Aferin Can Dündar! Ata'yı hovarda ve megaloman yaptın!

dream_77

New member
Dündar'ın yaptığı 'Mustafa' filmi, Türk düşmanlarının eline fırsat verdi.

İşte Alman gazetesinin 'Mustafa' ve Atatürk yorumu.
SÜDDEUTSCHE ZEİTUNG:
HOVARDA VE MEGALOMAN

Tirajı günde 448 bin 411 olan liberal sol eğilimli Süddeutsche Zeitung'un 14 Kasım 2008 tarihli sayısında, Kai Strittmatter imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yazının özet çevirisi şöyledir:

--Kemal Atatürk'ün İnsani Yönlerini Yansıtma Cesareti Gösteren Bir Belgesel Türkiye'yi Sarsıyor--

Şaşırtıcı olan, bu filmin tartışılıyor olması değil, bu film hakkında konuşuluyor olmasıdır. Bu en azından, her hafta Atatürk'e ant içilen, "ülkenin Ata'sının" portre ve söylemlerinin birinci sınıf öğrencilerine matematik ödevlerinde bile eşlik ettiği Türkiye'deki okulları tanımayanlar için böyledir.

Belgesel, Atatürk'e annesinin verdiği "Mustafa" adını taşıyor. Taraf gazetesinin deyişiyle bu, Türkiye'de, sadece Kuzey Kore'nin liderlerine davrandığı gibi bir muamele gören kişi hakkında hazırlanmış bir film. Yeni bir şey anlatmayan belgeselin yüzde 50'si hâlâ bir lider kültünü yansıtıyor, yüzde 40'ı tıpkı kamu televizyonlarının yayınları gibi sıkıcı, ancak geriye kalan yüzde 10, duygulandırıyor ve insani taraflarını gösteriyor.

Bu yüzde 10 bile Türkleri kızdırmaya yetiyor. Ancak, eğer bir uyku hapı insanların kanını kaynatabiliyorsa, o zaman uyku hapından ziyade hastaya göz atmak gerekir.

Türkiye, sadece Atatürk olduğu için bugünkü haliyle var olan bir devlet. Asker olarak olağanüstü bir stratejist, devletin kurucusu olarak bir vizyoner. Türkleri kurtaran; Osmanlı İmparatorluğu'nun enkazından yeni bir cumhuriyet yaratan; geçmişle bağları sabırsızlıkla radikal bir şekilde koparan ve bir gecede Avrupa'ya yönelmeyi emreden; Hilafeti kaldıran; dini kamusal alandan uzaklaştıran; kadının eşitliğini sağlayan; Arap harflerinin yerine latin alfabesini getiren; hapis cezasıyla tehdit ederek fes ve sarığı yasaklayan ve yerine Avrupavari şapka takılması talimatı veren kişi. Ancak, bıraktığı mirasları arasında otoriter tek partili bir devlet, kendisini siyasetin üstünde gören bir ordu ve ölümünden kısa bir sonra Atatürk'ü yarı tanrı gibi yüceltmekte acele eden bir toplum da var. Bu toplum kendisine yedek bir din olan Kemalizmi yarattı.

Atatürk kültünün boyutunu bilmeyenlerin "Mustafa" filmine gösterilen tepkileri anlaması mümkün değildir. Büstleri, portreleri, heykelleri Türkiye'deki her pazar yerini, her memur odasını süslüyor. Şapka devrimi bugüne kadar geçerli olmayı sürdüren bir yasa olup diğer birçok şey gibi dokunulmaz. Pazartesi günü ölümünün 70. yılıydı ve her yıl olduğu gibi -Atatürk'ün vefat ettiği- saat 09.05'te ülkenin tamamında trafik durdu, insanlar ölen liderlerine saygı duruşunda bulunmak için taşıtlardan indiler. Siyaset profesörü Atilla Yayla ocak ayında, Atatürk'ten "bu adam" diye söz ettiği için 15 ay tecilli hapis cezasına mahkum edilmişti. Her yaz Damal dağlarına yansıyan Atatürk siluetini görmek için bölgeye ziyaretçi akın ediyor.

--Kötü Güçlerin Bir Saldırısı mı?--

Atatürk'ün hayranı olarak bilinen gazeteci Can Dündar, "Mustafa" filmini tüm bunları dikkate alarak çekti. Şimdi ise, tam da herkesle iyi geçinmeye çalışan, asi davrandığı hiç duyulmamış olan Dündar, "Atatürk'ü ulusun gözünde küçük düşüren ve orduyu zayıflatan bir filmi sinemalara taşımakla" suçlanıyor. Vatan gazetesi köşe yazarı Yiğit Bulut, filmin, emperyalist güçlerin Türkiye'ye karşı yürüttükleri psikolojik operasyonunun bir parçası olduğunu düşünüyor ve yapılacak tek şeyin, filmi seyretmemek olduğunu söylüyor. Bulut, öncelikle de ahlaklarının bozulmaması için çocukların filmi görmelerine izin verilmemesini istiyor.

Peki film neyi gösteriyor? Kendisini yalnız hisseden ve bazen kararsız, günde üç paket sigara tüketen, her gece bir şişe rakı içen, yanından uzaklaştırdığı sevgilisi intihar eden ve bir mektupta bizzat, "Sonuçta ben de bir insanım, kutsal biri değilim" diye yazan bir Atatürk. Bunların hepsi bilinen ve yüzlerce kitapta yazan, ancak hiçbir öğretmenin dile getiremeyeceği ve hiçbir Türk filmde gösterilmeyen şeyler. Dündar'ın belgeselinin aynı zamanda Atatürk'e duyduğu hayranlığın bir itirafı oluşu da bu durumda bir fayda getirmiyor. Hatta Dündar'ın saygısı, sonradan oynanan sahnelerde liderin yüzünü ve kafasını göstermeyecek kadar ileri gidiyor.

Turkcell daha yapım aşamasında, önceden söz verdiği sponsorluk desteğini geri çekti. Atatürk yalnız mıydı? Atatürk'ün evlatlığı 75 yaşındaki Ülkü Adatepe, "O, hiç yalnız değildi Arkasında onu seven bir ulus vardı" diye protesto ediyor. Atatürk bir hovarda mıydı? Hürriyet gazetesinin bir köşe yazarı "vicdansız, zamparalıktan zevk alan bir megaloman" portresinden şoke olmuş bir tepki gösteriyor. Atatürk bir sigara tiryakisi ve alkolik miydi? Türkiye Sigarayla Savaşanlar Vakfı, "gençliğin idolüne fikri cinayet" işlendiği ve sigara reklamı yapıldığı gerekçesiyle film hakkında suç duyurusunda bulundu ve hatta, film nedeniyle yaşanan değer kaybının "Türkiye'nin parçalanmasına" bile neden olabileceği iddia edildi.

Halbuki filmde, Atatürk'ün 10 Kasım 1938 tarihinde daha 57 yaşındayken siroz hastalığından vefat ettiğinden veya isyancı Kürtlere yönelik kanlı katliamdan hiç söz edilmiyor. Ancak tahtların koruyucuları, Atatürk'ün bir dostuna, "Cumhuriyetin kuruluş konuşmasını dişlerini kaybettiği için kısa tuttuğunu" söylediği sahnelere bile tahammül edemiyorlar. Zira onlara göre Tanrılar kusursuzdur. Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, bunun eski ideologlarla yaşanan bir sorun olduğunu, Atatürk'ün ölümcül biri olmasına izin verilmediğini, onun insanüstü, bir Tanrı olarak gösterilmek istendiğini söylüyor. Peki neden? Tüm büyük liderler insandı; özel yetenekleri olan insanlar. Ancak hepsinin zayıf yönleri vardı, ama onlar buna rağmen sevilip ve sayılıyorlar.

--O da Sadece Bir İnsandı--

Bu tartışma, Cumhuriyet kadar eski olan tabuları hatırlattığı gibi, bu tabuların sarsıldığının da bir kanıtıdır. Bu durum ise koyu Kemalistleri korkutmaktadır. "Mustafa" filmini şimdiden bir milyon insan seyretti. Bir köşe yazarı, filmin, uyuşturucu yerine alınan methadon etkisi yaptığını yazıyor: "Millet yavaş yavaş eski resmi tabloya bağımlılıktan kurtarılıyor." Ancak Kemalistlerin kendilerini yalnız hissetmeleri gerekmiyor. Mustafa filmi öncesinde gösterilen Freşa firmasının limonata reklamında Atatürk'ün bir ifadesine yer veriliyor. Freşa firması reklam sorumlusu, şirketin Atatürk'ün değerlerine büyük önem verdiğini söylüyor. Reklam filmi şimdiye dek protesto edilmedi.


http://www.haberbu.com/haber/Aferin-Can-Dundar-Ata-yi-hovarda-ve-megaloman-yaptin/59487
 

HTML

Üst