne boş işler ha bu arada bunlar istifa etmezler korkmayın nerede onlarda o onur

Senin onur anlayışın sakat birader.

Girdiği 3 genel seçimi, 2 yerel seçimi ,ve 2 de referandumu kazanarak hiç seçim katbemiş bir partinin onurlu olmadığından bahsedeceksek;

50 yıldrı hiç seçim kaanamayan bunula da yetinmeyip kendilerini başarı sayıp koltuklarına yapışan CHP yi, Keza MHP nin neyinden bahsedeceğiz.

Tüm dünya da seçimleri kazananlar değil , aksine kaybedenlerin onurun dan dolayı istifa etmesi gerekiyor
 
Geri
Üst