Seçim yaklaştıkça terör tırmanışa geçti. Şehit cenazeleri, bazı siyasî partiler tarafından miting alanına çevriliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Kim şehitlerin kanı üzerinden politika yapıyorsa Allah yüz bin defa belasını versin. Hatta çoluklarına ve çocuklarına göstersin. Bundan iki-üç ay evvel olan bir şehit cenazesinde böyle kalabalıklar görmek mümkün değildi. Böyle sloganlar da yoktu. Seçim sathına girince, bu sefer kalabalıklar da çoğaldı, terbiyesizlikler de çoğaldı. On beş gün önce Karşıyaka'daki cenazede imam bağırıyor ve “Lütfen, cenazemize karşı saygılı olalım. Susun da namaza başlayalım” diyor. Buna rağmen tekrar terbiyesizliğe devam ediyorlar. Camide bir cenaze var. Vatan için canını ve kanını vermiş insan yatıyor. Niye geldin camiye? Eğer camiye geldiysen, senin dinin de İslam'sa o zaman caminin bir adabı ve erkânı vardır. Camide sükûnet içerisinde düşman bile barışık hale gelir. Barış içinde olunması gereken bir yerde sen kalkar sloganlar atarsan, terbiyesiz hareketlerde bulunursan, ben bir şehit babası olarak bunu asla kabul etmem.
Genelkurmay'ın çağrısı üzerine terörü lanetleme mitingleri yapılacak. Cumhuriyet mitingini organize edenler bu eylemi gerçekleştirecek...
- Bayrak yürüyüşleri yapıldı. Tandoğan'dan başladı, Samsun'da bitti. Ankara'dan başladılar ve bütün Ege'yi gezdiler. Batıyı gezdiler. Diyarbakır da bu vatanın 81 ilinden değil mi? Malatya bir ili değil mi? Van ilimiz değil mi? Erzurum, Hakkâri ve Ağrı Türkiye'nin ili değil mi? Neden bu dernekler ve kuruluşlar, gidip oralarda miting yapmadılar? Bu mitingleri birilerine hizmet etmek için yaptılar. Türkiye'yi bölen bir harita kamuoyuna yansımıştı. İsrail'e kadar bir hat var. Bu hatta Ermeni ve İsrail devleti gösteriliyor. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Tabipler Odası, Barolar Birliği, Ankara'nın ötesi bizim değil diyor. Ben o manayı algıladım. Gidip Erzurum'da, Sivas'da, Malatya'da miting yapsalardı, Diyarbakır'da da yapsalardı, ne olurdu? Ne kaybederlerdi? Buraları vatan değil mi?
Terör mitinglerine katılacak mısınız?
- Bu gruplar terörü lanetleme mitingi yapacaklar. Geldiler, üç gündür beni sıkıştırıyorlar. Atatürkçü Düşünce Derneği ve bazı dernekler miting yapacaklarmış. Benim mitingi organize etmemi istediler, 'Niye gideyim?' dedim. Bugünlerde bayrak yürüyüşlerinde bir rant elde edildi. O rantın devamını getirebilmek için şehitler kullanılmaya başlanacak. Şehitler üzerinden, kan üzerinden politika yapmaya başladılar. Allah, yüz bin defa belalarını versin çünkü kan üzerinden politika olmaz. Bu vatan hepimizin. İşçi sendikaları Taksim'de miting yapmak istediler, 37 insan öldüğü için. Peki, 4 sene, 4,5 sene önce niye Taksim'de miting yapmayı düşünmediler? Niye şimdi gittin? Şimdi gitmende maksat var. Bu hükümet tabanca zoruyla gelmedi, top zoruyla gelmedi. Bundan önceki hükümetlerin getirdiği seçim sistemiyle geldiler, oturdular. Beğenmeyebilirsin, seçim var, iki üç ay sonra sandığa gidersin ve oyunu kullanırsın. Bundan önce Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli vardı. Vatandaş bir tekme vurdu, kuyunun dibine attı.
Buna da vursun, kuyunun dibine atsın ama demokratik teamüller nasıl çalıştıysa aynı şekilde çalışsın. O zaman eşitlik olur. Ama şimdi eşitlik yok şimdi? Çıkar ve menfaat gruplarını cenazelere gönderiyorlar ve bağırıyorlar. Türkiye'yi kimse istila etmemiş. Ne yürüyüşü bunlar. Nereden çıkardılar. 1980'den önce gençlerimizi sağ ve sol diye kırdırma operasyonu vardı. Asala bitti, sol bitti, Alevî-Sünnî kavgası bitti. Herhalde kardeşkanının akabilmesi için PKK'yı susturacaklar, yakın zamanda Öcalan'ın kardeşini, Karabıyık'ı teslim edecekler. Ondan sonra başka senaryo koyacaklar. Kardeş kardeşi öldürecek.
Terör mitinglerine çağrı yapanlar ve düzenleyenler samimî mi?
- Şimdiye kadar nerelerdeydiler? Benim cenazeme gelmeyen, benim derneğimin kapısını bilmeyen ve görmeyen biri nasıl miting yapar? Şehit babasıyım. Bunların yaptığı düpedüz istismar. Ben asla böyle yürüyüşleri kabul etmiyorum. Mitinglerine gitmeyeceğim ve sokağa dahi çıkmayacağım.
Askere giden kişiler arasında ayrımcılık yapılıyor mu?
- Şehitler arasında paşa çocuğu yok, fabrikatör çocuğu yok, profesör çocuğu yok, hatta sarrafın çocuğu dahi yok. Altın satan kişinin çocuğu bile yok. O zaman ne oluyor? Benim aklıma şu geliyor. Demek ki insanların çocukları askerlik çağına geldiğinde, bunların aile bilgileri bilgisayarda göz önüne çıkıyor. Diyelim ki, Yavuz Alphan. Bunun oğlu gitsin Şırnak'a. Bakıyor, doktor. Bunun oğlu gitsin İstanbul'a diyor. Bakıyor, bunun oğlu fabrikatör. Gitsin İstanbul'a diyor. Bakıyor, sıvacı. Sıvacıdan adam mı olur, diyor.
Gitsin, Doğu'ya. Ben vatanımdan tiksinmeye başladım. Yapılan olaydan midem bulanmaya başladı. Bakanların, paşaların, medya patronlarının bile çocukları Doğu ve Güneydoğu'da yok. İnsanların aklına bir şeyler geliyor. Bu bilgisayar öyle ayarlanmış ki Ankara'da, ismini verdiğin zaman fakir ve zengin çocuğuna biliyor ve ona göre muamele yapıyor. Bilgisayar bile akıllı.
Şehit anneleri, 'Vatana canım feda olsun demeyeceğim' diyor. Bu tehlikeli gidiş değil mi?
- Ben de demiyorum. Ben de eskiden 'Vatan sana canım feda olsun' diyordum. Yaşım 71. Benim alnımda enayi yazmıyor. Ne oğlumu gönderirim, ne de kendim giderim. DYP eski Genel Başkanı Tansu Çiller'in oğlu İstanbul'da yalısında ve havuz başında askerlik yaptı. Genelkurmay eski Başkanı Doğan Güreş, oğlunu Doğu ve Güneydoğu'ya göndereceğini söyledi ama İzmir'e gitti oğlu. Kimse yok o tarafta. Genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının ve generallerin çocuklarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da askerlik yaptığı görülmedi. Mümkün mü ya..? Bilgisayarda onların ismi yok.
Açıklamalarınız birilerini rahatsız etmiyor mu?
- Cumhuriyet gazetesi beni aradı; benim konuşmamdan rahatsız olmuşlar. Geçtiğimiz basın toplantısında, 'Ben hep fakir, fakir çocukları ölüyor. Zenginler, fabrikalarında viski mi içecek?' dedim. Bu sözlerim gazetelerde çıkmadı. Çıksa millet uyanacak. Şehit babasının feryadı diyecekler. Sansürlenecek ki, kimse duymasın.
ADD'nin şehitlere yönelik tavrını nasıl buluyorsunuz?
- ADD'nin başında Yekta Güngör Özden vardı, bir ay duramadı, Atatürkçüydü ve Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nda bulunmuştu. Adam orada bir ay duramadı, pisliğini gördü. Sonra bir paşa getirdiler. Kendisini İzmir'e geldiğinde görmüştüm, iri yarı dev gibi bir adam. Şener Eruygur. Türkiye'de paşa oluyorsun, emekli oluyor, 3-5 milyar maaş… Benim çocuğum üniversiteyi bitirdi, iş bulamıyor, paşa çocuklarına ikinci iş veriliyor. Bu yanlış. Fakir çocuğu okumasaydı, hamal olsaydı. İşin çilesini çeken biziz, şehit aileleri ve esnaf; ama şehitlikten nemalananlar bunlar. Tuncay Özkan, İzmir'de bir miting yaptı, bin kişi toplayamadı. 7 trilyon para verildi. Ben üç tane şehit verdim. Ablam, ağabeyim ve ben üç şehit verdik. Ben ordumu çok severdim ama bakıyorum gece beyanat yayımlıyor. Özde değil, sözdeymiş, sözde değil, özdeymiş! Hükümet Kuzey Irak'a girilmesine izin vermiyormuş! Milli Güvenlik Kurulu'nda boşu boşuna mı oturuyorlar, pasta ve kekleri yiyorlar ve meyve sularını içiyorlar? MGK'da tartışın, Kuzey Irak'a girilmesini ne sokakta tartışıyorsunuz? Böyle şey olur mu?
RENKLİ Dergisi
KAYNAK
YORUMSUZZZZZZZ.....
Söylediklerinin bir çoğuna katılıyorum..Ama bir çoğuda AKP ağzıyla söylenmiş gibime geliyor...Acaba siyaseti kim yapıyor.???
