AK Parti Edirne milletvekili Dr. Mehmet Müezzinoğlu "4 eş yasal olsun" açıklamasını eleştirdi
Mehmet Müezzinoğlu, 1955 Gümülcine doğumlu. 1982’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 2003-2007 arasında AKP’nin İstanbul İl Başkanlığı’nı yaptı. 2007’de milletvekili oldu. Yunanca, İngilizce ve Arapça bilen Müezzinoğlu, evli ve 2 çocuk babası.
AK Parti İstanbul milletvekili ve Edirne 1. sıra milletvekili adayı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ‘aile danışmanı’ Sibel Üresin’in “Dört eşle evlenebilmek yasal olmalı” açıklamasına tepki gösterdi.
Müezzinoğlu “Allah bile sistemi tek eş üzerine kurmuş. Herkes tek eşle sağlıklı, huzurlu yaşamayı dilemeli... Öyle de yaşamalı... Yasalarımız da, dünyanın kuruluş fıtratı da bunun üzerinedir. Hele ki bu yüzyılda aklı başında bir insanın söyleyeceği bir laf değil bu...” dedi.
Posta'dan Candaş Tolga Işık'ın röportajı:
'ÖMRÜMÜN EN BURUK VE EN ONURLU 20 DAKİKASI’
İstanbul milletvekilisiniz... AK Parti’nin İstanbul eski il başkanısınız... Edirne’den neden aday gösterildiniz? Nasıl bir bağlantınız var Edirne ile?
Batı Trakya Gümülcine doğumluyum. Çocukluğum ve gençliğim Meriç’in batı yakasındaki köyüm Kozlukebir’de geçti. İlk ve ortaokulu Gümülcine’de okuduktan sonra 1971’de İstanbul’a geldim. Liseyi İstanbul’da bitirdim. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1982’de mezun olup tekrar Batı Trakya’ya döndüm. Ama özellikle Yunanistan’ın asimilasyon politikaları nedeniyle orada çalışamadım. Kaçarak Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. 3 Ağustos 1983’de Meriç Nehri’nden Türkiye’ye geçtim. 20-25 dakika süren bu kaçış sürecinde bir tarafta Yunan askerinin, diğer tarafta da Türk askerinin karşıma çıkacağı korkusuyla yürüdüm.
O güne dair en çok hatırımda kalan şey, yerde kurumuş yapraklar vardı ve onlara her basışımda çıkardığı çıtırdı sesi, arkamdan biri geliyormuş korkusu yaratıyordu. Ömrümün en buruk ve en onurlu 25 dakikasını yürüdüm. Çünkü Anavatan’a gitmek için hayati riskleri göze almıştım. 25 dakikalık o yürüyüşüm dışında, Rabbim bana bu ülkede hep güzellikler ve umutlarımın ötesindeki zenginlikler nasip etti. Edirne’den adaylığım çok önemli çünkü Türkiye’ye ilk ayak bastığım yer, ilk kapım burası...
‘TAYYİP BEY’LE LİSEDEN SINIF ARKADAŞIYIZ’
Başbakan Erdoğan’ın siyasetteki en eski arkadaşlarındansınız?
1971’de tanıştık. Lisede sınıf arkadaşıydık. Daha sonra 1992’de Tayyip Bey Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde birlikte siyaset yapmaya başladık. O gün bugün beraberiz.
Sizin için “teşkilat adamıdır” diyorlar...
İstanbul İl Başkanlığı döneminde 2 ay içinde 1 milyon 140 bin kapı çaldık. Şimdi bu çalışmaların benzerini Edirne'de yapıyoruz.
Milletvekilliği dışında AKP’de bir de üst düzey bir yöneticilik göreviniz de var?
4 yıldır Genel Merkez’de Teşkilat Başkanlığı Yardımcılığı yapıyorum. Ayrıca partinin en üst düzey karar organı olan Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesiyim.
‘BALKANLARIN CAZİBE MERKEZİ EDİRNE
Edirne’de AK Parti’nin durumu nasıl?
Bugüne kadar Ak Parti Edirne'de arzu ettiği başarıyı yakalayamadı. Bu dönemde istediğimiz sonucu alabilmek için tüm Edirnelilere "Hedef vizyon il Edirne", “Balkanların ve bölgenin cazibe merkezi Edirne”, “Göç veren değil, göç alan Edirne” diyoruz.
Edirne’nin sizce en önemli sorunu nedir?
İşsizlik... Edirne’nin var olan zenginlikleri dinamik bir şekilde değerlendirememesi...
‘EDİRNE’DE BİRİNCİ AK PARTİ OLUR’
Peki, Edirnelilere ne vaad ediyorsunuz? Neden size oy versinler?
Edirne, Balkanların ve bölgenin cazibe merkezi olabilir. Edirne’yi bir kongre, sağlık, turizm, spor ve lojistik merkezi yapacak projelerimiz var. Ayrıca Edirne'deki Trakya Üniversitesi’ni Balkanlardan 5-10 bin arasında öğrenci alarak ‘Balkanların Eğitim ve Kültür Merkezi’ yapabiliriz. Edirne ve Trakya mumbit arazileri ve doğal su kaynaklarının zenginliğiyle Türkiye’nin başta pirinç olmak üzere birçok tarım ürünü bakımından ambarıdır. Bu çerçevede barajlar ve sulama kanallarının devreye girmesi ile yıllık iki ürün alınabilecek döneme geçiş Edirne çiftçisinin yüzünü güldürecektir. Aynı şekilde hayvancılıkta hükümetin desteklerinden dinamik bir şekilde istifade ederek çok daha güçlü bir Edirne yaratma hedefimiz var.
Birlikte Edirne’yi gezdik… Hâlâ tek tük “AK Parti Edirne’de meyhaneleri kapatacak mı? Kadınların başlarını örtecek mi?” gibi sorular geliyor. Böyle bir korku mu var sizce?
Böyle bir korkuyu Edirne halkına yakıştırmam. Ayrıca böyle bir korku olduğuna da inanmıyorum. Ama bunu yaymak isteyenler var. Onları kınıyorum. Biz insanların özelleri ile değil onlara vereceğimiz hizmetlerle meşgulüz. Biz insanların ne içtiğine değil, topluma nasıl fayda sağladığına bakarız. Şunu açıkça söyleyeyim: Herkesin hak ve özgürlüklerini savunmak benim öncelikli sorumluluklarım arasındadır.
Son seçimlerde ortaya çıkan bir tablo var: Kıyı kesiminde AK Parti başarılı değil... Sizce neden? Bu seçimlerde farklı bir sonuç bekliyor musunuz?
Kastettiğiniz bölgelerde de AK Parti ikinci parti pozisyonundadır. 12 haziran seçimlerinde, Edirne olmak üzere buralarda birinci parti olacağız.
Başbakan’ın bir sonraki dönem siyasetten çekilmesini nasıl karşılıyorsunuz? Sizce yoruldu mu?
Başbakanımızın demokrasinin ülkemizde yerleşmesi ve kökleşmesi adına aldığı parti tüzüğümüzde de olan “en fazla 3 dönem üst üste milletvekili adayı olma” kararını uygulamasını demokrasi duyarlılığı olanların herkes takdirle karşılamalı. Bu örnek bir davranıştır. Yorgunlukla ilişki kurulması doğru değil..
Bir seçim tahmininiz var mı?
AK Parti yüzde 48 oyla yeniden tek başına iktidara devam eder. Artı eksi yüzde 2 yanılma payı olabilir.
Başbakan size “doktor” diye hitap ediyormuş?
Doğrudur. Ben aynı zamanda tıp doktoruyum…İç Hastalıkları Uzmanı’yım.
Hastalarınız arasında seçmeniniz var mı? Onlardan nasıl tepkiler geliyor?
Hastalarımın arasında seçmenim çok var. Genelde olumlu destek alıyorum. Bir keresinde beni çok seven bir hastam 1992 seçimlerinde “Kazanırsan doktorumu kaybederim diye senin partiye oy vermedim” demişti. Onu unutamam.
Sağlık Bakanlığı için yeni dönemde en kuvvetli adaylardan biri sizsiniz... Bekliyor musunuz böyle bir görev?
Siyasette hizmetin dışında hiçbir gün makam beklentim olmadı. Ülkeme ve milletime hizmet etmek benim için görev ve büyük onurdur.
Bazı AKP’li ilçe belediyelerinde de seminerler veren Sibel Üresin “4 eş yasal olsun” diye bir açıklama yaptı. Takip ettiniz mi?
Bu hanımefendinin bizim partimizle herhangi bir bağlantısı yok. Ben 5 yıl İstanbul İl Başkanlığı yaptım. Bir kere adını duymadım. Söylediklerine gelince yaşadığımız yüzyılda aklı başında bir insanın söyleyeceği bir laf değil bu... Allah bile sistemi tek eş üzerine kurmuş. Herkes tek eşle sağlıklı, huzurlu yaşamayı dilemeli... Öyle de yaşamalı... Yasalarımız da, dünyanın kuruluş fıtratı da bunun üzerinedir.
‘VİCDANI OLAN HERKES MHP’YE YAPILANI KINAMALI’
Son olarak siyasi geçmişiniz sayesinde seçmen davranışını çok iyi analiz edebilen birisiniz...Sizce kasetler MHP’nin oylarını artırır mı azaltır mı?
Türkiye’de bu çok nettir: Mağdur pozisyonuna düşen herkes kamuoyu desteğini yanına alır. Seçim öncesinde koskoca bir siyasi partinin bütün omurgasını darmadağın eden böyle bir tezgah elbette MHP’de bir mağduriyet yarattı. Ama bu millet artık masa başında yazılan senaryolardan bıktı. Aynı şeyi Baykal için de yaptılar... O zaman da söylemiştim. Bu etik, ahlaklı ve demokratik durum değil. Vicdanı olan herkesin bu tezgahı kuranları kınaması gerekir. Bu işin bir tarafı... Bir diğer tarafında da şu gerçek var: Toplumun önündekiler yaşamlarıyla topluma örnek olmalıdır.
Mehmet Müezzinoğlu, 1955 Gümülcine doğumlu. 1982’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 2003-2007 arasında AKP’nin İstanbul İl Başkanlığı’nı yaptı. 2007’de milletvekili oldu. Yunanca, İngilizce ve Arapça bilen Müezzinoğlu, evli ve 2 çocuk babası.
AK Parti İstanbul milletvekili ve Edirne 1. sıra milletvekili adayı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ‘aile danışmanı’ Sibel Üresin’in “Dört eşle evlenebilmek yasal olmalı” açıklamasına tepki gösterdi.
Müezzinoğlu “Allah bile sistemi tek eş üzerine kurmuş. Herkes tek eşle sağlıklı, huzurlu yaşamayı dilemeli... Öyle de yaşamalı... Yasalarımız da, dünyanın kuruluş fıtratı da bunun üzerinedir. Hele ki bu yüzyılda aklı başında bir insanın söyleyeceği bir laf değil bu...” dedi.
Posta'dan Candaş Tolga Işık'ın röportajı:
'ÖMRÜMÜN EN BURUK VE EN ONURLU 20 DAKİKASI’
İstanbul milletvekilisiniz... AK Parti’nin İstanbul eski il başkanısınız... Edirne’den neden aday gösterildiniz? Nasıl bir bağlantınız var Edirne ile?
Batı Trakya Gümülcine doğumluyum. Çocukluğum ve gençliğim Meriç’in batı yakasındaki köyüm Kozlukebir’de geçti. İlk ve ortaokulu Gümülcine’de okuduktan sonra 1971’de İstanbul’a geldim. Liseyi İstanbul’da bitirdim. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1982’de mezun olup tekrar Batı Trakya’ya döndüm. Ama özellikle Yunanistan’ın asimilasyon politikaları nedeniyle orada çalışamadım. Kaçarak Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. 3 Ağustos 1983’de Meriç Nehri’nden Türkiye’ye geçtim. 20-25 dakika süren bu kaçış sürecinde bir tarafta Yunan askerinin, diğer tarafta da Türk askerinin karşıma çıkacağı korkusuyla yürüdüm.
O güne dair en çok hatırımda kalan şey, yerde kurumuş yapraklar vardı ve onlara her basışımda çıkardığı çıtırdı sesi, arkamdan biri geliyormuş korkusu yaratıyordu. Ömrümün en buruk ve en onurlu 25 dakikasını yürüdüm. Çünkü Anavatan’a gitmek için hayati riskleri göze almıştım. 25 dakikalık o yürüyüşüm dışında, Rabbim bana bu ülkede hep güzellikler ve umutlarımın ötesindeki zenginlikler nasip etti. Edirne’den adaylığım çok önemli çünkü Türkiye’ye ilk ayak bastığım yer, ilk kapım burası...
‘TAYYİP BEY’LE LİSEDEN SINIF ARKADAŞIYIZ’
Başbakan Erdoğan’ın siyasetteki en eski arkadaşlarındansınız?
1971’de tanıştık. Lisede sınıf arkadaşıydık. Daha sonra 1992’de Tayyip Bey Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde birlikte siyaset yapmaya başladık. O gün bugün beraberiz.
Sizin için “teşkilat adamıdır” diyorlar...
İstanbul İl Başkanlığı döneminde 2 ay içinde 1 milyon 140 bin kapı çaldık. Şimdi bu çalışmaların benzerini Edirne'de yapıyoruz.
Milletvekilliği dışında AKP’de bir de üst düzey bir yöneticilik göreviniz de var?
4 yıldır Genel Merkez’de Teşkilat Başkanlığı Yardımcılığı yapıyorum. Ayrıca partinin en üst düzey karar organı olan Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesiyim.
‘BALKANLARIN CAZİBE MERKEZİ EDİRNE
Edirne’de AK Parti’nin durumu nasıl?
Bugüne kadar Ak Parti Edirne'de arzu ettiği başarıyı yakalayamadı. Bu dönemde istediğimiz sonucu alabilmek için tüm Edirnelilere "Hedef vizyon il Edirne", “Balkanların ve bölgenin cazibe merkezi Edirne”, “Göç veren değil, göç alan Edirne” diyoruz.
Edirne’nin sizce en önemli sorunu nedir?
İşsizlik... Edirne’nin var olan zenginlikleri dinamik bir şekilde değerlendirememesi...
‘EDİRNE’DE BİRİNCİ AK PARTİ OLUR’
Peki, Edirnelilere ne vaad ediyorsunuz? Neden size oy versinler?
Edirne, Balkanların ve bölgenin cazibe merkezi olabilir. Edirne’yi bir kongre, sağlık, turizm, spor ve lojistik merkezi yapacak projelerimiz var. Ayrıca Edirne'deki Trakya Üniversitesi’ni Balkanlardan 5-10 bin arasında öğrenci alarak ‘Balkanların Eğitim ve Kültür Merkezi’ yapabiliriz. Edirne ve Trakya mumbit arazileri ve doğal su kaynaklarının zenginliğiyle Türkiye’nin başta pirinç olmak üzere birçok tarım ürünü bakımından ambarıdır. Bu çerçevede barajlar ve sulama kanallarının devreye girmesi ile yıllık iki ürün alınabilecek döneme geçiş Edirne çiftçisinin yüzünü güldürecektir. Aynı şekilde hayvancılıkta hükümetin desteklerinden dinamik bir şekilde istifade ederek çok daha güçlü bir Edirne yaratma hedefimiz var.
Birlikte Edirne’yi gezdik… Hâlâ tek tük “AK Parti Edirne’de meyhaneleri kapatacak mı? Kadınların başlarını örtecek mi?” gibi sorular geliyor. Böyle bir korku mu var sizce?
Böyle bir korkuyu Edirne halkına yakıştırmam. Ayrıca böyle bir korku olduğuna da inanmıyorum. Ama bunu yaymak isteyenler var. Onları kınıyorum. Biz insanların özelleri ile değil onlara vereceğimiz hizmetlerle meşgulüz. Biz insanların ne içtiğine değil, topluma nasıl fayda sağladığına bakarız. Şunu açıkça söyleyeyim: Herkesin hak ve özgürlüklerini savunmak benim öncelikli sorumluluklarım arasındadır.
Son seçimlerde ortaya çıkan bir tablo var: Kıyı kesiminde AK Parti başarılı değil... Sizce neden? Bu seçimlerde farklı bir sonuç bekliyor musunuz?
Kastettiğiniz bölgelerde de AK Parti ikinci parti pozisyonundadır. 12 haziran seçimlerinde, Edirne olmak üzere buralarda birinci parti olacağız.
Başbakan’ın bir sonraki dönem siyasetten çekilmesini nasıl karşılıyorsunuz? Sizce yoruldu mu?
Başbakanımızın demokrasinin ülkemizde yerleşmesi ve kökleşmesi adına aldığı parti tüzüğümüzde de olan “en fazla 3 dönem üst üste milletvekili adayı olma” kararını uygulamasını demokrasi duyarlılığı olanların herkes takdirle karşılamalı. Bu örnek bir davranıştır. Yorgunlukla ilişki kurulması doğru değil..
Bir seçim tahmininiz var mı?
AK Parti yüzde 48 oyla yeniden tek başına iktidara devam eder. Artı eksi yüzde 2 yanılma payı olabilir.
Başbakan size “doktor” diye hitap ediyormuş?
Doğrudur. Ben aynı zamanda tıp doktoruyum…İç Hastalıkları Uzmanı’yım.
Hastalarınız arasında seçmeniniz var mı? Onlardan nasıl tepkiler geliyor?
Hastalarımın arasında seçmenim çok var. Genelde olumlu destek alıyorum. Bir keresinde beni çok seven bir hastam 1992 seçimlerinde “Kazanırsan doktorumu kaybederim diye senin partiye oy vermedim” demişti. Onu unutamam.
Sağlık Bakanlığı için yeni dönemde en kuvvetli adaylardan biri sizsiniz... Bekliyor musunuz böyle bir görev?
Siyasette hizmetin dışında hiçbir gün makam beklentim olmadı. Ülkeme ve milletime hizmet etmek benim için görev ve büyük onurdur.
Bazı AKP’li ilçe belediyelerinde de seminerler veren Sibel Üresin “4 eş yasal olsun” diye bir açıklama yaptı. Takip ettiniz mi?
Bu hanımefendinin bizim partimizle herhangi bir bağlantısı yok. Ben 5 yıl İstanbul İl Başkanlığı yaptım. Bir kere adını duymadım. Söylediklerine gelince yaşadığımız yüzyılda aklı başında bir insanın söyleyeceği bir laf değil bu... Allah bile sistemi tek eş üzerine kurmuş. Herkes tek eşle sağlıklı, huzurlu yaşamayı dilemeli... Öyle de yaşamalı... Yasalarımız da, dünyanın kuruluş fıtratı da bunun üzerinedir.
‘VİCDANI OLAN HERKES MHP’YE YAPILANI KINAMALI’
Son olarak siyasi geçmişiniz sayesinde seçmen davranışını çok iyi analiz edebilen birisiniz...Sizce kasetler MHP’nin oylarını artırır mı azaltır mı?
Türkiye’de bu çok nettir: Mağdur pozisyonuna düşen herkes kamuoyu desteğini yanına alır. Seçim öncesinde koskoca bir siyasi partinin bütün omurgasını darmadağın eden böyle bir tezgah elbette MHP’de bir mağduriyet yarattı. Ama bu millet artık masa başında yazılan senaryolardan bıktı. Aynı şeyi Baykal için de yaptılar... O zaman da söylemiştim. Bu etik, ahlaklı ve demokratik durum değil. Vicdanı olan herkesin bu tezgahı kuranları kınaması gerekir. Bu işin bir tarafı... Bir diğer tarafında da şu gerçek var: Toplumun önündekiler yaşamlarıyla topluma örnek olmalıdır.