Vamos Bien
New member
- Katılım
- 8 Eyl 2007
- Mesajlar
- 1,108
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
12 Eylül’ün çocuğu AKP, yanına 12 Eylül’ün ülkemize hediyesi olan bir “sol anlayışı” da alarak, “12 Eylül’ün baskıcı anayasasını” değiştirmeye hazırlanıyor. 12 Eylül’de sahneye çıkan “ABD’nin çocuklarının” bu ülkeyle işlerinin bitmediği anlaşılıyor.
12 Eylül darbesinin ardından ABD, “bizim çocuklar işi bitirdi” demişti. 27 yıl sonra ABD’nin çocukları hâlâ işlerini bitirmeye çalışıyorlar. Çankaya’ya dikilen Amerikan Gülü işin henüz bitmediğini gösteriyor.
Bugün demokratlık oynayan ve “12 Eylül’ün baskıcı anayasasını” değiştirmeye soyunan AKP çizgisinin önünün açılmasında önemli bir kilometre taşının 12 Eylül olduğu bugün yaygın bir şekilde kabul ediliyor. Yüzbinlerce kişinin göz altına alındığı, işkence gördüğü, işçilerin, aydınların, gençlerin üzerine vahşice gidildiği bir sürecin ürünüydü gericiliğin siyasal bir hareket olarak yükselişi. Bunu desteklemek için açılan imam hatiplerle, serpilen tarikatlarla toplum çembere alınmaya çalışıldı. 12 Eylül’den 27 yıl sonra bunda ne kadar yol alındığı daha rahat anlaşılabiliyor.
O gün solun üzerine sürülenler, bu halk bir daha aydınlıkla tanışmasın diye beslenenler şimdi “halkçılık” oynayacak kadar cüretli davranabiliyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı bir açıklamada, “haksızlıklar karşısında bilim adamlarının, entelektüellerin, sanatçıların sesleri ne yazık ki yaşadığımız çağda yeterince yükselmiyor” dedi. Erdoğan, kendi iktidarlarının en önemli dayanaklarından birinin “toplumun haksızlıklara karşı çıkma yetisindeki azalma” olduğunu unutmuş. Bu azalmanın önemli nedenlerinden birinin de 12 Eylül olduğunu...
Erdoğan’a bugün bu cüreti verenlerinse “halkçılık” oyunlarıyla heyecanlanan, anayasa değişikliğinden demokrasi kahramanı çıkarmaya çalışan liberal solcular olduğu açık. Solun bu tipinin de ülkemize bir 12 Eylül hediyesi olması ayrıca kinayeli.
Diğer yandan AKP, bir 12 Eylül çocuğu olduğunu hiçbir zaman unutmuyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 2006 yılı raporu işkence olaylarındaki artışı açık bir biçimde ortaya koyuyor.
12 Eylül Türkiye halklarına bir boyun eğdirme ve başını bir daha yerden kaldırmama operasyonuydu. AKP, bu boyun eğmeyi en açık sahiplenen burjuva siyasi özne oldu. Baş kaldırmayı seçenekler arasından çıkartma misyonuyla yüklendi. Onlar zaten hayatlarını hep böyle kazanmışlardı, bunun ticaretini yapmışlardı. Sildikleri seçeneğin yerine bunu koymak için büyük bir uğraş vermeye devam ediyorlar.
12 Eylül darbesinin ardından ABD, “bizim çocuklar işi bitirdi” demişti. 27 yıl sonra ABD’nin çocukları hâlâ işlerini bitirmeye çalışıyorlar. Çankaya’ya dikilen Amerikan Gülü işin henüz bitmediğini gösteriyor.
Bugün demokratlık oynayan ve “12 Eylül’ün baskıcı anayasasını” değiştirmeye soyunan AKP çizgisinin önünün açılmasında önemli bir kilometre taşının 12 Eylül olduğu bugün yaygın bir şekilde kabul ediliyor. Yüzbinlerce kişinin göz altına alındığı, işkence gördüğü, işçilerin, aydınların, gençlerin üzerine vahşice gidildiği bir sürecin ürünüydü gericiliğin siyasal bir hareket olarak yükselişi. Bunu desteklemek için açılan imam hatiplerle, serpilen tarikatlarla toplum çembere alınmaya çalışıldı. 12 Eylül’den 27 yıl sonra bunda ne kadar yol alındığı daha rahat anlaşılabiliyor.
O gün solun üzerine sürülenler, bu halk bir daha aydınlıkla tanışmasın diye beslenenler şimdi “halkçılık” oynayacak kadar cüretli davranabiliyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı bir açıklamada, “haksızlıklar karşısında bilim adamlarının, entelektüellerin, sanatçıların sesleri ne yazık ki yaşadığımız çağda yeterince yükselmiyor” dedi. Erdoğan, kendi iktidarlarının en önemli dayanaklarından birinin “toplumun haksızlıklara karşı çıkma yetisindeki azalma” olduğunu unutmuş. Bu azalmanın önemli nedenlerinden birinin de 12 Eylül olduğunu...
Erdoğan’a bugün bu cüreti verenlerinse “halkçılık” oyunlarıyla heyecanlanan, anayasa değişikliğinden demokrasi kahramanı çıkarmaya çalışan liberal solcular olduğu açık. Solun bu tipinin de ülkemize bir 12 Eylül hediyesi olması ayrıca kinayeli.
Diğer yandan AKP, bir 12 Eylül çocuğu olduğunu hiçbir zaman unutmuyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 2006 yılı raporu işkence olaylarındaki artışı açık bir biçimde ortaya koyuyor.
12 Eylül Türkiye halklarına bir boyun eğdirme ve başını bir daha yerden kaldırmama operasyonuydu. AKP, bu boyun eğmeyi en açık sahiplenen burjuva siyasi özne oldu. Baş kaldırmayı seçenekler arasından çıkartma misyonuyla yüklendi. Onlar zaten hayatlarını hep böyle kazanmışlardı, bunun ticaretini yapmışlardı. Sildikleri seçeneğin yerine bunu koymak için büyük bir uğraş vermeye devam ediyorlar.
sol.org.tr