mendo68
New member
Terörist Abdullah Öcalan’ın en az konuştuğu konuların başında din kavramı gelmektedir. Ancak, az da olsa din hakkında kullandığı sözler onun dinsiz ve İslamiyet karşıtı olduğunu göstermektedir.
Örneğin, kendisiyle bir röportaj yapan Rafet Ballı ile arasındaki diyalog şöyledir:
Rafet ballı: size şu münasebetsiz soruyu sorayım. Tanrıya inanıyor musunuz?
Abdullah Öcalan: Bu konudaki cevabım şu. Bu soruyu soruş tarzınızı çok çarpık görüyorum. Sorulmaması gereken bir soru olarak değerlendiriyorum. Benim manevi dünyam...evren üzerinde düşünürüm. Einstein’in izafiyet kuramını fark ettiğimi söyleyebilirim. Hücre düzeni, yine astronomi düzeninedir, onlarla da ilgiliyim. Zaman zaman düşünürüm. Bol bol yıldızlara bakarım.
Rafet ballı: Yıldızlarla aranızda bir engel yok da...
Abdullah Öcalan: Doğanın oluşumuna ilgi duyuyorum. Bunun yanında mataryalizmi çok iyi anlamaya çalışırım. İnsanın üzerinde çok durduğumu bilirsiniz. Bütün bunlarda tanrı’nın yeri nedir? Her halde bu soruya en gerçekçi cevaplardan birine ulaşmışız. Ulaşmasaydık bu duruma gelmezdik.
Terörist Öcalan, bir başka konuşmasında da:
“ “Benim de bazı saplantılarım oldu. Tanrı saplantısından tutalım, başka saplantılara kadar, bir çok saplantı... Bak doğru, bazı arkadaşlar tutkulardan, saplantılardan bahsediyorlar. Benimkini anlatsam dehşete kapılırsınız...
Tanrıyı aşabilir miyim, aşamaz mıyım? Benim bir özelliğim de süreçleri zayıf yaşamam. Bu tanrıdan kopuş, aslında nedir? Tanrıdan, ideolojiden kopulmalıdır.”
“Ben Allah’ımla yıllarca uğraşmış adamım. Allah’ımla delicesine pençeleştim.”
Kaynak: “Parti önderliğinin kasım-1991 çözümlemeleri” isimli PKK yayını.
“İslamiyet bir emperyalist ideoloji olarak başladı.”
Kaynak : “21.12.1992 tarihli Lazkiye konuşmalarından”
Terörist, bir konuşmasında da kendisini Hz. Muhammed ile kıyaslar ve şunları söyler:
“Dünyada hiç kimse benim kadar göndermedi, uğraşmadı. Ne Lenin ne Marx ne Hz. Muhammed ne Ho Şi Minh ne de Humeyni vazife namustur. Ben vazifemi yaptım. Namuslu bir insan da yapmalı. Lenin “Bana 150 militan verin Rusya’nın altını üstüne getireyim” diyordu. Ben size 5 bin militan verdim ne oldu? Ayağınızın üstünde duramıyorsunuz, bahane buluyorsun. Bu namussuzluktur. Böyle olmaz böyle yürümez. Bütün kanunlarda talimatlarımız var. Büyük yoldaşlık ruhu ile hareket edin, düşmanın oyunlarına gelmeyin. Yoldaşlık ilişkileri ile oynayanları anında halledin. Devrimin büyük rolü ülkedekilere düşer.”
Terörist Öcalan, 13 Eylül 1998 günü Şam'da 60-65 kadar teröriste hitaben yaptığı konuşmasında, dini kökenli aile yapısının kadın özgürlüğünü kısıtladığını, kadınların din yüzünden hareket edemez duruma geldiğini, halkın emperyalist yapısı olan İslam'ı terk ettiği gün mücadelelerinin daha da güçleneceğini belirtir. Öcalan, sosyalist ahlakın topluma egemen olmasını istediği konuşmasına şunları da söyler:
"Kızlarımız, kadınlarımız, annelerimiz çocukça ve ahmakça hareket ediyor. Onlar, Kürdistan’ın çağdışı toplum etkilerini taşıyor. Düşmanın toplumumuza empoze etmiş olduğu karanlık toplumsal özellikleri değer yargısı olarak anlıyor. Kadınlarımız, açıkça söylüyorum dinin etkisinde kalarak pasifleşmiştir. Bu nedenle de kadın militanlarımız gittikçe azalmaktadır. Sadece kızlarımızı değil erkeklerimizi de engellemek istemektedirler. Pkk'ya katılırsan hakkımı helal etmem demektedir. Ne hakkı var, aptal kadın. Bırak oğlunu bırak kızını gelsin. Kadınlarımız, analarımız Kürdistan davasına ihanet etmiştir.
Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız tanrıdan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda tanrıdan koptum. Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. İslam kadınımıza bir şey vermemiştir. Bunun yerine sosyalist ahlakı koyacağız."