Abant Platformu bölücülükte son noktayı koydu.Af istedi

sedapinar

New member
Abant Platformu'nun 17. toplantısı sona erdi. Açıklanan sonuç değerlendirmesinde af isteği yüksek sesle dile getirildi. Abant Platformu'nun ''Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak'' konulu 17. toplantısının, sonuç değerlendirmesi açıklandı.

Bolu Abant Palace Otel'de iki gün süren toplantıların ardından hazırlanan bir bildiri yayınlamak üzere toplanan düzenleme kurulu üyeleri, açıklanacak olan metnin ''sonuç değerlendirme'' olarak adlandırılmasını kararlaştırdı.

Prof. Dr. Mete Tunçay, Altan Tan ve Prof. Dr. Mümtazer Türköne tarafından açıklanan sonuç değerlendirme metninde, ''Kürt sorununun Türkiye'nin öncelikli ve en önemli sorunlarından biri olduğu'' savunuldu.

Apant Platformu Düzenleme Kurulu Üyesi Altan Tan tarafından okunan metinde, sorununun çözüm yoluna girmesinin, sağlıklı bir diyalog ortamının oluşması, ön yargıların yıkılması ve karşılıklı güvenin tesis edilmesine bağlı olduğu kaydedilerek, platformun amacının çözüm için elverişli bir iklim, dil ve zeminin oluşmasına katkıda bulunmak olduğu aktarıldı.

''Amaç bir çözüm programı etrafında tarafları mutabakata ikna etmekten ziyade, diyalogsuzluğu sona erdirmek için sağlıklı ve dinamik iletişim kanalları açmaktır'' denilen sonuç değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi:

''Temel prensip olarak, açık bir şiddet çağrısı içermedikçe her fikrin serbestçe ifade edilebilmesini ve tartışılmasını savunuyor; farklı düşünen bütün kişi ve grupların fikirlerini beyan etme hakkına herkesten saygı bekliyoruz.

Her türlü şiddetin ve şiddet içeren yöntemlerin mutlak olarak reddedilmesini, Kürt sorununun çözümü için vazgeçilmez bir ön şart addediyoruz. Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarını reddediyoruz. Türk ve Kürt ayrımının karşılıklı olarak homojenleştirmek, ötekileştirmek ve yabancılaştırmak amacıyla kullanılmasına karşı çıkıyoruz.''

Açıklamada, ''Kürt sorunu etrafında geçmişte çok acı olaylar yaşandığı ve bu
Bildiriye eklenen maddeler
Sonuç değerlendirme metninin okunmasının ardından, katılımcıların görüş ve önerileri dinlenerek, bazı ekleme ve düzenlemeler yapıldı.

Metinde yer alan ''Kürtlere yönelik asimilasyon politikalarını reddediyoruz'' cümlesi, bazı katılımcıların talepleri doğrultusunda, ''Kürtlere ve diğer unsurlara yönelik asimilasyon politikalarını reddediyoruz'' şeklinde değiştirildi.

Ayrıca yapılan müzakereler sonucu ''Kapsamlı bir af kanunu koşullarının oluşturulması gereklidir'', ''Irak'ta yaşayan tüm halklarla birlikte Kürtler de bizim kardeşimizdir. Kürt Federe yönetimi ile her türlü dostane ilişkinin geliştirilmesini elzem görüyoruz'', ''Kürt sorununun çözümünde Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin devamı elzemdir. Bu bağlamda Avrupa Birliği perspektifinin muhafazası, hem demokratikleşme sürecinin devamı hem Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracaktır'' ve ''Çözüm dilinin oluşmasında medyanın sorumluluğu, hassasiyeti ve üslubu çok önemli katkı sağlayacaktır'' ifadelerinin metinde yer almasına karar verildi.
http://www.haber34.net/gundem/abant-platformu-af-istedi.html
 

Börteçine9

New member
bu ülkede kendini sorun olarak gören varsa çektirsin gitsin.

bu kadar sorun varken birde onlarla uğraşılmaz :goz:

kimliklerinin tanınmasını istiyorlar,
yarın da özerklik isteyecekler
zaten 5 dil karışımı olan dilleriyle yayın yapan televizyonumuz da var :sigara:
 

muammer-oz

New member
Abant platformu Onursal Başkanı Fetulah Gülen olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenir ve Gülen’e yakınlığı ile bilinen gazeteci ve yazarlardan oluşmaktadır.İnş. artık insanlar bu vakfın düzenlediği platformdan çıkan kararları görünce fethullahın nasıl bir hain olduğunu anlarlar.
 

Kara Kartal

Banned
katılmıyorum

kimsenin kimseyi asimile ettiği yok cumhurbaşkanı bile olmalarına engel yok benim taşıdığım kimlik neyse aynısından doğudada batıdada var

bunlar yapay sorunlardır

ülkemizdeki bütün diller anadilimizdir resmi dilimiz TÜRKÇEDİR

RESMİ DİLİ BEĞENMEYEN VARSA
KİMLİĞİNİ YIRTIP ATMA ÖZGÜRLÜĞÜ VAR
KİMSEYE ZORLA KİMLİK TAŞI DEMİYORUZ
eğer bu kimliği taşıyorsan yükümlülüklerini yerine getirmek zorundasın askerede gideceksin vergide vereceksin okulada gideceksin bu kesinlikle asimilasyon değil herkesin uyduğu Laik Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olmanın gereğidir...
 

sedapinar

New member
yaw bırakın racon kesmeyi azıcık beyniniz konuşsun zerre kadar bilimsellikten ve sosyolojiden faydalandığınız yok

5 dil karışımıymış bana bunun kaynağını göster.!.!.!

madem yazı yazıyorsun arkadaş KAYNAK GÖSTER...

kim demiş hangi fililog demiş açıkla..

Kürtçe'de Q..W...X...harfleride var Dünyada sayılı zengin dillerden biridir kürtçe arapça ile beraber



yaw bırakın racon kesmeyi azıcık beyniniz konuşsun zerre kadar bilimsellikten ve sosyolojiden faydalandığınız yok

5 dil karışımıymış bana bunun kaynağını göster.!.!.!

madem yazı yazıyorsun arkadaş KAYNAK GÖSTER...

kim demiş hangi fililog demiş açıkla..

Kürtçe'de Q..W...X...harfleride var Dünyada sayılı zengin dillerden biridir kürtçe arapça ile beraber

nedir bu içinizdeki kürt tahammülsüzlüğü yeter artik
Doğruyu söylemek racon kesmek mi?Kardeşimiz yanlış birşey söylemiyor.Bence siz biraz araştırın doğrularınızı.
Kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten; 3080 tanesi Türkçe, 2000 tanesi Arapça, 1200 tanesi Zent Lehçesi, 1030 tanesi Farsça kökenlidir. Geri kalan yaklaşık 1000 sözcüğün ise yaklaşık 700 tanesi Ermenice, Çerkezce, Gürcüce, Pehlevice… gibi dillerden geldiği bilinmektedir. Bu sözcükler de çıkarıldıktan sonra, geriye yalnızca 300 tane sözcük kalmaktadır. Yani kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten, yalnızca 300 tanesinin kökeni bilinmemektedir. Bir sözcük kümesinin “dil” olarak sayılabilmesi için, onun ciddi anlamda bir söz varlığının olması gerekmektedir. Bu anlamda % 97′si yabancı dillerden alıntılanan sözcüklerden oluşan bir söz varlığıyla bir dilin olduğunu düşünmek, gerçekten kabul edilir bir şey değildir.
Birde Türkçe yi ele alırsak Türkçedeki deyimler bile, kürtçenin bütün söz varlığından daha zengindir. Türkçedeki toplam 105 bin sözcüğün, sadece 15 bin tanesi yabancı kökenlidir. Bu da Türkçedeki yabancı sözcüklerin oranının ortalama % 14 olduğunu göstermektedir. % 97′si yabancı kökenli sözcüklerden oluşan bir dilce nerede, % 14′ü yabancı olan Türkçe nerede? Ayrıca, Türkçedeki yabancı sözcükler olduğu gibi kullanılmaz. Alıntılanan yabancı sözcükler, Türkçenin ses ve şekil özelliklerine uyacak biçimde dile alınır. Fakat kürtçedeki temel sözcükler bile alındığı dildeki biçimiyle aynıdır.

Kürtçenin bir dil olduğunu gösterebilmek için, onun dünya üzerindeki dört büyük dil ailesinden birine bağlı olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Genel olarak kürtçenin “Hint - Avrupa Dil Ailesi” içerisinde yer aldığı söylense de, Prof. Dr. Vladimir Minorsky kürtçenin bu dil ailesi içerisinde kabul edilmemesi için; “telaffuz farklılıkları, şekil farklılıkları, cümle yapısı farklılıkları, sözcük farklılıkları ve ses değişimi farklılıkları” gibi maddeler sıralamıştır. Zaten tümce kuruluşu açısından da, normalde Hint - Avrupa dillerinde söz dizimi “Özne + Yüklem + Tümleç“ biçiminde olmasına rağmen, kürtçede “Özne + Tümleç + Yüklem” biçimindedir. Bu da, bu dilin Hint - Avrupa dilleri arasında olmadığını göstermeye yeterlidir. Eğer kürtçe Hint - Avrupa Dil Ailesi içerisinde değilse, “Sâmi” ailesinin içine konulabilir ki bu da imkânsızdır. Kürtçe, cümle kuruluşları açısından da Türkçe ile yakınlık göstermektedir. Örnek verecek olursak:



Benim elmam var. (Türkçe)
Min sev heye. (Kürtçe)
I have an apple. (İngilizce)


Yukarıdaki örnekte de göreceğiniz üzere, kürtçedeki söz dizimi, Türkçedekiyle aynıdır. Normalde Hint - Avrupa dillerinde yüklem ortada olurken, kürtçede Türkçedeki gibi yüklem sondadır. Bu da kürtçenin, Türkçe temelinde farklı sözcüklerle oluşturulabileceğine işaret etmektedir. Ki zaten “kürt” sözcüğü bile Türkçe kökenlidir.
Kürt varlığına tahammül edememyeye gelince tahammül edemediğimiz kürt varlığı değil sadece ihanet edenler...Kimse kusura bakmasın sevgi kelebekliği yapıp hümanist olucaz diye vatanımızı böldürtme ihanetine de düşemeyiz.Burası Türkiye Cumhuriyeti dilide Türkçe...
 

HTML

Üst