MARCUSX
New member
Ak Adalet Dönemi!
Evet, bu yeni dönemin adıymış.
Sondaki sözü başa almak gerek:
Halkımız, aklını başına almazsa, “Ak siyaset”ten gördüğü hayrı…
Elbette “Ak adalet’ten de görecektir!.
***
Ak Parti’nin ne kadar ak olduğunu görmek için, partinin genel başkanından eski-yeni bazı bakanlarının rafa kaldırılmış suç dosyalarına bakmak yetiyor.
Cumhuriyet tarihinde bugünküne benzer…
Resmi evrakta sahtekârlık…
Kalpazanlık…
Suç işlemek üzere örgüt oluşturmak…
Türünden “suç dosyaları”yla ülkeyi yönetmeye devam eden başka hiçbir kadro işbaşına gelmemiştir.
***
Dün gece yarısı “servise” hazır hale getirilen Ak Parti Anayasası’nın asıl amacı, bu kadroyu ileride “adalet çarpmasından” korumaktır.
Ki bu nedenle, Yüce Divan sıfatıyla görev yapacak olan Anayasa Mahkemesi’nin mevcut kadrosunu tasfiye edecek değişiklik yapılmıştır.
Tüm hedef, Ak Parti’nin karasını-kirini pasını görmeyecek, hatta örtecek bir Yüce Divan oluşturmaktır.
Bu kadar açık.
***
Tayyip Bey’in başından beri “Ak” lafında ısrar etmesi…
“Ak” demeyenleri “edep ve adap dışı” ilan etmesi, sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını bilmelerinden…
Hal, “Hiç değilse adımız ‘ak’ olsun!” halleridir.
***
Aklığa bu kadar meraklı olup da, kire-pasa-pisliğe bu kadar hoyratça yönelebilmeyi açıklamak kolay değildir.
Anayasa diye üretilen metin, Ak Parti’nin hizmete özel kendi ürünü.
Ak Parti, günlerdir, merdiven altında uyduruk hammadde ile imalat yapan deterjan ya da çamaşır suyu atölyesi gibi çalıştı.
Sonunda ortaya, adı bağımsız, ama neye bağımlı oldukları belirsiz dört-beş oyun desteğiyle bir ana-yasa çıkartılmış oldu.
Ana, yasadan ayrılmalıdır artık.
Çünkü kültür, “ananı da al git kültürüdür!”
***
Yargı düzenini altüst etmenin amacı reform, yani yeniden biçim vermek değil.
De-form, yani biçimini bozmak; o biçim hale getirmek!
Bu iktidar o biçim bir adalet peşindedir!..
Tek hedefi vardır:
İktidarca işlenen dolaylı dolaysız, mali, ticari, siyasi her türlü suçu suç olmaktan çıkartmaktır.
Yargıda değişikliğin hedefi, barajların, santralların, doğal kaynakların, kara ve demiryollarının, limanların istenilen bedelden, istenilen kişilere satılabilmesini, yargıya takılmadan gerçekleştirmektir.
***
Yargı artık yürütmenin etkisine, yetkisine terk ediliyor.
Bundan sonra sıra, yargının özelleştirilmesinde-taşeronlaştırılmasındadır.
Bu süreçte mahkemeye işi düşenlerin önce AKP önde gelenlerine uğramaları…
Sonra da iktidarın aracılığına başvurmaları ve desteğini almaya yönelmeleri gerekmektedir.
***
İktidarın, dolaylı-dolaysız atama yoluyla Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu kendine göre düzenlemesinin amacı, ülkede “Ak adalet sürecini” başlatmakmış!
Ak adalet’in sonu nereye varır?
Bunu da, reddedilen 8. maddeden sonra liderine bağlılığını ispat için çırpınan bir eski sayın bakan açıkladı: “Başbakan uçuruma atlarsa biz de atlarız. Türk töresi bunu gerektirir!”
İyi mi?
***
Adam, düne kadar bakanlık yapmış…
TBMM’de ettiği yemin, meğerse anayasaya değil, Tayyip Bey’e bağlılık yeminiymiş!
Uçurumdan söz ettiğine göre, bu anayasa ile nereye sürüklendiğimiz de ortada…
AHMET TAN
Evet, bu yeni dönemin adıymış.
Sondaki sözü başa almak gerek:
Halkımız, aklını başına almazsa, “Ak siyaset”ten gördüğü hayrı…
Elbette “Ak adalet’ten de görecektir!.
***
Ak Parti’nin ne kadar ak olduğunu görmek için, partinin genel başkanından eski-yeni bazı bakanlarının rafa kaldırılmış suç dosyalarına bakmak yetiyor.
Cumhuriyet tarihinde bugünküne benzer…
Resmi evrakta sahtekârlık…
Kalpazanlık…
Suç işlemek üzere örgüt oluşturmak…
Türünden “suç dosyaları”yla ülkeyi yönetmeye devam eden başka hiçbir kadro işbaşına gelmemiştir.
***
Dün gece yarısı “servise” hazır hale getirilen Ak Parti Anayasası’nın asıl amacı, bu kadroyu ileride “adalet çarpmasından” korumaktır.
Ki bu nedenle, Yüce Divan sıfatıyla görev yapacak olan Anayasa Mahkemesi’nin mevcut kadrosunu tasfiye edecek değişiklik yapılmıştır.
Tüm hedef, Ak Parti’nin karasını-kirini pasını görmeyecek, hatta örtecek bir Yüce Divan oluşturmaktır.
Bu kadar açık.
***
Tayyip Bey’in başından beri “Ak” lafında ısrar etmesi…
“Ak” demeyenleri “edep ve adap dışı” ilan etmesi, sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını bilmelerinden…
Hal, “Hiç değilse adımız ‘ak’ olsun!” halleridir.
***
Aklığa bu kadar meraklı olup da, kire-pasa-pisliğe bu kadar hoyratça yönelebilmeyi açıklamak kolay değildir.
Anayasa diye üretilen metin, Ak Parti’nin hizmete özel kendi ürünü.
Ak Parti, günlerdir, merdiven altında uyduruk hammadde ile imalat yapan deterjan ya da çamaşır suyu atölyesi gibi çalıştı.
Sonunda ortaya, adı bağımsız, ama neye bağımlı oldukları belirsiz dört-beş oyun desteğiyle bir ana-yasa çıkartılmış oldu.
Ana, yasadan ayrılmalıdır artık.
Çünkü kültür, “ananı da al git kültürüdür!”
***
Yargı düzenini altüst etmenin amacı reform, yani yeniden biçim vermek değil.
De-form, yani biçimini bozmak; o biçim hale getirmek!
Bu iktidar o biçim bir adalet peşindedir!..
Tek hedefi vardır:
İktidarca işlenen dolaylı dolaysız, mali, ticari, siyasi her türlü suçu suç olmaktan çıkartmaktır.
Yargıda değişikliğin hedefi, barajların, santralların, doğal kaynakların, kara ve demiryollarının, limanların istenilen bedelden, istenilen kişilere satılabilmesini, yargıya takılmadan gerçekleştirmektir.
***
Yargı artık yürütmenin etkisine, yetkisine terk ediliyor.
Bundan sonra sıra, yargının özelleştirilmesinde-taşeronlaştırılmasındadır.
Bu süreçte mahkemeye işi düşenlerin önce AKP önde gelenlerine uğramaları…
Sonra da iktidarın aracılığına başvurmaları ve desteğini almaya yönelmeleri gerekmektedir.
***
İktidarın, dolaylı-dolaysız atama yoluyla Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu kendine göre düzenlemesinin amacı, ülkede “Ak adalet sürecini” başlatmakmış!
Ak adalet’in sonu nereye varır?
Bunu da, reddedilen 8. maddeden sonra liderine bağlılığını ispat için çırpınan bir eski sayın bakan açıkladı: “Başbakan uçuruma atlarsa biz de atlarız. Türk töresi bunu gerektirir!”
İyi mi?
***
Adam, düne kadar bakanlık yapmış…
TBMM’de ettiği yemin, meğerse anayasaya değil, Tayyip Bey’e bağlılık yeminiymiş!
Uçurumdan söz ettiğine göre, bu anayasa ile nereye sürüklendiğimiz de ortada…
AHMET TAN