ABD, CIA ve Gladyo

Vtnsvr

New member
“İtalyan Gladyosunu çökerten savcı” olarak bilinen Felice Casson, geçen günlerde Türkiye’deydi.

Casson’un söyledikleri, Fethullahçı ve AKP yanlısı gazete ve televizyonlarda “Ergenekon Operasyonu”nun lehinde açıklamalar olarak yansıtıldı.

Oysa Savcı Casson’un vurguladığı çok önemli bir saptama vardı:

“Gladyo ABD, NATO ve CIA’nın denetimindedir.”

Sabah gazetesinden Ecevit Kılıç ile yaptığı röportajında Casson, aynen şunları söylemektedir:

“(Bu örgüt) doğrudan CIA'ya bağlıdır.

Kuruluş amacı, ülkeyi Sovyetler Birliği işgaline karşı korumak. Ama daha 60'lı yıllara gelmeden bu amacından sapıp, ülke içindeki muhaliflere karşı da görev yapmaya başladı. Aslında CIA'nın hoşuna gitmeyen grupları baskı altına alıyor, sindiriyordu… Yani kim CIA'ya, Amerika'ya muhalifse, hedefte onlar vardı.

Bütün devlet yöneticileri bu yapıdan haberdar değil... Kimin haberdar olacağı tamamen CIA'ya bağlı. Amerika kime güveniyorsa o Gladio'yu bilir.”

TÜRKİYE’DE OLAN NE?

Şimdi dönelim Ergenekon’a. Olgulara bakalım:

1. ABD yönetimi açıkça “Ergenekon’un kökünü kazıyın” talimatı veriyor. Ergenekon tezgâhı, ABD’nin talimatı ve yönlendirmesiyle kuruldu.

Ve Türkiye’deki ABD güçleri AKP, Fetulahçılar vb. Ergenekon operasyonunu yürütüyor.

2. Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki gazetecilerden Fehmi Koru,

‘Ergenekon Operasyonu’nun 5 Kasım 2007’deki Erdoğan-Bush görüşmesinde kararlaştırıldığını’

hem katıldığı televizyon programlarında, hem de yazılı basında açıklamıştır. Ve bu açıklama bugüne kadar yalanlanmamıştır.

3. 5 Kasım’daki Erdoğan-Bush görüşmesinden sonra bir Pentagon-CIA heyetinin Ankara’ya gelerek yerleştiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülen diğer yıpratma faaliyetlerinin yanı sıra, Ergenekon Operasyonu’nu da doğrudan yönettiği Aydınlık dergisi tarafından saptanmıştır.

4. 21 Ocak 2008 gecesi gerçekleştirilen operasyon öncesinde, saat 23.00 sıralarında Tayip Erdoğan, ABD Büyükelçisi ile özel bir görüşme yapmış ve daha önceden planlanan Davos gezisini iptal ederek operasyonu bizzat yönetmiştir. ABD Büyükelçisinin de böylece, Ergenekon soruşturmasında operasyonel olarak görev aldığı ortaya çıkmıştır.

5. Ergenekon Operasyonu’nun baş tanığı olarak ortaya sürülen Tuncay Güney, 3 Mart 2001’de İstanbul Emniyeti’nde bugünkü soruşturmaya temel alınan ifadesini verdikten hemen sonra 10 yıllık ABD vizesiyle bu ülkeye gitmiştir. Gittikten sonra da orada CIA denetiminde çalışan New York Institute adlı düşünce(?) kuruluşunun internet gazetesinde, “Editor in Chief (Genel Yayın Yönetmeni)” olarak görev almıştır.

GLADYO’NUN EN ÖNEMLİ TEZGÂHI

“İtalya’da Galdyoyu çökerten Savcı” Casson da kendi tecrübelerinden çıkarak söylediği gibi

“Gladyo ABD, NATO ve CIA denetiminde bir örgüttür”.

Evet, Türkiye’de de Gladyo var ve tezgâhını çalıştırıyor.

Gladyo, ABD ve AB’nin hedef aldığı İşçi Partisi ve Ordu’ya karşı operasyon yapıyor.

Ergenekon Operasyonu, Gladyo’nun son yıllarda Türkiye’deki en önemli tezgâhıdır.

Şemdinli tezgâhını tutturamayanlar, daha büyüğünü planlayıp uygulamaya koymuşlardır. Ve bu şekilde bir taşla iki kuş vurmayı hesaplamışlardır. Hem Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Türkiye’de Gladyo’ya karşı mücadele eden en kararlı gücü, yani İşçi Partisi’ni yıpratmak; hem de Fethullahçı Gladyo’nun eylem ve planlarını örtmek. Danıştay Suikastı, Rahip Santoro Cinayeti, Malatya’da Hıristiyan Misyonerlerin öldürülmesi, Hrant Dink Suikastı; hep Fethullahçı Gladyo’nun karanlık eylemleridir. İşçi Partisi bu karanlık tertipleri tek tek açığa çıkarmıştır.

İŞÇİ PARTİSİ’NİN MÜCADELESİ

Nitekim operasyonun son aşamasında, 21 Mart’ta tutuklanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer Parti liderleri hayatları boyunca SüperNATO’ya ya da Savcı Casson’un deyimiyle Gladyo’ya karşı mücadeleyi en önemli görev olarak bilmişlerdir.

Türkiye’ye Kontrgerilla’yı, Gladyo’yu İşçi Partisi öğretti. Aydınlık öğretti. Doğu Perinçek’ler öğretti.

Daha 1973 TİİKP Savunması, Kontrgerilla’yı açığa çıkardı. 1978-80 arasındaki Kontrgerilla’yı sergileme kampanyaları bu örgüte çok ağır darbe indirdi. 1977’deki 1 Mayıs Katliamını Doğu Perinçek’ler bütün boyutlarıyla ortaya koydu. 1980’lerde ünlü “MİT Raporu”nu, 1990’larda Gladyo’nun dünya çapındaki eylemi “Eşref Bitlis Suikastını”, Susurluk’u, Çiller Özel Örgütü’nü ve nihayet bugünkü Fethullahçı Gladyo’yu kamuoyunun önüne getiren ve karanlık faaliyetlerini teşhir eden İşçi Partisi’dir.

Doğu Perinçek ve arkadaşları, 12 Mart işkencehanelerinden beri Gladyo’nun Türkiye’deki kolunun yakasına yapışmışlardır. 1978’de çıkan Aydınlık gazetesi, 1980’lerde yayınlanan 2000’e Doğru dergisi ve şimdi de Ulusal Kanal ile Aydınlık; her aşamada Gladyo’yu teşhir eden bir numaralı yayınlar olmuşlardır.

GLADYO’NUN ADRESİ

Gladyo bugün tek bir adreste aranabilir.

İtalyan Savcı Casson’un dediği gibi “NATO ve CIA” adreslerinde. Türkiye’den söyleyecek olursak BOP Eşbaşkanlığı makamında ve Fethullah sicilli emniyetçilerde.



Mehmet Bedri Gültekin - İşçi Partisi
 

efsane1919

New member
Ergenekon örgütünün şeması '21. Yüzyılda Kemalist Hareket' isimli iki sayfalık bir belgenin içindeydi. Bu dokümanda şu ifadeler yer alıyor: "TSK bünyesinde faaliyet gösterdiği iddia edilen gizli bir örgütlenmenin olduğu, Ergenekon örgütünün Ergenekon başkanlığına bağlı, beş daire komutanlığı, iki daire başkanlığından oluştuğu, beş daire komutanlığının TSK mensupları, iki daire başkanlığının sivillerden oluştuğu, sadece Ergenekon başkanı tarafından bilinen 'Oeparasyon Dairesi Komutanlığı' altında bir yapılanmanın olduğu, Ergenekon örgütünün yazılı ve belirli amaca giden kurallar çerçevesinde faaliyet yürüttüğü, Ergenekon örgütünün bu faaliyetleri gerçekleştirebilir olduğu, örgütün amacının TSK mensubu ve sivil şahısları kullanarak, Atatürk adını, ilke ve inkılaplarını maskeleme yaparak illegal kazanç, gizli istihbarat, legal ve illegal faaliyetler, naylon terör örgütü kurmak, naylon şirketler oluşturma, suikast ve propaganda gibi yöntemler vasıtasıyla bir örgütlenme oluşturup, gizlilik prensipleri altında Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm devlet kademelerini ele geçirip, örgütün amaçları doğrultusunda bir devlet yapısı kurmak olduğu.."

BİZ GLADYO'YA NE KADAR KARŞI İSEK ERGENEKON'A DA O KADAR KARŞIYIZ...

Ayrıca bu sözler de Doğu Perinçek'e aittir.

"Kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri Kürt illerinde iflas etti... Kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. Kürt illerinde referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda yapabilmelidir..." (Doğu Perinçek, 2000'e Doğru Dergisi, 15 Eylül 1991) 30 bin insanın katili bölücü terörist Abdullah Öcalan'ın DGM savcıları tarafından İmralı Cezaevi'nde alınan ifadelerindeki şu sözleri, Perinçek'in kimliğini en iyi şekilde gözler önüne seriyor: "Doğu Perinçek'in 1991 yılında kampımıza geldiği ve benimle görüşmeler yaptığı doğrudur. Doğu Perinçek bana 'siz bu şekilde muvaffak olamazsınız, benim siyasi yapılanmam içinde yer almanız daha doğru olur' şeklinde telkinlerde bulunuyordu." Vatan haini Perinçek, 1991 seçimleri öncesinde çeşitli yerlerde ve televizyonda yaptığı bu gibi konuşmalarda, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda" suçu işlediği için Ankara 1 No'lu DGM'de hapis cezasına çarptırılmıştı. Daha sonra doğu ve güneydoğu illerindeki İşçi Partisi teşkilat binalarına PKK bayrağı ve Abdullah Öcalan'ın resmini astırmaktan hüküm giyerek bir kez daha hapis yattı...
 

HTML

Üst