UmitcanKHO
New member
- Katılım
- 25 May 2008
- Mesajlar
- 3,527
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Trabzonsporun sezon başında Manisaspordan transfer ettiği Ferhat Öztorun, 2 sezon forma giydiği Manisasporda tecrübe kazandığını ve Trabzonspordan gelen teklifi hiç tereddüt etmeden kabul ettiğini söyledi.
Hürriyet'in haberine göre, Genç futbolcunun Futbol Federasyonunun TamSaha Dergisinde yer alan röportajı şöyle:
- Futbola nasıl başladığını ve takip eden süreci bize anlatır mısın?
10 yaşında Galatasarayın altyapı seçmelerine girdim. Üç tane seçme yapıldı. Bu seçmelerde başarılı olunca en alt kategori olan minik takımda oynamaya başladım. İkişer sene minik ve yıldız takımda oynadıktan sonra B genç, Süper Genç, PAF ve sonunda A takıma kadar yükseldim. Galatasaraydan Manisaspora geçtim. İki sezon oynadıktan sonra da şimdi Trabzonspordayım.
- Şimdi Galatasarayda kaptanlığa yükselen Arda da bir dönem Manisasporda kiralık olarak forma giymiş, tecrübe kazanmış ve daha sonra takıma daha donanımlı bir şekilde dönmüştü. Sen de gelişme döneminde Manisaspora transfer oldun. Şimdi de Türkiyenin dört büyük takımından bir tanesindesin. Gelişim döneminde yapılan bu tür takım değişiklikleri oyuncuya neler katıyor?
Manisaspor bana bilmediklerimi öğretti. Örneğin tecrübe denilen şeyi. Orada Galatasaraya nazaran daha fazla oynama şansı buldum. Acemiliğimi üzerimden attım. İnsanlar hata yapa yapa öğreniyor. Bu işler hatasız da olmuyor. Profesyonelliğin içindeki birçok etkeni Manisasporda öğrendim. Şehirde ailemden uzak bir şekilde tek başıma yaşıyordum. İnsanlar böyle ortamlarda daha da olgunlaşıyor.
- Trabzonspora transferin nasıl gerçekleşti?
Geçen sezon Manisasporun 34 maçından 31inde forma giydim. Bir tanesinde sarı kart cezalısı olduğum için, bir diğerinde ise Ümit Milli Takıma gittiğim için oynayamadım. İyi bir performans sergiledim. Bank Asya 1. Lig Yılın Sporcusu Ödüllerinde yılın on birinde yer aldım. Tüm bunların ardından bir gün menajerim telefon etti ve Trabzonsporun benimle ciddi şekilde ilgilendiğini söyledi. Transfer için bir görüşme teklifi yaptıklarını aktarınca, öneriyi hemen kabul ettim. Menajerimle konuştuğumda tatildeyim. Tatil dönüşünde Trabzonsporla görüşmeyi yaptım ve anlaştım. Transfer bu şekilde gelişti. Trabzonsporun teklifini düşünürken hiç tereddüt etmedim. Daha transfer sezonunun başıydı ama diğer ilgilenenleri dikkate almadım.
- Sol ayaklı futbolcular her zaman ilgi gören oyunculardır. Sen de bir sol savunmacı olarak, bölgenin gerektirdiği unsurların ne kadarını üzerinde taşıyorsun? Geliştirmeyi düşündüğün yönün var mı?
Dünyanın en iyi oyuncusu da olsanız, gerekli çalışmayı yapmadığınız zaman özelliklerinizden kaybetmeye başlarsınız. Bunun sonucunda da düşüş yaşarsınız. Bu yüzden de sürekli çalışmalısınız. Benim bölgem için de ilk önce savunmanız iyi olacak. Ne zaman ileri çıkacağınızın, ne zaman savunma bölgesinde kalacağınızın zamanlamasını iyi yapmanız gerekir. Zeki olmalısınız ve kendini kollamalısınız.
- Türkiyede altyapıdan oyuncu yetiştirme sistemini nasıl görüyorsun? Düzeltilmesi gereken kısımları var mı?
Türkiyede yetenekli genç oyuncularımız var. Her sezon da bu oyuncularımızın bir kısmı göz önüne çıkıyor. Fakat Türkiyede gençken oynamak, yurtdışı ile kıyaslandığında biraz zor. Çünkü Türkiyede gençler, çok fazla baskı altında kalıyor. Bazı ağabeylerin onlara karşı yaklaşımları da gençleri strese sokabiliyor. Gençler hata yapa yapa öğreniyor. Hatalarını görüyor ve bunları bir daha yapmamaya çalışıyor. Tabii burada halkın bakışı da önemli. Türk insanı sadece takımının o gün kazanmasını istiyor. Sahada gördüğü oyuncunun yaşı 17ymiş, 37ymiş onlar için önemli değil. İnsanlar sadece galibiyet ve iyi oyun bekliyor. Bu da gençler için olumsuz bir etken.
- Ya tribünler ve medyanın bakışı? Bunlar da etkiliyor mu sizi?
Ben gençlerin gazete ve TVleri çok fazla takip etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü olumlu ya da olumsuz o kadar çok şey yazılıyor ki, mutlaka etkileniyorlar. Etkilenmiyorum diyen yalan söylüyordur. İyi yazılar sizi havaya sokar, kötü yazılar da moralinizi bozar. Bu doğaldır. Bu yüzden spor programlarını çok da fazla izlemesinler.
- Belki de gençlere medya ile ilişkiler veya halka ilişkiler türü eğitimler verilmeli. Sence yararlı olur mu?
Çok faydalı olur bence.
- Dünyadan ve Avrupadan senin mevkiinde beğendiğin, öne çıkan oyuncular kimler?
Roberto Carlos, futbolu bırakanlardan Fransa Milli Takımının sol beki Bixente Lizarazu, Türkiyeden Ergün Penbe ve Hakan Ünsal ağabeylerim. Şu anda Galatasarayda oynayan Hakan Balta.
- Trabzonsporda diğer sol bek Hırvat Hrvoje Cale ile aranızdaki rekabet nasıl gelişecek?
Bence rekabetin olması güzel bir şey. İki tarafı da tetikleyecek bir unsur. Bölgesinde tek olduğunu bilmek bir oyuncuyu rehavete sürükleyebilir. Her zaman sizi zorlayan biri olduğunu görmek daha çok çalışmanıza neden olur. O bir yapıyorsa, ben iki yapayım dersiniz. Bu da takıma olumlu yansır.
- Son yıllarda gerek kulüp, gerekse milli takımlar düzeyinde elde edilen başarılı sonuçlar, Türk oyuncuların Avrupa liglerinde oynama şansını artırdı. Sen kendini gelecekte nerede görmek istiyorsun?
Trabzonsporda başarılı olduktan sonra buradan Avrupaya gitmek istiyorum. Bunun için çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Yurtdışındaki elçilerimizin iyi performans sergilemeleri, arkalarından gideceklerin de yolunu açıyor. Artık yurtdışında bir Türk piyasasının oluşmaya başladığını söyleyebiliriz. Bu da çok güzel bir gelişme.
- Hangi lig seni daha çok cezbediyor?
İngiltere Ligini çok beğeniyorum. İspanya Liginde de paslarla büyük bir taktik savaş veriliyor. Orası da iyi. Alman Ligini Türkiye Ligine çok benzetiyorum. Sadece oradaki şartlar Türkiye ile karşılaştırıldığında daha iyi durumda.
- Maça çıkmadan önce sahada yapacaklarınla ilgili herhangi bir hazırlık yapıyor musun? Mesele oyunu kafanda oynuyor musun? Yoksa sahada pozisyonun durumuna göre reaksiyonlar göstermek daha mı tercih edilir bir şey?
Oyunu kendi kafamda daha önceden tarttığım zaman daha iyi bir performans sergiliyorum. Fakat sadece sahada pozisyona göre reaksiyon verirseniz, bu sizi zorlar. Daha önceden ne yapacağınızı bilmek size avantaj sağlar. Ben maçlardan önce kafamda karşılaşmayı oynarım. Topla hangi bölgelerde buluşmam gerektiğini, topu aldıktan sonra neler yapabileceğimi hep düşünürüm. Bunları kendi süzgecimden geçirdikten sonra daha başarılı oluyorum.
- Maçlardan sonra kendini izliyor musun?
Maçların tekrarlarını fırsat buldukça izliyorum ve kendime bakıyorum. Olumlu, olumsuz tüm yaptıklarımı yargılıyorum. Hatalarımı gidermeye ve iyi yaptıklarımın daha iyisini yapmaya çalışıyorum.
- Trabzonsporda nasıl bir ortam buldun?
Açıkçası Trabzon ve Trabzonsporla ilgili çok da bilgi sahibi değildim. Sadece deplasman maçları için geliyordum ve takımla ilgili söylenenleri biliyordum. Trabzona gelince burada futbolun çok sevildiğini, 7den 70e herkesin futbolla yatıp kalktığını gördüm. Bu da futbolcuyu baskı altına alabilecek bir şey. Sürekli iyi olmalısınız. Futbolcu aslında sahada biraz da gösteri yapıyor. Tribüne gelen seyirci de sizden iyi şeyler görmek istiyor, başarı bekliyor. Trabzonsporun kadrosu genç sayılabilecek bir kadro. Bunu da kendim için bir avantaj olarak görüyorum. Arkadaşlarım bana çok sıcak davrandı. Artık alıştığımı söyleyebilirim.
- Milli Takımların değişik kademelerinde birçok kez oynadın. Ay-yıldızlı formayı giymek bir futbolcuya neler katıyor?
Milli Takıma ilk gidişimi hatırlıyorum. Bölgeler arasında karmalar yapılmıştı. İzmir karması, İstanbul karması, Trabzon karması gibi. Bunlardan da Genç Milli Takımlar oluşuyordu. Her futbolcuda Acaba Milli Takıma girebilecek miyim? diye bir heyecan oluyordu. Milli Takıma gidebilmek çok çok önemli görülüyor. Milli Takıma girince Avrupayı ve Avrupadaki yaşıtlarınızı görme imkânı elde ediyorsunuz. Eskiden daha az maç yapılırken, şimdi yapılan müsabaka sayısı arttı. Bu da daha fazla takımla mücadele ediyorsunuz demek. Orada karşılaştıklarınız da gelecekteki muhtemel rakipleriniz. Onları önceden tanımak, kendinizi o sahada görmek güzel.
- Genç Milli Takımlar seviyesinde Türkiye, rakiplerine büyük üstünlük sağlıyor. Ancak aynı oyuncuların bir bölümünün A Milli Takımlar düzeyinde gereken sıçramayı yapamadığına şahit oluyoruz. Bunun sebebi ne sence?
Yurtdışında oyuncuların Adan Zye her şeyiyle ilgileniliyor. Bu da oyuncunun kendini geliştirmesini kolaylaştırıyor. Karşılaştığınız oyuncuların dört sene içerisinde büyük sıçramalar yaptığına şahit oluyorsunuz. Ancak bir de bakmışsınız, siz yerinizde sayıyorsunuz. Bu biraz yetiştirme tarzıyla da alâkalı. Kendine güven ve tecrübe alanında ileri gidiyorlar. Bizdeki seyirci baskısı onlarda yok. Ayrıca gençlere arka çıkılıyor. Bu söylediklerimden Türkiyede genç oyunculara destek verilmiyor sonucu çıkmasın. Veriliyor ama sonuna kadar değil. Oysa yabancı oyuncular birçok kez hata yapıyor, sonra yine yapıyor Ta ki öğrenene kadar. Ama bizim için aynısı geçerli değil.
- A Milli Takımla ilgili beklentin neler? Ne zaman orada görebiliriz seni?
İnşallah Trabzonsporda sergileyeceğim performansla ben de orada kendime yer bulacağım.
- Trabzonspor daha önce 6 kez şampiyonluk elde etmesine rağmen, son yaşadığı sevinç oldukça gerilerde kaldı. Sen Trabzonsporun şampiyonluk şansını nasıl görüyorsun?
Geçen sezon bu şampiyonluğa çok yaklaşılmıştı ama çeşitli talihsizliklerden dolayı bu gerçekleşmedi. Umarım benim ilk sezonumda bu hasrete son vermek kısmet olur. Uzun bir maraton var önümüzde. Bu sezonun Trabzonspor adına daha iyi geçeceğine inanıyorum.
- Son bir mesajın var mı?
Genç futbolculara bir mesaj vermek istiyorum. Hata yapmaktan korkmasınlar. Kendilerine güvensinler. Bildikleri yolda ilerlemeye devam etsinler. Sağda solda yazılanlara da fazla kulak asmasınlar. "