AKEPE Ortadoğu'ya Nasıl Örnek Oluyor?

metalic

New member
Katılım
18 May 2006
Mesajlar
3,007
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
119
Konum
Dünyayı bilmeyen, dünyanın maskarası olur. Kötülüğ
İmanla para arasında binamaz

Bir demokrasinin kalitesini, dayandığı özgürlük, eşitlik ve adalet çerçevesi belirler.

Türkiye, seçimler yaptığı için değil, özgürlük, eşitlik ve adalet çerçevesini “dinden bağımsız” yani laik çizdiği için Doğu ve Orta Doğu’daki İslam ülkeleri nezdinde itibar sahibidir. İran’da, Pakistan’da, Körfez ülkelerinde de seçimler yapılmakta, ancak o halklar yine de Türkiye demokrasisine gıpta etmektedirler. Çünkü verdikleri oylar, Türkiye’deki özgürlük, eşitlik ve adaleti getirmemektedir o halklara.

Eğer Hayrünnisa Hanım’ın, Halep sabunu, Şam baklavası, Amman oyası, Cidde yazması, Medine hurması, Mekke maşrapası, Riyad ebrusu, Yemen kahvesi, Abu Dabi cezvesi tedarik ettiği çarşı pazarlarda Türkiye’nin itibarı varsa, onun tesettürüne değil, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığınadır.

Eğer, “Vay canına, vekil mahremi ve yüzü peçeli değil, sadece türban takıyor!” diye hayranlık uyandırıyorsa, bu itibarı bile kendisini çarşaf giymek zorunda bırakmayan, türbanla yetinmesini sağlayan “laik cumhuriyet” e borçludur.


***

Hayrünnisa Hanım, kuşkusuz zekâsız bir kadıncağız değil. Onun gibi, Emine Hanım gibi, türbanlı hanımlarını kollarına takıp Orta Doğu’nun kendinden menkul kral şeyhleri, “seçilmiş” diktatörleri, asfalt emirlerinin yağlı şatafatını “kendilerinin başa gelebildiği Türkiye’ye itibar” olarak algılayan AKP’li kocalar da aynı hataya düşüyor.

Nedir bu hata?

Türkiye’nin, İslamcı bir demokrasiyle, Orta Doğu’ya “önder” olabileceğini sanmak.

Türkiye, Osmanlı Hilafeti olarak hem önderi, hem de efendisiydi Orta Doğu’nun. Yöneticileri de, tıpkı AKP yöneticileri gibi Orta Doğulu muhataplarından “daha modern” diler. Ama Orta Doğu, tekme tokat kovdu Osmanlı’yı\’85

Eğer bugün, Osmanlı’yı kovan Arap torunları Türkiye’ye itibar ediyorsa, o itibar sadece, kendilerinin olamadığı “ulus” birliğini yaratarak, özgürlük, eşitlik ve adalette şeriatı aşabilen bir cumhuriyete duyulan gıpta, hatta kıskançlıktır!


***

Türkiye’nin güney sınırları ötesindeki tüm Müslüman halkların (AKP muktedirlerini karşılayıp uğurlayan silahlı ya da külahlı Arap şeyhleri, bedevi emirleri değil, onların sopasıyla dövülen halkların!) yüzü Türkiye’ye dönük, çünkü Türkiye’nin yüzü Batı’ya dönüktür.

Hele çevirsin Türkiye yüzünü Batı’dan, dönsün Doğu’ya, Orta Doğu’ya, tıpkı Osmanlı’nın suratına tükürdükleri gibi tükürürler.

Niçin İran takmıyor AKP iktidarını? Niçin İslamcı holdinglerin performansı, iş adamlarının zevkü sefası, kadınların iş kurmaları, araba kullanmaları, okuyabilmeleri, seçme ve seçilme hakkı “gıpta” uyandırmıyor İran’da?

Çünkü İran’da da o kadar demokrasi var, hatta daha fazlası.

Çarşaflı kadınlar, AKP’nin türbanlılarından da, başı açıklarından da önemli mevkilere geliyor, çok daha başarılı ve cabbarlar. Model oluşturmuyor AKP islamcılığı, İran halkına.


***

İran’daki “çarşaflı” demokrasiden bıkanlar ise, düpedüz “laiklik” rüyası görüyor artık, dinciliğin ılımlısını da, radikalini de istemiyorlar devlette.

En iyi onlar biliyor, “türban” ın nasıl bir simge olduğunu, türban sallayarak hangi kara çarşafın göndere çekildiğini, mayonun önce reklamlarda yasaklanıp sonra ancak “rüyada” giyilebildiğini, harem selam plajlarını, ahlak polisini önce onlar tattılar, eli sopalı “basıcılar” elinden onlar...

Peki AKP imamları, İran’daki mollalarla aynı bağnazlığı mı paylaşıyor ? Elbette hayır. Kıyaslanamaz bile.

Başlangıçta farkları yoktu, deveyi hamuduyla yutunca bizim imamlar “burjuvalaştı.”

Mine G. Kırıkkanat'tan alıntı, Vatan Gazetesi 18.05.2007
 
valla son günlerde yapılan butun karşıt konularda AKP ye nasıl bertaraf ederiz düşüncesi içinde gelişiyor.. açıkçası ben AKP li degilim ama açılan konulara bakılırsa çok basitsenecek hava görüyorum

kimi klise açtı diyor avrupaya şirin görünmek kimi dinci diyor doguya şirin görünmek için :D yani ne yapılsa suç çok mu iyi biliyonuzda biz mi bilmiyok anlamış degilm yaw :)

kabul edin bu ucuz karalamar ancak benim gibi kişileri bile akp nin haklı oldunu gösterecek kadar inandırıcı oluyorsa hiç böyle konu açmayın...
bana gerçek açıkları olan bir partinin muhalifligini yapında bende göreyim bunlar ciddiye alınacak açıklar degil

biraz daha araştırın en iyisi ;)
 
"Çarşaflı kadınlar, AKP’nin türbanlılarından da, başı açıklarından da önemli mevkilere geliyor, çok daha başarılı ve cabbarlar. Model oluşturmuyor AKP islamcılığı, İran halkına.

İran’daki “çarşaflı” demokrasiden bıkanlar ise, düpedüz “laiklik” rüyası görüyor artık, dinciliğin ılımlısını da, radikalini de istemiyorlar devlette.

En iyi onlar biliyor, “türban” ın nasıl bir simge olduğunu, türban sallayarak hangi kara çarşafın göndere çekildiğini, mayonun önce reklamlarda yasaklanıp sonra ancak “rüyada” giyilebildiğini, harem selam plajlarını, ahlak polisini önce onlar tattılar, eli sopalı “basıcılar” elinden onlar..."


Denmiş yazıda. Mantıksız bir yazı olduğu bu bölümden belli. Çarşaf örtünmenin en üst sınırıdır. Fakat çarşaf giyilebiliyor diye bir ülkede çarşaflılar belirli mevkilere gelebiliyorlar diye illa türban zorunluluğu sonucu doğar diye bir kaide yok. Bunu savunan şunu demiş olur: "Ülkemizde bikini giyen varsa bu türban yasağının bir adımıdır." O zaman başörtü takan herhangi biri bikiniye karşı olmakta haklıdır. Çünkü bikini varsa başörtü yoktur... Bu yazının anlayışına göre böyle.
Oysa İsviçre'de çarşaflı da mini etekli de kıyafetine bakılmadan belirli görevlere gelebiliyor. Yani bunların ikisi aynı anda olabiliyor. Konuyu çarpıtıp da başörtüye öyle güzel getirmiş ki yazıyı yazan, tarafsızlığına(!), düşünce sistemine hayran kaldım :D
Başörtü simge falan değildir. Dini inanç olarak varlığını sürdürür. Simge olarak takan da varsa vardır ama herkes bu amaçla takmaz. Bunun dışında simge olması da sorun değildir, herkes dinini veya siyasi görüşünü belli edebilir... Fakat zaten simge değildir, örtünme sınırıdır başörtüsü... Bunun varlığı laikliğe bir zarar vermez. Ama eğer bazı gazeteciler sağduyudan yoksun şekilde oturup da,"başörtünün ne olduğu belli simgedir hepimizi kapatacaklar" gibisinden yorumlar yaparsa, demokrasinin d'sini de uzlaşmanın u'sunu da özgürlüğün ö'sünü de bulamazsınız o ülkede. Çünkü o ülkede görüş farklılıkları inatçılıkla benim dediğim olacak otoriterliğine dönüşmüştür. Güç kimdeyse onun dediği olur. Ama kimse memnun olmaz, çünkü güçler paylaşılmıştır. Bir filozofun dediği tarz bir demokrasi tanımını doğrular o ülke:
"Demokrasi herkesin sesinin çıktığı ama kimsenin dediğinin olmadığı bir yönetim biçimidir"

Lütfen daha mantıklı ve faydalı görüşler paylaşalım... Bu bir rica sadece tabii istediğimizi paylaşabiliriz ama, gerçekten demokrasi ve özgürlük alanında bir şeyler olmaısnı istiyor isen önce farklı olana tahammüllü olmayı, empati yapıp neden o farklılıkta olduğunu anlamayı denemelisin.
saygılar
 
Geri
Üst